Emsal Mahkeme Kararı Antalya 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/486 E. 2021/934 K. 30.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2018/486 Esas
KARAR NO : 2021/934
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 25/07/2018
KARAR TARİHİ : 30/12/2021

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacılar vekilinin dava dilekçesinde özetle; 06/12/2017 tarihinde davalı … … Sigorta AŞ tarafından sigortalanan … poliçe numarasıyla sigortalanmış sürücü … sevk ve idaresindeki davalı … adına kayıtlı … plakalı aracın … Hastanesi kavşağı istikametinden Süleyman Demirel Bulvarını takiben Eski Varsak Belediyesi istikametine seyri sırasında … Emlak önüne geldiğinde sağ ön köşe ve yan kısımları ile … Emlak önünden orta refüj istikametine geçen müvekkili yaya …’e çarpması neticesinde yaralamalı ve maddi hasarlı trafik kazasının meydana geldiğini, kaza sonucu müvekkili … Akdeniz Üniversitesi Adli Tıp raporuna göre şahsın yaşamını tehlikeye soktuğunu, basit tıbbi müdahale ile giderilemeyecek nitelikte olduğunu, vücudunda kemik kırığına neden olduğunun tespit edildiğini, kaza sonucunda müvekkilinin engelli durumuna düştüğünü, Antalya Eğitim ve Araştırma Hastanesi … tarihli … sayılı engelli sağlık kurulu raporuna göre müvekkilinin %99 oranında sürekli iş göremezlik durumunun ortaya çıktığını, geçirmiş olduğu trafik kazası sonucunda kafa travması yaşadığını, kaza nedeniyle yatağa bağımlı hale geldiğini, kazada davalı araç sürücüsünün kusurunun bulunduğunu, kaza esnasında müvekkilinin herhangi bir trafik kuralını ihlali söz konusu olmadığını, davalı araç sürücüsü hakkında Antalya … Asliye Ceza Mahkemesinin …/… esas sayılı dosyası ile taksirle yaralamaya sebep olmaktan kamu davası açıldığını, müvekkilinin çalışmasının ömür boyu mümkün olmadığını, müvekkilinin bu hale gelmesinin bütün aileyi derinden sarstığını, haksız fiil tarihi itibariyle müvekkilinin maddi ve manevi tazminat alacaklarının muaccel hale geldiğini, davalılar … ve … adına kayıtlı araç ve araçları ve adlarına kayıtlı gayrimenkullerinin sorgulanmasını ve ihtiyati tedbir konulmasını, kaza nedeniyle sigorta şirketine başvuru yapıldığını ve 229.562,00 TL ödeme yapıldığını, fakat yapılan bu ödemenin müvekkilinin uğradığı bedensel zarar iş gücü kaybı ve bakıcı giderleri kapsamında yeterli olmadığını, ibraname verilmediğini, yapılan bu ödemenin kısmı ödeme olarak değerlendirilmesi gerektiğini, bu nedenlerle müvekkillerin uğradığı manevi tahribatın karşılığı olarak … için 150.000,00 TL, … için 100.000,00 TL, … için 75.000,00 TL, … için 75.000,00 TL, … için 75.000,00 TL olmak üzere toplam 475.000,00 TL manevi tazminatın trafik kazasının gerçekleştiği tarih olan 06/12/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar … ve …’den müştereken ve müteselsilen tahsilini, davacı için şimdilik 1.000,00 TL sürekli iş göremezlik, 1.000,00 TL geçici iş göremezlik ve 1.000,00 TL bakıcı gideri olmak üzere toplam 3.000,00 TL maddi tazminatın sigorta temerrüt tarihinden itibaren diğer davalılardan kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalılar … ve … vekilinin cevap dilekçesinde özetle; dava da müvekkil …’ün kusurunun bulunmadığını, davacı …’in ana cadde mahiyetindeki ve araçların çok yoğun olduğu Süleyman Demirel Bulvarında yaya geçidi olmamasına rağmen aniden yola çıktığını, bu durumun çevredeki güvenlik kameralarından gözüktüğünü, davacının dikkatsiz davranması neticesinde kazanın meydana geldiğini, olay yerinde keşif yapılması gerektiğini, davacının yaralanmasından dolayı kardeşlerinin manevi tazminat talep etme haklarının olmadığını, müvekkilinin maliki olduğu aracın trafik sigortasının ödeme yaptığını, müvekkilinin davacının acısını paylaştığını, bu nedenlerle davanın reddini talep etmiştir.
Davalı … … Sigorta AŞ vekilinin cevap dilekçesinde özetle; davacıya 13/07/2018 tarihinde 229.562,00 TL ödeme yapıldığını, müvekkili şirketin sorumluluğunun kalmadığını, kusur oranlarının tespiti için dosyanın Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesine gönderilmesi gerektiğini, başvuru sahibine yapılan ödemede esas alınan ölçütün özürlük ölçütü sınıflandırması ve özürlülere verilecek sağlık kurulu raporları hakkında yönetmeliği olduğunu, davacının maluliyet oranının belirlenmesi için Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Dairesinden rapor alınması gerektiğini, geçici iş göremezlik tazminatının teminat dışında kaldığını, yeniden bir hesaplama yapılması halinde asgari ücretin baz alınarak TRH-2010 mortalite tablosu ile 1,8 teknik faizin kullanılmasının gerektiğini, bakıcı giderlerin teminat dışında kaldığını, bu nedenlerle davanın reddini talep etmiştir.
DAVACI TANIĞI … BEYANINDA:”Benim kazaya ilişkin görgüm yoktur, ancak davacılar aile dostum olur, … bey ile 2011 yılından bu yana tanışırız, ailecek görüşürüz, davacı … geçirdiği trafik kazasından sonra 8 ay civarında hastanede yattı, sonra taburcu oldu, evin bir odasını ona ayırdılar, hastane odası gibi oda hazırladılar, kendisinin kazandan beri bilinci tamamen kapalıdır, sadece yatıyor, bitkisel hayatta gibi yaşıyor, şu an evde bir bakıcıları var, eve çıktığından beri bakıcı yardımı alıyorlar, bakıcı 24 saat … ile ilgileniyor, … trafik kazası geçirdiğinde öğrenciydi ancak hangi okulda okuduğunu bilmiyorum, bilgim bundan ibarettir” demiştir.
DAVACI TANIĞI … BEYANINDA:”Ben ve … bey 2010 yılında iş arkadaşlığı ile tanıştık o tarihten beri ailecek de görüşürüz, kazaya ilişkin görgüye dayalı bilgim yok ancak kazadan birkaç saat sonra haberdar olduk, o gece hastaneye gittik, sabaha kadar bekledik, uzun süre … hastanede yattı, sonra taburcu oldu ancak tamamen yatağa bağlıdır, birkaç defa kafatasından ameliyat geçirdi, ambulanslar ile götürülüp getirildi, bilinci tamamen kapalı, hiçbir tepkisi yok, sıvı gıda ile besleniyor, adeta ölü gibi yatakta yatıyor, bazı yerlerinde yatak yarası oluştu, üvey annesi ve bakıcısı var, birlikte bakıyorlar, zaten şu an üvey annesi hamile olup, daha çok bakıcısı ilgileniyor, çocuğun öz annesi yaşıyor ancak babası ile boşanmış durumdadırlar” demiştir.
DAVALI TANIĞI … BEYANINDA:”Davalı … benim öz oğlum olur, kazaya dair görgüye dayalı bilgim yoktur, haber geldiğinde biz evdeydik, eşimle birlikte kaza yerine vardığımızda yaralanan çocuğun hastaneye kaldırıldığını öğrendik, hastaneye gittik ancak oradaki güvenlik görevlileri olayın sıcağı sıcağına kavga çıkacağından korktukları için bizi çocuğun ailesinin yanına yanaştırmadılar, daha sonra ben ve eşim hastaneye gittik, daha sonra evlerine de gittik, elimizden geleni yapmaya çalışacağımızı anne ve babasına ifade ettik, dualarınız yeterli dediler, ancak daha sonra çocuğun babası eşime avukatlar aracılığı ile görüşeceğiz deyip bir süre sonra da bu davayı açtılar, başkaca bir bilgim yoktur” demiştir.
DAVALI TANIĞI … BEYANINDA:”Ben davalı …’ün kullandığı Honda marka aracın içinde sağ ön koltukta oturuyordum, akşam vakti saat 22:00 civarıydı, elimdeki cep telefonundan mesaj yazıp sosyal medyaya bakıyordum, bulunduğum araç aniden fren yapıp korna çalınca kafamı kaldırdığımda sağ taraftan gelen ve karanlıkta ne olduğunu anlayamadığım bir cismin bize çarptığını farkettim, aracın ön camının benden taraftaki kısmı kırıldı, benim bulunduğum bölümdeki kapının camı kırılmadı, araçtan indik, yayaya çarptığımızı fark ettim, yolun kenarındaydı, biz çarpışma noktasından biraz ileride durmuştuk, metresini hatırlayamıyorum, dediğim gibi indiğimde çocuğu kaldırımın kenarında gördüm, hemen 112’yi aradım, yanına kadar gittim, konuşmadı ancak biraz hareket ediyordu, etraf birden kalabalıklaştı, kısa bir süre sonra çocuğun babası geldi, sonra arkamızdan gelmekte olan arkadaşımızın aracı ile hastaneye gittik, Ben Tekin’in araç sollayıp sollamadığını farketmedim ancak yoğun bir trafik vardı. Daha sonra öğrendiğimiz kadarıyla çocuk sağ tarafta bulunan marketten çıkıp karşıdan karşıya geçmek istemiş, çok soğuk bir gündü, belki geçmek için acele etmiş olabilir. Kaldırım ile arasında yaklaşık 2-2,5 metre mesafe vardı, biraz önce kaldırımın kenarında idi ifadesinden kastım budur” demiştir.
İstanbul Adli Tıp Kurumu Fizik İhtisas Dairesi’nin … tarihli raporunda özetle:
“A) Davalı sürücü …’ün kusursuz olduğu,
B) Davacı yaya …’in % 100 (yüzde yüz) oranında kusurlu olduğu” kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Mahkememiz … tarihli ara kararı ile;Antalya … ASCM’sinin yargılaması sırasında alınan bilirkişi raporu ile ATK Trafik ihtisas Dairesince düzenlenen rapor arasındaki çelişkinin giderilmesi amacıyla Ankara Nöb. ATM’ye talimat yazılarak Karayolları Genel Müdürlüğü Fen heyetinde görev alan Makine Mühendisi bilirkişilerden oluşacak 3 kişilik bilirkişi heyetine dosyanın tevdi ile tarafların trafik kazasındaki kusur oranlarının belirlenmesinin istenmesine karar verilmiş,
Ankara … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin …/… Tal. sayılı dosyasına düzenlenen … tarihli bilirkişi heyeti raporunda özetle; Dava dosyasında bulunan tüm bilgi ve belgeler ile olayın oluş biçimi, Trafik kazası tespit tutanağında yer alan bilgiler ile sürücü ve bilgi sahiplerinin anlatımları, CD görüntüleri değerlendirilmiş olup davaya konu trafik kazasının; Davalılardan sürücü …’ ün sevk ve idaresindeki … plaka nolu diğer davalı … adına kayıtlı olan ve davalı … tarafından sigortalanan araç ile 06.12.2017 günü Antalya ili Kepez ilçesinde Süleyman Demirel bulvarını takiben, Yeşilirmak caddesi istikametinden Yeni Varsak Polis Merkezi istikametine seyirle, saat 21:52 sıralarında olay yerine geldiği esnada seyir yönüne göre yolun sağından taşıt yoluna girip yolun karşısına geçmeye çalışan yaya …’e aracının sağ ön far ve çamurluk kısımları ile çarpması sonucu meydana geldiği anlaşılmıştır.
Yayaların uyacakları kurallar 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 68. Madesi ve Karayolları Trafik Yönetmeliğinin 138. Maddesinde belirlenmiştir. Buna göre taşıt yolunun karşısına geçmek isteyen yayaların taşıt yolunu, yaya ve okul geçidi ile kavşak giriş ve çıkışları dışında herhangi bir yerden geçmeleri yasaklanmış ancak, yüz metre kadar mesafede yaya geçidi veya kavşak bulunmayan yerlerde yayaların, taşıt trafiği için bir engel teşkil etmemek şartı ile ve yolu kontrol ederek kendi güvenliklerini sağladıktan sonra en kısa doğrultuda ve en kısa zamanda taşıt yolunu geçebilecekleri belirtilmiştir. Karayolları Trafik Yönetmeliğinin 138. Maddesine göre de: yollarda güvenli geçişin önce sola sonra sağa bakılarak sakınca yoksa taşıt yoluna girmek, geçiş sırasında sola ve sağa bakılarak yürüyüşe devam etmek, taşıf yoluna girmeden güvenle duramayacak kadar yaklaşmış taşıtlar varsa ilk geçiş hakkını onlara verip geçişlerini beklemek suretiyle yapılacağı, yayalar için özel olarak yapılmış alt veya üst geçit, yaya köprüsü veya yaya tüneli gibi tesisler varsa yayaların buralardan yararlanmak zorunda oldukları belirtilmiştir.
Dava konusu trafik kazası sonucunda yaralanan yaya …’in gece şartlarında, aydınlatması olmayan bir kesiminde ve yaya geçidi olmayan bir yol kesiminde yolun karşısına geçmek üzere taşıt yoluna girmeden önce kendi can güvenliğini sağlayacak şekilde yolu ve trafiği kontrol ederek güvenle duramayacak kadar yaklaşan araçlara ilk geçiş hakkı vermemesi, yolun karşısına geçmek için 17 m yakınındaki yaya geçidini kullanmaması, dikkatsiz, tedbirsiz ve 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 68.maddesi hükümlerine aykırı davranarak kendi yaralanması ile sonuçlanan trafik kazasının meydana gelmesinde 100 oranında kusurlu olduğu, Kazanın meydana geldiği iş yeri önünde ve taşıt yolu üzerinde yolun sağında park halinde olan kapalı kasa kamyonetin ve davalı sürücü idaresindeki aracın sağında seyir halinde olan araçlardan dolayı davalı sürücü …’ün yolun sağından taşıt yoluna giren yayaları önceden fark etmemesinin mümkün olmaması yanında sağındaki şeritte ve aynı istikamette seyir halindeki aracın önünden aniden çıkan yayayı fark ettiğinde mesafenin çok kısa olması, sürücü reaksiyon süresi ve bu sürede kat edilecek mesafe göz önüne alındığında aracın yasal hız sınırları üzerindeki bir hızla seyir halinde olmasının kazanın meydana gelmesinde etkisinin olmadığı hususu da göz önüne alındığında davalı sürücü …’ün kazayı önlemeye yönelik alabileceği bir tedbir olmaması nedeniyle kendisine atfedilebilecek bir kusur olmadığı görüş ve kanaatine varılmış olup Antalya … Asliye Ticaret Mahkemesince Adli Tıp Kurumundan alınan … tarihli raporda belirtilen görüş ve kanaate varılmıştır.
Davaya konu trafik kazsının gece vakti, aydınlatası olmayan bir yol kesiminde ve yaya geçidine 17 m mesafede meydana gelmiş olması, yayanın seyir halindeki araçların önünden davalı sürücü idaresindeki aracın önüne çıkması, yol kenarında park halindeki kapalı kasa kamyonetin yaya hareketlerinin görülmesini engellediği hususları dikkate alındığında Antalya … Asliye Ceza Mahkemesince alınan … tarihli bilirkişi raporunda belirilen görüş ve kanaatin olayın oluş biçimine uygun düşmediği kanaatine varılmıştır.
Sonuç olarak; Yukarıda arz ve izah edildiği üzere dava konusu trafik kazasının meydana gelmesinde;
1- Davacı yaya … 100 oranında ( Yüzde yüz ) oranında kusurlu olduğu,
2- Dava dışı sürücü …’ın kusursuz olduğu” kanaatine varılmıştır.
Antalya ….Asliye Ticaret Mahkemesi’nin …/… E-…/… K sayılı dosyasının tetkikinden; Sanık … hakkında taksirle bir kişinin yaralanmasına nedin olma suçunda açılan kamu davası olduğu, … Güner ve …’in katılan sıfatıyla yargılamaya dahil oldukları, yapılan yargılama sonucu sanık hakkında CMK 223/2-c maddesi uyarınca beraatine karar verildiği, kararın Antalya BAM …CD den geçerek … tarihinde kesinleştiği anlaşılmıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava trafik kazasından kaynaklı maddi ve manevi tazminat talebine ilişkin olarak; , araç sürücüsü …, işleten … ve aracın ZMMS poliçesini düzenleyen sigorta şirketine karşı açılmıştır.
6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 49 vd.maddelerinde haksız fiilden kaynaklı borç ilişkileri düzenlenmiş olup:
Madde 49 “Kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür.
Zarar verici fiili yasaklayan bir hukuk kuralı bulunmasa bile, ahlaka aykırı bir fiille başkasına kasten zarar veren de, bu zararı gidermekle yükümlüdür.”
Madde 50 “Zarar gören, zararını ve zarar verenin kusurunu ispat yükü altındadır.
Uğranılan zararın miktarı tam olarak ispat edilemiyorsa hâkim, olayların olağan akışını ve zarar görenin aldığı önlemleri göz önünde tutarak, zararın miktarını hakkaniyete uygun olarak belirler.” hükümlerini içermektedir.
Yine 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 91/1.maddesinde, “işletenlerin, bu kanunun 85/1 maddesine göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmaları zorunludur”, aynı yasanın 85/1 maddesinde, “bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, araç işletenin bu zarardan sorumlu olacağı”, aynı yasanın 85/son maddesinde ise, “ işleten ve araç işleticisi teşebbüsün sahibi, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur.” hükümlerine yer verilmiş, Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarının A-1.maddesinde de, “sigortacı bu poliçede tanımlanan motorlu aracın işletilmesi sırasında bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermesinden dolayı 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’na göre işletene düşen hukuki sorumluluğu, zorunlu sigorta limitlerine kadar temin eder” şeklinde ifade edilmiştir.
Davacıların davalı sürücünün olayda kusurlu olduğu iddiası ile açtıkları bu davanın yapılan yargılamasında toplanan delillerden; davalı sürücünün kazanın meydana gelmesinde kusurunun bulunmadığı sabit olmakla, bu takdirde davalıların yasal olarak trafik kazasından (haksız fiilden) kaynaklı oluşan zararı giderme sorumluluklarının bulunmadığı anlaşıldığından açılan maddi ve manevi tazminat davalarının reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacıların davalılar … ve … aleyhine açmış oldukları manevi tazminat davalarının ayrı ayrı REDDİNE,
2-Davacı …’in davalılar aleyhine açtığı maddi tazminat davasının REDDİNE,
3-Davalı … adına kayıtlı … plakalı araç üzerine konulan tedbir kararının kaldırılmasına,
4-Maddi Tazminat için Alınması gerekli 59,30 TL harcın peşin harçtan mahsubu ile yeniden harç alınmasına yer olmadığına,
5- Manevi Tazminat için alınması gerekli 59,30 TL. Harcın peşin alınan 1573,31 TL. Harçtan mahsubu ile artan 1.514, 01 TL. Harcın talep halinde davacılara iadesine,
6-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
7- Maddi Tazminat yönünden A.A.Ü. Tarifesinin 13/2 maddesi 3.000,00 TL. vekalet ücretinin davacı …’den alınarak davalılara verilmesine,
6-Manevi Tazminat yönünden A.A.Ü. Tarifesinin 10. Maddesi uyarınca 5.100,00, TL. vekalet ücretinin davacı …’den, 5.100,00 TL. vekalet ücretinin davacı …’den 5.100,00 TL. vekalet ücretinin …’den, 5.100,00 TL. vekalet ücretinin Davacı …’den, 5.100,00 TL. Vekalet ücretinin …’den alınarak davalılar … ve …’e verilmesine,
7-Sarf edilmeyen gider avansının HMK 333.maddesi uyarınca davacıya iadesine
Dair, davacılar vekili ile davalılar … ve … vekilinin yüzüne karşı sigorta şirketi vekilinin yokluğunda kararın tebliği tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde İstinaf yasa yolu açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkça okunup, anlatıldı.30/12/2021

Başkan …
¸e-imzalı
Üye …
¸e-imzalı
Üye …
¸e-imzalı
Katip …
¸e-imzalı