Emsal Mahkeme Kararı Antalya 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/478 E. 2022/701 K. 16.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/478 Esas
KARAR NO : 2022/701
DAVA : Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 19/07/2018
KARAR TARİHİ : 16/09/2022

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: Müvekkili şirket … A.Ş. tarafından satın alınmış olan … model aracın ayıplı olması nedeniyle aracın satıcı sıfatı ile davacıdan aracın ayıpsız misli ile değiştirilmesini talep etme zorunluluğu hasıl olduğu, müvekkil şirkete ait … plaka sayılı araç teslim alındığı tarih olan … tarihinden itibaren yaklaşık iki buçuk haftalık süre içinde bir kez kazaya sebebiyet verdiği ve bir kez arızalandığı, sokak içinde 8 metrelik mesafede aracın aniden kontrol edilemeyecek seviyede tam güçle hızlanması, aracın tekerleğinin fırlaması ve ekte sunulmuş olunan fotoğraflardan da görüleceği üzere tekerleğin beton zemini yararak bu kadar mesafe yol alması, frenlerin tutmaması gibi hususlar anlaşılabilir durum olmadığı ve hayatın olağan akışına aykırı olduğu, yaşanan olaylardan sonra satıcı, ithalatçı ve üretici firmalar ile iletişim kurulduğu, bilgi ve belgeler çeşitli defalar sözlü ve yazılı olarak ilgililerden istendiği buna karşın herhangi bir bilgi ve belge verilmediği, gerek aracın teknik özellikleri ve gerek ilgili firmalarca yapıldığı belirtilen kontroller ve verilen garantilerle taahhütler nazara alındığında aracın bu şekilde kazaya sebebiyet vermesi ve arızalanması ile meydana gelen olayların aracın ayıplı olmasından kaynaklandığının anlaşıldığı, izah edilmeye çalışılan bu olaylar sonrasında Antalya Mahkemeleri aracılığı ile tespit yapıldığı, Antalya … Asliye Ticaret Mahkemesinin … Değişik İş numarasıyla yapılan keşif ve sonrasında hazırlanan bilirkişi raporunda aracın gizli ayıplı olduğunun tespit edildiği, fazlaya ilişkin her türlü talep ve dava hakkı saklı kalmak kaydıyla, müvekkil şirket tarafından satın alınan aracın ayıplı olması nedeniyle aracın ayıpsız ve benzeri işe değiştirilmesini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesi talep edilmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: Davacı tarafından ayıp iddiası kesin olarak reddetmekle birlikte ayıp iddiasına dayanan davanın öncelikle zamanaşımı / hak düşürücü süre nedeni ile reddinin gerektiği, davacı tarafından süresinde bildirilen bir ayıp vb ihbar olmadığı, davacı tarafından iddialarının ispatı açısından olası tanık dinletme taleplerine muvafakat edilmediğinin beyan edilmediği, davacı tarafın dava dilekçesindeki iddialarının kabul edilmediği ve her bir iddiaya ayrı ayrı itiraz edildiği, dava konusu araçta davacının iddiasının aksine tespit edilemeyen, çözülemeyen, giderilemeyen veya tekrarlanan bir arıza olmadığı gibi imalattan kaynaklanan herhangi bir problem, kusur veya kanunun tanımladığı anlamda gizli ayıp söz konusu olmadığı, davacı tarafça tespit dosyası ile bilirkişi incelemesi yaptırıldığı ifade edilmişse de anılan bilirkişi raporunda vekil eden aleyhine olabilecek nitelikteki tespit, değerlendirme ve hesaplamaların kabul edilmediği, rapora karşı distribütör firma uzmanlarınca ayrıntılı inceleme sonucu bilimsel ve teknik veriler dikkate alınarak kapsamlı teknik rapor düzenlendiği, dava dilekçesinde ilk kazadan sonra aracın âylarca serviste kaldığı ifade edilmişse de bu durum vekil eden şirketten kaynaklanmadığı; davacı şirket aracın onarım işlemlerine başlanması yönünde onayı geç verdiği ve aracı teslim almaktan uzun süre imtina ettiği, davanın dilekçesi ve eklerinin … … A.Ş.” ye tebliği ile davanın anılan şirkete ihbarına, vekil eden aleyhine açılan haksız davanın reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesi talep edilmiştir.
DAVACI TANIĞI … BEYANINDA:”Ben davacı şirketin sahibi … bey ile yakın arkadaş olduğum ve arabalardan anlayıp dava konusu aracın satın alınması sırasında bulunduğu için olay konusunda bilgi sahibiyim, ilk olayın gerçekleştiği Muğla’da aynı cadde üzerinde benim de daha önce kaldığım ve defalarca gitmemden dolayı bildiğim bir yerdir, bu yer arabaların park edildiği kapalı yani çıkmaz bir sokak niteliğindedir, bu sokakta aşırı sürat yapılması bu nedenle mümkün değildir, olay bana anlatıldığında da bu sokağa ve aracın durumunu bu şekilde gözümde canlandırabildim, ilk olay gerçekleştikten sonra … bey aracın tamiri ve karşılanması sırasında benim de nezaret etmemi istediğinden ben kazalı aracın Antalya’ya gelişi ve servise çekilişini gördüm, serviste yetkili olarak … bey aracın tamirat işleriyle ayrıca … bey de bu işlemlerle ilgileniyorlardı, araç tamir edilip … beye teslim edildikten yaklaşık bir hafta sonra eski Lara caddesi üzerindeyken … bey beni telefonla arayarak aracın ön tekerinden ses geldiğini söyledi, bunun üzerine ben de yardım amacıyla aracın bulunduğu yere gittim ve servisi aradık aracı incelerken ön tekerleğinin çamurluğa dayanmış vaziyette olduğunu bu nedenle aracın gidemediğini gördüm, servis bizden aracı getirmemizi istedi, ancak durumu anlatınca iki adet servis yetkilisi gönderdiler, onlarla birlikte ben araca tekrar baktım, sol ön tekerleğinin bulunduğu yerdeki civatanın yerinde olmadığını gördüm, bunu gören teknik servis elemanları korktular ve durumu amirlerine telefonla ilettiler tam olarak ne konuştuklarını duyamadım ancak korkup paniklediklerine şahit oldum, uzun yolda böyle bir arızanın gerçekleşmesi halinde daha feci bir sonuca varılacağını tahmin ettim, aracın bu haldeki fotoğraflarını ve video kayıtlarını yaparak davacı tarafa teslim ettim, ben … beyin yanında bulunurken …’tan gelen ismini bilmediğim bazı yetkililer bu aracı dod aracılığı ile satarız, oradan gelen para ile sıfırını karsız olarak size verebiliriz, üstüne biraz eklemede bulunabilirsiniz diye teklifte bulundular, şirket yetkilileri olayı örtbas etmek istediklerini ben düşündüm, çünkü panik halindeydiler, ayrıca şirket yetkillieri araçta bir karakutu bulunduğu bu karakutu tarafından olayın kaydedilmiş olduğunu, araçtaki karakutunun incelenmesi sonucu olayın ortaya çıkacağını söylediler, ama karakutuya ilişkin davacı tarafa birşey vermediklerini ben biliyorum, olaydan sonra da araba kullanılamadı, hala da kullanımda değildir. Birinci olayda aracı kullananın … beyin eşi … hanım olduğunu ben öğrendim” demiştir.
DAVALI TANIĞI … BEYANINDA:”… …’de 2015 yılından bu yana görev yaparım, davacı taraf Muğla’da yaşadığı olay sonrasında aracın tamiri için benim çalıştığım yere aracı getirmiştir, biz aracın orijinal parçaları ile eski haline getirilmesi için gerekli parça tespitini ve masrafı davacı tarafa çıkarttık, bu masraf listesini davacı taraf görünce olayın aracın kendiliğinden gazlanması sonucu gerçekleştiğini belirterek bu arabanın ayıplı olduğunu bu arabayı geri almamız gerektiğini belirterek buna razı olmadı, bunun üzerine biz distrübütör firmaya durumu izah ettik onlar da bize aracın kendiliğinden gazlanması şeklinde bir olayın gerçekleşemeyeceğini, davacının taleplerinin karşılanamayacağını, aracın ancak tamir ile iade edilebileceğini bize bildirdiler, bu süreç davacının iddia ve talepleri ile böyle uzadı, sonunda davacı taraf aracın tamir edilmesine razı oldu, bunu yazılı olarak da bize bildirdi, bu yazılı talep gereğince biz aracı orijinal parçaları ile tamir ettik, araç tamir edilip teslim alındıktan yaklaşık 5 gün sonra davacı taraf aracın sol ön tekerleğinin arızalandığını bize bildirdi, olay yerine gittiğimizde aracın sol ön tekerleğinin bağlandığı civatanın yerinde olmadığını bizim teknik servis elemanlarımız görmüşler, bunu bana ilettiler, bu civata kendiliğinden yerinden çıkabilecek bir civata değildir, biz aracı tekrar servise çektirdik ve gerekli onarımı yapıp tekrar davacı tarafa teslim ettik, ikinci olaydan sonra yeniden tamir ücreti almadık, biz ikinci olayın tamirinden sonra rutin servis bakımlarını da araca yaptık, zaten ikinci olaydan sonra da yaklaşık 12-13 bin kilometre sonra aracın servise getirildiğini kayıtlardan gördük. Araçta karakutu diye tabir edilen bir mekanizma veya alet yoktur ancak aracın servise getirilmesi sırasında oluşan arızaları gösterir beyin diye tabir edebileceğim cihaz vardır. … marka araçlarda kendilerinden gazlanma olaylarına ben şahit olmadım . İkinci olayda yerinde olmadığını belirttiğimiz civata olmadan uzun süre aracın gitmesi mümkün değildir, çünkü bu civata aracın direksiyonu ile bağlantılı olup aracın ve tekerleğin yön değişimini sağlayan kilit bir parçadır. Biz birinci olaydan sonra araç birinci olayda sağdan hasar aldığı için aracın ön tarafını tamamen kaldırıp araç tamirinde her iki ön tekerleğin de sökülmesi suretiyle bu hasar giderileceğinden her iki ön tekeri de söküp hasarı giderip her iki ön tekerin de montajını gerçekleştirip öyle teslim ettik, teslim ederken de aracın başka bir arızası olup olmadığına ilişkin bütün testlerimizi yapıp test sürüşünü gerçekleştirip davacıya aracı arızası olmadığını anlayınca teslim ettik, ayrıca davacının kendiliğinden gazlanması ile ilgili iddiasına ilişkin kontrolleri de yaptık” demiştir.
DAVALI TANIĞI … BEYANINDA:”Ben davalı şirkette servis bölümünde atölye formeni yani ustabaşı olarak çalışırım, dava konusu araç ilk hasardan sonra servise getirildiğinde biz araçtaki hasarları tespit ettik ancak, hemen tamir için onay verilmedi, … otomotive davacının iddiasını ilettik, oradan bize bazı testler yapmamızı söylediler bu testleri yaptık, araçta kazadan kaynaklanan hasarlardan başka bir arıza olmadığını özellikle davacının iddia ettiği gibi kendiliğinden gazlanma veya gaz pedalının takılması gibi bir arızanın bulunmadığını gördük ve … otomotive durumu ilettik, birkaç ay sonra araç hasarının tamiri için onay verildi, aracı tamir ettik, davacıya teslim ettik, yaklaşık 4-5 gün sonra araç bize sol ön tekerindeki arıza sebebiyle yeniden getirildi, sol ön tekerindeki bir somunun yerinde olmadığını gördük, bu somun kendiliğinden ya da araç kullanımı sırasında düşebilecek bir somun niteliğinde değildir, kendinden emniyetli bir somundur, biz aracın tamiratını yeniden gerçekleştirdik ve testlerini yapıp davacı tarafa arızasız şekilde teslim ettik. Bizim yurtdışından gelen herhangi bir mühendisin araca tamir için müdahale ettiğini ben görmedim” demiştir.
TANIK … BEYANINDA: “Davacı şirkette yönetici olarak görev yapmaktayım, söz konusu aracı şirket adına 2017 yılında davalı şirketten satın aldık, Muğla ve Bodrum’da şubelerimiz olduğundan oralara da zaman zaman gitme ihtiyacımız olmaktadır, aracı aldıktan 10 gün sonra Aktepe’ye gittik, araç benim kullanımımda iken yola park etmemek için ikametimizin bulunduğu çıkmaz sokağa parketmek için girdiğim sırada hız kesici tümseklere yaklaştığımda gaza basmadığım halde araç birden ani gaz yapmış gibi, adeta uçarcasına birden hızlandı, 6-7 metre öndeki araca vurdum, ben 30 yıllık şoförüm araç otomatik bir araç olup, gaza da basmadığım halde aracı kontrol edemedim, o sıra firen de yaptım, ancak durmadı, tekerin koptuğunu da araçtan indikten sonra farkettim, kazanın niye meydana geldiğini bilemiyorum, hemen satıcı firmaya haber verdik, serviste araçta herhangi bir arıza olmadığını beyan etmelerine rağmen ben aracın elektronik sinyallerinin karışması sonucu hareket ettiği kanaatindeyim, yanımda bu sırada yeğenlerim vardı, onlar da olaya şahitlerdir, imalat hatası olduğunu düşünüyorum, serviste 7-8 ay kaldıktan sonra herhangi bir arıza tespiti yapılmadan araç bize teslim edildi, daha sonra iki üç gün sonra eşim şehiriçinde aracı kullanırken yine arıza yapmış, bu arızanın tam mahiyetiini ben bilemiyorum, yine serviste kaldı, her seferinde servise ve satışı firmaya gerekli ihbarları yaptık, başkaca bilgim yoktur” demiştir.
TANIK … BEYANINDA: “Ben davacı şirkette teknik koordinatör olarak çalışmaktayım, şirket adına satın alınan dava konusu araç ile birlikte şirket yöneticileri de olduğu halde Akyaka’da aracı … parkederken araç birden ani gaz yapmış gibi fırlayarak hakimiyetten çıktı ve park halindeki bir araca çarptı, ben o sırada kendi aracımı park yerinden almış ve …’un benim park yerime parketmesi için başka bir yere yol kenarına aracı park etmiştim ve onun park yerine girişini kontrol ediyordum, kendisi de 30 yıllık şoför olduğu halde aracın ani olarak fırlamasını anlayamamış, araç ilk araca çarptıktan sonra ikinci araca da çarptı, sonra da lastiğin biri koptu ve fırladı, biz bu kazanın sebebini anlayamadık, ancak satıcı firmaya ve servise derhal haber verildi, ancak serviste ne şekilde tespit yapıldı bilemiyorum, ikinci kaza ise şirket yöneticisi …’un Antalya’da şehir içinde araç kullanırken araçtan bir ses gelmesi üzerine aracı sağa parkettiğini ve servise haber verdiğini kendisinden duydum, başkaca bir bilgim yoktur, tekrar şunu da eklemek istiyorum, ilk kazada aracın sağ ön tekeri koptuktan sonra rotin mili asfalta saplanmasına rağmen 25 metre daha araç sürüklenmiştir, ondan önce araçta herhangi bir anormalliğe rastlamadık, ikinci kazada ise sağ ön tekeri taşıyan kolun yerinden çıktığını öğrendim” demiştir.
Bakırköy … Asliye Ticaret Mahkemesi … Tal sayılı dosyasında makine mühendisi bilirkişiler … tarafından düzenlenen … tarihli bilirkişi heyeti raporunda özetle:
“Araçtaki 1. Arıza olarak adlandırılan düşük hızla kasisten geçerken aniden hızlanması sonucu meydana gelen çarpışma olayında, aracın teknik özellikleri gereği gaz pedalının kendiliğinden aracın hızlanmasına neden olamayacağı, sürücünün anlatımlarından aracın fren yerine gaz pedalına basılması sonucu meydana gelmiş olması gerektiği anlaşılmaktadır. Dava konusu araç 0-100 Km hızlanmasını birkaç saniyede yapabilen bir araçtır. Dolayısıyla 8 m mesafede aracın çok yüksek hıza çıktığı şeklindeki sürücü açıklamaları, aracın teknik özellikleriyle uyumludur. Sürücünün yanlış pedala bastığı, aracı durdurmak için fren pedalı zannıyla gaz pedalına daha da dibine kadar bastığı, bu şekilde araca aşırı gaz verdiği ve aracın durmak yerine daha da hızlanarak park halindeki araca yüksek hızla çarptığı anlaşılmaktadır. Bu derece şiddetli bir çarpışmada aracın tekerleğinin kopması normaldir. Ayrıca bu kopma nedeniyle ekranda FREN SERVOSU arızası ışığının yanması da normaldir. Zira tekerlek kopunca direksiyon ile tekerlek arasındaki iletişim de kopmuş olmaktadır. Dolayısıyla araçta ilk kazaya neden olan bir imalat hatasının söz konusu olmadığı, bu nedenle araçta gizli veya açık bir ayıptan söz etmenin de mümkün olmadığı kanaatine varılmıştır.
Aracın ikinci arızası olan somun düşmesi arızasının, ilk arıza nedeniyle müdahale görmesi sonucu ortaya çıktığı kanaatine varılmıştır. Zira bu arıza, aracın ilk satın aldığı orijinal halinde meydana gelmemiş, bu aşamaya kadar araç uzun süre ve Km seviyesinde kullanılmıştır. Bu nedenle ikinci arızanın da araçtaki gizli veya açık bir imalat hatasına işaret etmediği, araçta gizli veya açık bir imalat hatasından söz etmenin mümkün olmadığı kanaatine varılmıştır.
Araçtaki ilk kaza sonucu oluşan hasar nedeniyle araçta bir değer kaybı oluşması kaçınılmazdır. Ancak bu değer kaybı, kullanım hatası sonucu oluşmuş olup davalı şirketin bir sorumluluğu doğmamıştır.
SONUÇ:
1.Dava konusu araçta gizli veya açık ayıp niteliğinde bir imalat hatasının olmadığı,
2.Araçtaki değer kaybının kullanım hatası sonucu oluştuğu ve davalı şirketin sorumlu olmadığı” sonucuna varıldığı bildirilmiştir.
Mahkememiz … tarihli ara kararı ile;Talimat Mahkemesi aracılığı ile alınan raporun yargı denetimine elverişli olmadığı gibi herhangi bir bilimsel veri içermediği görüldüğünden kabul edilmemiş ve aynı tarihli ara karar ile-Ankara Nöb. ATM’ye talimat yazılarak üniversitelerin Makine mühendisliği bölümünden seçilecek 2 akademisyen bilirkişi ile … marka araç için … sektöründe uzman bir bilirkişi temin edilmek suretiyle oluşturulacak bilirkişi heyetinden BK 219 ve 227.maddeleri de değerlendirilmek suretiyle yargı denetimine elverişli rapor düzenlenerek davacının araçtaki hasarının niteliğine göre sözleşmeden dönme hakkını kullanmasının haklı kabul edilip edilemeyeceği, araçta ayıp bulunup bulunmadığı, ayıplı ise gizli ayıp niteliğinde olup olmadığı, araçtaki ayıbın onarılması nedeniyle mevcut hali ile değer kaybı oluşup oluşmayacağı varsa miktarının ayrıca belirlenmesinin istenmesine, karar verilmiş,
Ankara 3.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Tal sayılı dosyasında makine mühendisi bilirkişi … tarafından düzenlenen … tarihli bilirkişi heyeti raporunda özetle:
“Dava konusu araç performans aracı olduğundan 0-100 Km hızlanmayı birkaç saniyede yapabilmektedir. Düşük hızda kasisten geçerken aniden hızlanması sonucu aracın cok yüksek hıza çıkarak (aracın teknik özellikleri ile de uyumludur) meydana gelen çarpışma olayında, aracın ilk çarpma ile aracın hızının absorblanmayıp artması ile (fren sistemine başvurmayıp) hasarın artması ile aracın tekerleğinin koptuğu, bu derece şiddetli bir çarpışmada aracın tekerleğinin kopması normaldir.
Kazanın oluşu ve oluşan hasarla tarafların ihtilafi yoktur. İhtilaf konusu aracın kendi kendine mi hızlandığı yoksa sürücünün fren yerine gaz pedalına basması sonucu aracın hızlanmasıdır.
Dizel motorun çalışması ve güç üretmesi için gereken elementler yakıt, hava ve sıkışmadır. Motor üzerindeki her bir elaman bu temel ihtiyaçları sağlar, destekler, sürekliliğini sağlar ve kontrol eder. Motor silindirleri içersine motor kontrol ünitesinin belirlediği miktarlarda yakıt ve hava doğru miktarda alınır ve yeterli miktarda sıkışma gerçekleştiği anda motor içerisindeki hava — yakıt karışımında yanma gerçekleşir. Yanma ile açığa çıkan enerji muazzam bir basınç üreterek pistonun ilerlemesini sağlar, ilerleyen piston motorun kalbi olan krank milini çevirir ve şanzımana iletilen güç sayesinde de tekerlekler dönerek araç ilerlemeye başlar,
Krank milinin dönmesi sonucunda motor güç üretmiş ve artık şanzıman vasıtasıyla gücü tekerleklere iletebilir hale gelmiştir. Motorun ürettiği güç, ün gaz pedalına basma miktarı, şanzımanın hangi viteste olduğu, dış hava sıcaklığı, motor sıcaklığı gibi verilerin motor kontrol ünitesi tarafından değerlendirilmesi sonucunda belirlenir.
Sürücü her istediği anda gaz pedalına bastığı anda talep ettiği gücü elde edemeyebilir. Motorun andaki performansı, araç içerisindeki yük, yolun eğimi ve koşulları, lastiklerin durumu ve vitesin konumu gibi etkiler sonucunda gaz pedalına tam basılmış olsa da aracın ilk kalkış gücü ve hızı farklılık gösterebilir. Tam tersi olarak ise düşük viteste ilk kalkış anında gaz pedalına gereğinden fazla basıldığında ani bir tepki ile beklediğinden daha fazla güç elde edilmesi ve aracın ani bir hızlanma gerçekleştirmesi mümkündür.
Dava konusu … … Dizel aracın düşük devirde (1000 rpm den itibaren) yüksek tork 850 Nm üretmektedir.
Günümüzde araçlarda gaz pedalı;
a) Mekanik Gaz Pedalı;Metal pedalı ile gaz kelebeğine direk bağlantı kurar ve sürücü gaza bastığında gaz kelebeğini fiziksel olarak hareket ettirir. Bunun sonucu arac giren hava miktarına göre aracın motor devri yükselir.Bu mekanik gaz telin uzaması, esnemesi vs..durumlarda sorunlar oluşabilmektedir.
b) Elektronik Gaz Pedalı :Gaz pedalı üzerinde sensör bulunmaktadır, bunlar motor kontrol ünitesine gaz pedalına ne kadar basıldığı bilgisini iletmektedir. Motor kontrol ünitesi de yukarda anlatıldığı gibi verileri toplayıp motor gücünü artırarak veya azaltarak hızı kontrol eder.
Aracın Gaz pedalı ile güç üretme elementleri yakıt ve hava miktarı aracın hızlanmasını sağlarlar.
Dava konusu araçta elektronik gaz pedalı bulunmaktadır. Hızlanma gaz pedalına basılarak mı araç hızlandı yoksa, kendiliğinden mi hızlanmıştır.
Bilirkişi heyeti olarak Makine mühendisi olduğumuzdan elektronik parça ile ilgili yorum yapmamız suç oluşturduğundan Elektrik-Elektronik Mühendisi tarafından elektronik gaz pedalının kendi kendine aracı hızlandırıp hızlandırmayacağı değerlendirilmelidir.
SONUÇ:
Bilirkişi heyeti olarak Makine mühendisi olduğumuzdan elektronik parça ile ilgili yorum yapmamız suç oluşturduğundan Elektrik-Elektronik Mühendisi tarafından elektronik gaz pedalının kendi kendine aracı hızlandırıp hızlandırmayacağı değerlendirilmelidir.
A-Gaz pedalına basılması sonucu araç hızlanıp kazaya neden olmuş ise … tarihli bilirkişi raporuna katılıp araçta gizli ve açık ayıp niteliğinde imalat hatası olmadığı ,davalı şirketin sorumlu olmadığı,
B- Elektronik gaz pedalının sürücü müdahalesi olmadan hızlanmış ise – … tarihli bilirkişi raporuna katılıp, aracın gizli ayıplı olduğu, 100.000,00 TL araçta değer kaybı oluştuğu” sonucuna varıldığı bildirilmiştir.
Ankara …Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Tal sayılı dosyasında elektrik-elektronik mühendisi …’ün de dahil edildiği … tarihli bilirkişi heyeti ek raporunda
… Tarihinde Elektrik Mühendisi ve tarafların katılımı ile Gölbaşı/Ankara adresinde bulunan … Araç Ekpertiz de yapılan incelemede dava konu … plakalı … marka 2017 model araçta fiziki olarak bir olumsuzluk görülmemiş, aracın ekranında da arıza bildirimi görülmemiş, araç bilgisayarla arıza testi yapılmış, geriye dönük kayıtları görülememiş, aracın 23.196 Km olduğu tespit edilmiştir. Aracın Adaptive crujse kontrol özelliği olmadığını tespit edilmiştir.
Araçlarda gaz pedalı metal bir tel ile gaz kelebeğine direkt bağlantı kurar ve sürücü gaza bastığı anda gaz kelebeğini fiziksel olarak hareket ettirirdi. Dava konusu araçda gaz pedalı ile motoru arasında mekanik bir bağ bulunmamaktadır.
Bunun yerine dava konusu araçta mevcut olduğu şekilde gaz pedalı üzerinde 2 adet sensör bulunmakta ve bunlar motor ünitesine gaz pedalına ne kadar basıldığının bilgisini vermektedir.
“Sensör hava kirliliği ve toza bağlı anlık görevini yapmayabilir. Dava konusu olayda da böyle bir olay yaşanabileceği değerlendirilmiştir. Sensörün algılamadığı ve yanlış voltaj göndermesi neticesinde araç kortrolsüz şekilde fren pedalına basılmasına rağmen hızlanıp kaza yapmıştır” sonucuna varıldığı bildirilmiştir.
Düzenlenen bu kök ve ek bilirkişi raporu içeriğine göre de davanın esası hakkında hüküm kurulamayacağı anlaşılmış, bu sefer … tarihli ara kararımız uyarınca yeniden araç üzerinde keşif yapılmak suretiyle başka bir bilirkişi heyetinden rapor alınması yönünde Ankara Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesi’ne talimat yazılmış;
Motorlu araç sigortaları hasar uzmanı bilirkişisi …, … yüksek mühendisi …, elektrik-elektronik mühendisi …, öğretim üyesi … tarafından düzenlenen … tarihli bilirkişi heyeti raporunda özetle:
– Dava konusu … plakalı aracın gaz pedalı ve konum sensörlerinde aracın hizlanmasına neden olacak üretim kaynaklı bir ayıbın bulunmadığı,
– Dava konusu araçta hasarın meydana gelmesinde sürücünün hatalı şekilde gaz pedalına fazla yüklenmesinin neden olmuş olabileceği,
– Aracın ikinci arızası olan somun düşmesi arızasının, ilk arıza nedeniyle müdahale görmesi sonucu ortaya çıktığı,
– Kaza sonucu araçta oluşan hasar nedeniyle değer kaybının meydana geleceği, ancak bu değer kaybının kullanım hatası sonucu oluşması nedeniyle davalı şirketin bir sorumluluğu olmayacağı ” sonuç ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Davalı tarafından, davacıya satışı yapılan … aracın ayıplı olup olmadığı, davanın zamanaşımı/hakdüşürücü süre içerisinde açılıp açılmadığı, BK.nun 219 ve devamı maddeleri uyarınca davacının aracın ayıpsız bir benzeri ile değiştirilmesini talep etme hakkı bulunup bulunmadığı, taraflar arasında ihtilaflıdır.
Toplanan deliler ve tüm dosya mündericatının tetkikinden; dosyaya düzenlenen ilk bilirkişi heyeti raporu ile üçüncü bilirkişi heyeti raporu birbirini teyit etmekle birlikte ilk bilirkişi heyeti raporunun yargı denetimine elverişli yeterli bilimsel veri içermediği, ikinci heyet tarafından (elektrik elektronik mühendisi bilirkişinin katıldığı ek raporda) düzenlenen raporun ise gaz pedalı üzerinde bulunan 2 adet sensörün hava kirliliği ve toza bağlı anlık görevini yapmamış olabileceği düşüncesiyle varsayımsal kanaat ile rapor hazırlandığı, üçüncü heyet raporunun ise mekanik gaz pedalı, elekrtonik gaz pedalı, “…” sensörleri, boğaz kelebeği hakkında bilgi verilip, çalışma sistemi şema çizimi ile gösterilmek suretiyle yapılan anlatım ve değerlendirmede; gaz pedalında herhangi bir arıza oluşmasının genellikle sensörlerden alınan hatalı veriler neticesinde olduğu, hatalı verilerin okunmasının ise sensör kablolarında temassızlık ya da kısa devre nedeniyle olduğu, böylesi bir durumda motor kontrol ünitesinin her iki sensörden gelen verileri okuyarak bir karar verdiği, verilerin birbiriyle tutarlı olmaması halinde aracın hızını azaltarak aracı güvenli mod veya rölanti moduna alarak arıza lambasını yaktığını, dava konusu aracın gaz pedalı konum sensörlerinde kısa devre veya temassızlık nedeniyle anlık bir hatanın oluşması durumunda aracın kaza esnasında olduğu gibi hızlanması bir yana, kendini koruma moduna alarak yavaşlaması ve arıza lambası yakmasının bekleneceği. ancak dava konusu araç rölanti moduna girmediği ve araçta gaz pedalı konum sensörlerinde arıza olduğuna dair herhangi bir hata kodu da alınmadığını, Değişik iş raporunda aracın motor servo parçasında arıza olduğuna dair hata kodları olduğu bilgisi mevcut olmakla beraber âracın onarılması esnasında değiştirilen veya onarılan parçalar arasında aracı gaz pedalı ve/veya gaz pedalı konum sensörleri bulunmadığı, keşif esnasında aracın kaza anındaki gaz pedalı ile test sürüşü yapıldığı ve herhangi bir sorun gözlenmediği, bu gerekçelerle dava konusu araçta arıza olduğuna dair arıza kaydının olmadığı, araçta gaz pedalı ve konum sensörlerinin değiştirilmediği birlikte değerlendirildiğinde aracın gaz pedalı ve konum sensörlerinde üretim kaynaklı herhangi bir arızanın bulunmadığı görüş ve kanaati oluştuğu, aracın kasisten geçerken aniden yüksek hızlara çıkmasına sürücünün hatalı kullanımı neticesinde gaz pedalına ani yüklenmesinin neden olabileceği değerlendirilmiştir.
Mahkememizce dosyaya düzenlenen bu son bilirkişi heyeti raporunun dosya mündericatı ile uyumlu, yargı denetimine elverişli ve bilimsel verilere uygun düzenlendiği kanaatine varılmış, bu nedenle rapora itibar edilerek davanın reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın REDDİNE,
2-Alınması gerekli 80,70 TL harcın, peşin ve tamamlama harcı olarak alınan toplam 23.034,15 TL harçtan mahsubu ile artan 22.953,45 TL harcın istek halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-A.A.Ü.T. uyarınca hesaplanan 155.904,10 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Sarf edilmeyen gider avansının HMK 333.maddesi uyarınca davacıya iadesine
Dair, davacı vekili Av. … (e-duruşma) ve Av. … , davalı vekili Av. … ile ihbar olunan … …. A.Ş vekili Av…. yüzüne karşı kararın tebliği tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde İstinaf yasa yolu açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkça okunup, anlatıldı. 16/09/2022

Başkan …
¸e-imzalı
Üye …
¸e-imzalı
Üye …
¸e-imzalı
Katip …
¸e-imzalı