Emsal Mahkeme Kararı Antalya 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/206 E. 2019/325 K. 21.05.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
ANTALYA
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/206 Esas
KARAR NO : 2019/325
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 18/09/2017
KARAR TARİHİ : 21/05/2019

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dilekçesinde özetle: Davacı …’ün …’da yap-işlet modeli çerçevesinde inşa edilen ‘’…”ve ’…” otellerinin işletmesiyle iştigal ettiğini, davalı …, … ve … ile birlikte davalı şirketin ortağı olduğunu, … tarihinde bir sözleşme ile …’ın davacı şirket hisseleri üzerinde … ve … lehine intifa hakkı tesis edildiğini, davalı …, davacı şirketin Muavin Defter-Yerel Para …/… dönemine ilişkin muhasebe kayıtlarının … kodlu hesabından görüleceği üzere …TL borçlu olduğunu, davalı … 19.08.2016 tarihinde Resmi Gazetede yayımlanan 6736 Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması Hakkında Kanun kapsamında, … ’ün … muhasebe kayıtlarında borçlu olduğu bedel için ‘işletme kayıtlarının düzeltilmesine ilişkin hükümlerden yararlanmak istediğini, … ve … söz konusu yararlanma nedeniyle vergi idaresine yapılacak ödemelere …’ın katlanması, … tarihinde imzalandığını, … in …’de Sahip Olduğu Şirket Payı Üzerinde İntifa Hakkı Kurulmasına Dair Sözleşme ve anılan sözleşmeyle ilişkilendirilmiş sözleşme ve protokollerde taraflar için öngörülen hak ve borçların varlığı ve devamını hiçbir biçimde etkilememek koşuluyla … tarihinde imzalanan protokolle rıza gösterdiklerini, anılan protokol uyarınca 6736 sayılı kanun dan yararlanarak davacı şirketin muhasebe kayıtlarının salt vergisel açıdan düzeltildiğini, bu bağlamda … ’ın borcunun da kayıtlardan çıkartıldığını, davacının davalıya … yevmiye no’lu ve … tarihli ihtarname göndererek borcu olan bedeli 5 işgünü içerisinde ödemesinin talep ettiğini, davalının … tarihinde … yevmiye no’lu ihtarname ile borcun olmadığından bahisle ödeme talebini reddettiğini, bunun üzerine ilamsız takip başlatıldığını,Antalya …İcra Müdürlüğü’nün … sayılı takip dosyasıyla ödeme emri gönderildiğini, ödeme emrinin … tarihinde tebliğ edildiğini, … tarihinde borca itiraz edilerek takibin durdurulduğunu, … tarihli Protokol uyarınca salt vergisel sonuçları açısından muhasebe kayıtlarından çıkarılan ancak iktisadi anlamda varlığını sürdüren borcun … ve … tarihli Yönetim Kurulu kararıyla mahsup edildiğini, borcun …TL olarak güncellendiğini, duran takibin devamı ve alacağa kavuşulması için itirazın iptali davasının açıldığını, …’ın borçlu olduğu tutarların … ve … tarihli Yönetim Kurulu kararıyla …TL’den mahsup edilip, borcun …TL olarak güncellendiğini, davalı Protokolle ‘’Borcun Gerçek Olmadığının Kabul Edildiği”, ’’Borçtan Vazgeçildiği” ve ‘Kayıtlardan Silindiği”; dolayısıyla borca ilişkin kayıtlarında düzeltilmesi suretiyle borcun sona erdiğini iddia etmekte ise de protokolle davalının borcunu teyit/ikrar ettiğini, kayıtların salt vergisel açıdan 6736 sayılı kanundan yararlanmak için düzeltildiğini, taraflar arasındaki borç ilişkisinin ortadan kaldırmadığını, protokol metninde açık biçimde ifade edildiği üzere taraflar için öngörülen hak ve borçların varlığı ve devamım hiçbir biçimde etkilememek koşuluyla imzalandığını, Protokolde borcun sona erdiğine ve ortadan kaldırıldığına veya tarafların birbirini ibra ettiğine ilişkin hiçbir düzenlemenin olmadığını, protokolün müvekkil şirketin ortakları …, … ve davalı … arasında imzalandığını , … ’ün taraf olmadığını, davalı protokolle borcun olmadığını ortadan kalktığı sonucuna ulaşmaya çalışsa da protokolün 4’üncü maddesinde ”…’ün … yılı muhasebe kayıtlarında, …’ ın borçlu olarak yer aldığını, TL ve döviz cinsinden borçlarının vergi dairesine yapılacak bildirimde esas alınabilecek toplam tutarı oluşturan …TL için … sayılı … Kanununun ”İşletme kayıtlarının düzeltilmesi” başlıklı 6.md 3nolu bendinden yararlanılacak ve beyan edilecektir.” biçiminde olduğunu, borç ilişkisini protokolde imzası olduğundan 6098 sayılı TBK’nun 18.md. Uygun şekilde kabul ve ikrar ettiğini, borcun olmadığının ispat yükünün davalıya ait olduğunu, muhasebe kayıtlarının … sayılı kanun kapsamında düzeltilmesinin borcun silinmesi ortadan kaldırılması anlamına gelen bir işlem olmadığından borcun mevcut, aktüel olduğundan ödenmesi gerektiğini, davalının itirazını güçlendirmek amacıyla davacının vergi dairesine başvurmak suretiyle işletme kayıtlarının düzeltilmesi işlemini bizzat gerçekleştirdiğine dikkat çekmeye çalıştığını, davalının lehine sonuç doğuracak vergisel başvurunun davacı tarafından yapılmasının alacağından vazgeçtiğinin sonucuna varılamayacağını, Yargıtay da, “vergi affı” olarak bilinen ve vergi mükelleflerine birtakım kolaylıklar öngören kanunlardan yararlanılmasının, yararlanan vergi mükelleflerinin mevcut hukuki ilişkileri açısından bir farklılık yaratmayacağını, bu ilişkiler üzerinde hüküm ve sonuç doğurmayacağını kabul etmekte olduğunu, Yargıtay ’da vergi kolaylıkları tanıyan yasalardan yararlanmanın özel hukuktaki borç ilişkisine etki etmeyeceği kanaatinde olduğunu, davalının borcuna haksız şekilde itiraz etmesi sebebiyle itirazın iptalini, konusu bedelin %20 sinden az olmamak üzere, icra inkar tazminatı hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: Dava dilekçesinin fiili gerçeklere aykırı olduğunu, hiçbir hukuki dayanağının olmadığını, ödeme emrine karşı yasal süre içerisinde itiraz edildiğini, gerçekte var olmayan bir alacak iddiası ile haksız olarak itirazın iptali davası açıldığını, davacıya herhangi bir borcun bulunmadığını, davacının kötü niyetli olduğunu, davacı dava konusu alacak bedelinden vazgeçip resmi bilançolarından, kayıtlarından da bu alacağı sildiği çünkü böyle bir alacağın olmadığını, gerçekte var olan bir alacak için borçlunun talebi ile resmi kayıtlardan gerçek bir alacağın silinmesini hiçbir alacaklının kabul etmeyeceğini, davalı … ve … arasında … tarihli …’ın …’te sahip olduğu şirket payı üzerinde intifa hakkı kurulmasına dair sözleşme akdedildiğini, buna göre davalının sahip olduğu %50 pay üzerinde … ve … lehine 13 yıl süre ile intifa hakkı tesis edildiğini, davacının yönetim hak ve yetkilerini … ve … tek başına elinde bulundurmakta olduğunu, … tarihinde davacının gerçek bilançosunun çıkarıldığını, intifa sözleşmesi ile davalının davacı …’ün yönetiminde olmayacağından şirket ortakları yönünden hesapların kapatılması gerektiğini, gerçek bilanço hazırlanırken reel olmayan alacak kalemlerinin kayıtlardan çıkarıldığını, belgeler üzerinde ortaklara … EURO borç çıkarıldığını, …’ın kendisine düşen … EURO borcu ödeyerek davacıya borçlarını sıfırladığını, … tarihli ihbarname niteliğindeki bu belgede, davacı vekilleri … ve …, ve davacı şirketin muhasebe müdürü, … muhasebe müdürü, davalı muhasebe müdürleri …, … ve …’in imzalarının bulunduğunu, imzalanan belgenin davacı tarafı bağlayıcı olduğu konusunda hiçbir şüphenin olmadığını, … tarihli diğer bir belgede davacının henüz tahsil edilmeyen alacakları çıkarılmış ve bu alacakların tahsil edildiğinde yarısı(%50) … şirketine ödeneceğinin hüküm altına alındığı, bu belgede de aynı kişilerin imzasının bulunduğunu, belgeler üzerinde dava konusu borcun hiçbir şekilde yer almadığını, bu bakımdan dava konusu tutar taraflar arasında … tarihli belgeye istinaden yapılmış bir ibralaşmanın varlığını açıkladığını, davacının ibralaşmadan sonra 6736 sayılı kanun uyarınca gerçeğe aykırı bilanço kalemine ilişkin yeniden yapılandırma başvurusu yaptığını, bu tutarı kayıtlarından silmiş olmasıda ibralaşmanın varlığını göz önüne serdiğini, aradan uzun zaman geçtikten sonra aradaki mutabakatı hiçe sayarak dava etmesinin tamamen kötü niyet göstergesi olduğunu, … tarihli protokole göre davacı şirketin 3. kişilerden tahsil edilen alacakları nedeniyle davalı, davacıdan olan alacağının tahsili için davacı aleyhine Antalya … İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyasıyla takip yaptığını, davacı tarafından … tarihli itiraz dilekçesinde, ’’…sözleşme taraflarınca tespit edilerek imza altına alındığı üzere …’e …TL borçlu olduğundan… ’’ifadesine yer verdiği, bu bedelin taraflarca imza edilen işbu davaya ilişkin … tarihli gerçek mizanda görüleceği üzere ”müşterilerden alacaklar ’’kaleminin boç miktarı ile tıpatıp aynı olduğunu, dolayısıyla davacının bu beyanı ile … tarihli belgeyi ikrar, kabul ettiğinin açık olduğunu, dolayısıyla davalının davacıya borcunun olmadığını, bu tarihte yaklaşık … milyon TL borcu olan …’in de borcunun aynı neden ile belgede yer almadığını, davacı dava dilekçesinde ilgili Protokolün belli bir kısmını alarak ilgili paragrafın tamamını almadan açıkça adaleti yanıltmaya çalışarak protokole yaptığı atıfla; ’’…Öngörülen hak ve alacakların varlığı ve devamı etkilenmemek alacağın yapılandırılmasına rıza gösterildiğini’’iddia ettiği, atıf yapılan … tarihli protokolde ‘’taraflar arasında akdedilmiş olan intifa sözleşmesindeki öngörülen ve anılan borçların varlığı ve devamını etkilemeyecek şeklinde ” denmek suretiyle intifa sözleşmesinden doğan haklara ve borçlara atıf yapıldığını, dava konu alacağa ilişkin bir açıklamanın olmadığını, … tarihli protokolün davacının iddiasının aksine davalının …TL borçlu olduğunu değil olmadığını ispat ettiğini, protokolün 7,maddesi; ’’…, …’ı bu süreçleri yürüte bilmesi için yetkilendireçektir. Bu süreçlerin nihai biçimde sonuçlandığında …, … ’ın kendisine yapılan bildirimi izleyen 7 gün içinde, …’ın yaptığı ödemeleri tamamen veya alınan nihai sonuca tekabül eden tutarda …’a iade edecektir. ” demek suretiyle davalının borçlu olmadığını, olsaydı söz konusu ödemenin iadesini değil davacıya olan borçtan mahsup edileceği yönünde hüküm kurulacağını, haksız ve kötü niyetli olan dava ve takibin yapılmasının temel amacının davalının davacı şirketteki payları üzerinde … lehine tesis edilen intifa hakkı karşılığında davalıya ödenmesi gereken intifa hakkı bedellerinin ödenmemesine haksız gerekçeler ve bahaneler yaratmak olduğunu, davacının … tarihinden buyana kadar alacağının tahsili için yasal yollara başvurmaması dahi dava konusu iddiaların aldatmacadan ibaret olduğunu ve huzurdaki davanın sadece taraflar arasında ortaya çıkan ihtilaflar nedeniyle uydurulmuş bir alacak yaratma çabasından ibaret olduğunu, dava konusu alacağın gerçek bir borç-alacak ilişkisinden kaynaklanmadığı, davacı tarafından kayıtlardan bizzat silindiğini, 6736 sayılı kanundan yararlanıldığını, kanun kapsamında Vergi İdaresine yapılması gereken tüm ödemelerin davalı … tarafından yapıldığını, muavin defter kayıtları incelendiğinde davalı şirketin borçlandırıldığı tutarların ”136 hesap virmanları” açıklaması ile kaydedildiğini, ”Diğer Çeşitli Alacaklar ”adı verilen hesabın ticari bir nedene dayanmayan diğer alacak hesaplarından herhangi birine dahil edilemeyen alacakların izlendiği hesap olduğunu, bu haliyle davacı tarafından yapılan borçlandırmanın tamamen fıktif ve dayanaksız olduğunu, bu hesabın 6736 sayılı yasa gereğince yapılan bilanço düzeltmesi ile sıfırlandığını, davacının herhangi bir alacağının olmadığı bizzat takip dayanağı yaptığı kendi defter kayıtlarından da anlaşıldığından davacı tarafından haksız, dayanaksız ve kötü niyetli olarak ikame edilmiş olan davanın reddini talep etmiştir.
Birleşen Antalya … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … E-… K sayılı dosyasında;
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket ile davalı şirketin ortağı oldukları … Şirketinin muhtelif üçüncü kişilerden olan toplam …-Euro alacağın tahsil edilmesinden sonra bu tutarın % 50’sine karşılık gelen kısmının davacı şirkete ödeneceğinin yazılı olarak taahhüt edildiğini, davacı şirketin bu tutarın tahsili amacıyla Antalya … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası üzerinden başlattığı takipte davalı tarafça itiraz edilmesi üzerine takibin durduğunu, davacı şirket, … Şirketi ve … AŞ tarafından akdedilen … tarihli “… Şirketi’nin … AŞ’nde sahip olduğu şirket payı üzerinde intifa hakkı kurulmasına dair sözleşme” ile bağlantılı olarak davalı şirketin ortakları olan müvekkil şirket ile … Şirketi arasında karşılıklı olarak borç – alacakların tasfiyesine ilişkin anlaşma yapıldığını ve üçüncü kişilerden olan toplam alacakların tahsil edilmesinden sonra tahsil edilen tutarın % 50’lik kısmının davacı şirkete ödeneceğinin taahhüt edildiğini, başlatılan takibe yapılan itirazda …-Euroluk kısmının tahsil edildiğinin açıkça ikrar edildiğini, yine davalı şirket tarafından itirazda alacağa karşılık davalılardan … AŞ’nin davacı şirketten …-TL cari hesap alacağının olduğu iddia edilerek bu tutarın alacaktan takas edildiği belirtilmiş ise de; davacı şirketin böyle bir borcunun bulunmadığını, söz konusu cari hesap alacağının davacı şirketten tahsili amacıyla halen Antalya … Asliye Ticaret Mahkemesinin … esasında dava görüldüğünü, derdest olduğunu, TBK’nun 139 maddesi uyarınca davacı şirketin dava konusu alacağı ile belirtilen ihtilaflı olan alacağın takas edilmesinin mümkün olmadığını, takas def’inin kabul edilmediğini, haksız itiraz üzerine takibin tamamının durduğunu belirterek belirterek haksız itirazın iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiş, bu talebini duruşmada tekrarlamıştır.
Davalı şirkete usulüne uygun tebligat yapılmış olup, davalı vekilinin ibraz ettiği cevap dilekçesinde özetle; davacı şirket müvekkili şirketin % 50 oranında şirket paylarına sahip ortağı olduğunu, intifa hakkına ilişkin sözleşmenin akdedilmesinden sonra tarafların … tarihinde davacının davalı şirketteki ortaklar cari hesabında bulunan borcu üzerinde mutabakata varıldığını ve davacının davalı şirkete …-TL borçlu olduğunun tespit edildiğini, davacı şirketin alacağının bulunmadığını, cari hesaptan kaynaklanan borcu nedeniyle taraflar arasında düzenlenen intifa hakkı sözleşmesinden kaynaklı üçüncü kişilerdeki alacakların tahsil edildikten sonra % 50 – 50 karşılık ödeneceği hükmünün, davacı şirketin cari hesaptan kaynaklanan borcundan düşülmesi gerektiğini belirterek bu alacağın tahsili amacıyla açılan Antalya … Asliye Ticaret Mahkemesinin … esas sayılı dava dosyasının bekletici mesele yapılmasını, bu taleplerinin yerinde görülmemesi halinde her iki dava dosyasının birleştirilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Dosya birleştirme kararı verilerek Mahkememize gönderilmiştir.
Mahkememizce … Esas sayılı dosyada yapılan yargılama sonunda;
“Somut olayda tarflar arasında imzalanan … tarihli protokole göre …A.Ş nin 6736 sayılı Bazı Alcakların Yeniden Yapılandırılması Hakkınndaki Kanun’un “Matrah ve Vergi Artırımı ” başlıklı 5. Maddesi ve “İşletme Kayıtlarının Düzeltilmesi” başlıklı 6. Maddesinin 3 nolu bendinden yararlandırılması amacıyla sınırlı olarak hareket edildiği, bu yararlanma nedeniyle vergi dairesine yapılacak ödemenin … tarafından karşılanacağının, vergi dairesine yapılacak bildirimlerin … tarihi itibariyle gerçekleştirileceğinin kararlaştırıldığı görülmektedir.
Tarafların ticare defterlerine göre hem davalının hem de davacının ticari defterlerinden silinen borç miktarının … TL olduğu, … cari hesap bakiyesinin bu şekildi sıfırlandığı, dava tarihinden önce davcı şirket tarafından davalıya ödenmesi gereken tutarların … ve … tarihli yönetim kurulu kararları ile ( … + …) mahsup edildiği ve itirazın iptali davasının buna göre açıldığı anlaşılmıştır.
Borcu sona erdiren sebepler BK. 131 ve devamı maddelerinde düzenlenmiş olmakla (ifa, ibra,yenileme,alacaklı ve borçlu sıfatının birleşmesi, ifa imkansızlığı, takas, zamanaşımı), somut olayda borcun bu sebeplerle sona erdirilmediği sabittir.Bu halde vergi affından faydalanmak amacıyla ticari defterlerdeki alacak-borç bakiyesinin sıfırlanmasının alacağı ortadan kaldırmayacağı kabul edilerek, davanın kabulüne dair aşağıdaki şekilde hümüm tesis edilmiştir.
Gerekçeli kararın yazılma aşamasında sözlü yargılamanın yapıldığı son celseden önce Antalya … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … E-…K sayılı dosyasının Mahkememiz dosyası ile birleştirilerek gönderildiği belirlenmiş ise de, kısa karar ile gerekçeli karar arasında çelişki oluşturmamak amacıyla, bu hususun gerekçeli kararda belirtilmesi ile yetinilmiştir.” gerekçesi ile verilen karara karşı; davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuş ise de, istinaf incelemesi aşamasında tarafların sulh olduklarına dair dilekçeler verdiği,
Antalya Bölge Adliye Mahkemesi’nin … tarih ve … E, … K sayılı ilamı ile; “Davalı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmasından sonra tarafların sulh olması nedeniyle davalı vekilinin istinaf nedenleri yönünden istinaf incelemesi yapılmaksızın, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-a-6. maddesince Antalya …Asliye Ticaret Mahkemesinin … tarih ve … Esas, … Karar sayılı KARARININ KALDIRILMASINA,Sulh hususunda ek karar verilmek üzere 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-a-6. maddesi gereğince dosyanın Antalya … Asliye Ticaret Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE” dair karar verilerek dosyanın Mahkememize gönderildiği görülmüştür.
Davacı vekilinin … tarihinde UYAP sisteminden tarafların sulh olduğundan huzurdaki asıl ve birleşen davanın konusuz kaldığı, esas hakkında karar verilmesine yer olmadığından bahisle duruşma günü beklenmeksizin karar verilmesi talebini içerir dilekçesi üzerine ve taraf vekillerinin Mahkememize müracaatları üzerine … tarihinde celse re’sen açılmıştır.
Davacı – Birleşen dosya davalısı … A.Ş vekili duruşmaya katılarak; asıl davada ve birleşen davada anlaştıklarını, davaların konusuz kaldıını, vekalet ücreti ve yargılama gideri talepleri olmadığını, sulh nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına dair karar verilmesini talep ettiklerini, sulh anlaşmasının zapta geçirilmesi yönünde talepleri olmadığını beyan etmiştir.
Davalı – Birleşen dosya davacısı … A.Ş vekili duruşmaya katılarak; birleşen dava dosyası dahil olmak üzere her iki davada da tarafların sulh olduğunu, vekalet ücreti ve yargılama gideri talepleri bulunmadığını, esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına dair karar verilmesini talep ettiklerini beyan etmiştir.
Anlatılan nedenlerle asıl ve birleşen dava yönünden aşağıdaki şekilde hüküm tesis etmek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Asıl davada ve birleşen Antalya 2.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … E, … K sayılı davada tarafların sulh oldukları anlaşılmakla HMK 315/1.maddesi uyarınca davaların esası hakkında KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
2-Asıl davada alınması gerekli 44,40TL harcın peşin alınan 58.999,92 TL harçtan mahsubu ile artan 58.995,52 TL harcın istemi halinde davacı-birleşen dosya davalısı … A.Ş’ye iadesine,
3-Birleşen davada alınması gerekli 44,40TL harcın peşin alınan 4.064,58 TL harçtan mahsubu ile artan 4.020,18 TL harcın istemi halinde davalı – birleşen dosya davacısı … A.Ş’ye iadesine,
4-Tarafların yaptığı giderlerinin kendi üzerlerinde bırakılmasına,
5-Vekalet ücreti talep edilmediğinden bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
6-Sarf edilmeyen gider avansının HMK 333.maddesi uyarınca davacıya iadesine
Dair, davacı-birleşen dosya davalısı vekili ile davalı-birleşen dosya davacısı vekilinin yüzüne karşı kararın tebliği tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde İstinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, anlatıldı.21/05/2019

Başkan …

Üye …

Üye …

Katip …

¸e-imzalı ¸e-imzalı ¸e-imzalı ¸e-imzalı