Emsal Mahkeme Kararı Antalya 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/647 E. 2021/601 K. 11.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/647 Esas
KARAR NO : 2021/601
DAVA : Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan), Menfi Tespit (İnanç Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 27/09/2019
KARAR TARİHİ : 11/10/2021
BİRLEŞEN ANTALYA … ASLİYE TİCARET MAHKEMESİNİN …/… ESAS- …/… KARAR SAYILI DOSYASINDA;

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan), Menfi Tespit (İnanç Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Asıl davada Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkillinin Almanya Hamburg’dan emekli olup, kendine ait evinde yalnız yaşadığını, müvekkilinin evleneceği kişi olarak gördüğü davalı …’a inanarak bir takım borçlarını kapatması için borç para verdiğini, para bitincede davalının müvekkilinden iki adet evrak alarak başkalarından borç almak için bunları teminat olarak kullanacağını söylediğini, daha sonra davalının Antalya …İcra Müdürlüğünün …/… esas sayılı icra dosyası ile kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile icra takibi başlattığını, davalı tarafından başlatılan icra takiplerine dayanak olarak 2 adet kambiyo senedi özelliği taşımayan yazılı belge (3.kişiden para almak için teminat olarak verilen) sunulduğunu, davalı tarafından başlatılan icra takibi takip yolu dayanak teskil edilen belgeler nazara alındığında kanun da kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile yapılacak icra takibine uygun olmayıp davalı alacaklı tarafından kanuna ve usule aykırı olduğunu, belge metninde davacı borçlunun davalıya ödeme taahhüdünü içeren bir beyanının bulunmadığını, ödeme yapacağına ve taahhüt altına gireceğine dair kabul beyanı ve kabul idaresinin bulunmadığını, senet veya bonoda bu hususun geçerlilik şartı olduğunu, davalı tarafından icraya dayanak teşkil eden belge metninde bu beyan olmadığı için belge adi belge olduğunu, kambiyo senedi niteliğini kazanmadığını, belgede tanzim yerinin mevcut olmadığını, tanzim yerinin yazılmamış olması durumunda borçlunun senet metni üzerinde belitrmiş olduğu adresin tanzim yeri olarak kabul edileceğini, davacı borçlunun adının ve soyadının olduğu yerde bir adresinde mevcut olmadığını, davalının geçersiz senedi geçerli hale getirmek için acele ve sonradan yazıldığı açıkça belli olan ad ve soyadının bulunduğu yere Antalya eklemesini yaptığını, bu eklemenin senet metnine bakıldığında anlaşıldığını, müvekkili ile davalı …’un aralarında herhangi bir ticari ilişkinin de bulunmadığını, bu sebeple davanın iptalini talep etmiştir.
Davalı vekilinin cevap dilekçesi sunmadığı görülmüştür.
Birleşen … Asliye Ticaret Mahkemesi …/… esas …/… karar sayılı dosyasında davacı vekilinin dava dilekçesinde özetle; davacının uzun yıllardır yurt dışında yaşadığını, Türkiye’ye dönüş yaptığında davalı ile arkadaşlık kuduğunu ve davalıya 8.000 Euro borç para verdiğini, davacının vermiş olduğu borç parayı davalıdan istdiğini ancak borcunu tahsil edemediğini, davalının davacıyı arayarak borcunu ödeyeceğini söylediğini ve bunun üzerine davacıyı avukatlık ofisine çağırdığını, davacının avukatlık ofisine boşandığı eşi … ile birlikte gittiğini, davalının davacıya borcunu ödeyeceğini ancak ödeme yapmadan önce bu parayı aldığına dair bir belge imzalaması gerektiğini söylediğini, davacının imza atmayı kabul etmediğini ve bunun üzerine aralarında tartışma yaşandığını, davalının, davacıyı ofisteki yan odaya çağırarak özel konuşmak istediğini belirttiğini ve özel görüşmeye başladıklarını, davalının, davacıya karşı bu işlemin bir prosedür olduğunu, davacıya olan borcun ödendiğinin ispati için ibraname diye ifade ederek böyle bir belgenin imzalanması gerektiği hususunda davacıyı ikna ettiğini, davacının davalı ile olan samimiyetine, güven duygusuna inanarak ibraname diye belirtilen 2 adet belgeyi imzaladığını, Antalya … İcra Dairesi …/… Esas sayılı icra takibinde, davacıya … tarihinde ödeme emrini tebliğ edildiğini, başlatılan icra takibi sonrasında davalı tarafından imzalatılan belgelerin 40.000′ TL bedelli iki adet senet olduğunu öğrendiğini, bunun üzerine davacının davalı ile iletişime geçerek bu borcun sebebini öğrendiğini, kendisini kandırarak hile yoluyla bu senetleri imzalattığını söylediğini ve senetleri geri istediğini, davalının davacı ile buluşarak bu senetleri tahsil edeceğini söyleyerek davacıyı tehdit ettiğini, belirterek davalıya ödenen 111.412,23 TL’nin ödeme tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsil edilmesine, karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekilinin cevap dilekçesi sunmadığı görülmüştür.
Tanık İlknur beyanında zaman zaman davacının evine yardıma gittiğini böyle bir günde davacı ile davalının para konusunda tartıştığını ve davalının parayı ödemeyeceğini söylediğini duyduğunu belirtmiş; tanık Zehra her iki tarafı da tanıdığı tanışmalarına vesile olduğunu, davalının davacıdan borç aldığını bilmediğini ancak bir gün davacının evindeyken davlaının ona 60.000 TL getirdiğini, davacının bunu Denizli’deki bir polise göndereceğini söylediğini taraflar arasında bir kavgaya tartışmaya şahit olmadığını beyan etmiştir.
Diğer tanık … dinlenmesinden vazgeçilmiş davalı bu vazgeçmeyi kabul etmiştir.
Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe;
Eldeki asıl dava takibe konu senetlerin borç para temini için verilen teminat senedi olmasından bahisle borç doğurmadığı yönünde menfi tespit davası birleşen dava ise aynı senetlerin tehdit yoluyla alındığı iddiasına dayalı menfi tespit davasıdır.
Davacıya çelişkili talebi açıklattırılmış davalının sürekli kendisinden borç aldığını, borçları ödemeyeceğince bunları ödemek için birinden para alacağının bunun için imzasının gerektiğini söyleyip kendisinden parayı vermemekle tehdit ederek imza aldığını bu sebeple senetlerden borçlu olmadığını beyan etmiştir.
Kambiyo senetleri illeten mücerret senetler olup asıl ilişkiden bağımsız şekilde borç doğururlar. Senedin bundan başka bir sebeple verildiğinin ispatı ancak yazılı delil ile mümkündür. Bu kapsamda davacı senetlerin teminat için verildiğine dair herhangi bir delili olmadığı görülmekle asıl davanın yerinde olmadığı kanaatine varılmıştır. Diğer yandan senet düzenlenmesi de bir hukuki işlem olmakla hukuki işlemin geçerliliği şartlarına ve bu arada iradenin fesada uğramaması gerekliliğine de tabidir. Davacı birleşen davasında senetlerin tehdit ile alındığını öne sürmüştür. Bu iddia ise her türlü delil ile ispat edilebilir. Ancak dinlenen tanık beyanlarında görgüye dayalı olarak bu senetlerin tehdit yoluyla alındığına dair bir bilgi edinilemediğinden davacının birleşen davasının da yerinde olmadığı görülmüş ve davaların reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Asıl ve Birleşen davanın ayrı ayrı REDDİNE,
ASIL DAVADA;
*Alınması gerekli 59,30 TL harçtan peşin alınan 1.366,20 TL harcın mahsubu ile artan 1.306,90- TL harcın istemi halinde davacıya iadesine,
*Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesaplanan 11.200,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
*Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendisi üzerinde bırakılmasına,
*Sarf edilmeyen gider avansın kararın kesinleşmesinden sonra iadesine,
BİRLEŞEN DAVADA;
*Alınması gerekli 59,30 TL harçtan peşin alınan 1.902,65 TL harcın mahsubu ile artan 1.843,35- TL harcın istemi halinde davacıya iadesine,
*Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesaplanan 14.534,16 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
*Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendisi üzerinde bırakılmasına,
*Sarf edilmeyen gider avansın kararın kesinleşmesinden sonra iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde İstinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okundu. Anlatıldı. 11/10/2021

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır