Emsal Mahkeme Kararı Antalya 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/450 E. 2019/335 K. 23.05.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
ANTALYA
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2018/450 Esas
KARAR NO : 2019/335
DAVA : Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 12/02/2018
KARAR TARİHİ : 23/05/2019

Davacı vekili tarafından açılmış bulunan yukarıda açık konusu yazılı davanın yapılan açık yargılaması sonunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin dava dilekçesinde özetle; davalının davacı şirket ile arasında enerji tüketim sözleşmesi imzalandığını, … nolu abonelikten kaynaklanan davacı şirkete ödenmeyen enerji tüketim borcu bulunması nedeniyle davalı aleyhine Antalya … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile icra takibi yapıldığını, davalının icra takibine itiraz etmesi sebebi ile takibin durduğunu beyanla davalının geçikme zammı ve kdv ile birlikte toplam 1.558,16 TL borçlu olduğunun tespiti ile bu tutarın yıllık %16,80 faizi ve kdv si ile birlikte davalıdan tahsil edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekilinin cevap dilekçesinde özetle; davanın zamanaşımı ve kesin hüküm nedeni ile usulden, talep edilen tarihte davalının belirtilen adreste kiracı olmaması nedeniyle davanın esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Antalya … Tüketici Mahkemesinin … esas … karar sayılı görevsizlik kararı mahkememize tevzi edilmiş ve yukarıda belirtilen sırasına kaydı yapılmıştır.
Mahkememizce davacı şirkete müzekkere yazılmış ve cevabi yazısı dosyamız arasına alınmıştır.
Mahkememizce tarafların iddia ve savunmaları değerlendirilmek suretiyle ve ayrıca gönderilen tüketim ekstresi, abonelik sözleşmesi ve kira sözleşmesi (abonelik sözleşme tarihinin ise 12/05/2008, kira sözleşmesinin başlangıç tarihinin 30/04/2008 tarihi olduğu da dikkate alınarak) tüketilen elektrik enerjisinin ne tutarda olduğu, alacak miktarı yönünden elektrik mühendisi bilirkişi Harun Merter ve mali müşavir bilirkişi …’den rapor alınmıştır. Bilirkişi heyetinin raporunda özetle; dava konusu alacağın dayanağı olan … nolu elektrik aboneliğinin 12/05/2008 tarihinden itibaren davalı adına tescil edildiği, bu nedenle de takip ve dava konusu edilen alacağın dönemlerinde tahakkuk eden elektrik kullanım bedelinden davalının sorumlu olduğu, Antalya … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında takip konusu edilen dönemlere istinaden takip tarihi olan 13/08/2012 tarihi itibariyle davalının 828,26 TL asıl borcunun olduğu, bu asıl borca son ödeme tarihlerinden takip tarihine kadar işlemiş gecikme zammının toplam 667,80 TL olduğu, davalının asıl borcuna işlemiş gecikme zammı borcuna 3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanunun 24/c maddesi hükmüne göre gecikme zammına uygulanan KDV’si 120,20 TL olduğu, dava tarihi olan 12/02/2018 tarihi itibariyle davalının toplam 828,26 TL asıl borcunun olduğu, bu asıl borca son ödeme tarihlerinden dava tarihine kadar işlemiş gecikme zammının toplam 1.432,72 TL olduğu, davalının asıl borcuna işlemiş gecikme zammı borcuna 3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanunun 24/c maddesi hükmüne göre gecikme zammına uygulanan KDV’si 257,89 TL olduğu olduğu belirtilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Dava, davalının … nolu elektrik aboneliği nedeniyle tüketim bedellerinin tahsiline ilişkin alacak istemine ilişkindir.
Davalı taraf cevap dilekçesinde davacının alacağını … İcra Müdürlüğü dosyasında takibe konu ettiğini ve takibe itiraz etmeleri üzerine açılan itirazın iptali davasının da reddedildiğini belirterek davanın reddini talep ettiği anlaşılmıştır.
Mahkememizce dosya arasına alınan Antalya … İcra Müdürlüğünün … E. Sayılı dosyasının incelenmesinde özetle; alacaklının davacı şirket tarafından borçlu davalı hakkında 828,26 TL asıl alacak, 618,56 TL gecikme zammı ve 111,34 TL KDV olmak üzere toplam 1.558,16 TL’nin tahsili için 13/08/2012 tarihinde genel haciz yoluyla ilamsız icra takibinin başlatıldığı, örnek 7 ödeme emrinin davalı borçluya 02/11/2012 tarihinde tebliğ edildiği, davalı-borçlu tarafça takibe 05/11/2012 tarihinde yasal süresi içerisinde itiraz edildiği anlaşılmıştır.
Mahkememizce dosya arasına celp edilen … E. Sayılı dosyasının incelenmesinde özetle; davacı-alacaklı tarafça, davalı-borçlu tarafça Antalya … İcra Müdürlüğünün … E. Sayılı dosyasına yapılan itirazın iptali için dava açıldığı, davacı tarafça bilirkişi ücretinin kesin süreye rağmen yatırılmaması sebebiyle davanın reddine karar verildiği kesin olarak verilen bu istinaf edilmesi üzerine verilen istinafın reddine ilişkin kararın ise Antalya Bölge Adliye Mahkemesi … Hukuk Dairesinin … tarih … E., … K. Sayılı kararı ile istinaf talebinin reddine karar verildiği anlaşılmıştır.
Davalı taraf aynı alacağın Antalya … Tüketici Mahkemesinin itirazın iptali davasında yargılama konusu yapıldığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiş ise de Antalya … Tüketici Mahkemesinin kararının bilirkişi ücretinin yatırılmaması sebebiyle esasa girilmeden verildiği, mahkememize konu alacak davasında, tüketici mahkemesince verilen görevsizlik kararında da belirtildiği üzere davaya bakmakla görevli mahkemenin tüketici mahkemesi olmadığı hususları birlikte değerlendirildiğinde, davacının davalı hakkında alacak davası açmasında engel bir durumun olmadığı anlaşılmakla davalının bu savunma ve itirazına itibar edilmemiştir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın abonelik sözleşmesinden doğduğu konusunda bir ihtilaf bulunmamaktadır. Buna göre; dava konusu uyuşmazlıkta uygulanacak zamanaşımı süresi, taraflar arasında sözleşme ilişkisi bulunması nedeniyle B.K.’nun 125. (yeni TBK.’nun 146.) maddesi gereğince 10 yıl olup, dava tarihine kadar geçen sürede, zamanaşımı süresi dolmadığından davalının zamanaşımı savunmasına da itibar edilmemiştir.
Elektrik abonelik sözleşmesini imzalayan ve aboneliği devam eden abone, tesisatta kullanılan elektrik bakımından elektrik dağıtım şirketine karşı sözleşme gereği sorumlu olduğu, fiili kullanıcıya karşı rücu hakkı mevcut olan abonenin sözleşmesi iptal edilmediği sürece, fiili kullanıcı ile beraber elektrik dağıtım şirketine karşı elektrik kullanım bedelinden dolayı müteselsil sorumluluğunun devam edeceği kuşkusuzdur.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun ve Yargıtay … Hukuk Dairesinin istikrar kazanmış uygulamasına göre; abonelik iptal ettirilmedikçe o abonelik üzerinden tüketilen su, elektrik ve doğalgaz bedelinden fiili kullanıcı ile birlikte abone de müteselsilen sorumludur. Bu durumda, aboneliğini iptal ettirmeyen ve abone davalının sözleşme nedeni ile sorumlu bulunduğunun kabulü gerekmektedir. Nitekim, aynı ilkeler HGK’nun 27.04.2011 tarih ve 2011/19-104 E.-239 K. sayılı kararında da benimsenmiştir.
Somut olayda; davacının, davalının kira sözleşmesinde ticarethane olarak kullanıldığı belirtilen işyerinde 2008/7-2009/6. Dönemleri arasında tahakkuk eden normal kullanım elektrik ücreti için alacak taleplerinde bulunduğu anlaşılmıştır.
Mahkememizce davalının abonelik sözleşmesi dosya arasına celp edilmiş olup davalının 12/05/2008 tarihinde aboneliğin adına devri için müracaatta bulunduğu ve abonelik sözleşmesi imzaladığı anlaşılmıştır.
Mahkememizce bilimsel verilere uygun, tarafsız ve yargı denetimine elverişli bilirkişi raporuna göre; dava tarihi olan 12/02/2018 tarihi itibariyle davalının toplam 828,26 TL asıl borcunun olduğu, bu asıl borca son ödeme tarihlerinden dava tarihine kadar işlemiş gecikme zammının toplam 1.432,72 TL olduğu, davalının asıl borcuna işlemiş gecikme zammı borcuna 3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanunun 24/c maddesi hükmüne göre gecikme zammına uygulanan KDV’si 257,89 TL olduğu olduğu belirtilmiş olup 6183 sayılı kanunun 51.maddesi hükmünde belirtilen gecikme zammı ancak bu kanuna tabi olan Devlet, İl Özel İdareleri ve Belediyelerin sözleşmeden, haksız fiil ve sebepsiz zenginleşmeden kaynaklananlar dışında kalan kamu alacakları yönünden uygulanabilir. Anılan kanuna tabi olmayan alacaklar yönünden gecikme zammı ve gecikme zammına KDV uygulanabilmesi için alacağın sözleşmeden kaynaklanması ve taraflar arasındaki sözleşmede alacağın geç ödenmesi halinde geciken süre için gecikme zammı ve gecikme zammına KDV uygulanacağının kararlaştırılmış olması zorunlu olduğu, dosya arasına celp edilen abonelik sözleşmesinin 5. Maddesinin f bendinde 6183 sayılı kanunun 51.maddesi hükmünde belirtilen gecikme zammı oranını aşmamak koşuluyla gecikme zammının tahakkuk ettirileceği belirtilmesine rağmen KDV talep edilebileceğine ilişkin bir hükmün sözleşmede bulunmadığı anlaşılmakla, davacının asıl alacak talebinin ve davacının gecikme zammına ilişkin talebinin gecikme zammı yönünden talebiyle bağlı kalınarak kabul edilmiş, KDV ye ilişkin talebi ise sözleşmede hüküm bulunmaması sebebiyle reddedilmiş, abonelik (elektrik, su, atık su ve doğalgaz) sözleşmesinde; borç ödenmediği takdirde, abonenin sıfatına göre (mesken ise yasal faiz, ticarî ise TTK’nuna tabi aboneler için ticarî faiz, diğer aboneler için yasal faiz) faiz uygulanacağından (HGK’nun 22/09/2010 tarih, 2010/13-466 Esas, 2010/410 Karar, 28/11/2012 tarih, 2012/13-624 Esas, 2012/915 Karar, 3. HD’nin 27/02/2014 tarih, 2013/18346 Esas, 2014/3079 Karar sayılı ilâmlarında da aynı ilkeler benimsenmiştir) davalının kira sözleşmesine göre aboneliğe konu yeri ticarethane olarak kullandığı anlaşılmakla dava tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline ilişkin davanın kısmen kabulüne dair karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın KISMEN KABULÜ İle; 828,26 TL asıl alacak, 618,56 TL gecikme zammı olmak üzere toplam 1.446,82 TL’nin 828,26 TL’lik kısmına dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Davacının fazlaya ilişkin talebinin REDDİNE,
3-Alınması gerekli 98,83 TL harçtan peşin olarak alınan 35,90 TL harcın mahsubu ile bakiye 62,93 TL harcın davalıdan tahsiline, Hazine’ye gelir kaydına,
4-Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesaplanan 1.446,82 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesaplanan 111,34 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yapılan 35,90 TL başvurma, 35,90 TL peşin, 95,90 TL tebligat, müzekkere ve 700,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 867,70 TL yargılama giderinden davada kabul edilen miktar dikkate alınarak hesaplanan 805,69 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Sarf edilmeyen gider avansının HMK.’nın 333. maddesi uyarınca davacıya iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, miktar itibariyle KESİN olmak üzere verilen karar açıkça okunup, anlatıldı. 23/05/2019

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır