Emsal Mahkeme Kararı Antalya 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/53 E. 2021/732 K. 11.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2020/53 Esas
KARAR NO : 2021/732
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 27/01/2020
KARAR TARİHİ : 11/11/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; taraflar arasında dava konusu faturada belirtilen türde ve nitelikte bulunan malların satışı konusunda anlaşıldığını, müvekkilinin söz konusu anlaşmaya uygun olarak edimini ifa ettiğini, davalı tarafın malları satın almış olmasına karşın müvekkiline satış bedelini ödemediğini, 10.720,00 TL değerinde alacakları için Antalya … İcra Müdürlüğünün …/… esas sayılı dosyasında takip başlattıklarını, davalı tarafın itiraz etmesi üzerine takibin durduğunu, arabuluculuğa başvurduklarını ancak anlaşma sağlanamadığını, davalının itirazının iptalini, takibin devamını, vekalet ücreti ve mahkeme masraflarının davalı üzerinde bırakılmasını talep ve dava etmiştir.
YANIT :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davayı kabul etmediklerini, Antalya … İcra Müdürlüğünde başlatılan takibin yetki yönünden hatalı olduğunu, Ankara İcra Müdürlüklerinin yetkili olduğunu, davanın da yetkili olan Ankara Mahkemelerinde açılmasının gerektiğini, itirazın iptali davalarının 1 yıllık hak düşürücü süreye tabi olmasına rağmen davacının davasını itirazın üzerinden 1 yıl geçmesinden sonra açtığını, müvekkilinin sunulan faturalara ilişkin davacı tarafla bir ticari iş yapmadığını ve herhangi bir borcunun da bulunmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini ve yargılama gideri ile vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasını talep ve dava etmiştir.
KANITLAR VE GEREKÇE :
Alınan … tarihli bilirkişi raporunda sonuç olarak; taraflar arasında dava konusu faturalara yönelik ticari ilişkinin kurulduğu, davacının ticari defterlerinin açılış/kapanış tasdiklerinin süresinde yapıldığı, kayıtlarının usulüne uygun olduğu, 6100 sayılı HMK 222/2. maddesine göre 2017-2018 yılı defter kayıtlarının kendi lehine davalarda delil vasfı taşıdığı, davacının ticari defterlerine göre davalıdan 10.720,00 TL alacaklı olduğu, icra takibinde başlatılan asıl alacak talebi ile aynı olduğu, davalı tarafın ticari defterlerinin ANKARA talimat mahkemesinde incelemesinin yaptırılacağı, davacının 2017/4 dönemi ilişkin 3 adet faturayı bağlı Vergi Dairesine beyan ettiği, …/… dönemine ilişkin faturanın ise beyan sınırı limitinin altında kalması nedeniyle herhangi bir beyan zorunluluğu bulunmadığı, davalının bağlı vergi dairesinden gelen cevaba göre; … vergi numaralı … LTD. ŞTİ.’nin davacının düzenlediği 04/2017 dönemi faturalarını bağlı vergi dairesine beyan ettiği, vergi numarasının aynı olması münasebetiyle davalının unvan değişikliğine gitmiş olabileceği değerlendirildiği, davacının davalıyı temerrüde düşürmediği için takip tarihinden önce temerrüt faizi hesap edilemeyeceği sonuç ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Alınan 29/09/2021 tarihli ek bilirkişi raporunda sonuç olarak; davacının ticari defterlerinin açılış/kapanış tasdiklerinin süresinde yapıldığı, kayıtlarının usulüne uygun olduğu, birbirlerini doğruladığı, 2017-2018 yılı defter tasdik ve kayıtlarının davalarda lehine delil vasfı taşıyabileceği, davalının ticari defterlerini sunmadığı, İstanbul …Asliye Ticaret Mahkemesinin ../.. sayılı dosyası kapsamında bulunduğu hususunda, talimat mahkemesi bilirkişisine beyanda bulunmuş olduğu, tarafların …/… dönemi ilişkin 3 adet dava / takip konusu faturaları bağlı Vergi dairelerine beyan ettikleri, davalının takibe /davaya dayanak faturaları beyan etmesi ile dava konusu faturaları teslim aldığı hususunun anlaşıldığı, davalının Türkiye Ticaret Sicil Gazetesinin 22 Mayıs 2017 tarihli ve 93330 sayılı gazetesinin 78 nci sayfasında ünvan değişikliğini tescil ve ilan ettirdiği, yeni unvanının … LTD. ŞTİ. Olduğu, davacının takipte talep ettiği 10.720,00 TL alacağına ilişkin davalıyı temerrüde düşürmediği, ve takip tarihinden önce temerrüt faizi talep etmediği,
Ankara … Asliye Ticaret Mahkemesinin 164 talimat nolu dosyasında düzenlenen 02/09/2021 tarihli bilirkişi raporunda özetle; davalı eski unvanı: … Otomotiv Mobilya İnşaat Turizm Gıda Taşımacılık Sanayi ve Ticaret Ltd. Şti. ‘ nin; Türkiye Ticaret Sicili Gazetesinin 22 Mayıs 2017 Sayı: 9330 Sayfa: 78 ilana göre unvan değişikliği ile Yeni Unvanı: … Organik Tarım Ürünleri İnşaat Gıda Mobilya Sanayi ve Ticaret Ltd. Şti. olarak unvan değişikliği yaptığı, dava dosyasındaki belgeler incelendiğin; davacı tarafından düzenlenmek suretiyle defter kayıtlarına alınan 4 adet 10.720,00 TL faturanın; 2017/4. ayında Ba/Bs bildiriminin taraflarca yapıldığı, 2017/8. ayında bildirim sınırının altında kalmasından dolayı bildirim yapılmadığı, davalının faturalara ilişkin bir ticari iş yapılmadığı iddiasında; … Vergi Dairesi Müdürlüğü’nün göndermiş olduğu … Tarihli Davalı Yeni Unvanı: … Ltd. Şti.’ nin 2017/ BA: 3 Adet Belge Sayısı / 9.600,00 TL Mal ve Hizmetin Toplam Bedeli olarak faturaların beyan edildiği sonucu itirazında haksız olduğu sonuç ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Toplanan deliller ve tüm dosya kapsamı nazara alındığında dava ticari satıştan kaynaklanan alacak nedeniyle yapılan takibe itiraz üzerine açılmış itirazın iptali davasıdır.
Davalının yetki itirazı değerlendirilmekle gerek davacının defterleri gerek davalı yanca BA formlarında takibe konu fatura alacağının bildirilmiş olması karşısında sözleşmesel ilişki kabul edilmiş bu nedenle icra dairesinin ve mahkememizin TBK 73 uyarınca yetkili olduğu kanaatine varılmıştır.
Yine 1 yıllık hak düşürücü süre yönünden itiraz davacıya tebliğ edilmemiş olmakla 1 yıllık süre öğrenme tarihinden başlayacağından bu yöndeki hak düşürücü süre savunmasına da itibar edilmemiştir.
Esasa ilişkin değerlendirmede Mahkememizce yazılan talimat uyarınca davalı şirkete 2017-2018 yılı ticari defterlerinin ibrazı için TTK 83. ve HMK 220-222 ihtarlı davetiye çıkartılmış ve tebliğ edilmiş, ancak davalı yanca ticari defter ve belgelerin İstanbul Asliye ticaret mahkemelerinde derdest bir başka dosya için sunulduğu bildirilmiştir. Bu haliyle talimatın eksik iade edildiği savunulmuş aynı mahkemeye yeniden talimat yazılması da davalı yanca talep edilmiş talep uyarınca yeniden talimat yazılmış, ancak davalı bu defa mazeret bildirmemiş, ticari defterleri sunmamış, bilirkişinin araması üzerine ticari defterlerin halen İstanbulda olduğunu beyan etmiştir. Davalı defterlerini İstanbulda başka bir mahkemeye sunmuş olduğuna dair soyut beyan dışında gerekçeli ve ispata elverişli bilgi belge sunmamıştır. Bilindiği üzere ticari defterlerin ticari merkezde bulunması asıl olup, davalının basiretli tacir olarak talimatla merkezde incelenme olanağı bulunan defterlerini neden İstanbul’a göndermiş olduğu hususu da izaha muhtaçtır. Bu davranışların eldeki davayı sürüncemede bırakmaya yönelik olduğu kabul edilmiş, zira bir an için davalının defterlerinin de usulüne uygun tutulduğu ve davacının iddiasını doğrulayan kayıtların yer almadığı varsayılsa dahi davalının bizzat kendi beyanıyla oluşturulan BA formları nazara alındığında ticari satımın gerçekleşmediğini ve malları teslim almadığı ispat külfeti altında olduğu kabul edilmiştir.
Ancak yukarıda ayrıntısı ile anlatıldığı üzere davalının usulüne uygun bilgi belge sunmadan defterlerin şehir dışında başka bir mahkemede bulunduğuna dair bilirkişiye ve mahkemeye yazılı beyanda bulunması da HMK 219/2 ”Ticari defterler gibi devamlı kullanılan belgelerin sadece ilgili kısımlarının onaylı örnekleri mahkemeye ibraz edilebilir ” hükmü de nazara alınarak yeterli görülmemiş ve defterlerini ibraz etmediği kabul edilmiştir.
HMK 220 ve devamı maddeler uyarınca ticari davalarda yani iki tarafın tacir olduğu ve dava konusunun ticari işletmeleri ile ilgili olduğu davalarda ticari defterler ile sözleşme ilişkisinin veya alacak miktarının ispatı mümkündür. Ticari defterler kesin delillerdendir. Yasada delil vasfı taşıdığı takdirde aksinin yazılı veya kesin delillerle ispatı gerektiği düzenlenmiş olduğundan, yasanın ticari defterleri kesin delil olarak düzenlediği açıkça anlaşılmaktadır. Ticari defterler kesin delillerden ise de ancak HMK’nın 222. maddedeki koşullar çerçevesinde ispat aracı olabilir. Ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması gerekir. Bir taraf kendi defterlerine delil olarak dayanmış ise karşı tarafın ticari defterlerine dayanılmamış olsa da karşı taraf defterlerinin incelenmesi zorunludur. Çünkü tarafın ticari defterleri yasada belirtildiği üzere karşı tarafın ticari defterleri ile uyumlu olduğu takdirde lehine delil olabilecektir. Karşı taraf defterleri incelenmediği takdirde dayanan tarafın kendi defterindeki kayıtların lehe delil olması mümkün değildir. Davacının da bu durumu bilerek ticari defterlere delil olarak dayandığı ve karşı tarafın ticari defterlerinin de incelenmesini istediği kabul edilmelidir. Aksinin kabulü halinde davacının ticari defterleri tek başına delil niteliği taşımadığından dayanılan böyle bir delilin incelenmesine gerek de olmayacaktır. Karşı taraf ticari defterlerini sunar ise birlikte incelenip değerlendirildiğinden delil olup olmadığı sonucuna göre değerlendirilebilecektir. Karşı taraf ticari defterlerini sunmadığı takdirde ise; 28.07.2020 tarihli Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 7251 sayılı yasanın 23.maddesi ile değişik HMK 222/3.maddesi uyarınca davacının usulüne uygun tutulan ticari defterlerinin; davalının ticari defterlerini ibraz etmemesi veya davacının defter kayıtlarının aksini senet veya diğer kesin delillerle ispatlayamamış/ispatlamamış olması halinde davacı lehine kesin delil niteliğini haiz olduğu kabul edilecektir.
Yukarıda yapılan açıklama ve sözü edilen kurallarla birlikte somut olay değerlendirildiğinde; Mahkemece taraflara ticari defterlerini sunmaları için süre verilmiş olup, davacının yasal süre defterlerini ibraz ettiği, davalının ise ibraz etmediği görülmüştür. Davacının mali müşavir bilirkişi aracılığı ile incelenen ticari defterlerinin kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulduğu, davacı lehine kesin delil teşkil ettiği, davacının ticari defterlerine göre davalıdan 10.720,00 TL alacaklı olduğu, icra takibinde başlatılan asıl alacak tutarı ile aynı olduğu sübuta ermekle, davanın kabulüne ve alacağın likit ve belinlenebilir olması nedeniyle davacı lehine %20 oranında icra inkar tazminatına hükmedilmesine dair aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın KABULÜ İLE;
-Davalının Antalya … İcra Müdürlüğü’ nün …/… esas sayılı takip dosyasına yapmış olduğu itirazın iptali ile takibin devamına,
-Hükmolunan (10.720,00 TL ) alacağın %20 si tutarında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Alınması gerekli 732,28 TL harçtan, peşin alınan 183,08 TL harcın mahsubu ile bakiye 549,20 TL harcın davalıdan tahsiline, Hazine’ye gelir kaydına.
3-Davacı tarafından yatırılan 183,08 TL peşin harç ile 54,40 TL başvurma harcının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan bilirkişi ücreti, tebligat ve posta masrafları olmak üzere toplam 2.595,50 TL yargılama giderlerinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-A.A.Ü.T uyarınca hesaplanan 4.080,00 TL vekalet ücretinin, davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Sarf edilmeyen gideravansının HMK 333.maddesi uyarınca davacıya iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğnuda kararın tebliği tarihinden itibaren iki hafta içerisinde Antalya Bölge Adliye Mahkemesinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, anlatıldı.11/11/2021

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır