Emsal Mahkeme Kararı Antalya 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/457 E. 2021/778 K. 22.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/457 Esas
KARAR NO : 2021/778
DAVA : Menfi Tespit (Ticari İlişkiden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 02/10/2020
KARAR TARİHİ : 22/11/2021

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Ticari İlişkiden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı tarafından müvekkili aleyhine şerefiye alacağı nedeniyle icra takibi yapıldığını takibin ellerinde olmayan sebeplerle kesinleştiğini ancak müvekkilinin bu şerefiye alacağını ödemesinin şartlarının oluşmadığını, fiili durumun şerefiye ödenmesi gerekliliğini ortadan kaldırdığını ve kimseye de şerefiye ödenmediğini öne sürmüş takipten borçlu olmadıklarının tespitini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesi ile müvekkilinin alacağının kesinleşmiş bir genel kurul kararına dayandığını projeye aykırı bir durum var ise bunun sorumlusunun yönetim olduğunu, müvekkilinin bundan sorumlu tutulamayacağını, bunun yanında bir üyenin de şerefiye borcunu ödediğini bu haliyle davacının iddialarının yersiz olduğunu davanın reddi gerektiğini öne sürmüştür.
Dava konusu yerde keşif yapılmış hali hazır durumun genel kurul kararına esas olan paylaşım ile fiilen aynı olmadığı belirlenmiştir.
Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe
Eldeki dava davacı kooperatifin şerefiye borcundan sorumlu olup olmadığının tespiti davasıdır. Davacı fiili durumun şerefiye gerekliliğini ortadan kaldırdığını öne sürmüştür.
Taraflar arasında şerefiye bedelinin miktarı ve kimlerin şerefiye ödeyeceği kimlerin şerefiye alacağı noktasında ihtilaf halinde olmadığı açıktır. Buna ilişkin genel kurul kararı da kesinleşmiştir. Sorun şerefiye belirlenirken bağımsız bölümlerin bu şerefiye esas projedeki durumuyla fiili durumlarının birbirine uyumlu olmaması, şerefiye ödeyecek taşınmazların bu özelliklerini fiilen yitirdikleri ve bunun şerefiye alacaklılarının alacak talebine engel olup olmadığıdır. Yapılan keşfe göre davacının iddiası gibi şerefiye esas proje yerinde uygulanmamış ve taşınmazlar arasında o karara esas değer farkı oluşmamıştır. Ancak şerefiye bedeli bir genel kurul kararına dayalı, üyenin kazanılmış hakkıdır. Üye bu genel kurul kararı gereği taşınmaz seçmemiş ve kuraya girmiş; bir kısmı ise bu şerefiye belirlemesine göre taşınmazlarını seçme imkanına kavuşmuştur. Üyelerin alınmış genel kurul kararına göre tercihlerini kullandıktan sonra bu kararın uygulanmadığından bahisle haklarının ortadan kalktığını söyleme imkanı yoktur. Zira projenin fiilen uygulanmaması öncelikle yüklenicinin ve o yükleniciye izin veren veya bunu tazmin ettirmeyen yöneticilerin sorumluluğunu doğurur ve fakat şerefiye alacaklısı üyeye bu külfete katlanma yükümlülüğü getirmez. Alınmış bir genel kurul kararı ve buna dayanılarak kazanılan bir hakkın başka bir genel kurul kararıyla ortadan kaldırılması da mümkün değildir. Bu haliyle davacının iddiaları yerinde görülmemiş ve davanın reddi gerektiği kanaatiyle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın REDDİNE,
2-Alınması gerekli 59,30 TL harçtan peşin alınan 431,53 TL harcın mahsubu ile artan 372,23 TL harcın istemi halinde davacıya iadesine,
3-Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesaplanan 5.100,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendisi üzerinde bırakılmasına,
5-Sarf edilmeyen gider avansın kararın kesinleşmesinden sonra iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde İstinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okundu. Anlatıldı. 22/11/2021

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır