Emsal Mahkeme Kararı Antalya 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/388 E. 2022/669 K. 01.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2020/388 Esas
KARAR NO : 2022/669
DAVA : Sigorta (Hayat Sigortası Kaynaklı)
DAVA TARİHİ : 07/09/2020
KARAR TARİHİ : 01/09/2022

Mahkememizde görülmekte olan Sigorta (Hayat Sigortası Kaynaklı) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı …’ nun 25.09.2017 tarihinde davalı … Bankası’ nın … Şubesi’ nden … Gıda İnş. Firması adına kredi kullandığını, kredi kullandırım aşamasında kredi evrakı adı altında içeriği ile ilgili bilgi verilmeden pek çok evraka imza attırıldığını, davacının 19.12.2017 tarihinde krediyi, tüm masraflarını ve erken kapama bedelini ödediğini, imzaladığı evrakların bundan sonra bir anlam ifade etmediğini, davalı bankaca bundan sonra hiçbir kesinti yapılmayacağı bilgisinin verildiğini, müvekkilinin hesap ekstrelerini incelediğinde bilgisi ve onayı olmadan … Yaşam ve Emeklilik A.Ş. Tarafından her ay düzenli olarak çekim yapıldığını farkettiğini, banka ve sigorta şirket yetkilileri ile görüşmesi sonucunda bu paranın biriktiğini ve istediği zaman çekebileceğinin söylendiğini, banka ve sigorta şirketi tarafından aydınlatma yükümlülüğüne uyulmadığını ve davranışlarının hile niteliğine girdiğini, sigorta poliçesindeki bazı hususların yetkililerce doldurulduğunu, bankanın da müşterisine yanıltıcı bilgileri vermesi nedeniyle sorumlu olduğunu, sunulan dilekçe ve şikayetlere rağmen sigorta şirketinin poliçeyi iptal etmediğini ve 3 ay daha prim tahsilatına devam ettiğini beyanla sigorta poliçesinin iptal edilmesini ve 4.818 USD nin 19/12/2017 tarihinden itibaren devlet bankalarının USD ile açılmış vadeli hesaplara ödediği en yüksek faiz oranında faizi ile birlikte davalılardan tahsilini talep ve dava etmiştir.

YANIT :
Davalı sigorta vekili cevap dilekçesinde özetle; davacılar ile müvekkil şirket arasında 28/09/2017 başlangıç ve 28/09/2027 bitiş tarihli Yaşam Riskleri Sigortası akdedildiğini, davacının talebi ile 03.06.2020 tarihinde sonlandırıldığı ve 137,00 TL prim iadesi yapıldığını, kurulan sigorta ilişkisinde sigortalının menfaatinin poliçede belirlenen risklerden birinin gerçekleşmesi halinde sigortacı tarafından verilen teminatlarla korunması olduğunu, sigorta poliçesinin herhangi bir kredi teminatı olmadığını, lehdarın sigortalının yasal varisleri olduğunu, başvuru formu ve bilgilendirme formunda davacının imzasının bulunduğunu, davacı tarafından kredi kartı bilgisinin müvekkile verildiğini, sigorta sözleşmesi akit tarihinden 30 gün sonra ve 3 yıldan önce feshedildiğini ve bu durumda Hayat Sigortaları Genel Şartnamesi’ nin C.C.-1 maddesine göre cayma süresinin 30 gün, aksine bir sözleşmeyle kısaltılmış süre olmadıkça 3 yıl geçmeden sigortalı sigortadan cayar ya da taahhüde uymazsa verdiği primi sigortadan geri isteyemez hükmünün bulunduğunu, 03.06.2020 tarihinde hesaplanan prim iadesinin ödendiğini beyanla davanın reddini talep etmiştir.
Davalı banka vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın yetkili yer mahkemesi olan İstanbul Çağlayan Mahkemeleri’ nde açılması gerektiğini, bu nedenle yetki itirazında bulunduğunu, davaya konu alacakların zaman aşımına uğradığını, her iki davacının da aynı konuya ilişkin dava açmasının yasa ve usule aykırı olduğunu, davacılar ile … Yaşam ve Emeklilik A.Ş. Arasında kredili hayat sigortası katılım sertifikasının müşteri onayı doğrultusunda poliçe oluşturulduğunu, davacı şirkete bilgilendirme formlarını okuyarak imzalatıldığını, sigorta süresinin 12 aydan uzun süreli sözleşmelerde sigorta ettiren / sigortalının ayrılma talebinde bulunması halinde alınan primlerden gider payı ve komisyon düşüldükten sonra kalan risk tutarı üzerinden gün esaslı hesaplanan aktüeryal matematik karşılık tutarının iade edildiğini, davacıların tacir olduklarını ve ticari işletmesi ile ilgili olarak fiili ve hukuki işlemlerde azami dikkati göstermekle yükümlü olduklarını, tarafların tacir sıfatına haiz olması sebebiyle B.K. Hükümlerinin taraflar arasında uygulama imkanının bulunmadığını beyanla davanın reddini talep etmiştir.
KANITLAR VE GEREKÇE :
Alınan 17/03/2021 tarihli bilirkişi raporunda özetle; poliçe yapım aşamasında ve iptal aşamasında iptal edilmesi halinde birikimli hayat poliçesi olması sebebiyle 3 seneden önce iptal edilmeyeceği, edilmesi halinde prim iadesi alamayacağı bilgisi verildiğinden iadenin yapılmaması gerektiği sonuç ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Alınan bila tarihli bilirkişi raporunda özetle; kredi kullandırım aşamasında, banka personeli müşterisine uygun olduğunu düşündüğü sigorta ürününü bilgilendirerek, ikna kabiliyeti kullanarak ve müşteri ile mutabık kalarak farlı sigorta satışını gerçekleştirmesinin olağan olması, sigorta başvuru formunun doldurulmasında sigortalının el yazısının zorunlu olmadığı, davacının iptal dilekçesinin sigorta şirketince hemen iade işlemine alınmadığı, eksik evraklara ait tamamlama sürecinin olduğu ve sigorta şirketinin 03.04.2020 tarihinden sonra prim tahsilatı yapılmadığı, 04.06.2020 tarihinde de kredi kartına sigorta şirketinin belirttiği tutarın (137,91 TL) dışında 893,28 TL iade yapıldığı ve poliçenin Yaşam Riskleri Poliçesi olduğu göz önüne alındığında iadenin uygun olmadığı sonuç ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Alınan 09/11/2021 tarihli bilirkişi raporunda özetle; yaşam riskleri bilgilendirme formunun C. KESİNTİLER başlığı altında; poliçenin yaşam kaybı ve kritik hastalık teminatını içeren birikimsiz hayat sigortası olduğu, belirlendiği, dosyada mevcut davacı … adına … Sigorta tarafından düzenlenen … poliçe numaralı 28.09.2017 tanzim tarihli Yaşam Riskleri Sigortası Poliçesi incelendiğinde, 28.09.2017-28.09.2027 tarihleri arasında 10 yıl vadeli, kredi kartından aylık olarak her ayın 27’sinde USD prim ödemeli her yıl için (2017-2026 yılları arası) 120.000 USD vefat teminatlı poliçe düzenlendiği, poliçe ödemelerinin (davalı sigorta şirketi tarafından cevap dilekçesi ekinde sunulan ödeme planına göre);
2017 yılında 1.702,50 USD
2018 yılında 1.855,50 USD
2019 yılında 2.019,00 USD
2020 yılında 2.193,00 USD
2021 yılında 2.388,00 USD
2022 yılında 2.605,50 USD
2023 yılında 2.850,00 USD
2024 yılında 3.127,50 USD
2025 yılında 3.436,50 USD ve
2026 yılında 3.775,50 USD olmak üzere toplam 25.953,00 USD olacak şekilde ödeme planına bağlandığı, lehtarın sigortalının kanuni varisleri olduğu ve sigorta ettirenin … Gıda Ltd. Şirketi olduğu, poliçenin yaşam kaybı ve yaşam riskleri teminatını kapsadığı, görüldüğü, davacının kredi kartından 27.03.2020 tarihine kadar toplam 24.727,99 TL prim tahsilatı yapıldığı, tahsil edilen tutarların poliçede belirlenen tutarlarla yaklaşık olarak uyumlu olduğu, 04.06.2020 tarihinde 893,28 TL’nin iade edildiği, görülmektedir. Sigorta şirketi tarafından 03.06.2020 tarihinde 137,91 TL prim iadesi yaparak kredi kartına aktarıldığı beyan edilmişse de, dosyada mevcut kredi kartı hesap özetlerinden 893,28 TL’nin yani yaklaşık 132,48 USD’nin iade edildiği görülmekte olup, ayrıca 137,91 TL prim iadesi bulunmadığı, yukarıda tahsilat tablosunda da görüldüğü üzere TCMB efektif satış kurlarıyla yaptığımız hesaplama gün sonunda ve ortalama olarak yayınlanan kurlar olup, gün içindeki efektif satış kurları değişken olduğundan anlık farklılık göstermektedir ve dolayısıyla tahsil edilen poliçe primlerinin 142,00 USD’ye denk gelmediği, yaklaşık tutarlarda seyrettiği, davalı … sigorta şirketinin, davacının 24.03.2020 tarihli iptal talebine istinaden 27.03.2020 tarihli 168,81 USD (1.089,81 TL) prim kesintisini 04.06.2020 tarihinde 132,48 USD (893,28 TL) olarak iade ettiği, başkaca prim tahsilatı ve iade yapmadığı sonuç ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Alınan … tarihli bilirkişi raporunda sonuç olarak; sigorta şirketinin hesaplamasının denetlenmesi ile iptal ve iadede hangi tarihi baz alması gerektiği hususu ise bilirkişiliğimiz uzmanlığı alanına girmediğinden yapılamamıştır. Bu hususlarda Sayın Mahkemece uygun görülmesi halinde “Aktüerya” alanında uzman bilirkişilerden rapor alınarak aktüer hesaplama yapılması gerekeceği bildirilmiştir.
Toplanan deliller ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde dava; hile nedeniyle geçersiz sözleşmeye dayalı iptal ve sebepsiz zenginleşmeden kaynaklanan alacak davasıdır.
Aldırılan bilirkişi raporlarından 17.03.2021 tarihli rapora dosya kapsamında bulunan belge içerikleri ile bağdaşmadığından, aldırılan ikinci bankacı bilirkişi raporuna (09.11.2021) ise sigortacılık alanında uzmanlığı bulunmadığından bu bağlamda mahkemece istenen hususlara açıklık getirmediğinden itibar edilmemiştir. Aldırılan son heyet raporunda ise tarafların önceki rapora itirazları gerekçeli olarak karşılanmış, rapor dosyada mevcut delil durumu ile uyumlu gerekçeli ve denetime elverişli görülmekle hükme esas alınmıştır.
Davacı her ne kadar hileli davranışlarla sözleşmenin imzalatıldığını belirtmiş ve aydınlatma yükümlülüğünün yerine getirilmediğini belirtmiş ise de 29.09.2017 tarihinde imzalanan dövize endeksli yaşam riskleri poliçe bilgilendirme formu ve başvuru formunda kaşe ve imza bulunduğu, ürün kitapçığını teslim aldığına dair ibareyi imzaladığı ve davacının basiretli tacir olduğu nazara alınarak, yazılı delil mahiyetindeki bu delillere karşı aynı kuvvette delil sunulmadığı anlaşılmakla bu iddiaya itibar edilmemiştir. Esas alınan bilirkişi raporları uyarınca yapılan tahsilatlar dövize endeksli olduğundan 142 dolar aylık prim ödemesinin ödeme tarihli kur ile uyumlu olduğu, davacının 24.03.2020 tarihinde poliçe iptali ve prim iadesi talepli e-posta gönderdiği, imzalı ve vekaletnameli talebin ise 31.03.2020 tarihinde gönderildiği ve rapora göre makul süre olan 03.04.2020 tarihinde işleme konulduğu, sigorta şirketince iptal başvurusunun poliçe şartları çerçevesinde sonuçlandırılarak 28 günlük iade tutarı olan 132,48 USD üzerinden iade yapıldığı, davacının iddialarını ispatlayamadığı vicdani kanaatine varılmakla davanın reddine dair aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur:
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın REDDİNE,
2-Alınması gerekli 80,70 TL harçtan peşin olarak alınan 612,83 TL harçtan mahsubu ile artan 532,13 TL harcın istemi halinde davacıya iadesine,
3-Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesaplanan 5.382,75 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
5-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A-11-13. Maddesi uyarınca ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği Tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davacıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
6-Sarf edilmeyen gider avansının kararın kesinleşmesinden sonra iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, kararın tebliği tarihinden itibaren iki hafta içerisinde Antalya Bölge Adliye Mahkemesinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, anlatıldı. 01/09/2022

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır