Emsal Mahkeme Kararı Antalya 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/96 E. 2018/296 K. 17.04.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/96 Esas
KARAR NO : 2018/296
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 02/11/2011
KARAR TARİHİ : 17/04/2018

Mahkememizden verilen … tarih ve …/… Esas …/… Karar sayılı kararı Yargıtay ….HD’nin … tarih ve …/… Esas …/… Karar sayılı bozma ilamı üzerine dava mahkememizin yukarıdaki esasına kaydı kaydedilerek, yapılan açık yargılamaları sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin davalı …’nun kullandığı davalı … adına kayıtlı…plakalı aracın kırmızı ışıkta geçmesi sonucu kazaya karıştığını ve bu kazadan sonra yaralandığını , sakatlandığını, kazanın Antalya … ilçesinde olduğunu, … nun kırmızı ışık ihlali yaptığı için tam kusurlu olduğunu, mnüvekkilinin bu kazadan sonra geçici olarak iş ve gücündan kaldığını sakatlanarak meslekte ve çalışma hayatında kazanma gücünü kaybettiğini, kazadan sonraki döneminde ve sakatlığının da baki olması sebebi ile eza ve üzüntü çektiğini, fazlaya ve diğer tüm hukuksal hakları saklı kalmak kaydı ile 100,00 TL geçici ve daimi iş ve güçten kalma tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte, 15.000,00 TL tazminatın olay tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … Sigorta A.Ş. vekili süre uzatım dilekçesinde, yetki ve görev yönünden itirazda bulunduklarını, müvekkil şirket aleyhine açılacak davalardan yetkili mahkemenin İstanbul Asliye Ticaret Mahkemesi olduğunu, davanın yetki ve görev yönünden reddini talep ettiği anlaşılmış,cevap dilekçesinde yetki ve görev itirazını tekrarla, müvekkil şirketin poliçelerinden kaynaklanan sorumluluğu azami teminat limiti dahilinde gerçek zarar ve sigortalı araç sürücüsünün kusur oranı ile sınırlı olduğunu, davacı tarafın şirkete herhangi bir başvuruda bulunmadığını, sağlık hizmet bedelleri SGK tarafından karşılandığını, bu sebeple tedavi giderleri müvekkilşirket nezdindeki Trafik sigorta poliçesi teminatı kapsamı dışında olduğunu, geçici iş göremezlik tazminatı taleplerinin şirket nezdindeki trafik sigorta poliçesi teminat kapsamında olmadığını, müvekkili yönünden davanın reddini talep etmiştir.
Davalılar … ve … vekili cevap dilekçesinde, davalı …’ın soyisimin sehven “…” yazıldığını, maddi hata olarak görülen bu hususun düzeltilmesini, davalı …’nun kırmızı ışıkta geçmediğini, sarı ışıkta geçtiğini, kazaya karışan motosiklet sürücüsü davacının kasksız ve ehliyetsiz olması, gece olmasına rağmen farsız olarak ve çok süratli seyir etmesi, motorun muayenesinin ve sigortasının bulunmaması gibi hususlar da gözönüne alındığında davacının asli kusurlu olduğunun ortaya çıktığını, kaza tespit tutanağındaki kusursuz gösterilmiş olmasını kabul etmediklerini, davalı müvekkiline ait araçta 4.000,00 TL tutarında maddi hasarın meydana geldiğini, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkememizce …/… Esas sayılı dosyada yapılan yargılama sonunda;
Dava trafik kazasına bağlı tazminat davasıdır. Dava dilekçesinde her ne kadar davalılara ait araç … olarak belirtilmiş ise de ,davacının kullandığı … plakalı …’na ait motosiklet ile davalı …’ya ait davalı … tarafından kullanılan … plakalı aracın karıtığı kaza neticesinde davacının yaralandığı ,davacının bu yaralanma neticesinde alınan rapora göre %3,3 oranında malül kaldığı anlaşılmıştır. Yine kazanın meydana gelmesinde davalı sürücünün %90 oranında kusurlu olduğu ,davacının ise koruyucu donanım kullanmaması sebebiyle %10 kusurlu olduğu anlaşılmıştır. Bu oranlar nazara alınarak davacının kazanç kaybı hesaplanmış ,15.107,76 TL zarara uğradığı belirlenmiştir. Bu nedenle davacının maddi tazminat talebi bu miktar için kabul edilmiştir. Davacının manevi tazminat talebine gelince ,kazanın oluş şekli ,davacının kazada % 3,3 oranında da olsa ömür boyu malül kalması nazara alınarak ,manevi tazminat istemi kabul edilmiştir.
Mahkememizce verilen karar davalı … ve … vekili tarafından temyiz edilmiş Yargıtay ….HD’nin … tarih ve …/… Esas …/… Karar sayılı bozma ilamı ile;
“1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına; özellikle, oluşa ve dosya kapsamına uygun olarak düzenlenen uzman bilirkişi raporundaki kusur oranlarının benimsenmesinde bir usulsüzlük bulunmamasına; Dairemiz’in yerleşik uygulamaları ile benimsenen ilkeler çerçevesinde, davacının maddi zararının hesaplandığı raporun hükme esas alınmasında usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre; davalı … ve … vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Dava, trafik kazası sonucu oluşan cismani zarar nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Davacı vekili, dava konusu kaza sonucu davacının yaralanmasından duyulan üzüntü nedeniyle, 15.000,00 TL. manevi tazminat isteminde bulunmuş; mahkemece talebin kabulüne karar verilmiştir.
6098 sayılı TBK’nun 56. maddesi (818 sayılı BK. 47. md.) hükmüne göre, hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Manevi tazminat, zarara uğrayanda, manevi huzuru gerçekleştirecek ve tazminata benzer bir fonksiyonu da olan özgün bir nitelik taşır. Manevi tazminat bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. Zarar görenin zenginleşmemesi, zarar sorumlusunun da fakirleşmemesi gerekmektedir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22.6.1976 günlü ve 7/7 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde takdir edilecek manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden, hakim bu konuda takdir hakkını kullanır iken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
O halde mahkemece, meydana gelen trafik kazası sonucu davacının yaralanması nedeniyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amacıyla; öncelikli olarak tarafların sosyal ekonomik durumlarının tespiti konusunda ilgili kolluk vasıtasıyla araştırma yaptırılması, bu araştırma da yapıldıktan sonra tarafların sosyal ve ekonomik durumları, kazanın meydana geldiği tarih ve paranın alım gücü, davacının kaza nedeniyle oluşan maluliyet oranına göre zararın boyutu göz önünde bulundurularak, davacı için hak ve nesafet kuralları çerçevesinde daha düşük manevi tazminata hükmedilmesi gerekirken, somut olay ile bağdaşmayan, bir miktar yüksek manevi tazminata hükmedilmesi uygun görülmemiş ve kararın bozulması gerekmiştir” gerekçesi ile bozulmuştur.
Mahkememizce Yargıtay bozma ilamına uyularak taraf teşkili sağlandıktan sonra ayrıca araştırma yapılması icap etmediğinden; Mahkememiz önceki kararı ile maddi tazminat talebi yönünden verilen karar Yargıtay bozma ilamı kapsamı dışında kalmakla, bu hususta tekrar karar verilmesine yer olmadığına, manevi tazminat davası yönünden açılan davada karar yargıtay aşamasındayken tarafların kendi aralarında sulh olmaları nedeniyle esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına dair karar vermek gerekmiş aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Mahkememiz önceki kararı ile maddi tazminat talebi yönünden verilen karar Yargıtay bozma ilamı kapsamı dışında kalmakla, bu hususta tekrar KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
2- Manevi tazminat davası yönünden açılan davada karar Yargıtay aşamasındayken tarafların kendi aralarında sulh olmaları nedeniyle ESAS HAKKINDA KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
Alınması gerekli, 35,90TL harçtan, peşin alınan 41,40 TL harcın mahsubu ile artan 5,50 TL harcın davacıya iadesine,
Bozmadan önce harç tahsil müzekkeresi yazılarak tahsili istenen 1.959,81 TL harç tahsil edilmiş ise manevi tazminata tekabül eden 927,80 TL’sinin talep halinde yatırana iadesine, tahsil edilmemiş ise 1.032,01 TL’sinin tahsili cihetine gidilmesine, bu konuda müzekkere yazılmasına,
Yargılama giderlerinin yapan üzerinde bırakılmasına,
Taraflar vekalet ücreti talep etmediğinden bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
Sarf edilmeyen gider avansının HMK 333.maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Dair, davacı vekili ile davalılar … ve … vekilinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde TEMYİZ yasa yolu açık olmak üzere oy birliğiyle verilen karar açıkça okundu. Anlatıldı.
17/04/2018

Katip …

Hakim …

¸e-imzalı ¸e-imzalı