Emsal Mahkeme Kararı Antalya 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/5 E. 2021/875 K. 16.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2018/5 Esas
KARAR NO : 2021/875
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 01/08/2017
KARAR TARİHİ : 16/12/2021

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :
Asıl davada davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 19/07/2017 tarihinde davalı …’ın sevk ve idaresindeki … plakalı araçla hızla seyretmesi ve trafik akışını makas atarak tehlikeye sokması nedeniyle aracın hakimiyetini kaybetmesi sonucu oluşan trafik kazasında araçta yolcu olarak bulunan müvekkillerinin kızları … …’ın vefat ettiğini, aracın işleteninin davalı … olduğunu ve aracın … poliçe numaralı kasko poliçesi ile davalı sigorta şirketine sigortalı olduğunu, davalı sürücünün tam kusurlu olduğunu, olaya ilişkin Antalya Cumhuriyet Başsavcılığının … soruşturma sayılı dosyasının açıldığını, müvekkillerinin söz konusu kaza nedeniyle 18 yaşındaki kızlarını kaybettiklerini, evlat acısını bir ömür boyu yaşayacaklarını, çocuklarını kaybeden müvekkilleri için 50.000,00’er TL olmak üzere toplam 100.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 19/07/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi birlikte davalılardan alınarak müvekkillerine verilmesini ve maddi açıdan zor durumda olan davacı babanın işsiz oluşu nedeniyle davacıların adli yardımdan yararlandırılmalarına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Birleşen dosyada davacı vekili dava dilekçesinde özetle;19/07/2017 tarihinde davacıların kızı … …’ın şoför …’ın sevk ve idaresinde bulunan … plakalı araç ile …, Antalya Spor Kavşağı istikameti sınırları içinde tek taraflı ölümlü, yaralamalı, maddi hazarlı trafik kazasına karıştığını, davacıların kızının olay yerinde hayatını kaybettiğini, kaza tespit tutanağına Şoför …’ın 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu 52/1-b Maddesi uyarınca “…Aracın hızını yol ve trafik durumunun gerektirdiği şartlara uydurmamak kuralını ihlal ettiğinden kusurlu olduğu…” şeklinde düzenlendiğini, Antalya C.Başsavcılığı’na intikal ettiğini … soruşturma numarası ile dosya açıldığını, davacının niteliklerine, bakiye yaşam süresine, beden gücü kayıp oranına, kazada vefat eden kızlarından mahrum kaldıkları desteğe, davalı sürücünün kusuruna ve yargılama sırasında toplanacak delillere göre 6100 sayılı Yasa’nın 107.maddesi uyarınca maddi tazminat hesaplattırılarak hüküm altına alınması istendiğini, fazlaya ilişkin haklarını saklı tuttuklarını, davalı araç sürücüsüne ait … plakalı aracın … arası geçerli … nolu poliçe ile Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortasının davalı … Sigorta Aş olduğunu, … Sigorta Aş’ne tazminat talep başvurularının … hasar dosya numarası ile işlem görmüş fakat sigorta şirketiyle uzlaşılamadığını, sigorta şirketinden herhangi bir ödeme alınmadığını, bu nedenlerle temerrüt tarihinden işletilecek avans faizi ile birlikte davalı sigorta şirketinden maddi tazminat istendiğini, davacıların trafik kazasında kızlarını kaybetleri nedeniyle 6100 Sayılı yasanın 107.maddesi uyarınca toplanacak delillere göre destekten yoksun kalma tazminat tutarlarının belirlenerek fazlaya ilişkin hakları saklı tutularak araç sahibi ve sürücü yönünden olay tarihinden itibaren, sigortacı yönünden sigorta limitini aşmamak üzere temerrüt tarihinden işleyecek avans faizi, yargılama giderleri ve avukatlık ücretiyle birlikte davalılara ödetilmesine, tazminat taleplerinin dava sonuda tahsil imkanını ortadan kalkmaması için … adına kayıtlı uyap sistemi üzerinden gayrimenkul ve menkul tespiti yapılmasını, menkul ve gayrimenkul kayıtlarının bulunması halinde 3.Şahıslara devrinin önlenmesi için uyap üzerinden ihtiyati tedbir konulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
YANIT :
Asıl davada davalı … Sigorta vekili cevap dilekçesinde özetle; dava yoluna gitmeden önce sigorta şirketine başvuruda bulunulması gerektiğini, müvekkilinin sigortalısının kusuru oranında ve poliçe limitleri (15.000,00 TL) kadar sorumlu olduğunu, müteveffanın emniyet kemeri kullanmamasının müterafik kusur teşkil edeceğini ve belirlenecek tazminattan indirim yapılması gerektiğini ve dava tarihinden itibaren yasal faize hükmedilmesi gerektiğini, talep edilen manevi tazminatın fahiş olduğunu beyanla asıl davanın reddini talep etmiştir.
Davalı … ve … vekili cevap dilekçesiyle; müteveffa … …’ın emniyet kemeri takmayarak kurallara aykırı hareket ettiğini ve müterafik kusurlu olduğunu, müvekkilinin kazada kusuru olmadığını, müvekkilinin davacı tarafı sürekli ziyaret ettiğini beyanla asıl ve birleşen davaların reddini savunmuştur.
Birleşen dosyada davalılar … ve … vekilinin mahkememize sunduğu cevap dilekçesinde; … yönünden husumet itirazında bulunduklarını, söz konusu davada ruhsat sahibi …’a husumet yöneltilemeyeceğini, husumet yönünden davanın reddi gerektiğini, 19.07.2017 tarihinde müvekkili …’ın diğer davalı … adına kayıtlı araçla Hurma Mh. evinden çıkmış staj yaptığı hastaneyi geçerek daha önceden sözleştikleri üzere aynı hastanede staj eğitimi alan arkadaşı …’i evinden aldığını, Güllük Caddesinde oturmakta olan müteveffa … …’ı evinden alarak, staj yapmakta oldukları hastaneye doğru yola çıktıklarını, müvekkili yönetimindeki aracın trafiğin sıkıştığı ve birçok yöne çıkış vermesinin yanında, alt geçide de giriş alanı olan kaza mahallinde sıkıştırıldığı için, kontrolün kaybedilmesi neticesi elim kaza meydana geldiğini, bahse konu kazada önde oturan ve kemerleri bağlı olan müvekkili … ve …’in yaralandığını, müteveffa … …’ın oturmuş olduğu arka koltuktan fırlayarak olay yerinde hayatını kaybettiğini, müvekkili … ve …’in ise çeşitli hastanelere kaldırılarak tedavi altına alındığını, müvekkili …’nın bahse konu kaza neticesi arkadaşı … …’ın vefat ettiğini, aynı günün akşam üzeri saatlerinde çıkarıldığı … Sulh Ceza Mahkemesi’nin … nolu sorgusunda öğrendiğini ve yıkıldığını, kaza neticesi ölen … …’ın İzmir İlindeki cenazendeki defin işlemlerine davalı … ve ailesinin de katıldığını ve başsağlığı dileklerini acılı aileye ilettiklerini, bir kişinin vefatı diğer iki kişinin yaralanmasıyla sonuçlanan kazanın meydana gelmesini, herhangi birinin istemeyeceğinin aşikar olduğunu, sabah evinden çıkıp staj yaptığı hastaneyi geçerek yaklaşık 8-10 km ötedeki arkadaşlarını evden alıp yeniden hastaneye dönmeye çalışırken kazaya karışan müvekkilinin düzenlenen raporlarla kusurlu gösterilmesini kabul etmediklerini, dosya içerisindeki mevcut kollukça düzenlenen kusur durumunu gösteren belgeye itiraz ettiklerini, öncelikle kazayla ilgili kusur durumunun belirlenmesi ve arka koltukta oturmakta olan müteveffanın emniyet kemeri takmaması sonucu araçtan fırlayarak vefat etmesindeki müterafik kusuru ve elim sonucun gerçekleşmesindeki bu müterafik kusurun etkisinin alınacak raporla belirlenmesini talep ettiklerini, kazanın hangi sebeple meydana geldiğinin araştırılmasını, Karayolları Genel Müdürlüğü’nün dava konusu kazanın meydana gelmesinde kusuru bulunup bulunmadığının da ayrıca araştırılması gerektiğini, detaylı bir keşif ve bilirkişi incelmesi yapılmadan, eksik verilere dayalı kabullerle somut olayın çözülemeyeceğini, söz konusu kolluk değerlendirmesi fiili oluşu/durumu dikkate almadan verildiğini ve gerçekliği yansıtmayan bir rapor olduğunu, rapora göre müvekkili …’nın kusurlu gösterildiğini, müteveffanın oturduğu arka koltuktan kemer takması halinde fırlamayacağı ve bu vahim sonucun da gerçekleşmeyeceğini, ön koltuklarda oturan … ve …’in emniyet kemeri takmaları nedeniyle araç dışına fırlamadıklarını, kazayı hafif atlattıklarını, kaza sonrası çekilen fotoğraflarda aracın arka koltuk üst kısımlarında içe doğru herhangi bir göçük vs. bulunmadığını, müteveffanın ölümünün maalesef araç dışına fırlamadan kaynaklı yaralanmalar neticesi oluştuğunu, dolayısı ile ölümle sonuçlanan kazanın bu şekilde ağır ve üzücü bir şekilde sonuçlanmasında müteveffanın müterafik kusurunun etkisinin ana unsur/kusur olduğunun açık olduğunu, davacıların 21.07.2017 tarihinde vekalet çıkararak Antalya Cumhuriyet Başsavcılığının … soruşturma nolu dosyasına sunduklarını, 01.08.2017 tarihinde de Antalya … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … E. sayılı dosyası ile tazminat talebiyle dava açtıklarını, bu kadar kısa süre içerisinde böyle bir dava açılmasını müvekkilinin anlamlandıramadığını, davada ileri sürülen maddi taleplerin kabul edilebilirliğinin ve aynı zamanda hukukiliğinin olmadığını, trafik kazalarından kaynaklı haksız fiile dayalı taleplerin zenginleşeme aracı olarak görülemeyeceğiyle ilgili, sayısız mahkeme kararı mevcut olduğunu, davacıların tazminat taleplerinin kabul edilebilirliğinin olmadığını, kabul manası taşımamakla birlikte bu konuyla ilgili herhangi bir hesaplama yaptırılması halinde de hesaplamanın müteveffanın henüz bir gelirinin olmadığı ve aynı zamanda müterafik kusuru dikkate alınarak, aktüerya uzmanınca yapılması gerektiğini, … yönünden davanın husumetten reddini, itirazları doğrultusunda mahallinde keşif yapılmasını, ölümle sonuçlanan kazaya karışan kişilerin, kusur durumunun belirlenmesi için dosyanın İstanbul Teknik Üniversitesi Öğretim Üyelerinden oluşacak bilirkişi heyetine gönderilmesi ve rapor aldırılmasını, davaya konu taleplerle ilgili herhangi bir hesaplama yaptırılması halinde(davayı kabul anlamı taşımamak kaydıyla) hesaplamanın, müteveffanın henüz bir gelirinin olmadığını ve aynı zamanda müterafik kusurunun dikkate alınarak, aktüerya uzmanınca yaptırılmasını, haksız ve zenginleşme amacı taşıyan taleplerin ve davanın reddini, yargılama gider ve vekalet ücretinin davacılar üzerinde bırakılmasını talep etmiştir.
KANITLAR ve GEREKÇE:
İstanbul Adli Tıp Kurumu Başkanlığı Trafik İhtisas Dairesinin … tarihli raporunda özetle; davalı sürücü …’ın %90 (yüzde doksan) oranında kusurlu olduğu, müteveffa yolcu … …’ın kendi ölümünde %10 (yüzde on) oranında kusurlu olduğu kanaatini varıldığı bildirilmiştir.
Alınan … tarihli bilirkişi raporunda; Mahkemece takdir edilecek miktarda müterafik kusur indirimi yapılacak ise, davacıların destekten yoksun kalma zararlarının; davacı anne … için 96.662,64 TL; davacı baba … için 77.738,03 TL olarak hesaplandığı ve mahkemece bu miktarlar üzerinden takdir edeceği miktarda indirim yapabileceği, mahkemece ATK raporu doğrultusunda müterafik kusur indirimi (410) yapılması yönünde karar verilecek olursa, davacıların destekten yoksun kalma zararlarının; davacı anne … İçin 86.996,38 TL davacı baba … için 69.964,23 TL olarak hesaplandığı; hesaplamalara ilişkin detaylı tabloların raporun ekinde yer aldığı; tarafların diğer tüm iddia ve savunmalarının takdirinin Mahkemeye ait olduğu kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Alınan … tarihli bilirkişi ek raporunda;
BİRLEŞEN DAVA YÖNÜNDEN;
Kök raporda esas alınan hesaplama ilke ve kriterlerinin aynen korunarak, yalnızca desteğin gelirine ilişkin değişiklikler sonrası yapılan hesaplama neticesinde, davacıların uğradıkları toplam destekten yoksun kalma zararlarının işbu rapor tarihi itibariyle;
 Anne … için 223.606,97 TL;
 Baba … için 177.012,26 TL olarak hesaplandığı;
Hesaplanan bu zarar miktarlarından ZMSS poliçesini düzenleyen davalı … Sigorta A.Ş.’nin poliçe teminat limiti ile sorumlu tutulabileceği; tazminatın poliçe teminat limiti içerisinde davacıların zararları nispetinde paylaştırılması neticesinde davacıların davalı … Sigorta A.Ş.’den talep edebilecekleri destekten yoksun kalma zararlarının;
 Anne … için 184.190,61 TL;
 Baba … için 145.809,39 TL olarak hesaplandığı;
Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesi’nin … tarihli raporunda desteğe atfedilen kusur oranı müterafik kusur niteliğinde olduğundan ve müterafik kusur indirimi uygulanıp uygulanmayacağı ve uygulanacaksa ne nispette uygulanacağının hukuki takdiri Sayın Mahkemenize ait olduğundan, tazminattan kusur indirimi yapılmadığı;
Davalı vekilinin tazminattan hatır taşıması indirimi yapılması yönündeki talebinin takdirinin mahkemeye ait olduğu;
ASIL DAVA YÖNÜNDEN;
Asıl davada davacıların ihtiyari mali sorumluluk sigortasını düzenleyen davalı … Sigorta A.Ş.’den, sürücüden ve işletenden manevi tazminat isteminde bulunduğu, asıl davada maddi tazminat istemine rastlanmadığı, manevi tazminat isteminin hukuki takdirinin mahkemeye ait olduğu;
Tarafların diğer tüm iddia ve taleplerine ilişkin hukuki takdir ve değerlendirmenin mahkemeye ait olduğu kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Alınan … tarihli bilirkişi ek raporunda;
Önceki ek rapordan sonra dosya arasına aldırılan emsal ücret bilgilerinin tamamının, 18 yaşında stajyer hemşirenin emsal ücretine ilişkin olduğu anlaşıldığından, önceki hesaplamada değişiklik yapılmadığı; ek raporda esas alınan hesaplama ilke ve kriterlerinin aynen korunarak, yalnızca asgari ücrette meydana gelen değişim dikkate alınarak yeniden yapılan hesaplama neticesinde, davacıların uğradıkları toplam destekten yoksun kalma zararlarının, işbu rapor tarihi itibariyle;
 Anne … için 273.006,21 TL;
 Baba … için 202.274,21 TL olarak hesaplandığı;
Tazminatın, poliçe teminat limiti içerisinde, davacıların zararları nispetinde paylaştırılması neticesinde, davacıların davalı … Sigorta A.Ş.’den talep edebilecekleri destekten yoksun kalma zararlarının;
 Anne … için 189.552,00 TL ;
 Baba … için 140.448,00 TL olarak hesaplandığı;
ATK raporunda desteğe atfedilen kusur oranı müterafik kusur niteliğinde olduğundan, tazminattan kusur indirimi yapılmadığı; davalı tarafın tazminattan hatır taşıması ve müterafik kusur indirimi yapılması yönündeki talebinin takdirinin Sayın Mahkemenize ait olduğu;
Tarafların diğer tüm iddia ve taleplerine ilişkin hukuki takdir ve değerlendirmenin mahkemeye
ait olduğu kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Alınan … tarihli bilirkişi ek raporunda;
Sayın Mahkemenin istemi çerçevesinde yeniden yapılan hesaplama neticesinde, davacıların uğradıkları toplam destekten yoksun kalma zararlarının, işbu rapor tarihi itibariyle;
 Anne … için 217.346,82 TL;
 Baba … için 162.786,24 TL olarak hesaplandığı;
Davacıların davalı … Sigorta A.Ş.’den poliçe teminat limiti kapsamında talep edebilecekleri destekten yoksun kalma zararlarının azami;
 Anne … için 188.694,00 TL;
 Baba … için 141.306,00 TL ile sınırlı olduğunun belirlendiği;
ATK raporunda desteğe atfedilen kusur oranı müterafik kusur niteliğinde olduğundan, tazminattan kusur indirimi yapılmadığı; davalı tarafın tazminattan hatır taşıması ve müterafik kusur indirimi yapılması yönündeki talebinin takdirinin mahkemeye ait olduğu kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Mahkememizce … Esas sayılı dosyada yapılan yargılama sonunda; Somut olayda davacı vekili, davalı …’a ait, diğer davalı …’ın sürücüsü olduğu ve davalı sigorta şirketine … numaralı kasko poliçesi ile sigortalı … plakalı aracın neden olduğu kazada müvekkillerinin kızının vefat ettiğini belirterek, 100.000,00 TL manevi tazminatın davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmektedir.
Uyuşmazlık konusu davalı …’ın işleteni ve sürücüsü olduğu … plakalı hususi aracın davalı sigorta şirketine kasko sigortası ile sigortalı olduğu sabittir. Davalı … ile davalı sigorta şirketi arasındaki kasko poliçesi aracın hususi olması nedeniyle tüketici kasko poliçesidir. Ticari kasko poliçesi değildir. Tacir olmayan davacıların hususi aracın sebep olduğu haksız fiilden kaynaklı olarak eldeki davayı açmıştır. Davalı …’ın ihtiyari mali sorumluluk sigortası kapsamında yaptığı kasko poliçesi ticari değildir. Uyuşmazlığın, asliye hukuk mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir. Nitekim, Yargıtay Yargıtay … Hukuk Dairesi’nin … tarih, …/… esas ve …/… karar sayılı ilamında aracın ticari olmaması, uyuşmazlığın haksız fiilden kaynaklanması, davacının tacir olmayıp aracın ticari nitelikte değil hususi nitelikte olması nedeniyle davaya bakmaya Asliye Hukuk Mahkemesinin görevli olduğu sonucuna varmıştır. Yine Yargıtay … Hukuk Dairesinin … tarih, …/… esas ve …/… karar sayılı ve İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi … Hukuk Dairesinin … tarih, …/… esas ve …/… karar sayılı ilamlarında trafik kazasından kaynaklı manevi tazminata ilişkin olarak açılan davanın ticari dava niteliğinde olmadığı yönünde değerlendirme yapmıştır.
Somut olayda, davacı vekili tarafından haksız fiil teşkil eden yaralamalı trafik kazası nedeniyle manevi tazminat taleplerine ilişkin olarak davalı sürücüsü, işleteni ile kasko sigorta şirketine karşı dava açılmıştır. ZMM sigorta şirketine karşı açılan bir dava bulunmamaktadır. Haksız fiilden kaynaklanan tazminat davalarında görevli mahkeme asliye hukuk mahkemsi olduğundan uyuşmazlığın Asliye Hukuk Mahkemesinde çözümlenmesi gerekir.
Bu durumda, hususi nitelikte olan aracın sebep olduğu haksız fiilden kaynaklanan uyuşmazlığın, ASliye Hukuk Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerektiğinden, mahkememizce verilen görevsizlik kararı davalılar … ve … vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine; Antalya Bölge Adliye Mahkemesi … Hukuk Dairesi’ nin …/… esas …/… karar sayılı karar ilamı ile
“Davalı gerçek kişiler vekili müddeti içerisinde verdiği istinaf dilekçesiyle ticaret mahkemesinin görevli olduğunu açıklayarak kararın kaldırılmasını ve davanın yeniden görülmesi için dosyanın ticaret mahkemesine gönderilmesini istemiştir.
Duruşma açılmasını gerektiren bir neden bulunmadığından inceleme ve görüşmeler HMK’nın 353’üncü maddesi uyarınca dosya üzerinden yürütülmüştür.
Buna göre;
İhtiyari Mali Mesuliyet Sigortası (kasko) bir sorumluluk sigortası olup 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun sigorta hukukunu düzenleyen 6. Kitabının(1401-1520) 1473-1482. maddeleri arasında düzenlenmiştir. Aynı kanunun 4. maddesinde bu kanundan doğan hukuk davalarının ticari dava sayılacağı belirtildikten sonra 5. maddesinde bir yerde ticaret mahkemesi varsa asliye hukuk mahkemesinin vazifesi içinde bulunan ve bu kanunun 4. maddesi hükmünce ticari sayılan davalara, ticaret mahkemesinde bakılacağı düzenlemesine yer verilmiştir. Davanın, Türk Ticaret Kanunun 1473 vd. maddelerinde sayılan hususlardan olduğu ve davanın 13.03.2017 tarihinde açıldığı belirgindir.
Buna göre, mahkemece, uyuşmazlığın Asliye Ticaret Mahkemesinin görevine girdiği dikkate alınarak, uyuşmazlığın Asliye Ticaret Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekirken, yazılı olduğu biçimde dava dilekçesinin dava şartı yokluğu nedeniyle görev yönünden usulden reddedilmesi doğru değildir. Nitekim bu tür davaları temyizen esas yönünden inceleyen Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin görüşü de bu yöndedir(2014/6483-5997). Aksi halin kabulü, trafik sigortasına (ZMMS) yönelik açılan davalar bakımından asliye ticaret mahkemesinin; kasko sigortasına yönelik açılan davalar bakımından asliye hukuk mahkemesinin görevli olması gibi kendi içinde çelişkili bir uygulamaya sebebiyet verir ki, bu da yargı organlarına olan güveni sarsar. ” gerekçesi ile ile bozulmuştur.
Mahkememizce İstinaf Karar İlamına uyulmuş olmakla, dava mahkememizin yukarıdaki esasına kaydedilerek yapılan açık yargılaması sonunda,
Toplanan deliller ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; dava ölümlü trafik kazası nedeniyle açılan maddi (birleşen dosya) ve manevi tazminat davasıdır.
Meydana gelen kazada;
Kazanın tek taraflı oluşu, kaza tespit tutanağı, ceza dosyası ve aldırılan Trafik İhtisas Dairesi kusur raporu nazara alınarak, davalı …’ nın tam kusurlu bulunduğu, müteveffa desteğin yolcu olarak bulunduğu, alınan kusur raporunda destek …’ ye kemer takmaması sebebiyle kusur isnat edilmiş ise de, bu hususun trafik kazasına etkisi bulunmadığı, müterafik kusur olarak değerlendirilebileceği nazara alınarak, desteğin meydana gelen kazada kusursuz olduğu kabul edilmiştir.
Birleşen davada aldırılan aktüer bilirkişi raporuna desteğin kusursuz olduğu varsayımına göre hesaplama yapılmış olması nedeni ile itibar edilmiştir. Aktüer bilirkişi raporunda isabetli olarak yerleşik içtihatlara uygun şekilde TRH 2010 tablosu kullanılmış, ancak Anayasa Mahkemesi iptal kararına rağmen 1.8 teknik faiz metoduyla tazminat hesaplanmıştır. Ancak bu hususa davacı yanca itiraz edilmediğinden progresif rant yöntemine göre yeniden rapor aldırılmamış, davalıların usuli müktesep hakları nazara alınarak rapor yeterli görülmüştür. Aktüer bilirkişi tarafından … tarihinde hazırlanan rapor olaya oluşa uygun olmakla hükme esas alınmış, hesaplanan tazminat tutarından müteveffa desteğin kemer takmaması nedeni ile sonucun ağırlaşmasına sebep olduğu, zira müteveffanın araçtan fırlayarak vefat ettiği kabulüne göre %20 müterafik kusur indirimi yapılmıştır. Ayrıca davalılar … ve … vekilinin cevap dilekçesinde ve davalı sigorta şirketinin cevap dilekçesinde hatır taşıması savunması ileri sürüldüğü, ölen destek …’ nin davalı …’ nın arkadaşı olup, okula birlikte gittikleri, …’ nın …’ yi bir karşılık almaksızın aracına aldığı, ceza dosyası ve eldeki dosyada alınan beyanlara göre kabul edilmekle %20 hatır taşımacılığı indirimi uygulanmıştır.
Davalı yanca ıslah dilekçesinin süresinde sunulmadığına ilişkin savunmaları değerlendirilmiş, emsal Yargıtay …HD. …/… esas …/… karar sayılı kararında da belirtildiği üzere ıslahın HMK nın 177/2. Maddesine göre duruşmada sözlü beyan üzerine yapıldığı hallere yönelik olarak ıslah edilen işlemlerin tamamlanması için 1 haftalık kanuni süre ön görülmüştür. Başka bir anlatımla; ıslah duruşmada tutanağa geçirilir ise 1 haftalık ek süre tanınır, ancak taraf ıslah edeceğini belirterek süre talep ederse sözü edilen maddenin uygulanması söz konusu olmaz, bu nedenle davacı vekiline 2 haftalık süre verilmesinde usulen eksiklik olmadığı, davacının da süresi içerisinde ıslah işlemini yaptığı kabul edilmiş, anlatılan nedenlerle davalının savunmasına itibar edilmemiştir. Yine ıslah tarihinden itibaren faiz işletilmesi gerektiğine ilişkin savunmalar yönünden yapılan değerlendirmede trafik kazaları haksız fiil niteliğinde olup, tazminat borcu haksız fiil tarihinde muaccel olduğundan, davacının ıslah ile talep ettiği tazminata da kaza tarihinden itibaren faiz yürütülmesi gerektiği kabul edilerek bu savunmalara da itibar edilmemiştir (emsal 17.HD 2008/2484 esas 2008/4216 karar)
Manevi tazminat yönünden (asıl davada) yapılan değerlendirmede davacı ve davalının müteveffanın anne ve babası olduğu, olayın ağırlığı, müteveffanın müterafik kusuru, paranın alım gücü, tarafların ekonomik ve sosyal durumları nazara alınarak, hakkaniyetli olduğu düşünülen tutarda manevi tazminata hükmedilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın KISMEN KABULÜNE KISMEN REDDİNE; Davacı … için 40.000,00 TL , davacı … için 40.000,00 TL olmak üzere toplam 80.000,00 TL manevi tazminatın ( davalı … sigorta için 15.000,00 TL lik poliçe limiti ile sınırlı kalmak kaydıyla) 19/07/2017 tarihinden itibaren ( davalı … sigorta için 01/08/2017 tarihinden) işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan ( …, … ve … Sigorta) müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacılara verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine,
2-Birleşen antalya … Asliye Ticaret Mahkemesi’ nin … esas … karar sayılı dosyası yönünden;
DAVANIN KISMEN KABULÜNE KISMEN REDDİNE, Davacı … için 130.408,82 TL maddi tazminatın, davacı … için 97.671,74 TL olmak üzere toplam 228.080,56 TL maddi tazminatın 19/07/2017 ( davalı … sigorta şirketi için 22/09/2017 ) tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalılardan (…, … ve … Sigorta) müştereken ve müteselsilen tahsiline, fazlaya ilişkin talebin reddine,
Asıl davada;
* Alınması gerekli 5.454,80 TL harcın davalı … Sigorta A.Ş.’ nin sorumluluğu 1.024,65 TL ile sınırlı olmak üzere davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile hazineye irad kaydına,
*Avukatlık Asgari Tarifesine göre hesap edilen 11.200,00 TL vekalet ücretinin davalılardan … Sigorta A.Ş.’ nin sorumluluğu 2.250,00 TL ile sınırlı olmak üzere davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
*Avukatlık Asgari Tarifesine göre hesap edilen 5.100,00 TL vekalet ücretinin davacılardan alınarak davalılara verilmesine,
*Davacılar tarafından yapılan 157,25 TL yargılama giderinin davanın kabul ve red oranına göre hesaplandığında 125,80 TL sinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
Birleşen davada;
* Alınması gerekli 15.580,20 TL harcın peşin alınan 31,40 TL ile tamamlama ve ıslah ile alınan 1.566,77 TL olmak üzere toplam 1.598,17 TL nin harcın mahsubu ile bakiye 13.982,03 TL harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile Hazineye irad kaydına,
*Avukatlık Asgari Tarifesine göre hesap edilen 15.934,00 TL vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
*Avukatlık Asgari Tarifesine göre hesap edilen 13.228,00 TL vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacı …’ a verilmesine,
*Reddedilen maddi tazminat yönünden Avukatlık Asgari Tarifesine göre hesap edilen 12.101,00 TL vekalet ücretinin davacı …’ dan alınarak davalılara verilmesine,
*Reddedilen maddi tazminat yönünden Avukatlık Asgari Tarifesine göre hesap edilen 6.472,00 TL vekalet ücretinin davacı …’ dan alınarak davalılara verilmesine,
*Davacılar tarafından yatırılan 31,41 TL başvurma harcı, 31,40 TL peşin harç ile ıslah ve tamamlama harcı olarak alınan 1.566,77 TL olmak üzere toplam 1.629,57 TL nin davalılardan alınarak davacılara verilmesine,
*Davacılar tarafından yapılan 314,50 TL Adli Tıp faturası, 600,00 TL bilirkişi ücreti, 887,85 TL posta tebligat gideri olmak üzere toplam 1.802,35 TL yargılama giderinin davanın kabul ve red oranına göre hesaplandığında 1.146,200 TL sinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, 656,15 TL sinin davacılar üzerinde bırakılmasına,
*Sarf edilmeyen gider avansının HMK.’nun 333. maddesi uyarınca davacıya iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, kararın tebliği tarihinden itibaren iki hafta içerisinde Antalya Bölge Adliye Mahkemesinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, anlatıldı.16/12/2021

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır