Emsal Mahkeme Kararı Antalya 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/477 E. 2021/599 K. 11.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/477 Esas
KARAR NO : 2021/599
DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 09/10/2020
KARAR TARİHİ : 11/10/2021

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davaya konu iki adet çekin müvekkili ile ticari ilişki içinde olan dava dışı … isimli şirkete teslim edilmek üzere davalıya teslim edildiğini, müvekkilini davalı ile bir ticari ilişkisinin olmadığını davaya konu çeklerin de dava dışı şirket ile aralarındaki ticari ilişki nedeniyle verilmiş avans çekleri olduğunu bu haliyle müvekkilinin dava konusu çekler nedeniyle borçlu olmadığının tespitine karar verilmesi gerektiğini öne sürmüştür.
Davalı vekili cevap dilekçesinde davaya konu çeklerin kambiyo senedi vasfında olup illeten mücerret olduğunu çekin kendi başına alacağın varlığını ispatlamaya yettiğini, davacının iddia ettiği hususları yazılı delil ile kanıtlaması gerektiğini öne sürmüş davanın reddini talep etmiştir.
Davacı taraf her ne kadar tanık dinletme talebinde bulunmuş ise de davanın miktarı ve niteliği gereği tanıkla ispatı mümkün olmadığından tanık dinletme talebi reddedilmiştir.
Davacı dava dışı şirket kayıtlarına delil olarak dayanmış ise de bahsi geçen şirketin davada taraf olmadığı, davanın niteliği gereği de davalı şirket ile davacı arasındaki ilişkin dava konusu ile alakalı olmadığı görülmekle bu delilin toplanması talebi de reddedilmiştir.
Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe
Eldeki dava kambiyo senedine karşı açılmış menfi tespit davasıdır. Davacı vekili davaya konu çeklerin dava dışı şirketle olan ilişkileri nedeniyle verildiğini ve avans çeki olduğunu bu sebeple kayıtsız şartsız bir ödeme vaadini içermemekle borç doğurucu nitelikte olamayacağını öne sürmüş; davalı ise iddiaların ancak yazılı delil ile kanıtlanabileceğini belirtmiştir.
Taraflar arasındaki sorun iki noktada toplanmaktadır; bunlardan birincisi kambiyo ilişkisinde tarafın kim olduğu ve ikincisi senedin kayıtsız şartsız bir ödeme vaadini içerip içermediğidir.
Bir hukuki ilişki dolaylı temsil, tam üçüncü kişi yararına sözleşme gibi istisnaları olmasına rağmen kural olarak tarafları arasında hüküm ve sonuç doğurur. Hukuki ilişkinin tarafı olmamakla birlikte bu ilişkideki hak ve borçlarla ilgili bir yükümlülüğü olduğu öne sürülen tarafın bu yükümlülüğünün ayrıca ispatlanması gerekir. Bu husus kambiyo senetleri için de geçerlidir. Kambiyo senetlerinde taraflar borçlu olan keşideci, alacaklı olan lehtar ve varsa aradaki cirantalar taraf konumunda olabilirler. Davacı tarafın davaya konu senetlerin esasında dava dışı firmaya teslim edilmek üzere davalıya verildiği iddiası senet metninden anlaşılamamakla ayrıca ispata muhtaçtır. Davacı yan buna yönelik bir belge sunmamıştır. Diğer taraftan davacı davalı ile ticari ilişkisi olmadığı, asıl ilişkinin dava dışı firma ile olduğunu öne sürse de davaya konu senet, dava dışı firma adına düzenlenme imkanı varken, davalı adına düzenlenmiştir. Bu halde senedin tarafı ve hak sahibi davalıdır.
Kambiyo senetleri sebebe bağlı olmayan hukuki ilişki tesis etmektedirler. Bunun anlamı ise kambiyo senedi temelinde bir hukuki ilişkinin olmamasını değil var olan hukuki ilişki ile kambiyo senedi arasında bağlantı kurulmasının gerekmemesi ve bu temel hukuki ilişkideki defi ve itirazların kambiyo ilişkisinde öne sürülememesidir. Bununla bağlantılı olarak kambiyo senetleri kural olarak ifa uğruna edim niteliğindedir. Mevcut borcu tasfiye eden ifa yerine edimden farklı olarak ifa uğruna edimde ifa uğruna verilen şey mevcut borcu sona erdirmeyip ondan ayrı bağımsız bir borç doğurmaktadır. Bu sebeple elinde kambiyo senedi bulunan yetkili hamilin alacağının varlığı için ayrıca bir ispata ihtiyacı bulunmamaktadır; kambiyo senedi başlı başına sözleşmenin ve borcun doğumunun ispatına yeterlidir. Ancak kambiyo senedinin bu şekilde borç doğurabilmesi için kayıtsız şartsız bir ödeme vaadini de içermesi gerekir. Bu noktada kambiyo senetlerine karşı kayıtsız şartsız ödeme vaadi unsurunu ortadan kaldırmak üzere teminat, avans ve benzeri amaçlarla verildiği yönünde iddialar ortaya çıkabilmektedir. Teminat yahut avans iddiasının geçerli olup kayıtsız şartsız ödeme vaadi unsurunu ortadan kaldırabilmesi için bunun ya sınırlarını belli edecek şekilde asıl ilişkiye senet üzerinde yapılan bir atıfla ya da ayrı bir yazılı sözleşme ile senedin ayırıcı nitelikleri belirtilerek o senede atıfla yapılması gerekir. Bunun yanında senet üzerinde yapılmayan atıf ancak taraflar arasında sonuç doğuracaktır. Bu açıklamalardan hareketle davacının iddiası değerlendirildiğinde senedin üzerinde avans çeki olduğuna ilişkin bir ibare yoktur. Davacı, her ne kadar dosyada taraf olmamasına rağmen, dava dışı şirketle veya davalı ile aralarında var olan ve dava konusu çeklere avans çeki olduğu yönünde atıf yapan bir sözleşme veya yazılı belge de sunamamıştır. O halde dava konusu senetlerin avans çeki olduğu ve bu arada kayıtsız şartsız bir ödeme vaadi içermediği iddiasının yersiz olduğu kanaatine varılmış ve tüm açıklamalar ışığında ispatlanamayan davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın REDDİNE,
2-Alınması gerekli 59,30 TL harcın peşin alınan 8.538,75 TL harçtan mahsubu ile artan 8.479,45 TL harcın istemi halinde davacıya iadesine,
3-Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesaplanan 42.050,00- TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendisi üzerinde bırakılmasına,
5-Sarf edilmeyen gider avansın kararın kesinleşmesinden sonra iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde İstinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okundu. Anlatıldı. 11/10/2021

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır