Emsal Mahkeme Kararı Antalya 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/558 E. 2021/683 K. 02.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2020/558 Esas
KARAR NO : 2021/683
DAVA : Tazminat
DAVA TARİHİ : 11/03/2004
KARAR TARİHİ : 02/11/2021

Mahkememizin …/… E, …/… K sayılı kararı Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 12/09/2019 tarih ve …/… E, …/… K sayılı ilamı ile bozulmuş bozma kararına karşı bulunulan Karar Düzletme talebi de Yargıtay … HD’nin …/… E, …/… K sayılı ilamı ile reddedilerek gelmiş olmakla dosya …/… E sırasına kaydedilerek , yapılan açık yargılamaları sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili’nin 1977 yılında tahsil için gittiği İngiltere den 2000 yılında döndüğünü ve … Antalya Şubesine 04.04.2002 tarihinde müdür olan o zaman müşteri temsilcisi olarak görev yapan … hanımın tavsiyesiyle 80.000 USD ve 10.000USD olarak iki ayrı hesaba para yatırdığını ve bu parayı daha sonra 100.000 USD ye tamamladığını, müşteri temsilcisi olan … hanımın müdür olması üzerine müvekkiline, onun görevini devralan …’ün hizmet vereceğini bildirdiğini, müvekkilinin parasını bundan sonra işletilmesini …’le birlikte istişare ederek devam ettirdiğini,müvekkilinin eşi ve kendisi çalışmadığınden tek gelir kaynakları olan paralarının faizi %29 lardan %2,5 lere düşünce geçim için zor anlar yaşamalarına rağmen ana paraya hiç dokunmadıklarını, müvekkilinin daire satışından ve babasından miras kalan toplam 36.000,00 TL yi aynı bankada açtığı TL hesabına yatırdığını, bu süreçte davalı …’ün müvekkiline vermiş olduğu güven nedeniyle bazı işlemlerde acelesi olduğunda imza bile atmadan bankadan ayrılıp bir dahaki sefere bankaya geldiğinde imzaladığını ve dekontlarını aldığını, müvekkilinin, bankaya gittiğinde ve parasının ne durumda olduğunu sorduğunda, davalı …’ün, zaman zaman küçük kağıt parçaları üzerine davacının parasının miktarını ve tarihini yazıp verdiğini, davalı …’ün pariteden kazandığı paradan dolayı yüz bin doların önce 102.000 bir ay sonrada 140.000 dolar ve kısa sürede 106 bin küsur dolar olduğunu söylemesi ve müvekkile vadesiz hesaba yatırdığını söyleyip, gösterdiği zaman bu kadar kısa süre içerisinde böyle bir paranın kazınılmayacağını idrak eden müvekkilinin şüphelerinin artmasına sebep olduğunu, 13.Şubat 2004 tarihinde müvekkilinin bankaya giderek paranın dökümünü gösteren banka cüzdanını almak istediğinde davalı …’ün müvekkiline çeşitli bahanelerle hesap cüzdanın dökümlerini vermediğini, müvekkilinin bankaya tekrar gittiğinde, davalı …’ün, mavi bir dosya çıkararak içinden iki ayrı cüzdanda biri vadeli 50.000 dolar diğeri vadesiz 50.000 dolar, üzerinde müvekkilinin adı olan banka cüzdanlarını gösterdiğini ve bunları müvekkiline verdiğini, müvekkilinin kuşkuları nedeni ile Lara … şubesine gittiğinde hesabında yapılan kontroller sırasında 7 bin küsur dolar döviz ve TL hesabında ise 19 Milyar TL para olduğunu, başkaca parasının olmadığının anlaşıldığını,davalıya bu hususların hatırlatıldığında büyük bir panik içerisinde 100.000 doların hesapta olduğunu, yarın isterse hepsini çekebileceğini, 100.000 dolara iyi para kazandırmak için yetki sınırın aştığını ve imza almadan sürekli olarak pariteyi değiştirdiğini ve hatta bir ara parayı kendi hesabına geçirdiğini beyan ettiğini, davalının banka müdiresinin de sıkıştırması üzerine sürekli çelişkili ifadeler verdiğini, müvekkilinin hesabında bulunan 86.690 Euroyu 26.08.2003 ve 01.09.2003 tarihlerinde zimmetine geçirmiş ve bunu gizlemek için müvekkilinde oluşturduğu samimiyeti, güveni ve sonuçta karambole getirerek imzalattığı dekontları kullandığını, müvekkilinin hesabında bulunan 86.690 Euroyu kendisinin çekmediğini, davalılar hakkında Antalya Cumhuriyet Başsavcılığının … Esas sayılı hazırlık soruşturması başlatıldığını, müvekkilinin bankada bulunan 101.249 USD ve yaklaşık 20.000,00 TL parasının yok olduğunu beyan ederek müvekkilinin uğramış olduğu 101,249 Amerikan dolarının 01.12.2003 tarihinden itibaren, 20.000,00 TL mevduatın da 08.09.2003 tarihinden itibaren bankalarca uygulanan en yüksek mevduat faizi ile birlikte, 20.000 TL manevi tazminatın davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacının sadece faizle geçinen ve hiçbir iş yapmayan tüm uğraşı … Antalya Şubesine giderek faizler hakkında ve bankadaki parasının ne kadar olacağına dair bilgiler alan bir kişi olduğunu, … Antalya şubesinde bulunan hesaplarından birisi olan 100.000 ABD doları bulunan hesabını önce Euroya ( 86.690 ) çevirdiğini ve daha sonrada bu parasını 26.08.2003 tarihinde 40.000 Euro ve 01.09.2003 tarihinde 46.690 Euro olmak üzere tamamen çekerek hesabını kapattığını, davacının tüm banka hesaplarını istemesi üzerine müvekkili olan banka müdürünün banka çalışanına talimat vererek tüm hesap cüzdanları ve hesap hareketlerinin çıkartılarak davacıya verildiğini, davacının hesabındaki tüm parasını çektiği dolar hesabına ilişkin 50 şer bin TL iki cüzdan olduğunu görünce haksız kazanç peşine düştüğünü, kendisinin dolandırıldığından bahisle müvekkili hakkında Cumhuriyet Savcılığına suç duyrusunda bulunduğunu ve müvekkilinin tutuklanmasına sebep olduğunu, müvekkilinin yargılama sonunda aklanacağını, buna ilişkin tazminat ve ceza davası açma haklarını saklı tuttuklarını beyan ederek davanın reddine, teminatsız olarak verilen ihtiyati haciz kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı banka vekili 21.04.2004 havale tarihli cevap dilekçesinde özetle; Davacının 04.04.2002 tarihinde bankaya gelerek 100.00 USD tutarında para yatırmak suretiyle Antalya Şubesi müşterisi olduğunu, kendisinin hesaplarıyla 2002 yılı Eylül ayına kadar banka çalışanı … …’in ilgilendiğini, … …’in bankadaki görevinden ayrılması nedeniyle şubede Pazarlama müdür yardımcısı ünvanıyla göreve başlayan … tarafından takip edilmeye başlandığını, davacının, 16.02.2004 tarihinde Lara şubesine giderek hesap cüzdanlarındaki bakiyenin mevcut olmadığını ,diğer davalı …’tn hesabından 26.08.2003 tarihinde çekilen 40.00 Euro ve 01.09.203 tarihinde çekilen 46.000 Euro tutarındaki işlemlerden sorumlu tutarak, 18.02.2004 tarihinde ihtarname göndermek suretiyle kendisine ödenmesini talep ettiğini, banka müfettişlerince yapılan inceleme neticesinde; Davacı … … Bankacılık İşlemleri Sözleşmesi, imza kartonu ve kimlik belgesi fotokopisinin şubede mevcut olduğunu, söz konusu dekontlar üzerindeki imzaların davacı …’ün imzasını yansıttığını, davacı hesabından gerçekleştirilen 40.00 ve 46.000 Euro tutarındaki tediye işlemlerine ilişkin dekontların incelenmesinde, söz konusu dekontlar üzerinde davacı imzasının yer aldığını ve söz konusu tutarların davacı tarafından çekildiğinin açık olarak saptandığını, davacının mevduatındaki paradan normal mevduat getirisinin çok üzerinde para kazanma hırsı ve arzusu içinde olduğunu, diğer davalı taraf ile şahsi ilişkiler kurarak parasını çekmiş ve borsada batırmış olabileceğini, bankadan çekmiş olduğu paraları sonradan tekrar tahsil etmeye kalkmasının yasal bir temeli olmadığını, davacının hesabındaki parasının kendisi tarafından çekilmiş olduğunun imzalarının bulunduğu dekontlar ile sabit olduğunu, bankayı zarara uğratmak amacı ile diğer davalı ile ortak hareket ettiklerini, haksız ve yersiz davanın reddi gerektiğini beyan etmiştir.
Mahkememizce …/… Esas sayılı dosyada yapılan yargılama sonunda;
Dava alacak davasıdır .Davacı bankadaki paralarının kendisine ödenmiş gibi gösterilerek davalı … tarafından zimmetine geçirildiğini iddia ederek ,bu davalı ve işveren banka aleyhine dava açmıştır. Davalılar ise bankadaki paraların davacıya ödendiğini savunmaktadırlar. Öncelikle davacının davalı bankada bir mevduat hesabının olduğu ,bu paraların işletilmesi ile davalının ilgilendiği anlaşılmaktadır. Davacının hesaplarındaki paranın 40.000 Euro ve 46.690Euro şeklinde çekildiği ve hesapların kapatıldığı anlaşılmıştır. Davacının hesaplarındaki paraların çekildiğine dair banka dekontları üzerindeki imzaların davacıya ait olduğu da sabittir. Ancak davacı davalının sürekli hesaplarıyla ilgilendiği için ,lazım olur diye kendisinden boş imzalı dekont aldığını iddia etmektedir.
Antalya … Ağır Ceza mahkemesi aldığı bilirkişi raporları ile davacının paralarının davalının zimmetinde olduğuna kanaat getirerek cezalandırılmasına karar vermiştir. Yargıtay dosyayı incelemiş ,kararı emniyeti suistimal suçu oluştuğundan dolayı bozmuştur. Yani Yargıtay’da incelemesinde davacının hesabındaki paraların davalı uhdesinde olduğunu belirlemiş ,ancak suçun zimmet değil emniyeti suistimal olduğu söylemiştir. Davalı savunmalarında paraların davacıya ödendiğini savunmuş ,bunun için tanık isimleri de vermiştir. Ancak davalının gösterdiği tanıklar davalının beyanlarını doğrulamamışlar ,hatta davalının savunmasının tersine parayı vezneden davalının aldığını belirtmişlerdir. Davalı paranın davacı tarafından alındığını söylemesine rağmen davacıya paranın hesabında dolar olarak durduğuna dair sahte hesap cüzdanı düzenleyerek vermiştir.Yine davacı tarafından ağır ceza dosyasına sunulan ses kayıtlarının çözümüne dair tutanaklar ve banka müdürünün beyanlarından olayın ortaya çıkmasından sonra davalının davacı ile banka dışında da görüşme yaptığı anlaşılmıştır. Yine davalı tarafından hesaptaki paraların çekilmesine dair düzenlenen dekontlardaki yazıların ,imzaların atılmasından sonraya ait olduğu Adli Tıp Kurum Fizik İhtisas dairesinin 02.05.2007 tarihli raporunda belirlenmiştir. Ayrıca bankadan bu kadar yüklü olan parasını usulüne uygun olarak çeken bir kişinin , mevzuata uygun düzenlenmiş belgeleri bile bile parasını çekmediğine dair şikayetçi olması da hayatın olağan akışına uygun değildir.
Yukarıda belirtilen tüm hususlar değerlendirildiğinde ,davalının davacıya ait 86.690 Euro parayı zimmetine geçirdiği ,dolaysıyla oluşan bu zarardan sorumlu olduğu kanaatine varılmıştır. Davalı bankanın da çalışanının bu haksız hareketinden dolayı oluşan zarardan işveren (adam çalıştıran ) olarak sorumlu olduğu sonucuna varılmıştır. Davacı zarar miktarını daha fazla bildirse de ,yapılan bilirkişi incelemelerinde zarar miktarının 86.690 Euro olduğu belirlenmiştir.
Olayın oluş şekli ,olaydan sonraki yaşanan süreç ve davacının bankadaki paranın geliriyle geçimini sağlaması nedeniyle manevi açıdan da ızdırap çekmiş olduğu ,bu nedenle manevi tazminat talebinin de yerinde olduğu sonucuna varılmış, 10.000,00 TL manevi tazminata hükmedilmiştir.
Mahkememizce verilen karar davalı vekili tarafından temyiz edilmiş Yargıtay … Hukuk Dairesi’nin 28/01/2016 tarih ve …/… E, …/… K sayılı ilamı ile;
“1- Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalılar vekillerinin aşağıdaki bentler dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2- Dava, davacının davalı banka nezdindeki hesabındaki parasının diğer davalı banka çalışanının usulsüz işlemleri ile çekildiği iddiasına dayalı maddi ve manevi tazminat istemlerine ilişkin olup, dava dilekçesinde 101.249 Amerikan dolarının 01.12.2003 tarihinden itibaren, 20.000,00 TL (20.000.000.000. eski TL) mevduatın da 08.09.2003 tarihinden itibaren bankalarca uygulanan en yüksek mevduat faizi ile birlikte tahsili istenmiş, mahkemece davanın kısmen kabulüne, 86.692 Euro’nun Türk Parası karşılığı 140.679,35 TL nin 01.12.2003 tarihinden itibaren bankalarca uygulanan en yüksek mevduat faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline hükmedilmiştir. Hakimin tarafların talep sonuçlarıyla bağlı olduğu, ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremeyeceği nazara alınarak davacının talebi nazara alınmaksızın hangi tarihteki kur oranlarının uygulandığı da anlaşılmaksızın istenebilecek bedelin TL karşılığına hükmedilmesi doğru olmadığı gibi, alacağın muaccel olduğu tarihe kadar hesabın niteliğine göre işleyecek faize, alacağın muaccel olduğu tarihten itibaren ise 3095 saylı yasa hükümleri uyarınca belirlenecek faize hükmedilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi de doğru olmamıştır. Bu suretle, temyiz edenin sıfatına göre kazanılmış haklar saklı kalmak kaydıyla davada yer alan talep nazara alınarak alacağın belirlenmesi, yine hesap türü, davacının dava konusu ettiği alacağını bankadan talep ettiği tarih gözetilerek faiz başlangıç ve oranlarının tespiti gerektiğinden hükmün bozulması gerekmiştir.
3- Davacının manevi tazminat isteminin temelinde, davalıların dava konusu işlemlerdeki kusuru ve sorumlulukları yatmaktadır. Bilindiği üzere, 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 49. maddesine göre, şahsiyet hakkı hukuka aykırı bir şekilde tecavüze uğrayan kişi, uğradığı manevi zarara karşılık manevi tazminat namıyla bir miktar paranın ödenmesini dava edebilir. Somut olayda, dava konusu edilen işlemlerde davacının kişilik haklarına tecavüzün bulunduğu sonucuna varılamayacağından, 818 Sayılı BK’nun 49. maddesindeki koşulların oluşmadığı nazara alınarak manevi tazminat isteminin reddine karar verilmesi gerekirken bu istemin kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiş, kararın temyiz eden davalılar yararına bozulması gerekmiştir.” gerekçesiyle bozulmuştur.
Mahkememizce Yargıtay bozma ilamına uyularak yargılamaya devam edilmiştir.
… tarihli ara kararıyla dosyanın hesapçı bilirkişi Av. …’ a tevdii ile; 26/08/2003 tarihinde 40.000 EURO’ nun USD bazında ve TL bazında değeri ve yine 01/09/2003 tarihinde 46.690 EURO’ nun USD bazında ve TL bazında değeri esas alınarak Yargıtay bozma ilamı doğrultusunda rapor tanzimi istenmesine,
Bilirkişi … tarafından düzenlenen … tarihli bilirkişi raporunda özetle; .
Mahkemece verilen ara kararı doğrultusunda hesaplama yapılarak
1.a . 26.08.2003 tarihi itibariyle 40.000 Euro’ nun Amerikan Dolan ($) karşılığı,
Çapraz Kur 1 Euro = 1,0835 $
40.000 Euro X 1.0835 = 43.340 $ (Amerikan Doları)
1.b. 26.08.2003 tarihi itibariyle 40.000 Euro’ nun Türk Lirası karşılığı,
Efektif Satış Kuru 1 Euro = 1,507047
40.000 Euro X 1.507047 = 60.281.88 Türk Lirası
1.c. 01.09.2003 tarihi itibariyle 46.690 Euro’nun Amerikan Doları ($) karşılığı.
Çapraz Kur 1 Euro = 1,098 $ (Amerikan Doları)
46.690 Euro X 1.098 = 51.265.62 $ (Amerikan Doları)
1.d . 01.09.2003 tarihi itibariyle 46.690 Euro’nun Türk Lirası karşılığı.
Efektif Satış Kuru 1 Euro = 1,530269
46.690 Euro X 1,530269 = 71.448.26 Türk Lirası olmaktadır.
SONUÇ
Takdiri Sayın Mahkemeye ait olmak üzere,
1-40.000 Euro’nun 26.08.2003 tarihi itibariyle,
Amerikan Doları ($) karşılığının 43.340 $
Türk Lirası karşılığının 60.281,88 TL olduğu,
2-46.690 Euro’nun 01.09.203 tarihi itibariyle,
Amerikan Doları ($) karşılığının 51.265,62 $
Türk Lirası karşılığının 71.448,26 TL olduğu sonucuna varıldığı bildirilmiş, yargı denetimine elverişli ve ara kararımız doğrultusunda hazırlandığı tespit edilen rapor hükme esas alınmıştır.
Mahkememizce Yargıtay bozma ilamında belirtildiği gibi temyiz edenin sıfatına göre kazanılmış haklar dikkate alınmak suretiyle ( 60.281,88 + 71.448,26 = 131.730,14 TL önceki kararda hüküm altına alınan 140.679,35 TL nin altında bir miktar olmakla) ; maddi tazminat davasının kısmen kabulü ile; 43.340,00 USD’ nin 26/08/2003 tarihinden itibaren, 51.265,62 USD’ nin 01/09/2003 tarihinden itibaren 3095 Sayılı Yasanın 4/a maddesi uyarınca Amerikan doları cinsi dövize uygulanan değişen oranlarda faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, davacının fazlaya ilişkin talebinin reddine, uyulmasına karar verilen bozma ilamı doğrultusunda davacının manevi tazminat talebinin reddine dair karar verilmiştir.
Mahkememizce verilen …/… E, …/… K sayılı kararı karar davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Yargıtay …. Hukuk Dairesi’nin … tarih ve …/… E, …/… K sayılı ilamı ile bozma ilamı ile “
1- Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı banka vekilinin sair temyiz itirazları yerinde değildir.
2- Dava, davacının davalı banka nezdindeki hesabındaki parasının diğer davalı banka çalışanının usulsüz işlemleri ile çekildiği iddiasına dayalı maddi ve manevi tazminat istemlerine ilişkindir.
Dairemiz bozma ilamında, “… dava dilekçesinde 101.249 Amerikan dolarının 01.12.2003 tarihinden itibaren, 20.000,00 TL (20.000.000.000 eski TL) mevduatın da 08.09.2003 tarihinden itibaren bankalarca uygulanan en yüksek mevduat faizi ile birlikte tahsili istenmiş, mahkemece davanın kısmen kabulüne, 86.692 Euro’nun Türk Parası karşılığı 140.679,35 TL’nin 01.12.2003 tarihinden itibaren bankalarca uygulanan en yüksek mevduat faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline hükmedilmiştir. Hakimin tarafların talep sonuçlarıyla bağlı olduğu, ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremeyeceği nazara alınarak davacının talebi nazara alınmaksızın hangi tarihteki kur oranlarının uygulandığı da anlaşılmaksızın istenebilecek bedelin TL karşılığına hükmedilmesi doğru olmadığı gibi, alacağın muaccel olduğu tarihe kadar hesabın niteliğine göre işleyecek faize, alacağın muaccel olduğu tarihten itibaren ise 3095 sayılı yasa hükümleri uyarınca belirlenecek faize hükmedilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi de doğru olmamıştır. Bu suretle, temyiz edenin sıfatına göre kazanılmış haklar saklı kalmak kaydıyla davada yer alan talep nazara alınarak alacağın belirlenmesi, yine hesap türü, davacının dava konusu ettiği alacağını bankadan talep ettiği tarih gözetilerek faiz başlangıç ve oranlarının tespiti gerektiğinden…” denilerek hüküm davalı banka yararına bozulmuş; mahkemece Dairemiz bozma ilamına uyulmasına karar verildiği halde, faiz başlangıç tarihi olarak talebi aşar şekilde 26.08.2003 ve 01.09.2003 tarihleri esas alınmış, uygulanacak faiz oranı da Dairemiz bozma ilamında belirtildiği şekilde hesaplanmamıştır.
Bu durumda, Dairemiz bozma ilamı nazara alınarak, temyiz edenin sıfatına göre kazanılmış haklar saklı kalmak kadıyla faiz başlangıç ve oranlarının tespiti gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamış, hükmün temyiz eden davalı banka yararına bozulması gerekmiştir.” gerekçesiyle bozulmuştur.
Mahkememizce taraf teşkili sağlandıktan sonra yargılamaya devam edilmiştir.
Bankacı bilirkişi … tarafından düzenlenen … tarihli birinci bilirkişi raporunda özetle:
“Davacının 04.04.2002 tarihinde 100.000 USD olarak yatırdığı mevduatını önce TL’ye çevirdiği, sonra tekrar 100.000 USD aldığı ve bu tutarı 23.06.2003 tarihinde 86.690 EURO’ya çevirdiği ve 26.08.2003 tarihinde 40,000 EURO ve 01.09.2003 tarihinde 46.690 EURO olarak çektiği, dava dilekçesinde 01.12.2003 tarihinden itibaren 101.249 USD’nin ve 20.000,00 TL (20.000.000.000 eski TL) mevduatın da 08.09.2003 tarihinden itibaren bankalarca uygulanan en yüksek mevduat faizi ile birlikte tahsili talep ettiği, Mahkemece davanın kısmen kabulüne yani 86.692 Euro’nun Türk Parası karşılığı 140.679,35 TL’nin 01.12.2003 tarihinden itibaren bankalarca uygulanan en yüksek mevduat faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline hükmedildiği; Yüksek Mahkemece alacağın muaccel olduğu tarihe kadar hesabın niteliğine göre işleyecek faize, alacağın muaccel olduğu tarihten itibaren ise 3095 sayılı yasa hükümleri uyarınca belirlenecek faize hükmedilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi de doğru olmadığı; bu suretle, temyiz edenin sıfatına göre kazanılmış haklar saklı kalmak kaydıyla davada yer alan talep nazara alınarak alacağın belirlenmesi, yine hesap türü, davacının dava konusu ettiği alacağını bankadan talep ettiği tarih gözetilerek faiz başlangıç ve oranlarının tespiti gerektiğinden…” denilerek hüküm davalı banka yararına bozulmuştur.
Davacının davalı bankaya yatırdığı 100.000 USD mevduatını 23.06.2003 tarihinde 86.690 EURO döviz cinsine çevirdiği ve davalı bankadan talep ettiği 01.12.2003 tarih ile ihtarname tarihi olan 18.02.2004 muacceliyet tarihi dikkate alınarak yapılacak hesaplama aşağıdaki gibi olmaktadır.

01.12.2003 Anapara 100.000 USD
01.12.2003-18.02.2004 79 günlük işlemiş mevduat faizi (%4,75) 1.028,08 USD
Gelir vergisi -205,62 USD
18.02.2004-11.03.2004 22 günlük %9 yasal faiz 550,00 USD
11.03.2004 Dava tarihi itibariyle toplam USD 101.372,46 USD
11.03.2004 USD/TL kur = 1.326,209 134.441,07 TL

TCMB Efektif satış kuru ve TCMB ilan edile azami mevduat faiz oranları dikkate alınmıştır.
Özetlersek;
11.03.2004 dava tarihinde 100.000,00 USD bakiye mevduata işlemiş muacceliyete kadar mevduat faizi ve muacceliyetten sonra yasal faiziyle birlikte toplam;
101.372,46 USD ya da 134.441,07 TL (USD/TL efektif satış kuru dikkate alındığında) olmaktadır”denilmiştir.
Bankacı bilirkişi … ve bilirkişi Av. … tarafından düzenlenen … tarihli ek raporda özetle:
Davacının davalı bankaya yatırdığı 100.000 USD mevduatını 23.06.2003 tarihinde 86.690 EURO döviz cinsine çevirdiği ve davalı bankadan talep ettiği 01.12.2003 tarih ile ihtarname tarihi olan 18.02.2004 muacceliyet tarihi dikkate alınarak USD para cinsinden yapılacak hesaplama aşağıdaki gibi olmaktadır.

01.12.2003 Anapara 100.000,00
01.12.2003-18.02.2004 79 günlük işlemiş mevduat faizi (%4,00) 865,75
Gelir vergisi (stopaj) -173,15
18.02.2004-11.03.2004 22 günlük işlemiş mevduat faizi (%3,54) 213,37
Gelir vergisi (stopaj) -42,67
11.03.2004 Dava tarihi itibariyle toplam USD 100.863,30 USD

Mahkemenin takdirine bırakılarak alternatif hesaplama olması balımından, davacının davalı bankaya yatırdığı 100.000 USD mevduatını 23.06.2003 tarihinde 86.690 EURO döviz cinsine çevirdiği ve davalı bankadan talep ettiği 01.12.2003 tarih ile ihtarname tarihi olan 18.02.2004 muacceliyet tarihi dikkate alınarak EURO para cinsinden yapılacak hesaplama aşağıdaki gibi olmaktadır.

01.12.2003 Anapara 86.690,00
01.12.2003-18.02.2004 79 günlük işlemiş mevduat faizi (%4,80) 900,63
Gelir vergisi (stopaj) -180,13
18.02.2004-11.03.2004 22 günlük işlemiş mevduat faizi (%4,80) 250,81
Gelir vergisi (stopaj) -50,16
11.03.2004 Dava tarihi itibariyle toplam EUR 87.611,15 ” denilmiştir.

Bilirkişi heyetinin … tarihli ek raporunda özetle:
“•01.12.2003 tarihinde mevduat 88.219,54 EURO=105.978,13 USD,
•18.02.2004 tarihinde mevduat 88.952,76 EURO=114.517,78 USD olmaktadır
01.12.2003 tarihinde TCMB’ce ilan edilen çapraz kur; 1 EURO = 1,2013 USD olarak gösterilmektedir.
18.02.2004 tarihinde TCMB’ce ilan edilen çapraz kur; 1 EURO = 1,2874 USD olarak gösterilmektedir.
Kaynaklar;

II-) 140.679,35 TL’nin 11.03.2004 dava tarihindeki USD karşılığının hesaplanması:
140.679,35 TL davalı yönünden kazanılmış hak olduğu Yargıtay bozma ilamında belirlendiğinden bu miktarların 11.03.2004 dava tarihindeki kur üzerinden USD cinsinden karşılığı aşağıdaki gibi olmaktadır.
11.03.2004 dava tarihinde TCMB’ce ilan edilen efektif satış kuru 1 USD = 1,326209 TL olduğundan; 140.679,35 TL karşılığı 106.076,30 USD olmaktadır.” denilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Uyuşmazlığa konu banka hesabının vadesiz mevduat hesabı olduğu, davacının 18.02.2004 tarihli ihtarname ile bankaya ihtarname çekerek davaya konu tutarın kendisine ödenmesini talep ettiği, Mahkememizce bozma öncesi verilen …/… E, …/… K sayılı kararın da davacı yanca temyiz edilmediği, faiz yönünden düzeltilerek onanmasının talep edildiği, asıl alacak yönünden her hangi bir temyiz talebi olmadığı, bu halde bu kararında davalı yönünden usulü kazanılmış hak oluşturduğu, davacının bankaya Euro olarak yatırdığı parayı USD cinsinden talep ettiği, ilk kararda 140.679,35 TL üzerinden karar verilmiş olduğu, Yargıtay ilk bozma ilamı ile bu miktarın da davalı yönünden usulü kazanılmış hak kabul edilmesi de dikkate alınarak yapılan değerlendirmede;
Sonuç olarak davacının bankadan 86.692,00 Euro alacaklı olduğu, bu miktarın 18.02.2004 tarihi itibariyle karşılığının 104.143,10 USD ye denk geldiği, 140.679,35 TL nin dava tarihi olan 11.03.2004 tarihindeki kur karşılığının ise 106.076,30 USD olduğu, davacının bu nedenle dava dilekçesinde yer alan 101.249,00 USD yi talep etme hakkı bulunduğu, ancak yukarıda da belirtildiği gibi davacı yanca temyiz edilmeyen son karar da davacının asıl alacağının toplam 94.605,62 USD üzerinden kabul edildiği, bu kararın da davacı yanca temyiz edilmemesi nedeniyle bu miktarın da davalı yönünden usulü kazanılmış hak oluşturduğu anlaşılmış ve davanın kısmen kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın KISMEN KABULÜ İLE; 94.605,62 USD’nin 18/02/2004 tarihinden itibaren 3095 Sayılı Yasa’nın 4/a maddesi uyarınca ABD doları cinsi dövize uygulanan değişen oranlarda faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,
Davacının fazlaya ilişkin talebinin REDDİNE,
2-Davacının manevi tazminat talebinin reddine ilişkin hüküm temyiz edilmeksizin kesinleştiğinden bu hususta tekrar karar verilmesine YER OLMADIĞINA,
3-Alınması gerekli 8.570,64 TL harçtan, peşin alınan 2.322,00 TL harcın mahsubu ile bakiye 6.248,64 TL harcın davalılardan tahsiline, hazineye gelir kaydına,
4-Davacı tarafından yatırılan 10.100,00 TL başvurma harcı ile 2.322,00 TL peşin harcın davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 1.213,00 TL yargılama giderinden davada kabul edilen miktar dikkate alınarak hesaplanan 986,50 TL’sinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine, geri kalan kısmın kendisi üzerinde bırakılmasına, davalı … tarafından yapılan toplam 335,60 TL yargılama giderinden davada kabul edilen miktar dikkate alınarak hesaplanan 62,60 TL’sinin davacıdan alınarak davalı …Ş’ye verilmesine, geri kalan kısmın kendisi üzerinde bırakılmasına,
6-A.A.Ü.T uyarınca hesaplanan 15.869,36 TL vekalet ücretinin, davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
7-A.A.Ü.T uyarınca hesaplanan 4.321,57 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
8-Sarf edilmeyen gider avansının HMK 333.maddesi uyarınca davacıya iadesine
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı kararın tebliği tarihinden itibaren 15 gün içerisinde TEMYİZ yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, anlatıldı.02/11/2021

Başkan …

Üye …

Üye …

Katip …

¸e-imzalı ¸e-imzalı ¸e-imzalı ¸e-imzalı