Emsal Mahkeme Kararı Antalya 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/183 E. 2018/196 K. 20.03.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
ANTALYA
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/185 Esas
KARAR NO : 2018/196
DAVA : Menfi Tespit (Haksız Eylemden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 03/11/2017
KARAR TARİHİ : 20/03/2018

Davacı vekili tarafından açılmış bulunan yukarıda açık konusu yazılı davanın dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacılar vekilinin dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin maliki bulunduğu … plaka sayılı aracın … tarihinde kazaya karışması sonucunda …isimli şahsın vefat ettiğini, kazanın müvekkili şirkete ait araç sürücüsü …’ın alkollü araç kullanması sonucu meydana geldiğini, müvekkili şirketin kazanın meydana gelmesinde alkolün etkili olması nedeniyle aracını sigortalatmış olduğu sigorta şirketinin ölenin mirasçılarına ödeyeceği tazminattan dolayı kendisine rücu edebileceğini düşünerek ölenin mirasçılarıyla maddi ve manevi tazminat yönünden anlaşma yolunu tercih ettiğini, … tarihli anlaşmaya göre müvekkili şirketin ölen …’ın annesi … için 50.000,00 TL, kardeşleri … ve …için 25.000,00 TL maddi ve manevi tazminat ödemeyi kabul ettiğini, karşı tarafa temsilen davalı …’un sözleşmeyi imzaladığını, davalı …’un alacaklı ve müvekkillerinin borçlusu olduğu … tanzim …vade tarihli 100.000,00 TL bedelli bononun davalıya verildiğini, taraflar arasında yapılan sözleşme ve bono senedine rağmen temsil olunan …’ın müvekkili şirketin aracının trafik sigortacısı … Sigorta Şirketine 06/09/2017 tarihinde müracaat ederek tazminatını aldığını, davalının yetkisiz temsil hükümlerine göre davrandığını, yetkisiz temsile istinaden yapılan sözleşmenin onanmaması ve sözleşmenin müvekkili tarafında da geçersiz addedilmesi nedeniyle sözleşmeye istinaden davalıya verilen senedin bedelsiz kaldığını, bu nedenlerle davaya konu … tanzim, 31/12/2017 vade tarihli 100.000,00 TL bedelli bono nedeniyle müvekkillerinin davalıya borçlu olmadığının tespitine ve bono üzerine devir ve temlikinin önlenmesi ve takibe konulmaması için ihtiyati tedbir kararı verilmesinini talep ve dava etmiştir.
Davalı … vekilinin cevap dilekçesinde özetle; taraflar arasında tam bir anlaşma sağlanmış iken davacı tarafın Ağustos ayında verdiği senedi Kasım ayında iptal ettirmek istemesinin haksız ve yasal dayanaktan yoksun olduğunu, müvekkilinin erkek kardeşinin ölümü ile yıkıldığını, yaşadığı acının şokunu uzun süre üzerinden atamadığını, kaza tarihi olan …tarihinden ancak 2 sene sonra kardeşinin eşinin ısrarı ile bu olaya dahil olmak zorunda kaldığını, müvekkilinin kazadan önce 2 kardeşi olduğunu ve kardeşi …’ın uzun süredir ABD’de yaşadığını, iki yıllık dönemde anne …’ın yaşadığı üzüntü etkisi ile kalp krizi geçirdiğini, anjiyo olduğunu ve bir de kanser hastalığına yakalandığını, kendisinden 6 tümör alındığını, bundan dolayı anne …’ın tüm bakımının da müvekkilinin üzerinde olduğunu, İstanbul’da yaşayan müvekkilinin ailenin büyüğü olarak yasal işleri toparlamak amacıyla 2017 yazında Antalya’ya geldiğini ve davacı vekilinin sunmuş olduğu … tarihli protokol ile taraflar arasında helalleşme meydana geldiğini, dava ile iptali istenilen senedin müvekkiline verildiğini, yapılan protokol incelendiğinde … Sigorta AŞ’ye başvuramayacakları yönünde bir madde olmadığını, bu nedenlerle müvekkilinin ve adına hareket ettiği kişilerin anılan protokole en ufak bir eyleminin olmadığını, müvekkilinin ve erkek kardeşi …’ın … Sigorta AŞ’den beş kuruş almadığını, sadece anneleri …’ın destekten yoksun kalma tazminatı olarak 18.920,10 TL para aldığını, davacıların sigorta şirketine yaptıkları bir ödemenin olmadığını belirterek, davanın reddini talep etmiştir.
Mahkememizce Antalya … Asliye Ticaret Mahkemesinin …/… esas sayılı dosyasının dosyamız arasına alınmıştır. İncelenmesinde; davacı asilin … ve …Ticaret Ltd. Şti olduğu, davalısının … olduğu, davanın menfi tespit ve istirdat davası olduğu, dava konusunun … tarihli protokolde geçen 148.000,00 TL bedelli 12/08/2017 tanzim ve 31/07/2018 vade tarihli bonodan dolayı borçlu olmadığının tespiti ile 30.889,9 TL’nin istirdatının istemine ilişkin olduğu görülmüştür.
Davalar arasında hukuki ve fiili irtibat bulunması nedeniyle Mahkememizin … tarih, …/… esas ve …/… karar sayılı kararı ile iş bu dosya Antalya … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin …/… Esas sayılı dosyası ile birleştirilmiştir.
Birleştirmeden sonra, Antalya … Asliye Ticaret Mahkemesinin …/… esas sayılı dosyasından tefrik kararı verilerek, gönderme kararı ile dosya mahkememize gönderilmiş ve Mahkememizin yukarıdaki esasına kaydı yapılmıştır.
Dava, gerek iş bu dosyada gerekse Antalya … Asliye Ticaret Mahkemesi dosyasında, … tarihinde meydana gelen trafik kazasında …’ın ölümü sonucu işletenin … tarihli protokol kapsamında …’ın mirasçılarına yaptığı ödemeler ve verdiği senetlere dayalı olarak açılmıştır. Her iki davanın temelini de … tarihli protokol oluşturmaktadır. Her iki davada, mirasçı …’ın destek tazminatını davacı işleten ve dava dışı sigorta şirketinden mükerrer tahsil etmesi nedenine dayalı olarak açılmıştır. Her iki dosya hakkında, … tarihli protokol ile işletenin ZMMS şirketi tarafından ölenin mirasçılarına yapılan ödemeler ve sonrasında ZMMS şirketi tarafından işletene rücu edilip tahsil edilen tutarlar değerlendirilerek, birlikte karar verilmesi gerekmektedir. Bu nedenle davalar arasında irtibat vardır. Ölenin mirasçılarının hakları bir bütün olması nedeniyle ayrı ayrı dosyalarda karar verilmesi mümkün değildir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu (6100 sayılı HMK)’nunda davaların birleştirilmesi bir ilk itiraz olmaktan çıkartılarak davanın her aşamasında ileri sürülebileceği kabul edilmiştir.
Konuya ilişkin olan 6100 sayılı HMK’nın 166. maddesi;
“(1) Aynı yargı çevresinde yer alan aynı düzey ve sıfattaki hukuk mahkemelerinde açılmış davalar, aralarında bağlantı bulunması durumunda, davanın her aşamasında, talep üzerine veya kendiliğinden ilk davanın açıldığı mahkemede birleştirilebilir. Birleştirme kararı, ikinci davanın açıldığı mahkemece verilir ve bu karar, diğer mahkemeyi bağlar.
(2) Davalar, ayrı yargı çevrelerinde yer alan aynı düzey ve sıfattaki hukuk mahkemelerinde açılmış ise bağlantı sebebiyle birleştirme ikinci davanın açıldığı mahkemeden talep edilebilir. Birinci davanın açıldığı mahkeme, talebin kabulü ile davaların birleştirilmesine ilişkin kararın kesinleşmesinden itibaren, bununla bağlıdır.
(3) Birleştirme kararı, derhâl ilk davanın açıldığı mahkemeye bildirilir.
(4) Davaların aynı veya birbirine benzer sebeplerden doğması ya da biri hakkında verilecek hükmün diğerini etkileyecek nitelikte bulunması durumunda, bağlantı var sayılır.
(5) İstinaf incelemesi ayrı dairelerde yapılması gereken davaların da bu madde hükmüne göre birleştirilmesine karar verilebilir. Bu hâlde istinaf incelemesi, birleştirilen davalarda uyuşmazlığı doğuran asıl hukuki ilişkiye ait kararı inceleyen bölge adliye mahkemesi dairesinde yapılır.” düzenlemesini içermektedir.
Davaların birleştirilmesi usul ekonomisi bakımından önemli olup, anılan madde metninden de açıkça anlaşıldığı üzere davaların birleştirilmesi, davalar arasında bağlantı bulunması durumunda söz konusu olabilecektir.
Davalar arasında bazı ortak hususların bulunması veya salt görünüşteki benzerlikler bağlantının varlığı için yeterli değildir. Davaların aynı veya birbirine benzer sebeplerden doğması ya da biri hakkında verilecek hükmün diğerini etkileyecek nitelikte bulunması durumunda aralarında bağlantı var sayılacaktır.
Aynı yargı çevresinde yer alan aynı düzey ve sıfattaki hukuk mahkemelerinde açılmış davalar, aralarında bağlantı bulunması durumunda, davanın her aşamasında, talep üzerine veya kendiliğinden ilk davanın açıldığı mahkemede birleştirilebilir. Birleştirme kararı, ikinci davanın açıldığı mahkemece verilir ve bu karar, diğer mahkemeyi bağlar (6100 sayılı HMK. m. 166/1)
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nda “gönderme kararı” diye bir düzenleme bulunmamaktadır. Bu nedenle, her iki dosya “bağlantı” yönünden yeniden incelenmiştir.
Somut olayda, davaların Manavgat Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesi’ne verilen dava dilekçeleri ile aynı anda açıldığı anlaşılmaktadır. Bu yönden, dosyaların sürüncemede kalmaması için her iki dosyanın da iş bu dosya üzerinden yürütülmesi düşünülmüş ise de, Antalya … Asliye Ticaret Mahkemesi “gönderme kararı” gerekçesinde, dosyalar arasında bağlantı olmadığı gerekçesine dayanılması nedeniyle, bu yönde işlem yapılamamıştır. Ancak, her iki davanın temelini de … tarihli protokol oluşturmaktadır. Bu nedenle, dosyaların biri hakkında verilecek hüküm diğerini etkileyecek niteliktedir. Dolayısıyla, dosyalar arasında bağlantı bulunduğundan, iş bu dosyanın HMK 166/2 maddesi uyarınca bağlantı sebebiyle Antalya … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin …/… esas sayılı dosyası ile birleştirilmesine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : / Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Mahkememizin iş bu dava dosyası ile Antalya … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin …/… esas sayılı dava dosyası arasında hukuki ve fiili irtibat bulunduğu anlaşıldığından, her iki dosyanın HMK.’nun 166. maddesi gereğince BİRLEŞTİRİLMESİNE, esasın bu şekilde kapatılmasına,
2-Yargılamaya Antalya … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin …/… dava dosyası üzerinden DEVAMINA,
3-Mahkememiz dosyanın Antalya … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin …/… esas sayılı dava dosyası içerisine GÖNDERİLMESİNE,
4-Birleştirme kararının birleştirilen dosya üzerinden taraflara tebliğine,
5-Harç, yargılama gideri ve vekalet ücretinin birleştirilen dosyada nihai kararla değerlendirilmesine,
Dair, taraf vekillerinin yokluğunda, asıl hükümle birlikte İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, anlatıldı.20/03/2018

Katip … Hakim …
¸e-imzalıdır ¸e-imzalıdır