Emsal Mahkeme Kararı Antalya 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/97 E. 2019/255 K. 29.04.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
ANTALYA
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2018/97 Esas
KARAR NO : 2019/255
DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 11/12/2017
KARAR TARİHİ : 29/04/2019

Davacı vekili tarafından açılmış bulunan yukarıda açık konusu yazılı davanın yapılan açık yargılaması sonunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: Alacaklı davalı tarafından müvekkil aleyhine Antalya …İcra Müdürlüğü’nün … sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, müvekkil ile davalı arasında… adresinde yer alan bir dükkan için 20.06.2016 tarihinde kira kontratı yapıldığını, yapılan bu kira sözleşmesi uyarınca müvekkil ve diğer ortakların davalının vekalet ettiği …’a her biri sıralı 9 adet 4.500-TL bedelli senet verdiklerini, sözleşme tarihinde 3 aylık kiralarını (Haziran-Temmuz-Ağustos) peşin verdiklerini, dükkanı kiralayan 3 ortağın bu senetleri birlikte beraber imzalayıp davalı …’ya verdiklerini, bir müddet sonra müvekkil ve ortaklarının anlaşamayıp bu ortaklığı sonlandırmak ve kiralanana dükkanı 3.bir kişiye devretmek istediklerini, nitekim 20 Ağustos 2016 tarihinde kiralanan taşınmazı 3.kişiye devrettiklerini, davalıların da bu yeni kişi ile kira kontratı yaptığını, hatta davalılardan …’nın bazı masraflar ve zararlar oldu diyerek devir bedelinin 10.000,00 TL’sini aldığını, aynı anda eski kira kontratını ve verilen senetleri müvekkillerin önünde yırttığını, daha sonra anlaşıldığı üzere 3 adet senedin … tarafından yırtılmamış olduğunu ve iş bu takibe konu edildiğini, davalılardan …’nın takip başlatılmadan önce müvekkili aradığını ve benim borçlu …’dan alacağım var ödemiyor ben bu senetleri işleme koyacağım dediğini ve akabinde bu senetlerin arkasına kendi imzasını atmak sureti ile müvekkil hakkında icra takibi başlattığını, diğer davalı …’nın da …’nın eski eşi olup halen birlikte ikamet ettiklerini, müvekkilin davalılara hiçbir borcu bulunmadığını, davalılar ile müvekkil arasında başkaca bir ticari alışveriş olmadığını, ayrıca dava konusu takibin … tarafından ciro silsilesi dışına çıkılarak eski eş olan diğer davalının aleyhine değil taşınmazı kiralayan müvekkil ve iki ortağı aleyhine başlatıldığını, bu da takibe konu senedin aslında herhangi bir ticari alışverişe konu olmadığının kanıtı olduğunu, senet kısmında senedin ne amaçla verildiği yani malen veya nakden verildiği kısmının da boş olduğunu, senetlerin tanzim tarihi ile kira kontratının tarihinin aynı dönemde olduğunu, bu nedenle de 3 ay sürmüş olan kira sözleşmesi uyarınca tanzim edildiğinin iddialarını destekler yönde olduğunu, var olmayan bir alacak sebebi ile müvekkil aleyhine yapılacak herhangi bir icra işlemi talep edilen miktarın büyüklüğü dikkate alındığında müvekkilin geleceğini geri dönülmez bir şekilde etkileyeceğinin aşikar olduğunu , tüm bu nedenlerle açılan davanın kabulü ile, müvekkillerin davalılara 14.276,05-TL borçlu olmadığının ve davalıların müvekkilden herhangi bir hak ve alacağının bulunmadığının tespitine, Antalya …İcra müdürlüğünün … esas sayılı icra takibinin müvekkil yönünden tüm faiz ve ferileri yönünden iptaline, yargılama süresince müvekkil hakkında yapılacak her türlü icra işleminin tedbiren durdurulmasına, …İcra müdürlüğünün … esas sayılı icra takibine konu senetlerin iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … vekilinin cevap dilekçesinde özetle; davalı lehtar …’in iş yaptırdığı davalı hamil müvekkilinin borcundan dolayı icra takibine konu edilen senedi ciro edip kendisine teslim ettiğini, davalı yetkili hamil senet keşidecilerine karşı kambiyo senetlerine mahsus icra takibine başlatıldığını, icra takibinin kesinleştiğini, ciro edilmiş kambiyo senedine dayanan hamil senedi protesto ettirmeden keşideci hakkında takipte bulabileceğini, senet lehtarının usulüne uygun cirosu ve teslimi ile senetteki hakkı iktisap eden takip alacaklısının yetkili hamil olduğunu senede dayalı olarak takip yapılmasında usulü ve yasaya aykırılık bulunmadığını, davacının davasını yazılı belgelerle kanıtlaması gerektiğini, davacının iddia ettiği gibi müvekkilinin lehdarın hamilin eski karısı olmadığını, bu nedenlerle davanın reddini talep etmiştir.
Davalı …’a dava dilekçesinin usulüne uygun tebliğ edilmesine rağmen cevap dilekçesi ibraz etmemiştir.
Mahkememizce Antalya … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası celb edilmiş ve dosyamız arasına alınmıştır. İncelenmesinde; alacaklısının davalı …, borçluların …, … ve … olduğu, 13.500,00 TL asıl alacak, 735,55 TL işlemiş faiz, 40,50 TL %0,30 komisyon olmak üzere toplam 14.276,05 TL üzerinden takibe geçildiği görülmüştür.
Mahkememizce davacı tanığı …’in 28/01/2019 tarihinde yapılan duruşmada hazır bulunması üzerine beyanı alınmıştır. Davacı tanığı … ” ben 2016 yılı Haziran ya da Temmuz aylarında davacı …’in eşi …’in çalıştırdığı Konyalım … isimli lokantada servis elemanı olarak çalışmaya başladım, … burayı yaklaşık 2 ay çalıştırdı, dükkan sahibi olarak davalı …’yı tanıyorum, …’in 3 aylık kira bedelini davalı …’ya peşin olarak verdiğini bana söylemesi nedeniyle biliyorum, ben para alışverişi sırasında orada değildim, …’in kira bedeli ödediğini görmedim, sadece konuşmalardan dolayı bu durumu biliyorum, 3 aylık kira bedelini verip 2.ayda çıkıldığı için 1 aylık kira bedelinin de davalı …’da kaldığını biliyorum, davalı … bu işyerinde yemeklerini yediği için ben de servis elemanı olarak adisyon düzenlemem sebebiyle yaklaşık 1.500,00-1.600,00 TL yemek parasını da davalı … ödememiştir, kira ilişkisi bittiği sırada …’in alacağı olduğunu az önce belirttiğim şekilde biliyordum, ancak …’nın herhangi bir konuşmasına şahitlik etmedim” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Mahkememizce davacı vekili tarafından davalılar yemine davet edilmiş ve mahkememizce 29/04/2019 tarihinde yapılan yargılamada davalıların hazır bulunması üzerine yemin etmişlerdir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, kambiyo senetlerine dayalı olarak girişilen icra takibinde ödeme nedeniyle bedelsizlik iddiasına dayalı borçsuzluğun tespiti istemine ilişkindir.
Hukuk Genel Kurulunun 17.12.2003 gün ve E:2003/19-781, K:2003/768; 12.10.2011 gün ve E:2011/19-473, K:2011/607; 04.12.2013 gün ve E:2013/19-89, K:2013/1645; 14.05.2014 gün ve E:2013/19-1155, K:2014/660 sayılı ilamlarında da belirtildiği üzere; bütün mücerret alacaklarda olduğu gibi kambiyo senedi alacağı da kural olarak, uygun bir asıl borç ilişkisine, bir illi ilişkiye dayanır.
Bir kambiyo senedi düzenleyip veren ve bu senedi alan herkes, bütün hukuki işlemlerin yapılmasına temel teşkil eden bir gayeye ulaşmak istemektedir. Kambiyo senedinden kaynaklanan talebin geçerliliği, temel ilişkiden kaynaklanan temel talebin ve bununla ilgili olarak taraflar arasında varılmış amaca ilişkin mutabakatın geçerliliğinden tamamen bağımsızdır. Kambiyo senedinden doğan talep hakkına kambiyo hukuku, temel talebe ise, bu talebin ait olduğu hukuk kuralları uygulanır.
Usul hukukumuzda senede karşı senetle ispat zorunluluğu ilkesi kabul edilmiştir. 6100 sayılı HMK m.189/3 maddesi “Kanunun belirli delillerle ispatını emrettiği hususla, başka delillerle ispat olunamaz.” hükmünü amirdir. Aynı Kanunun 200/I maddesi “senetle ispat” ve 200/II maddesinde de “senetle ispat gereken hallerde karşı tarafın açık muvafakati ile tanık dinlenebileceği” hususları düzenlenmektedir. Yine, aynı kanunun 201.maddesinde de; “Senede bağlı her çeşit iddiaya karşı ileri sürülen ve senedin hüküm ve kuvvetini ortadan kaldıracak veya azaltacak nitelikte bulunan hukuki işlemler … liradan az bir miktara ait olsa bile tanıkla ispat olunamaz.” denilmekte; 203.maddesinde de; “senetle ispat zorunluluğunun istisnaları” düzenlenmiş ve hangi hallerde tanık dinlenebileceği belirtilmiştir.
Bunun yanında, 18.03.1959 gün ve 18/21 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararına göre, tanıkla kanıtlama yasağı, yalan tanıklığı önleme ve davada tarafların çıkarlarını koruma amacına yöneliktir. Değeri belli miktarı aşan hukuki işlerin tanıkla kanıtlanması yasağına ilişkin ilkeler, kamu düzeni düşüncesiyle yasaya konulmuş hükümlerden değildir. Ancak yazılı sözleşme ile ya da duruşma tutanağında usulüne uygun olarak belgelendirilmiş ikrar ile anlaşılan açık bir muvafakat bulunduğu takdirde sadece belli tanıklar dinlenebilir.
Anahtarın (kiralananın) kiraya verene teslimi, hukuki işlemin içerisinde yer alan bir maddi vakıa olmakla birlikte, sözleşmenin feshine yönelik bir hukuki sonuç doğurduğundan, bunun ne şekilde ispat edileceği hususu, yıllık kira bedelinin tutarı esas alınmak suretiyle, HMK’nın 200 ve 201.maddeleri çerçevesinde değerlendirilmelidir. Eş söyleyişle, yıllık kira bedelinin tutarı senetle ispat sınırının üzerindeyse ve kiraya verenin açık muvafakati yoksa bu yön kiracı tarafından ancak yazılı delille ispatlanabilir, tanık dinlenemez ancak yemin delillere dayanılmış ise yemin teklif etme hakkı hatırlatılıp sonucuna göre bir karar verilmesi gerekir (Yargıtay 3. Hukuk Dairesinin 28.02.2018 gün 2017/5791, 2018/1845 E. K, 5.12.2018 gün 2017/4599, 2018/12416 E. K, sayılı emsal kararları).
Somut olayda; davacı taraf, davalı …’a ait işyerinde kiracı olarak bulunduğunu ilk 3 ay kirasını peşin olarak davalıya verdiğini ve işyerini iki ay sonra 3. Kişiye devretttiğini davalı …’a verdikleri herbiri sıralı 9 adet 4.500,00 TL bedelli senetten 3 tanesinin yırtılmayarak davaya konu takibe dayanak kılındığını belirtmiştir.
Davacı tarafın davalı …’a ait işyerini 1 yıllık kira sözleşmesi ile kiraladığı ve herbiri aylık kira bedeli olan 4.500,00 TL tutarındaki senetleri imzalayarak davalıya …’e verdiği tarafların kabulündedir.
Uyuşmazlık davacının kiraladığı işyerinde 3 ay kadar kiracı olarak bulunup bulunmadığı, 3 aylık kira bedelini peşin ödeyip ödemediği peşin ödeme iddiası sebebiyle takibe konu senetlerin bedelsiz kalıp kalmadığı noktasında toplanmaktadır.
Davacı vekili her ne kadar ön inceleme duruşmasında davacının işyerinde 6 ay kiracı olarak kaldığını belirtmiş ise de davacı asilin beyanına göre; davacı, kiraladığı işyerinde 2 ay kiracı olarak kaldığını ve 3 aylık kira bedelini peşin olarak vermesi nedeniyle takibe konu senetlerin bedelsiz kaldığını iddia etmiş ise de davacı taraf davalıya yapıldığını iddia ettiği peşin ödemeye, işyerini boşalttığına yani 3. Kişiye devrettiğine ilişkin yukarıda ayrıntılı izah edilen Kanuni düzenlemelere ve içtihatlara uygun olarak yazılı bir delil sunamamıştır.
Hal böyle olunca; davalı işyeri sahibi …’ın takibe konu senetleri tahsil için diğer davalı …’ya ciro ettiği dosya kapsamından anlaşılmakla davacının iddiaları davalılarca kabul edilmediğinden davacı tarafın davalılara yemin teklif ettiği davalıların yemin ettikleri böylece davacı tarafın iddiasını ispat edemediği anlaşıldığından (Aynı yöndeki içtihat için bknz Yargıtay 19. Hukuk Dairesinin 08/06/2011 tarih 2010/13228 E., 2011/7628 K. Sayılı kararı) ispat edilemeyen davanın reddine dair karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın REDDİNE,
2-Alınması gerekli 44,40 TL harçtan peşin olarak alınan 243,80 TL harçtan mahsubu ile bakiye 199,40 TL harcın karar kesinleştiğinde istemi halinde davacıya iadesine,
3-Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesaplanan 2.725,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı …’ya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
5-Sarf edilmeyen gider avansının HMK.’nın 333. maddesi uyarınca davacıya iadesine,
Dair, davacı vekilinin, davacı asilin, davalı asil … ile davalı … vekilinin ve davalı asil …’ın yüzüne karşı, kararın tebliği tarihinden itibaren iki hafta içerisinde Antalya Bölge Adliye Mahkemesinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, anlatıldı.29/04/2019

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır