Emsal Mahkeme Kararı Antalya 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/700 E. 2019/66 K. 31.01.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
ANTALYA
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2018/700 Esas
KARAR NO : 2019/66
DAVA : Tazminat (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 16/10/2018
KARAR TARİHİ : 31/01/2019

Davacı vekili tarafından açılmış bulunan yukarıda açık konusu yazılı davanın yapılan açık yargılaması sonunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin dava dilekçesinde özetle; müvekkillerinin murisi … adına… Bankası AŞ’nin … Şubesi tarafından 28/03/2018 ve 05/06/2017 tarihlerinde … ve … nolu 28/03/2018 başlangıç tarihli 11.500,00 TL, 05/065/2017 başlangıç tarihli 13.911,11 TL vefat teminat tutarında bireysel kredi müşterileri grup hayat sigortası sertifikası düzenlenerek söz konusu kredilerin kullandırıldığını, müteveffa murisin ölüm tarihine kadar 05/06/2017 tarihinden 24/04/2018 tarihine kadar olan ilk kredinin taksitlerini aksatmandan kısmen ödediğini, kalanına da ömrünün yetmediğini, ikinci krediden hiçbir ödeme yapamadan vefat etiğini, gerçekleşen doğal ölüm durumunda vefata bağlı sigortalılık teminatı kapsamında müteveffanın mirasçılarının kalan sigortalı borç taksitlerini ödemelerini söz konusu olamayacağını, davalı bankanın … Bankası … Şubesine gönderdiği 23/07/2018 tarihli yazı da ise müteveffanın intihara teşebbüs ettiğini, bu nedenle herhangi bir tazminat ya da ödeme yapılmayacağının bildirildiğini, müteveffanın vefatının yoğun bakıma alındıktan 3-4 gün sonra gerçekleştiğini, doktorun ölüm raporunda da bu durumun sabit olduğunu, bankanın müteveffanın hesabında bulunan 5.600,00 TL’ye el koyduğunu, bu nedenlerle fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla vefat sonrası davalının bankaya ödemesi gereken 21.590,00 TL tutar ile müteveffanın hesabına bankaca el konulan 5.600,00 TL mirasçıların hakkı olan mevduat parasının davalı sigorta şirketinden tahsili ile müvekkillerine verilmesini talep ve dava ettiği görüldü.
Davalı vekilinin cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirket ile kredi alacaklısı … Bankası Aş arasında imzalanan grup kredi hayat sözleşmesi kapsamında sigortalanan davacılar murisi adına şirketleri nezdinde 28/03/2018 ve 05/06/017 başlangıç tarihli … ve … numaralı grup kredi hayat sigortası bulunduğunu, dava konusu sigorta sertifikalarında hak sahibi rehin alacaklı ve lehtar olan dava dışı … Bankası Aş olduğunu, bu hususun kredi sözleşmesi, grup hayat sigorta sözleşmesi ve sigorta talep formu ile sertifikalarla sabit olduğunu, davacının isteminin murisin vefatı nedeniyle tazminat ödenmesi amacıyla matuf açılan bir alacak davası olduğunu, sigortalının intihar veya intihara teşebbüs sonucunda öldüğü takrdirde sigortalının intiharı anında akli melekeleri ne olursa olsun sigortacı sigortanın o andaki riyazi ihtiyatını ödediğini, aksine bir sözleşme ile süre kısaltılmış olmadıkça sigortalı aralıksız olarak en az 3 yıl devam etmişse sigortacı sigorta teminatının tamamını ödemekle yükümlü olduğunu, davacıların murisi adına müvekkili şirket nezdinde 2 adet sigorta düzenlediklerini, 18/06/2016 tarihli sigorta sözleşmesinin vefat tarihini kapsayan ilk yıl sigorta bedeli 19.425,00 TL, 28/03/2018 tarihli sigorta sözleşmesinin vefat tarihini kapsayan ilk yıl sigorta bedeli ise 11.500,00 TL olduğunu, hayat sigortası genel şartları kapsamında intihar veya intihara teşebbüs sonucu vefatın teminat kapsamı dışında kaldığını, murisin ölüm belgesinde 27/04/2018 tarihinden sonraki gün olan 28/04/2018 tarihinde düzenlenmiş ve vefat yeri hastane, ölüm şekli doğal ölüm ve otopsi yapılmadı seçenekleriyle belgeye kaydedildiğini, davacının vefatına ilişksin olarak vefat öncesi yatışının yapıldığı Antalya Eğitim ve Araştırma Hastanesi kayıtları ve bu kayıtlar arasında yer alan epikriz raporunun ayrıntılı olarak incelendiğinde kişinin kanında 2,9 mg etanol bulunduğunun tespit edildiği, xanax ve alkolün birlikte kullanımının söz konusu olduğunu, bunun intihar eylemini gerçekleştirmek için kullanılan bir yöntem olduğunu, bu nedenlerle davanın reddini talep ettiği görüldü.
4822 sayılı yasa ile değişik 4077 sayılı yasanın amaç başlıklı 1.maddesinde yasanın amacı açıklandıktan sonra kapsam başlıklı 2.maddesinde “Bu kanun, birinci maddede belirtilen amaçlarla mal ve hizmet piyasalarında tüketicinin taraflardan birini oluşturduğu her türlü tüketici işlemini kapsar” hükmüne yer verilmiştir. Yasanın 3.maddesinde mal; alışverişe konu olan taşınır eşyayı, konut ve tatil amaçlı taşınmaz malları ve elektronik ortamda kullanılmak üzere hazırlanan yazılım, ses, görüntü ve benzeri gayri maddi malları ifade eder. Satıcı; kamu tüzel kişileri de dahil olmak üzere ticari veya mesleki faaliyetleri kapsamında tüketiciye mal sunan gerçek veya tüzel kişileri kapsar. Tüketici ise mal veya hizmeti ticari veya mesleki olmayan amaçlarla edinen kullanan veya yararlanan gerçek yada tüzel kişiyi ifade eder.” şeklinde tanımlanmıştır. Yine 10. maddesinde, “Tüketici kredisi, tüketicilerin bir mal veya hizmet edinmek amacıyla kredi verenden nakit olarak aldıkları kredidir” hükmü Getirilmiştir. Aynı yasanın 23. maddesinin 1. fıkrasında ise “ bu kanunun uygulanmasıyla ilgili olarak çıkacak her türlü ihtilaflara tüketici mahkemelerinde bakılır” hükmüyle kanunun uygulanmasından doğacak ihtilaflara bakacak görevli mahkeme belirtilmiştir.
28.11.2013 tarihli Resmi Gazetede yayımlanan ve 28.05.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 sayılı “Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun” (TKHK) 2. maddesinde Kanunun kapsamı “Bu Kanun, her türlü tüketici işlemi ile tüketiciye yönelik uygulamaları kapsar” şeklinde açıklanmıştır. Kanunun “tanımlar” başlıklı 3. maddesinin birinci fıkrasının (l) bendinde ise tüketici işlemi, “Mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dahil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekalet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dahil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi ifade eder” biçiminde tanımlanmıştır.
Somut olayda; uyuşmazlığın davacıların murisi ile davalı arasında tüketici kredileri sözleşmesi gereği yapılan hayat sigortalarından kaynaklandığı, eldeki uyuşmazlıkta tüketici konumundaki davacılar, banka kredisi sebebiyle yapılan hayat sigorta poliçesi kapsamında dava açarak tazminat talebinde bulunmuş olup dolayısıyla davanın da Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun kapsamında kaldığı anlaşıldığına göre davaya bakmaya tüketici mahkemesi görevlidir(Aynı yöndeki içtihat için bknz Yargıtay 13. Hukuk Dairesi 22/05/2018 tarih 2015/36269 E., 2018/6067 K. Sayılı kararı ve Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 18/10/2016 tarih 2016/8761 E., 2016/9300 K. Sayılı kararı).
Görevle ilgili düzenlemeler kamu düzenine ilişkin olup taraflar ileri sürmese dahi yargılamanın her aşamasında resen gözetilir. Bu konuda kazanılmış hak da söz konusu olmayacağından görevli mahkemenin tüketici mahkemesi olması, mahkememizin görevsiz olması sebebiyle dava şartı yokluğu sebebiyle davanın usulden reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Dava dilekçesinin HMK 114/1-c ve 115/2 maddeleri gereğince dava şartı yokluğu nedeniyle GÖREV yönünden USULDEN REDDİNE,
2-Görevli mahkemenin Antalya Tüketici Mahkemesi olduğuna,
3-Karar kesinleştiğinde ve HMK.nun 20. maddesi uyarınca kesinleşme tarihinden itibaren 2 hafta içinde mahkememize başvurularak dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesinin talep edilmesi halinde, dosyanın görevli Antalya Tüketici Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, aksi takdirde davanın açılmamış sayılmasına karar verileceği hususunun ihtarına,
4-Harç, yargılama gideri ve vekalet ücretinin görevli mahkemece değerlendirilmesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı vekilinin yokluğunda, kararın tebliği tarihinden itibaren iki hafta içerisinde Antalya Bölge Adliye Mahkemesinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, anlatıldı.31/01/2019

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır