Emsal Mahkeme Kararı Antalya 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/173 E. 2018/371 K. 11.05.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
ANTALYA
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2018/173 Esas
KARAR NO : 2018/371
DAVA : Alacak (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 30/09/2014
KARAR TARİHİ : 11/05/2018

Mahkememizden verilen … tarih ve …/… Esas …/… sayılı kararı Yargıtay … Hukuk Dairesi’nin … tarih ve …/… Esas …/… Karar sayılı ilamıyla bozulmakla, dosya mahkememizin yukarıdaki esasına kaydedilerek, yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin 12.11.1999 tarihinde 160.000,00 Alman Markı tutarındaki parasını, … A.Ş.’nin Antalya Şubesi’ne nakit olarak yatırdığını, söz konusu paranın aynı tarihte virman işlemiyle … Ltd. Şti.’ye aktarıldığını, müvekkilinin … tarihinde … Bank Antalya … Şubesi’nden … A.Ş.’deki hesabına ait hesap özetini istediğinde banka tarafından verilen hesap özetinde paranın … tarihinde… hesabına aktarıldığının görüldüğünü, müvekkilinin 15.11.1999 tarihinde parasını yatırdıktan sonra … ltd. kelimesinin ne anlama geldiğini sorduğunda, bankanın şube müdürünün, bunun bir çeşit mevduat türü olduğunu söylemesi üzerine müvekkiliin rahatladığını, ancak müvekkilinin parayı yatırdıktan birkaç gün sonra … A.Ş.’ye devlet tarafından el konulduğunu, müvekkilinin parasını geri almak istediğinde, kendisine parasının … Limited isimli bir başka bankaya transfer edildiğinin bildirildiğini, yani müvekkilinin parasının … A.Ş.’de kaybolduğunu, bankanın bu işlemi müvekkilinden gizli yaptığını, müvekkilinin parasının bankaya başvurarak offshore hesabını benimsemediğini bildirdiğini, parasının işlemiş faiziyle birlikte geri ödenmesini talep ettiğini, ancak bu girişiminin diğer mudiler gibi sonuçsuz kaldığını, bunun üzerine … A.Ş. ortakları aleyhine dava açıldığını, diğer mudiler tarafından açılan davaların ve mudiler lehine verilen emsal kararların bulunduğunu, … A.Ş.’nin müvekkilinin güvenini kötüye kullandığını, sorumluluklarını yerine getirmediğini, basiretli bir tacir gibi davranmadığını, bankacılık prosedüründe her virmanda tutarın belli bir yüzdesinin banka tarafından alınması gerekirken müvekkilinin parasından hiçbir komisyon tahsil edilmemesinin yapılan havalenin müvekkilinin izni ve talebi olmadan, kağıt üstünde yapıldığını, yani havalenin aslında hiç yapılmadığını ispatladığını, dolayısıyla … A.Ş.’nin külli halefi olan davalı … Bank A.Ş.’nin parayı bir başka bankaya yatırdığını belirterek sorumluluktan kurtulamayacağını, müvekkilinin kusur ve ihmalinin bulunmadığını, ortada … A.Ş. tarafından yapılan bir hilenin mevcut olduğunu, ayrıca … A.Ş.’nin teftiş kurulu raporunda banka müdürlerine … yatan paraların A.Ş.’nin güvencesinde olduğuna dair bankanın genel müdürü … tarafından bilgi ve talimatta bulunulduğunun vurgulandığını, … Bank Antalya … Şube Müdürlüğü’ne … tarihinde, … Bank Genel Müdürlüğü’ne … tarihinde ihtarname gönderilerek paranın en yüksek banka mevduat faiziyle ödenmesinin talep edildiğini, ancak banka tarafından herhangi bir cevap verilmediğini, ayrıca mevcut durumda zamanaşımından söz edilemeyeceğini beyanla, müvekkili tarafından yatırılan 160.000,00 Alman Markı’nın 15.11.1999 tarihinden itibaren devlet bankalarınca 1 yıl vadeli mevduata uygulanan en yüksek faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; … bünyesinde bulunan … A.Ş., … Bankası A.Ş., Tütüncüler Bankası … A.Ş., …. ve … Bank T.A.Ş.’nin devir ve birleşme suretiyle … A.Ş. bünyesinde birleştirildiğini, daha sonra … A.Ş.’nin hisselerinin … tarihinde … ve … arasında imzalanan hisse devir sözleşmesi ile …’a devredildiğini, …’nin hisselerini …’a devrederken hisse devir tarihi olan … tarihinden önceki işlemklerden kaynaklanan borçları ve bu borçlara ilişkin her türlü mali ve hukuki sorumluluğu hisse devir sözleşmesinin 6.13. maddesiye kendi üzerine aldığını, …’nin davalı olarak borcu üstlenen taraf sıfatıyla hareket ettiği yüzlerce mahkeme kararının mevcut olduğunu, ayrıca BK.’nın 14/6b. maddesine göre …’nin bir kabule bağlı kalmaksızın 6 bankanın … borçlarının artık …’nin borcu haline geldiğini ve borcun alacaklının rızasına ihtiyaç olmaksızın nakledildiğini, bu nedenle müvekkili borcun tarafı olmadığından davanın husumetten reddi gerektiğini, dosyanın davalısının … olması gerektiğini, davanın 10 yıllık zamanaşımı süresinden sonra açıldığının, bu nedenle davanın zamanaşımı nedeniyle reddi gerektiğini, davada uzamış zamanaşımının da uygulanmasının mümkün olmadığını, davanın hata ve hilenin anlaşıldığı tarihten itibaren 1 yıllık süre içinde açılması gerektiğini, bu sürenin hak düşürücü süre olduğunu, bu nedenle davanın reddi gerektiğini, davanın … ve …’a ihbar edilmesi gerektiğini, davanın yetkisiz mahkemede açıldığını, yetkili mahkemenin İstanbul mahkemeleri olduğunu, bu nedenle yetkisizlik kararı verilmesi gerektiğini beyanla, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkememizce …/… Esas sayılı dosyada yapılan yargılama sonunda;
Davalı vekilinin zamanaşımı def’inin benzer bir davada Yargıtay … Hukuk Dairesi’nin …/… esas, …/… karar ve 16/12/2013 tarihli ilamında “…davalı banka sorumluluğunun BK’nın 41, 55 ve TTK’nun 336.maddelerinden kaynaklanmasına, davacı zararının … bankasından tahsil etme olanağının kalmadığının anlaşıldığı andan itibaren zamanaşımı süresinin başlamasının gerekmesine göre…” davalı tarafın bu yöndeki temyiz itirazlarının reddine karar verilmiş olduğundan ayrıca banka yöneticileri hakkında İstanbul … Ağır Ceza Mahkemesi’nin …/… esas …/… karar sayılı dosyası içeriği dikkate alınarak B.K.nun 125 ve B.K.nun 60/2(yeni TBK 72/1) maddesi gereğince uzamış ceza zamanaşımının uygulanması gerektiğinden reddine karar verilerek yargılamaya devam olunmuştur.
Mahkemece alınan bilirkişi raporuda ortaya koyduğu üzene , davacının mevduatının halen … Ltd. nezdinde olduğu , davacı tarafından yapılan havale işlemi ve açılan … hesabının bizzat davacının istek ve iradesine mukabil imza ile açılmış ise de; davalı banka tarafından … … Ltd.’ye gönderilen paraların aslında fiilen Kıbrıs’a aktarılmadığı, davacıya ait alacağın benzer nitelikteki Yargıtay Kararları doğrultusunda dava dışı … … Ltd’den tahsili imkanının bulunmadığı ve uyuşmazlığın havale görünümlü mevduat toplama olarak değerlendirilmesinin gerektiği, bir güven kurumu olarak faaliyet gösteren davalı bankanın müşterisi olan davacının bu durumu bilerek …’a yönlendirdiği, bu nedenle davacının dava konusu bedeli tahsil edememesinden davalı bankanın da sorumlu olduğu kanaatine varılmıştır.
Davacının … ‘a yatırdığı 160.000DM nin Euro karşılığı 81.198.20Euro dur. Davacı bu bedeli paranın yatırıldığı 12.11.1999 tarihinden itibaren 3095 Sayılı Yasanın 4/a maddesi gereğince devlet bankalarının aynı tür yabancı para üzerinden açılmış 1 yıl vadeli mevduat hesaplarına uygulamış olduğu en yüksek faiz oranı üzerinden talep etmekte haklıdır. Davacı dava dilekçesinin talep kısmında 160.000DM nin Euro karşılığının tahsilini talep etmiş ise de dava değeri olarak 700.000TL göstermiştir. Karar tarihi itibariyle kabul edilen 81.198,20Euro nun karşılığı 264.665,53 TL olup , dava değerinin altındadır. Bu nedenle davanın kısmen kabulüne karar verilmiş,reddedilen kısım üzerinden davalı lehine nispi vekalet ücretine hükmedilmiştir.
Mahkememizce verilen karar davalı … Bank ile fer’i müdahil … ve ihbar olunan … vekilleri tarafından temyiz edilmiş Yargıtay … Hukuk Dairesi’nin … tarih ve …/… Esas …/… Karar sayılı ilamı ile ;”Somut olayda; davanın açıldığı … tarihi itibariyle 6502 sayılı Yasa’nın yürürlükte olduğu, davacının ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket etmesi nedeniyle tüketici, dava konusu bankacılık işleminin de tüketici işlemi sayıldığı, yukarıda belirtilen yasa hükümleri uyarınca davaya bakma hususunda tüketici mahkemelerinin görevli olduğu hususu gözetilerek görevsizlik kararı verilmesi gerekirken işin esasının incelenip yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir.
2- Bozma sebep ve şekline göre davalı vekili ile fer’i müdahil … vekilinin esasa yönelik temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir.
3- Bir davada kararı temyiz etme hakkı, yalnız taraflara veya hüküm ile kendisine mükellefiyet yüklenen veya bir hakkı ihlal edilen kimseye veyahut Kanun’un açıkça belirttiği mercilere aittir.
Temyiz isteminde bulunan … talebe konu davada ihbar olunan konumundadır. İhbar eden tarafın temsilcisi olarak davaya katılmamıştır. Karar başlığında davalı olarak gösterilmemiş, aleyhine de hüküm kurulmamıştır. O halde, … vekilinin kararı temyiz etmede hukuki yararı bulunmamaktadır. Ayrıca, … vekilinin müdahale talebine yönelik açık temyizi bulunmamasına ve bu hususta görevli mahkemece yapılacak yargılamada bir karar verilmesine engel hal bulunmamasına göre, … vekilinin temyiz isteminin reddine karar vermek gerekmiştir.” gerekçesi ile bozulmuştur.
Mahkememizce Yargıtay bozma ilamına uyularak taraf teşkili sağlandıktan sonra ayrıca araştırma yapılması icap etmediğinden; davanın HMK.nun 114/1-c ve 115/2 maddeleri uyarınca dava şartı yokluğu nedeniyle görev yönünden usulden reddine, Antalya Tüketici Mahkemesi’nin görevli olduğuna dair karar verilmiş aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın HMK.nun 114/1-c ve 115/2 maddeleri uyarınca dava şartı yokluğu nedeniyle GÖREV YÖNÜNDEN USULDEN REDDİNE,
2-Antalya Tüketici Mahkemesi’nin görevli olduğuna,
3-Karar keşinleştiğinde, iki haftalık süre içerisinde talep halinde dosyanın görevli Antalya Tüketici Mahkemesi’ne gönderilmesine, HMK’nun 19/3 ve 20/1 c 1 maddeleri uyarınca taraflardan birinin 2 hafta içerisinde Mahkememize başvurarak talep etmeleri halinde dava dosyasının görevli mahkemeye gönderileceği, talep etmemeleri halinde ise davanın açılmamış sayılacağına karar verileceği hususunun ihtarına,
4-Yargılamaya görevli mahkemede devam edilmesi durumunda yargılama giderlerinin görevli mahkemece değerlendirilmesine,
Dair, davacı vekili Av. … ile Davalı … Bank vekili Av. … yüzüne karşı, diğer tarafların yokluğunda kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde TEMYİZ yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okundu anlatıldı11/05/2018

Başkan …

Üye …

Üye …

Katip …

e-imza e-imza e-imza e-imza