Emsal Mahkeme Kararı Antalya 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/336 E. 2019/378 K. 31.05.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/336 Esas
KARAR NO : 2019/378
DAVA : Kooperatif Üyeliğinden İhraç Kararının İptali
DAVA TARİHİ : 18/05/2018
KARAR TARİHİ : 31/05/2019

Mahkememizde görülmekte olan Kooperatif Üyeliğinden İhraç Kararının İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili 18.05.2018 harçlandırma tarihli dilekçesinde özetle; Davacımn davalı kooperatifin üyesi olduğunu, davacı ve bir kısım üyeler tarafından kooperatif yönetim kurulu başkam …’nm kooperatif aleyhine faaliyetlerde bulunduğu yönünde ciddi emareler bulunması ve hakkmdaki şikayetler nedeniyle kooperatif yönetim kuruluna noter aracılığı ile ihtar çekerek seçimli olağanüstü kongre yapılmasını talep ettiklerim, kooperatif yönetiminin iş bu talebe kayıtsız kalması üzerine bu kerre denetim kuruluna genel kurulu olağanüstü toplantıya çağırması talebinde bulunduklarım, denetim kurulunun da davacımn yasal talebine kayıtsız kalması üzerine davacı ve yeter sayıda üye tarafından Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğüne müracatta bulunularak genel kurulun olağanüstü toplanmasının talep edildiğini, bu kurumca müracaatın çokluğu nedeniyle dava yoluna başvurulması gerektiğinin belirtildiğini, bu kerre Antalya … Asliye Ticaret Mah. … esas nolu davasım açarak kooperatifi seçimli genel kurula çağırmak üzere izin talebinde bulunulduğunu, hal böyle iken taraflarınca dava açıldıktan soma hem dava açmak için yeterli sayıya engel olmak, hemde davacı ve olağanüstü genel kurul için dava açan üyelerin genel kurula katılmasına engel olmak için davalı kooperatif yönetim kurulunca bu kerre 17.10.2017 tarihinde davacımn usulsüz tebliğle kooperatif üyeliğinden haksız surette çıkarılmasına karar verildiğini, esasen davalı kooperatif yönetimince dava açan bir kısım kooperatif üyelerinin de aym şekilde haksız surette kooperatif üyeliğine son verildiğini, davalı kooperatif ve yönetiminin sırf genel kurula davacımn katılmasını engellemek maksadıyla ve yine kooperatif genel kurulunu olağanüstü toplantıya çağırmaya yönelik dava açması nedeniyle ve usulsüz surette davacımn üyeliğini sonlandırmaya yönelik karar aldığını, davacı ile diğer ihraç edilen üyelerin üyelikten ihracının usulsüz olduğunu, zira davacının davalı kooperatife yasal süresi içerisinde aidat borcunun ödediğini, diğer taraftan davacımn kooperatif üyeliğinden ihracına ilişkin ihtarnamelerin usul ve kanuna aykırı olduğunu, zira davacımn kooperatif üyeliğinin 16 yıl evveline dayalı olduğunu ve kooperatife bildirdiği tebligat adresinin Tarım Mah. … olduğunu, bundan başka kooperatife bir adres bildirmediğini, keza adres değişikliğinin de bildirilmediğini, hal böyle iken davalı kooperatifin kasten ve iş adresindeki yoğunluktan istifade maksatlı birinci ihtarnameyi ve ikinci ihtarnameyi iş adresi olan …adresine gönderdiğini, esasen her iki ihtarnamede de muhatap adresi … yazılı olduğu halde birinci bu adrese tebliğ olunduğu halde bu kerre ikinci ihtarnamede de muhatap adresi bu adresi yazıldığı halde … adresine gönderilmiş ve davacı ile husumeti bulunan karşı komşusu yengesine tebliğ olunduğunu, ihtarname metinleri ve tebliğ zarflarının incelenmesinden de kolaylıkla anlaşılacağı üzere davalı kooperatif yönetiminin birinci ve ikinci ihtarnamelerde belirtilen adreslerden kasten farklı bir adrese tebligat çıkartarak davacımn dikkatsizliğinden istifadeyi baştan planlamış ve amaçlamış olduklarım, davalı kooperatif yönetiminin kötü niyetli olduğunu baştan beri bir plan dahilin de birinci ihtarnameyi kooperatif merkezinde davacının bildirmiş olduğu adres olmayan işyeri adresine gönderdikleri halde ikinci ihtarnameyi ihtarname metninde belirtilen adresten farklı bir adrese göndermiş ve üyelikten çıkarma kararını da farklı bir adrese tebliğe çıkararak davacımn genel kurula itiraz ve dava açma süresi olan 3 aylık süreyi kaçırmasını sağlamak yönünde hareket ettiklerini, davalı kooperatifin pasif konumda olan bir kooperatif olduğunu, yıllar evvel çok kıymetli olan kooperatif arsasımn satın alındığım ve kat karşılığı inşaat sözleşmesi ile yüklenici firmalara inşaata verildiğim, sözleşme gereği her bir üyeye yaklaşık değeri 500 bin lira değeri aşan kıymette Kundu oteller bölgesinde bir daire düştüğünü, sözleşme gereği üyeler tarafından hiçbir masraf yapılmadan dairelerin teslim edileceğini, hal böyle iken arsa ve daireler kıymetlendiği için davalı kooperatif başkan ve yönetim kurulu üyelerinin sırf üye sayısını azaltarak kendilerine ve kendi planları dairesinde hareket eden üyelere haksız rant sağlamak için ve üye sayısını azaltmaya araç olarak her genel kurulda sembolik diyerek ve yönetim giderleri adı altında 600Lira gibi bir aidat belirleyerek bunu üyelik ihracı için araç olarak kullanmakta olduklarım, esasen üyelerin yıllar süren inşaatlar ve davalar nedeniyle bıkkınlığı ve ilgisizliğini bilen kooperatif yönetim kurulu üyelerinin belirlenen aidat miktarımn önemsizliğinden ve arsa alımı ve asıl faaliyet konusu ile ilgili hiçbir borcu olmadığının rahatlığından istifade ile bu bedeli üyelikten ihraç için araç olarak kullanmakta olduklarım, esasen bu halin hakkın kötüye kullanılması olduğunu, diğer taraftan kooperatif kayıtları incelendiğinde de kooperatif aidat borcunun davacı tarafından zamamnda ödendiğini, davacımn üyelikten ihracına ilişkin noter yazısı incelendiğinde kolaylıkla görüleceği üzere bu ihtarname de TTK ve kooperatifler kanununa uygun düzenlenmiş olmadığını iddia ederek, davalı kooperatifin davacımn üyelikten ihracına ilişkin … tarih ve …/… nolu kararının iptaline, davalı kooperatifin 20.05.2018 tarihinde yapılacak olan genel kurul toplantısına davacının katılması için ihtiyati tedbir kararı verilmesini, talep etmişlerdir.
Davalı vekili … harçlandırma tarihli dilekçesinde özetle; Davacının kooperatif yönetim kurulunun … gün ve … sayılı kararıyla kooperatif ortaklığından çıkarıldığını, kararın usulüne uygun olarak kendisine 26.10.2017 günü tebliğ edildiğini, bu durumda davacımn kooperatif ortaklığından çıkarılma işleminin 26.01.2018 günü mesai bitiminde kesinleştiğini, 26.01.2018 günü mesai bitiminde çıkma kararının iptali ile ilgili üç aylık hak düşürücü sürenin dolduğunu, davacımn 27.01.2018 den itibaren davalı kooperatifin ortağı sıfatım yitirdiğini, davacı sıfatı da ortadan kalmış olup 18.05.2018 günü açılan davamn görülmesinin mümkün olmadığını savunarak, davamn aktif husumet ehliyeti(davacı sıfatı) yokluğu nedeniyle esastan reddine, yargılama giderlerinin davacıya yükletilmesine, ayrıca HMK’nun 329. Maddesi gereğince takdir olunacak kötü niyet tazminatımn davacıdan alınarak davalıya verilmesine karar verilmesini talep etmişlerdir.
Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğünden davalı Kooperatifin sicil dosyasının istenildiği ve dosyamız arasına alındığı anlaşıldı.
Antalya … Noterliğine ait … yevmiye nolu, … yevmiye nolu, … yevmiye nolu ihtarnameleri davacıya tebliğine ilişkin, ilgili tebligat parçasının, davalı vekilince sunulmasının istenildiği ve davalı vekilince 27/11/2018 tarihinde sunulduğu anlaşılmıştır.
Davacının ve davalının iddilarınıın değerlendirilmesi ayrıca davalı kooperatifin davacıya gönderdiği 1. Ve 2. İhtarnamede adreslerin farklı olduğu anlaşılmakla söz konusu iki adresin davalı kooperatife bildirilip bildirilmediği davacının üyeliğinden itibaren şayet kooperatife bildirilmeyen adrese tebligat çıkarıldıysa bu tebligatlara davacı tarafından itiraz bulunup bulunmadığı söz konusu tebligatlar uyarınca davacının tebligat gereğini yerine getirrerek söz konusu adrese benimseyip benimsemediği davacının kooperatife aydat borcu bulunup bulunmadığı, miktarı bu yönleriyle iki ihtarnamenin usulüne uygun olup olmadığı hususlarında rapor düzenlenmesi için kooperatifler alanında uzman mali müşavir bilirkişiye tevdi edildiği, 18/03/2019 tarihli bilirkişi raporunda özetle;
1-Davalı kooperatifin ibraz edilen 2015,2016 ve 2017 yıllarına ait ticari defterlerinin usulüne uygun tutulduğu ve sahibi lehine delil oluşturma vasfına sahip olduğunu,
2-Davalı kooperatifin ticari defter kayıtlarına göre davacımn 01.08.2017 tarihli aidat borcunun 3.075,82TL gecikme faiz borcunun da 228,84TL olduğu davacıya, çekilen ilk ihtarnamede de bu tutarın belirtildiği, bu tutarın 30.10.2015-07.07.2017 tarihleri arası tahakkuk eden aidat borçlarından ve gecikme faizlerinden kaynaklandığı, ticari defterlerde tahakkuk edilen aidatların ve gecikme faizlerinin genel kurul kararlarında oybirliği ile kabul edilen tutarlara uygun olduğunu,
3-Davalı kooperatif Yönetim kurulunun parasal yükümlülüklerim yerine getirmeyen davacı ortağa yönelik olarak usulüne uygun olarak 1. ve 2. ihtarnameleri gönderdiğini, ikinci ihtarın üzerinden bir ay geçtikten soma hala ödeme yapılmaması üzerine yönetim kurulunun 17.10.2017 tarihinde 18 sayılı karar ile davacı …’u oybirliği ile ortaklıktan çıkarma kararı aldığını,
4-Yönetim kurulu tarafından davacı kooperatif ortağı …’un 17.10.2017 tarihinde 18 sayılı karar ile kooperatif ortaklığından çıkarılmasına ilişkin kararın, Kooperatifler Kanunu madde 27 ve Ana Sözleşme madde 14/2 hükmüne uygun olduğunu,
5-Davacı yanın dava dosyasına sunduğu ödeme makbuzu incelendiğinde 18.10.2017 tarihinde 3.500,00TL ödemenin davalı kooperatife gönderildiğini, bu ödeminin 2.ihtarnamede ödenmesi için verilen son süre olan 17.10.2017 tarihinden 1 gün sonra olduğunu,
6-Davacının davalı kooperatifin 20.05.2017 tarihli genel kuruluna kaüldığı ve bu genel kurula ait hazirun cetvelindeki adresi ile toplantı tarihinin bildiriminin yapıldığı adresin … olduğunu, ilk ihtarnamenin bu adrese gönderildiği ihtarnamenin 19.08.2017 tarihinde oğlu E. Kur t’a teslim edildiği, ikinci ihtarnamenin de bu adrese gönderildiği ancak tebligat geri döndüğünden bu sefer mernis adresine gönderim talebinde bulunulduğu ve bu seferde 2. ihtarnamenin tekrar davacının mernis adresi olan … adresine gönderildiğini ve tebligatın … tarihinde yenge …’a teslim edildiğini, son olarak da çıkarma kararımn yine mernis adresi olan Tarım Mah. … adresine tebliğ edildiği ve tebligatın eşi Şerife Kurt tarafından teslim alındığı tespit edilmiş olup tespit edilen bu hususların ihtarnamelerde ki adreslerin geçerli olup olmadığı kararının mahkemenin takdirinde olduğunu beyan etmiştir.
GEREKÇE:
Dava yönetim kurulunun vermiş olduğu kooperatif üyeliğinden ihraca ilişkin kararın iptali isteminden ibarettir.
Davacı dava dilekçesinde davalı kooperatifin ihraca ilişkin ihtarnameleri kooperatife bildirilen adresten başka adreslere gönderdiğini, ihtarnamelerin usulsüz olduğunu, davanın bu nedenle süresinde olduğunu beyan etmiştir.
Yapılan incelemede davacıya 1. İhtarnamenin Antalya … Noterliğinin … tarihli … yevmiye numarası ile … adresinde davacının geçici olarak çarşıda olması nedeni ile reşit ve ehil oğluna … tebliğ edildiği anlaşılmıştır.
2. İhtarnamenin Antalya … Noterliğinin … tarihli … yevmiye nosu ile davacının … adresine gönderilen ihtarnamene iade edilmesi üzerine nüfus kayıt sisteminde kayıtlı adresi olan tarım mahallesi … adresine … yevmiye nolu … tarihli ihtarnamenin … tarihinde tebliği edildiği anlaşılmıştır.
3. Ve davacının ihracını bildirir İhtarnamenin ise Antalya … Noterliğinin … tarihli … yevmiye nolu ihtarnamenin ise tarım mahallesi … adresinde 26.10.2017 tarihinde davacının eşine tebliğ edildiği anlaşılmıştır.
… nolu yevmiye nolu ihtarnamenin tebliğ belgesinin incelenmesinde tebligat kanununa aykırı olarak davacı asile neden tebligat yapılamadığının şerh edilmediği görülmüştür.
… nolu ihtarname her ne kadar davacının kooperatife bildirmediği adrese gönderilmiş ise de ; davacı dava dilekçesinde bu adresi benimsediğini beyan etmiştir. Kaldı ki koopatife bildirilen adrese çıkarılan 2. … yevmiye nolu ihtarmanenin iade geldiği anlaşılmıştır.
Davacı her ne kadar tebligatların usulsüz olduğunu ileri sürmüş ise de ; Tebligat kanunu 32. Maddede “Tebliğ usulüne aykırı yapılmış olsa bile, muhatabı tebliğe muttali olmuş ise muteber sayılır.” hükmü yer almaktadır. Yine tebligat kanunun uygulanmasına dair yönetmelikte ;
” Madde 53 – (1) Tebliğ, usulüne aykırı yapılmış olsa bile, muhatabı tebliği öğrenmiş ise geçerlidir. Aksi takdirde tebligat yapılmamış sayılır. Muhatap, her ne şekilde olursa olsun tebliğ evrakını veya davetiyeyi alırsa ya da bunların içeriğini öğrenirse tebliği öğrenmiş sayılır.(2) Muhatabın tebliği öğrendiğini beyan ettiği tarih, tebliğ tarihi olarak kabul edilir. (3) Tebliğin usulüne aykırı yapılmış olması halinde, muhatabın tebliği öğrendiğinin ve bunun tarihinin iddia ve ispatı mümkün değildir.” hükmü yer almaktadır.
Davacının 21.01.2018 tarihli kooperatife hitaben yazmış olduğu dilekçe göz önüne alındığında davacının tebliği aldığı ve içeriği öğrendiği sabit olduğundan davacıya gönderilen ihraca ilişkin tebligatın geçerli olduğu ve davanın 18.05.2018 tarihinde yani 3 aylık hak düşürücü süreden sonra açıldığı anlaşılmakla davanın usulden reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının davasının hak düşürücü süre nedeniyle usulden REDDİNE,
2-Alınması gerekli 44,40-TL harçtan peşin alınan 35,90-TL harcın mahsubu ile bakiye 8,50-Tl harcın davacıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
3-Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesaplanan 2.725,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
5-Sarf edilmeyen gider avansın kararın kesinleşmesinden sonra iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde İstinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okundu. Anlatıldı. 31/05/2019

Katip …
¸e-imzalı

Hakim …
¸e-imzalı