Emsal Mahkeme Kararı Antalya 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/21 E. 2022/378 K. 19.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2019/21 Esas
KARAR NO : 2022/378
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 23/10/2013
KARAR TARİHİ : 19/04/2022

Mahkememizden verilen … Karar sayılı bozma ilamı üzerine dosya yukarıdaki esasına kaydedilerek yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkillerinin oğlu Mütevefa …’nın 20.08.2013 tarihinde Elektrikli bisikleti ile … caddesinde bulunan evinin çaprazından geçen yayaların geçmesi için yapılmış köprü ile diğer yola geçmek istediği esnada … sevk idaresindeki aracın çapması sonucu ölümlü trafik kazası meydana geldiğini, kazada araç sürücüsü …’in asli kusurlu olduğunu, davacıların desteği …’nın kaza geçirip öldüğü sırada sakat maaşı almakta olduğunu, buna rağmen abisinin simit fırınında çalışmakta olduğunu, davacıların müteveffanın manevi varlığından ve sağladığı maddi olanaklardan yoksun kaldıklarını ,, bu nedenlerle ölümlü trafik kazası nedeniyle davacı Anne … için 1.000,00 TL, Davacı Baba … için 1.000,00 TL olmak üzere toplam 2.000,00 TL destekten yoksun kalma tazminatı ile Davacı Anne … için 25.000,00 TL, Davacı baba … için 25.000,00 TL olmak üzere 50.000,00 TL manevi tazminatın davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … Otomotiv vekili cevap dilekçesinde; öncelikle davanın ticari nitelikte olmadığını bu nedenle görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemeleri olduğunu, müvekkilinin 2918 sayılı KTK hükümleri gereğince gerekse yasal mevzuat hükümleri gereğince tüm yükümlülüklerini yerine getirdiğini, ayrıca kazaya karışan sürücününde kazada bir kusurunun bulunmadığını, talep edilen maddi ve manevi tazminat değerinin fahiş ve hukuka aykırı olduğunu, davacı tarafın manevi tazminatı bir zengileşme aracı olarak kullanmak istediğini bu nedenlerle öncelikle görevsizlik kararı verilerek dosyanın görevli Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesini, aksi durumda haksız ve hukuka aykırı davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı sigorta cevap dilekçesinde; Kazaya karışan … plakalı aracın müvekkili sigorta tarafından sigortalandığını, iş bu poliçeden dolayı sorumluluklarının 250.000,00 TL ile sınırlı olduğunu, gerçek zararın belirlenebilmesi için konusunda uzman bilirkişiler tarafından inceleme yapılması gerektiğini, davacıların herhangi bir sosyal güvenlik kurumundan kendilerine maaş veya ödenek bağlanıp bağlanmadığının davacıların gelir durumunun ve ölenin davacılar ile destek ilişkisinin araştırılması gerektiğini, davacıların olay tarihinden itibaren faiz istemelerinin yasaya aykırı olduğunu beyan etmiştir.
Davalı … vekili öninceleme duruşmasında sunduğu beyan dilekçesinde; müteveffanın yaya geçidinden bisikletin gidonundan tutarak geçmesi gerekirken ,elektrikli bisiklet ile yolun ters istikametine doğru çapraz bir şekilde geçmek isterken kazanın olduğunu,davacının anlatımının doğru olmadığını ,ayrıca geçilen yerin yayaların geçmesi için özgülenen bir yer olmadığını ,bu hususta hiçbir işaret veya uyarıcının bulunmadığını ,kazanın meydana gelmesinde ölenin tam kusurlu olduğunu ,sakat maaşı aldığı ve abisinin fırınında çalıştığı iddialarını da kabul etmediklerini ,maddi tazminat taleplerini kabul etmediklerini ,ölenin tam kusurlu olması nedeniyle manevi tazminat taleplerinin de reddi gerektiğini, istenen en yüksek banka mevduat faizi talebinin de yerinde olmadığını ,tüm taleplerin reddine karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.
Davalı … Otomotiv.. Ltd.Şti’nin görev itirazının, davalılardan bir tanesinin sigorta şirketi olması ve uyuymazlığın sigorta hukukundan kaylanması nedeniyle reddine karar verilmiştir.
Olayla ilgili Antalya …Asliye ceza mahkemesinde devam eden … esas sayılı dosya getirtilmiş ,dosyada keşifle alınan bilirkişi raporu ve Adli Tıp Kurumunca düzenlenen kusur raporu bulunduğu görülmüştür.
Ceza dosyası ile birlikte dosya gönderilerek, kusur oranı yönünden Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesinden rapor alınmıştır. Trafik İhtisas Dairesi’nin … tarihli raporunda sonuç olarak, davalı sürücü … yönetimindeki kamyonet ile kavşak mahalline hız azaltarak müteyakksız bir şekilde yaklaşmayıp hızı nedeni ile tatbik ettiği frende etkisiz kaldığını, dikkate ve özen yükümlülüğüne aykırı daranmış olmakla olayda tali kusurlu olduğunu, müteveffa sürücü …, yönetimindeki elektrikli bisitlet ile sol tarafını kontrol etmeksizin kavşaağa girip, ilk geçiş hakkını davalı idaresindeki kamyonete bırakmadığını, dikkatsiz, özensiz ve nizamlara aykırı hareket ettiğini, olayda asli kusurlu olduğunu, davalı sürücü …’in %30 oranında kusurlu olduğunu, mütevffa sürücü …’ın %70 oranında kusurlu olduğu kanaatine varıldığını beyan etmişlerdir.
Kusur oranın belli olmasından sonra Aktüer bilirkişiden rapor alınmıştır.Bilirkişi raporunda ölenin sakat maaşı aldığına dair belge sunulduğundan gelirinin asgari ücret olarak kabul edilmesi gerektiğini belirterek ,asgari ücret üzerinden yaptığı hesaplamada; davacı babanın 8.070,30 TL ,annenin 6.746,53TL ölenin desteğinden mahrum kaldıklarını bildirmiştir.
Davacı vekili … havale tarihli dilekçesini davasını ıslah ettiğini, anne … için 6.746,53 TL, davacı baba … için 8.070,00 TL ye yükselttiklerini beyan etmiştir.
Mahkememizce yapılan yargılama sonucu; “Dava trafik kazasından kaynaklanan desteğin ölümü nedeniyle uğranılan maddi ve manevi zararın tazmini istemine ilişkindir. Davacıların oğlunun kullandığı elektrikli bisiklete , davalı şirketin maliki ,…’in sürücüsü ve davalı sigorta şirketinin trafik sigortacısı olduğu aracın çarpması şeklinde meydana gelen trafik kazası sonucu davacıların oğlu vefat etmiştir.
Alınan bilirkişi raporuna göre kazanan meydana gelmesinde davalı sürücü %30 oranında kusurludur. Aracın maliki (işleteni) ve kazanın oluşumunda kusuru bulunan sürücü kusur oranları nispetinde meydana gelen zarardan sorumludurlar ve yol açtıkları zararı tazminle yükümlüdürler. Davalı sigorta şirketi de kendi sigortaladığı arıcın 3.kişilere verdiği zararlardan ,sigortalısının kusuru nispetinde ve poliçe limitiyle sınırlı olarak sorumludur. Zira bilindiği üzere 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunun 91.maddesinide “İşletenlerin, bu Kanunun 85 inci maddesinin birinci fıkrasına göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmaları zorunludur.” denilmektedir. Maddede belirtilen zararların ne olduğu da 85/1 maddede ” Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar.” şeklinde sayılmıştır. Kanunun 99. maddesinin 1.fıkrasında ” Sigortacılar, hak sahibinin kaza veya zarara ilişkin tespit tutanağını veya bilirkişi raporunu, sigortacının merkez veya kuruluşlarından birine ilettiği tarihten itibaren sekiz iş günü içinde zorunlu mali sorumluluk sigortası sınırları içinde kalan miktarları hak sahibine ödemek zorundadırlar.” denilmektedir. Bu nedenle bilirkişinin hesapladığı maddi tazminatın davalılardan tahsiline karar verilmiştir.
Davacıların oğullarını kaybetmiş olmaları nedeniyle üzüldükleri ve manevi olarak zarar gördükleri anlaşılmaktadır. Bu nedenle davacıların manevi zararlarının da olaya kusurları ile yol açan davalılar tarafından telafi edilmesi gerekmektedir. Olayın meydana gelmesinde tarafların kusur oranları ,ekonomik ve sosyal durumları nazara alınarak ,kusur oranıyla orantılı olmamak kaydıyla uygun bulunan manevi tazminata hükmedilmiştir.” gerekçesi ile verilen karar,
Davacılar vekili ve davalı … Otomotiv İnş Tic A.Ş vekili tarafından temyiz edilmiş, Yargıtay … Karar sayılı ilamı ile;
“…1-Dava, trafik kazası sonucu oluşan ölüm nedeniyle, ölenin yakınlarının, 6098 sayılı TBK’nun 53/3. maddesi gereğince destekten yoksun kalma tazminatı istemine ilişkindir.
Davacı taraf, davaya konu kazada ölen …’in engelli maaşı aldığını ve aynı zamanda abisine ait fırında çalışıp gelir elde ettiğini ileri sürerek anne ve babası olan davacıların, ölenin desteğinden yoksun kaldığı iddiası ile tazminat istemli davayı açmış; davalı taraf, yargılama aşamasında toplanan delillere göre, engelli maaşı alan ölenin davacılara destek olma ihtimalinin bulunmadığını savunmuş; mahkeme ise, ölenin davacılara destek olma imkanı olup olmadığı konusunda bir değerlendirme yapmadan, davacıların tazminat isteminin kabulüne karar vermiştir.
Destekten yoksun kalma tazminatının konusu, desteğin yitirilmesi nedeniyle yoksun kalınan zarardır. Buradaki amaç, destekten yoksun kalanların, desteğin ölümünden önceki yaşamlarında sahip oldukları sosyal ve ekonomik durumlarının korunmasıdır. Olaydan sonraki dönemde de, destek olmasa bile, onun zamanındaki gibi aynı şekilde yaşayabilmeleri için muhtaç oldukları paranın ödettirilmesidir. Yani, haksız bir eylem sonucu desteğini yitiren kimse, TBK’nun 53. maddesine dayanarak uğradığı zararın ödetilmesini isteyebilir.
Destek kavramı, gerçekleşmiş veya gerçekleşmesi umulan bir bakım ilişkisini gösterir. Eylemli ve düzenli olarak bir kimsenin geçimini kısmen veya tamamen sağlayacak biçimde ona yardım eden veya olayların olağan akışına göre eğer ölüm gerçek1eşmeseydi az veya çok yakın bir gelecekte de bu yardımı sağlayacak olan kimse destek sayılır. Bu manada, bir başka kişiye fiilen bakan, onu geçindiren veya ileride bakma, geçindirme ihtimali bulunan kişi, destektir. İlk durumda eylemli destek, ikinci durumda ise varsayımsal (farazi) destek kavramı söz konusudur. İfade olunan bu hususlar, gerek öğretide gerekse Yargıtay uygulamalarında kabul edilmiş olup, destek kavramının sadece mali olarak yardımı ifade etmediği, bakım ve hizmet etmek suretiyle sağlanacak katkıyı da kapsadığı genel olarak kabul edilmektedir. Ancak, ölenin sadece mali olarak değil bakım ve hizmet etmek suretiyle anne babasına destek olabilmesi için de, herşeyden önce kendi sağlık durumunun bu bakım ve hizmeti sağlamaya elverişli olması gerekir.
Somut olayda; ölen …’in engelli maaşı aldığının davacı yanca bildirilmiş olması nedeniyle, ölenin aldığı engelli maaşının sebep ve miktarı konusunda araştırma yapılmış; engelli maaşı miktarları konusunda gerekli belgeler toplanmış; ancak, ölenin engelli maaşı almasına neden olan sağlık durumu ile engellilik sebep ve oranı konusunda yeterli araştırma yapılmamıştır. Kazada ölen …’in engel oranının ve sebebinin belirlenmesi, gerek mali olarak gerekse bakmak ve hizmet etmek suretiyle davacı anne babasına destek olup olamayacağının tespitinde önem arzettiği için, mahkemenin bu konudaki araştırması yetersizdir.
Açıklanan tüm bu hukuki ve maddi olgular karşısında mahkemece; davacıların ölen oğlu …’in engelli maaşı almasına neden olan, engelliliğine yol açan sağlık sorununun ne olduğunun ve engel oranının saptanması bakımından, ölene ait tıbbi belgeler ile engelli maaşı bağlanmasına ilişkin sağlık raporlarının ilgili yerlerden getirtilmesi; ölenin engellilik oran ve sebebi konusunda gerekirse Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Kurulu’ndan rapor alınması; engellilik sebep ve oranına göre davacılara destek olma imkanı olup olmadığı değerlendirilmek suretiyle, oluşacak sonuca göre davacıların maddi tazminat istemleri hakkında bir karar verilmesi gerekirken, eksik incelemeyle yazılı şekilde hüküm tesisi bozmayı gerektirmiştir.
2-Bozma ilamının kapsam ve şekline göre, davacılar vekilinin temyiz itirazları ile davalı … Otomotiv. İnş. Tic. A.Ş. vekilinin diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.” gerekçesi ile bozulmuştur.
Mahkememizce taraf teşkili sağlandıktan sonra yargılamaya devam edilmiştir.
Davacılar vekili bila tarihli dilekçesi ile 12/04/2022 tarihli sulh dilekçesi ile Antalya … İcra Müdürlüğü … E. sayılı dosyaya … Sigorta A.Ş tarafından 09.03.2016 tarih 3.894,24 TL – 09.03.2016 tarih 18.206,45 TL yine 03/11/2015 Tarihli 3.530,94 TL – 03/11/2015 Tarihli 18.677,05 TL bedelli ödeme dekontlarda da görüleceği üzere ödemeler yapıldığı, bu ödemelerin 14.000,00 TL manevi tazminata ilişkin ödeme olduğunu, yani 14.000,00 TL manevi tazminat … A.Ş. nin sigorta şirketi olan diğer davalı … SİGORTA tarafından belirtilen icra dosyasına ödendiğini, davalı … Otomotiv İnşaat Ticaret A.Ş ile sulh olduklarını bildirdiği görülmüştür.
Davalı … Otomotiv İnşaat Ticaret A.Ş. vekili 07/03/2022 tarihli dilekçesi ile tarafla sulh olduklarını yargılama gideri ve vekalet ücreti talebi bulunmadığını bildirmiştir.
Davalı … Sigorta A.Ş vekili 07/04/2022 tarihli dilekçesi ile yokluklarında davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Tüm dosya kapsamına göre, 6100 sayılı HMK. 313. maddesinin “Sulh, görülmekte olan bir davada tarafların aralarındaki uyuşmazlığı kısmen veya tamamen sona erdirmek amacıyla mahkeme huzurunda yapmış oldukları bir sözleşmedir”. HMK. 315. maddesinin “…Mahkemece, taraflar … sulh sözleşmesine göre karar verilmesini istemezlerse, karar verilmesine yer olmadığına karar verilir.” hükümleri uyarınca, dava konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Tarafların sulh oldukları anlaşılmakla HMK 315/2.maddesi uyarınca ESAS HAKKINDA KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
2-Alınması gerekli 80,70 TL harcın peşin alınan 395,61 TL (177,61 TL peşin harç ile 218,00 TL tamamlama harcı) harçtan mahsubu ile artan 314,91 TL’nin harcın davacılara iadesine,
3-Vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,
4-Davacılar tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendileri üzerinde bırakılmasına,
5-Sarf edilmeyen gider avansın kararın kesinleşmesinden sonra iadesine,
Dair, TARAFLARIN YOKLUĞUNDA kararın tebliği tarihinden itibaren 15 gün içerisinde TEMYİZ yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, anlatıldı.19/04/2022

Katip …
¸e-imzalı

Hakim …
¸e-imzalı