Emsal Mahkeme Kararı Antalya 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/851 E. 2018/848 K. 06.12.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
ANTALYA
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2018/851 Esas
KARAR NO : 2018/848
DAVA : Menfi Tespit
DAVA TARİHİ : 08/12/2016
KARAR TARİHİ : 06/12/2018

Davacı vekili tarafından açılmış bulunan yukarıda açık konusu yazılı davanın dosya üzerinde yapılan incelemeSİ sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin yetkilisi ve ortağı olduğu dava dışı …Ltd. Şti.nin davalının hissedarı olduğu … Mahallesinde kain .. ada … parrsel sayılı taşınmaz üzerine yapılan inşaatın tamamlanması işini Antalya … Noterliğinin … tarih ve … yevmiye sayılı “taşınmaz satış vaadi ve arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi ve muvafakat” başlıklı sözleşme ile üstlendiğini, inşaatın yapımına Antalya … Noterliğinin … tarih ve … yevmiye sayılı kat karşılığı inşaat sözleşmesi ile başlayan dava dışı… Ltd. Şti. ve yetkisi … ile davalının ihtilaf bulunması nedeniyle hem ihtilafın çözümlenmesi hem de inşaatın sorunsuz tamamlanması için inşaatın yapımını devir alan müvekkilinin yaptığı girişim sonucunda davalı ve önceki yüklenici ile birlikte 04/05/2016 tarihli harici sözleşme düzenlendiğini, sözleşmeye göre davalı alacaklının önceki yüklenici şirket yetkilisinden … ada 4 parselde bulunan taşınmazdaki 3 nolu daireyi 50.000,00 TL bedelle satın aldığını, bu satım bedeline de mahsuben 15.000,00 TL önceki müteahhide ödeme yaptığını, davalının dairenin kalan satım bedeli olan 35.000,00 TL’yi işin tamamlanması işini üstlenen müvekkili şirkete iki taksit halinde ödeyeceğini, önceki yüklenici şirket yetkilisi …’ın ise davalıdan aldığı 15.000,00 TL’yi müvekkili davacıya iade edeceğini, bu ödemelerden sonra tapu devri aşamasında satım konusu 3 nolu dairenin tapusunun davalıya devredileceğini, bütün bunlar karşılığında müvekkili tarafından imzalanan 100.000,00 TL bedelli bononun teminat amacıyla davalıya verildiğini, ancak sözleşmede bahsedilen ödemelerin yapılmadığını, müvekkili davacının davalıdan herhangi bir para almadığını, herhangi bir taşınmaz satışı ya da vaadinde de bulunmadığını, davalının önceki müteahhide yaptığı 5.000,00 TL dışında başka bir ödemesinin de söz konusu olmadığını, harici sözleşmenin ise tapunun devri için hüküm ifade etmeyeceğini, müvekkili davacının davalıdan taşınmaz satım bedeli adı altında herhangi bir ödeme almadığı halde 100.000,00 TL borçlu hale geldiğini, ancak müvekkilinin davacıya herhangi bir borcunun bulunmadığını, teminat amacıyla davalıya verilen bononun Antalya … İcra Müdürlüğünün …/.. esas sayılı dosyasından icra takibine konulduğunu belirterek, İİK m.72/3 uyarınca öncelikle icra veznesine ödenek olan paranın alacaklıya ödenmemesi yönünde ihtiyati tedbir kararı verilerek, icra takibine konu bonodan dolayı müvekkilinin davalıya borlu olmadığının tespitine ve %20’den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekilinin cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin alacağının sağlanması amacıyla takip dosyası ile davacı borçlu hakkında icra takibi yapıldığını, borçluların hukuki dayanaktan yoksun ve kendi içinde çelişkili bir hali ile müvekkilinin hiçbir isim veya imzasını taşımayan fotokopiye delil olarak dayanak iş bu davayı açtıklarını, öncelikle böyle adi yazılı bir belge var ise aslının dosyaya sunulmasını talep ettiklerini, davacı tarafın müvekkilinin imzasını taşıyan herhangi bir yazılı belge aslını dosyaya sunmadığını, bu bakımdan iddiaların soyut kaldığını, müvekkilinin lehtarı olduğu bonodan dolayı alacaklı olduğunu, bu alacağın davacı tarafın iddia ettiği iddialar ile hiçbir ilgisinin olmadığını, davacının Antalya … İcra Hukuk Mahkemesi’nin …/… esas ve …/… karar sayılı dosyasında da bu fotokopiyi dosyaya sunduğunu, bonodaki aynı el ürünü 2 adet imzanın birinin borçlu şirketin diğerinin ise borçlu gerçek şahsın kendisini temsilen atıldığının açıkça ortada olduğunu, senedin aksini iddia eden davacının bunu yazılı belge ile ispat etmesi gerektiğini belirterek, bu nedenlerle açılan davanın reddine ve %20’den aşağı olmamak tazminatın davacıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkememizce yapılan yargılama sonunda; Mahkememizin … gün ve …/… esas …/… karar sayılı kararı ile davanın reddine karar verilmiş, davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulması sonucunda, Antalya BAM … Hukuk Dairesinin … gün ve …/… Esas …/… karar sayılı kararı ile istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş, bu kararın davacı vekili tarafından temyiz edilmesi Yargıtay … Hukuk Dairesinin …tarih ve …/… Esas …/… Karar sayılı kararı ile; “Davaya konu uyuşmazlık için özel bir düzenleme bulunmadığından davanın ticaret mahkemesinde görülebilmesi için tarafların tacir ve dava konusunun tarafların ticari işletmeleriyle ilgili olması gerekir. İşin ticari iş olması davanın doğrudan ticaret mahkemesinde görülmesini gerektirmez. Davacı ve davalının tacir olmadığı anlaşıldığından her iki tarafın tacir olma koşulu gerçekleşmediği için davaya bakmaya ticaret mahkemesi görevli olmayıp asliye hukuk mahkemesi görevlidir. Görev hususu kamu düzenine ilişkin olup mahkemece resen gözetilmelidir. Bu nedenle mahkemece davanın görevsizlik nedeniyle dava şartı yokluğundan reddi gerekirken esasın incelenip davanın reddine karar verilmesi ve Antalya Bölge Adliyesi … Hukuk Dairesi tarafından istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi doğru olmamış, kararın temyiz eden davacı yararına bozulması uygun bulunmuştur.” gerekçesi ile bozulması üzerine dosya Mahkememize gelmiş olmakla yukarıda belirtilen sırasına kaydı yapılmıştır.
Dava, İİK 72.maddesi uyarınca açılmış menfi tespit davasıdır.
Mahkememizce dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda; Yargıtay … Hukuk Dairesinin … tarih ve …/… Esas …/… Karar sayılı kararının dosya kapsamına uygun olduğu anlaşıldığından, bozma ilamına uyularak, davacı ve davalının tacir olmadığı anlaşıldığından, davaya bakmaya asliye hukuk mahkemesinin görevli olması nedeniyle, Mahkememize açılan davanın görev yönünden usulden reddine karar verilerek, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : / Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Dava dilekçesinin HMK 114/1-c ve 115/2 maddeleri gereğince dava şartı yokluğu nedeniyle GÖREV yönünden USULDEN REDDİNE,
2-Görevli mahkemenin Antalya Asliye Hukuk Mahkemesi olduğuna,
3-Karar kesinleştiğinde ve HMK.nun 20. maddesi uyarınca kesinleşme tarihinden itibaren 2 hafta içinde mahkememize başvurularak dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesinin talep edilmesi halinde, dosyanın görevli Antalya Asliye Hukuk Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, aksi takdirde davanın açılmamış sayılmasına karar verileceği hususunun ihtarına,
4-Harç, yargılama gideri ve vekalet ücretinin görevli mahkemece değerlendirilmesine,
Dair, davacı vekilinin ve davalı asilin yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde İstinaf yolu açık olmak üzere karar verildi. 06/12/2018

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır