Emsal Mahkeme Kararı Antalya 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/289 E. 2018/469 K. 22.06.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
ANTALYA
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/289 Esas
KARAR NO : 2018/469
DAVA : Menfi Tespit (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 02/06/2014
KARAR TARİHİ : 22/06/2018

Mahkememizden verilen … tarih ve …/… Esas …/… sayılı kararı Yargıtay … Hukuk Dairesi’nin … tarih ve …/… E, …/… K sayılı ilamıyla bozulmakla dosya mahkememizin yukarıdaki esasına kaydedilerek, yapılan açık yargılamaları sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin sahibi olduğu taşınmazı, oğlunun sahibi olduğu …Ltd. Şti.’nin kredi sözleşmesi nedeniyle … Bankası lehine ipotek verdiğini, bu ilişkide müvekkilinin ipotek vermekten başka bir yükümlülüğünün bulunmadığını, şirketin borcuna kefil olmadığını, ancak müvekkili hakkında ipotek nedeni ile Antalya … İcra Müdürlüğü’nün …/… esas sayılı dosyası ile ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takip başlatıldığını, dosyada ipotekli taşınmazın satıldığını, böylece müvekkilinin bu borç ile ilgisinin kalmadığını, ancak buna rağmen icra dosyasında müvekkili hakkında rehin açığı belgesi düzenlendiğini ve bu belge ile … Bankası A.Ş.’den alacağı temlik alan davalının müvekkili aleyhine Antalya … İcra Müdürlüğü’nün …/… esas sayılı dosyasının açıldığını ve takibe devam edildiğini beyanla, müvekkilinin Antalya … İcra Müdürlüğü’nün …/… esas sayılı dosyası, düzenlenen rehin açığı belgesi ve bu belgeye dayanılarak açılan Antalya … İcra Müdürlüğü’nün …/… esas sayılı dosyası nedeni ile davalıya borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Antalya … İcra Müdürlüğü’nün …/… esas sayılı dosyasında icra müdürlüğünün kararı gereği, harç ödenmeksizin takip açılması gerekirken müvekkilinden talep edilen ilk takip harçları dosyaya dosyaya ödenmediğinden esasa kayıt yapılmasına rağmen borçluya ödeme emrinin gönderilmediğini, borçlu hakkında işleme devam edilmediğini, talep edilen harçlar ödenmdiğinde geçerli bir icra takibinin olmadığını, bu nedenle davanın konusuz kalmakla reddine karar verilmesi gerektiğini, borçlu davacıya gönderilen ve Antalya … İcra Müdürlüğü’nün …/… esas sayılı dosyası içerisinde bulunan ihtarnamede görüleceği üzere ipotek değerinin 150.000,00 TL olduğunu, taşınmazı 40.000,00 TL’ye satıldığını, kalan borç miktarı için davacının halen borçlu olduğunu beyanla, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Antalya … İcra Müdürlüğü’nün …/… esas sayılı dosyası celbedilmiş, incelenmesinde; alacaklısının … Yönetim A.Ş., borçlusunun … olduğu, Antalya … İcra Müdürlüğü’nün …/… esas sayılı dosyasına ait rehin açığı belgesine istinaden 217.034,42 TL alacağın tahsili amacıyla açılan icra takibi dosyası olduğu anlaşılmıştır.
Antalya … İcra Müdürlüğü’nün …/… esas sayılı dosyası celbedilmiş, incelenmesinde; İpoteğin paraya çevrilmesi yolu ile takip olup,alacaklısının … Bankası A.Ş., borçlusunun … olduğu, Antalya … Noterliği’nin … tarih, … yevmiye numaralı hesap kat ihtarnamesi ve hesap özeti, … ili … ilçesi … mevkii … mahallesi … ada … parselde bulunan zemin kat … arsa paylı 1 nolu dükkan, … Tapu Sicil Müdürlüğü’nün … tarih ve … yevmiyeli ipotek belgesi ve resmi senedine istinaden 80.000,00 USD asıl alacak, 3.353,42 USD faiz olmak üzere toplam 83.353,42 USD alacağın tahsili amacıyla açılan icra takibi dosyası olduğu, davacının ipotek verdiği taşınmazın 40.000,00TL tutarla satıldığı, 09.02.2012 tarihinde kalan dosya borcunun hesaplandığı ve 217.034,42TL için rehin açığı belgesi verildiği anlaşılmıştır.
Mahkememizce …/… Esas sayılı dosyada yapılan yargılama sonunda;
Dava menfi tespit davası olup ,davacı kullanılan kredi nedeniyle bankaya kredi borcunun teminatı olarak taşınmazını ipotek veren kişidir. Kredinin geri ödenmemesi nedeniyle takibe düştüğü ve davacının ipotek verdiği taşınmazın 40.000,00TL ye satıldığı anlaşılmaktadır. Taraflar arasında belirtilen bu hususlarda ihtilaf yoktur. İhtilaf davacının sorumluluğunun taşınmazın değeri ile sınırlı olup olmadığıyla ilgilidir. Zira davacı taşınmazın satılması ile sorumluluğunun bittiği iddia etmekte ,davalı ise düzenlenen rehin açığı belgesindeki tutardan davacının sorumlu olduğunu savunmaktadır.
Öncelikle davacı ile davalı taraf arasındaki ipoteğin kapsamının ve türünün ortaya konulması ve buna göre sorumluluğun belirlenmesi gerekmektedir.TMK’nun 851 ve 881. maddelerinde ifadesini bulan muhtemel bir alacağın teminatı olarak tesis edilen üst sınır (limit) ipoteğinde, borcun ulaşacağı miktar belirsiz olduğundan taşınmazların ne miktar alacak için teminat teşkil edeceği ipotek akit tablosundaki limitle sınırlandırılmıştır. Bu şekilde kurulan ipotekte TMK’nun 875. maddesi gereğince ipoteğin alacaklıya sağladığı (güvence) teminat, ana borç, faiz, icra takip giderleri ve taraflarca kararlaştırılan eklentilerden oluşan toplam borç miktarıyla birlikte bu limiti aşamaz. (HGK. 24.05.1989 tarih 1989/11-294 Esas, 1989/378 Karar). Davacının sorumluluk sınırı da ipotek akit tablosuna göre 150.000,00TL ile sınırlıdır. Dolaysıyla davacı borç hangi tutara ulaşırsa ulaşsın bu miktar kadar borç için sorumlu olup ,taşınmazın 40.000,00TL ye satılmış olması karşısında ,kalan 110.000,00TL için rehin açığı belgesi verilmesi gerekirken 217.034,42 TL için rehin açığı belgesi verilmesi ve bu tutar için takip başlatılması doğru görülmemiştir.
Bu nedenlerle davacının davasının kısmen kabulüne karar verilmiş ,110.000,00TL tutarındaki borçtan rehin açığı belgesi nedeniyle sorumlu olduğu ,kalan kısımdan borcunun olmadığına karar verilmiş ,davacının davalının sorumluluk sınırını bilmesine rağmen,davacı hakkında kalan tutarın tamamı üzerinden takip başlatmasının kötü niyetli olduğunu gösterdiğinden kabul edilen kısım üzerinden tazminat ödemeye mahkum edilmiştir.
Mahkememizce verilen karar davacı vekili tarafından temyiz edilmiş Yargıtay … Hukuk Dairesi’nin … tarih ve …/… E, …/… K sayılı ilamı ile ;”
Mahkemece, davacı yanca davalı yararına 150.000,00 TL limitle adına kayıtlı taşınmaz üzerinde ipotek tesis olunduğu, ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla girişilen takip kapsamında taşınmazın 40.000,00 TL’ye satılması sonucu davacının sorumlu bulunduğu, 110.000,00 TL üzerinden rehin açığı belgesi düzenlenmesi gerekirken 217.034,42 TL miktarında rehin açığı belgesi düzenlenerek bu meblağ üzerinden davaya konu icra takibi yapılmasının doğru olmadığı, neticeten davacının 110.000,00 TL dışında bir sorumluluğu bulunmadığı gibi, bu meblağın üzerinde takip başlatan davalının kötüniyetli olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, davaya konu takip nedeniyle davacının davalıya 110.000,00 TL dışında ve üstünde borçlu olmadığının tesbitine, kabul edilen 107.034,42 TL’nin % 20’si oranındaki kötüniyet tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
1- Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin tüm, davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan öteki temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2- İcra Müdürlüğünce düzenlenerek davalıya verilen rehin açığı belgesine dayanarak icra takibi başlatan davalının takibinde haksız ve kötüniyetli olduğu kanıtlanamadığı halde davalı aleyhine yazılı şekilde kötüniyet tazminatına hükmedilmesinde isabet görülmemiştir.” gerekçesi ile bozulmuştur.
Mahkememizce Yargıtay bozma ilamına uyularak yargılamaya devam edilmiştir.
Uyulmasına karar verilen bozma ilamı uyarınca Mahkememizce toplanması gereken başkaca delil veya araştırılması gereken husus bulunmadığından, açılan menfi tespit davasında icra takibi başlatan davalının takibinde haksız ve kötüniyetli olduğu kanıtlanamadığından davacının kötü niyet tazminatı talebinin reddine, dair aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Mahkememizin davanın kısmen kabulü ile davacının Antalya …İcra Müdürlüğünün …/… E sayılı dosyadan dolayı davalıya 110.000,00 TL dışında ve üstünde borcu olmadığının tespitine ilişkin kararı Yargıtay Bozma ilamı kapsamı dışında kalarak kesinleştiğinden bu hususta tekrar hüküm kurulmasına YER OLMADIĞINA,
2-Davacının kötü niyet tazminatı talebinin REDDİNE,

Alınması gerekli 7.311,52 TL harçtan peşin alınan 3.733,70 TL harcın mahsubu ile bakiye 3.577,82 TL harcın davalıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına,
Davacı tarafından yapılan harç gideri 3.733,70 TL, tebligat ve posta gideri 158,40 TL olmak üzere toplam yargılama giderinden davanın kabul ve red oranına göre hesaplanan 1.919,50 TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
Davalı tarafından yapılan 163,70 TL temyiz harcı ile 23,90 TL temyiz masrafının davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
A.A.Ü.T uyarınca hesaplanan 11.312,75 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Reddedilen dava değeri üzerinden A.A.Ü.T uyarınca hesaplanan 11.550,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Sarf edilmeyen gider avansının HMK.’nın 333. maddesi uyarınca davacıya iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı vekilinin yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde temyiz yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okundu, anlatıldı. 22/06/2018

Katip …

Başkan …

e-imza e-imza