Emsal Mahkeme Kararı Antalya 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/572 E. 2019/167 K. 25.03.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
ANTALYA
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2018/572 Esas
KARAR NO : 2019/167
DAVA : İtirazın İptali (Acentelik Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 08/09/2018
KARAR TARİHİ : 25/03/2019

Davacı vekili tarafından açılmış bulunan yukarıda açık konusu yazılı davanın yapılan açık yargılaması sonunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin Denizli Ticaret Odasına bağlı olarak … ticaret unvanı ile düz cam toptan ticareti işleri ile ilgili faaliyette bulunduğunu, davalı şirketin ise Antalya Tİcaret Odasına bağlı olarak cam üretim, ithalat, ihracat, pazarlama vb.işleri ile uğraştığını, müvekkilinin 19/09/2015 tarih ve … nolu fatura ile davalıdan 24.685,34 TL değerinde ürün aldığını, müvekkilinin davalıdan bu ürünleri alırken davalının bayisi olduğu ve bağlı bulunduğu şişe cam isimli firmaya ait camları olacağı inancı ile ürünleri satın aldığını, ürünlerin müvekkilen teslim edildiğini, müvekkilinin söz konusu ürünleri … cephe isimli firmanın yapılacağını üstlendiği sınav koleji mehir manisalı kampüsünde bulunan binaya uygulandığını, işin teslimi aşamasında davalıdan alınan ürünlerin cam için su lekeleri olması ve şişe cam yerine ithal cam olması nedeniyle ürünlerin ayıplı kabul edildiğini ve müvekkilinin söz konusu işten hakedişinin 10.000,00 TL kesinti olduğunu, müvekkilinin davalı ile irtibata geçtiğini, bu zararın karşılanmadığını, müvekkilinin davalı tarafa ihtarname gönderdiğini ve bu ihtara rağmen müvekkilinin zararının ödenmediğini, bunun üzerinde Denizli … İcra Müdürlüğünün …/…. esas sayılı dosyasi ile takibe geçildiğini, davalı tarafın itiraz ettiğini, takibin durduğunu, davalı hakkında … Asliye Ticaret Mahkemesinin …/… esas sayılı dosyası ile itirazın iptali davası açıldığını, mahkemenin yetkisizlik kararı vermesi üzerinde davalı hakkında Antalya … İcra Müdürlüğünün …/… esas sayılı dosyası ile takip başlatıldığını, davalı tarafın yapılan takibe yine itiraz ettiğini, bu nedenlerle yapılan itirazın iptaline, takibin devamına, davalının %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … vekilinin cevap dilekçesinde özetle; müvekkiline ait iş yerinde fabrika teslim satış yapıldığını ve sözleşme ifa edildiğini, davacının müvekkiline ait depodan malları görerek teslim aldığını, davacının müvekkili şirketi şişe cam marka cam satmadığı ve camların ayıplı olduğu konusunda suçladığını, davacıda yazılı olarak müvekkili şirket ile şişe-cam satışı konusunda anlaştığına dair hiç bir belge ve delil bulunmadığını, davacının tacir olduğunu, davacının dilekçesinde belirttiği davalının bayisi olduğu ve bağlı bulunduğu şişe-cam isimli firmaya ait camlar olacağı inancı ile bu ürünleri satın almıştır savunması kabul edilemeyeceğini, taraflar arasındaki ürünlerin şişe-cam olacağı hususunda bir anlaşma bulunmadığını, ayıp ihbarının süresinde ve usulüne uygun yapılmadığını, camların ayıplı olduğu ile ilgili hiçbir tespit yapılmadığını, ayıplı camların davacının iş yaptığı yer tarafından kabul edildiğini ancak aralarındaki sözleşme gereğince davacıdan 10.000,00 TL kesinti yapıldığının iddia edilerek bu kesintinin haksız bir şekilde müvekkili şirketten talep edildiğini, davacı tarafın üçüncü bir kişi ile yapmış olduğu sözleşmenin hiçbir şekilde müvekkili şirketi bağlamadığını, müvekkili şirketten ne talep edildi ise malın satışı ve tesliminin yapıldığını, bu nedenlerle davanın reddini talep etmiştir.
Mahkememizce … Asliye Ticaret Mahkemesinin …/… Esas sayılı dosyasının aslı celb edilmiş ve dosyamız arasına alınmıştır. İncelenmesinde; davacının …, davalının …San. Ve Tic. Aş olduğu, davalının Denizli … İcra Müdürlüğünün …/… Esas sayılı dosyasına yaptığı itirazın iptaline istaneden açılan itirazın iptali davası olduğu, 29/09/2017 tarihinde davanın reddine karar verildiği, davacı vekili tarafından İstinaf edildiği ve davacı vekilinin İstinaf talebinin reddine karar verilmesi sonucunda dosyanın kesinleştidiği görülmüştür.
Mahkememizce Antalya …. İcra Müdürlüğünün …/… Esas sayılı dosyası celb edilmiş ve dosyamız arasına alınmıştır. Yapılan incelemesinde; alacaklısının …, borçlusunun …Mobilya İmalatı İnş. Ve Tic. AŞ olduğu, 10.096,16 TL alacak üzerinden takibe geçildiği, borçlu vekilinin aracılığla yapılan takibe itiraz edildiğini ve takibin durduğu görülmüştür.
Mahkememizce davacı vekiline davalı tarafla yapıtığı alışverişe ilişkin camın niteliği ve özelliklerine dair yazılı bir sözleşmesinin bulunup bulunmadığı konusunda beyanda bulunmak ve varsa sözleşmesini sunmak üzere 2 haftalık kesin süre verilmiş olup verilen süre içerisinde bir yazılı belge ibraz etmemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Dava, itirazın iptali ve icra inkar tazminatı istemine ilişkindir.
Ayıp, bir malda ya da eserde sözleşme ya da yasa hükümlerine göre normal olarak bulunması gereken niteliklerin bulunmaması ya da bulunmaması gereken bozuklukların bulunmasıdır. Ancak, kasten sakladığı bozukluklarla, usulüne uygun yapılan gözden geçirmede farkedilemeyecek ayıplar için yüklenicinin sorumluluğu devam eder. Eğer, meydana getirilen eserin, teslim alındığı sırada usulüne uygun yapılan gözden geçirme ile varolan bozukluğu görülmemişse, ortada gizli bir ayıbın olduğu kabul edilir. Açık ayıplar, eserin tesliminden sonra, işlerin olağan akışına göre imkân bulunur bulunmaz bizzat yapılan veya uzmanına yaptırılan gözden geçirme sonucu saptanınca, uygun sürede (TBK. m.474); gizli ayıplar da ortaya çıkar çıkmaz, gecikmeksizin yükleniciye bildirilmelidir(TBK. m. 477/1). Ayıp bildirimi süresinde yapılmadığı takdirde iş sahibi bu ayıbı örtülü olarak kabul etmiş sayılır(TBK. m. 477/2).
Ayıp ihbarının yazılı olarak yapılması zorunlu olmayıp süresinde ayıp ihbarının yapıldığı her türlü delille ve tanık beyanıyla dahi kanıtlanabilir (YHGK’nın 02.02.1979 gün 1977/11-393 E., 1979/80 K. sayılı ve Dairemizin 16.01.2013 tarih ve 2012/5835 E., 2013/129 K. sayılı ilamında bu ilke ve esaslar ayrıntıları ile açıklanmıştır).
Öte yandan ticari satımlarda ise; TTK’nın 23/c maddesi uyarınca malın ayıplı olduğu teslim sırasında açıkça belli ise 2 gün içinde alıcı durumu satıcıya ihbar etmelidir. Şayet açıkça belli değil ise alıcı malı teslim aldıktan sonra 8 gün içinde incelemeli veya incelettirmek ve bu inceleme sonucunda malın ayıplı olduğu ortaya çıkarsa, haklarını korumak için durumu bu süre içinde satıcıya ihbar ile yükümlüdür.
Somut olayda; dava dilekçesi, davacı tarafın sunduğu beyan dilekçeleri ve davalı ile aralarında camın niteliğine ilişkin yazılı sözleşmelerinin bulunmadığına dair beyanı ile davacının keskin cam ticaret ünvanı ile düz cam toptan ticareti yaptığına ilişkin dilekçesindeki ifadesi birlikte değerlendirildiğinde davanın taraflar arasındaki ticari satım ilişkisinden kaynaklandığı anlaşılmıştır.
Davacı, davalıdan aldığı camların şişe cam markası yerine ithal marka camlar olduğunu ve cam içinde su lekeleri olması nedeniyle ayıplı olduğunu ve bu camları … cephe isimli firmanın yapıcılığının üstlendiği …kampüsünde binaya uygulandığını bu nedenle hak edişinden 10.000,00 TL kesinti yapıldığını belirtmiştir.
Davacının, davalıdan satın aldığı mallara ilişkin irsaliyeli fatura tarihinin 19/09/2015 tarihi olduğu, davacının hak edişinden 10.000,00 TL kesinti olduğuna dair sunduğu davacı tarafça imzalanan belgenin tarihinin 14/10/2015 tarihi olduğu, davacının davalıya gönderdiği Denizli … Noterliğinin … yevmiye numaralı ihtarmane tarihinin 01/07/2016 olduğu gözetildiğinde aldığı camların şişe cam yerine ithal cam olduğu ve camların içerisinde su lekelerinin bulunduğuna ilişkin iddialarının teslim sırasında açıkça belli olacak ayıp niteliğinde olduğu davacının iddia ettiği ayıpların niteliğinin teknik inceleme gerektirmeyecek şekilde ilk bakışta anlaşılabilecek şekilde olmasına rağmen davacının 10.000,00 TL kesinti olduğuna dair belge tarihi olan 14/10/2015 tarihinden sonra ihtarmane tarihinin 01/07/2016 olduğu dikkate alındığında TTK 23 ve TBK 223 maddeleri gereği hatta alınan malın cam olması sebebiyle eser sözleşmesi olarak kabul edilse dahi TBK 474 ve 477. Maddeleri gereği davacı tarafça süresinde ayıp ihbarında bulunulmadığı(Aynı yöndeki içtihat için bknz Yargıtay 19. Hukuk Dairesinin 27.03.2013 tarih 2012/18356 E., 2013/5317 K. Sayılı kararı) ve davacının malları kabul etmiş sayılacağı sebebiyle davanın reddine dair karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın REDDİNE,
2-Alınması gerekli 44,40 TL harçtan peşin olarak alınan 120,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 75,90 TL harcın karar kesinleştiğinde istemi halinde davacıya iadesine,
3-Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesaplanan 2.725,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
5-Sarf edilmeyen gider avansının HMK.’nın 333. maddesi uyarınca davacıya iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde İstinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okundu. Anlatıldı. 25/03/2019

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır