Emsal Mahkeme Kararı Antalya 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/117 E. 2018/884 K. 19.12.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
ANTALYA
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/117 Esas
KARAR NO : 2018/884
DAVA : Alacak (Satım Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 30.10.2014
KARAR TARİHİ : 19/12/2018

Antalya … Asliye Hukuk Mahkemesinin … tarihli, …/… Esas, …/… Karar sayılı karşı yetkisizlik kararının, Antalya Bölge Adliye Mahkemesi … Hukuk Dairesi’nin …/… Esas, …/… Karar sayılı kararı kaldırılarak, dosya mahkememize tevzien gönderiliş olmakla, Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Satım Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Antalya … Noterliği’nin … tarih ve … yevmiye numaralı kooperatif hisse devir sözleşmesi ile davalıların müşterek üyesi bulundukları … Arsa Konut Yapı Kooperatifi ünvanlı kooperatifteki hak ve hisselerinin tamamını müvekkili davacıya devrettiklerini, ancak müvekkilinin kooperatifteki hisse değerinin farklı olduğunu öğrendiğini, müvekkilinin aldatıldığını ve hataya düşürüldüğünü, bu sebeplerle fazlaya ilişkini hakları saklı kalmak kaydı ile sözleşme ile bağlı olmadıklarını bildirerek ödedikleri 110.000 Euro’nun ödeme tarihinden itibaren en yüksek mevduat faizi (euro) fiili ödeme günüdeki döviz alış kuru üzerinden müvekkiline ödenmesine ve davaya konu hak ve hisselerin tamamının davacılara devrine ve tesciline aksi halde ıslah ile müddeabihi arttırma hakları saklı kalmak kaydı ile bilirkişi raporları neticesinde sözleşmeye konu hissenin gerçek değerinin tespiti ile ödenen bedel ile aradaki orantısızlığın ( fazla ödemenin) taraflarına ödeme tarihinden itibaren en yüksek mevduat faizi fiili ödeme günündeki döviz alış kuru üzerinden ödenmesine, … … Noterliğinin … tarih ve … yevmiye numaralı ödememe protestosu ile … Bankası … Şubesinden … lehine, müvekkil aleyhine protesto edilen … tanzim tarihli, … ödeme tarihli 10.000 Euro bedelli bonodan dolayı müvekkilinin borçlu olmadığının tespitine, davasının değerinin yüksek olması davanın lehe sonuçlanması halinde alacağın tahsilinin imkansızlaşmasının önlenmesi için davalılar adına kayıtlı araçların ve taşınmazların kaydı üzerine başkalarına devir temlikinin Önlenmesi için ihtiyati haciz niteliğinde teminatsız olarak ihtiyati tedbir konulmasına, ücreti vekalet ve yargılama giderlerinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekili cevap dilekçesinde; Belirlenen irade bozukluğu hallerinin hiç birinin unsurları dava konusu olayda oluşmadığını, hisse devri öncesinde yada tamamlandığında ne bir hile ne bir esaslı hata ne saikte hata ne aldatma ne bilgisizlikten yararlanmanın söz konusu olmadığını, projeye ilişkin veya bedele ya da bambaşka bir hususta müvekkilinin hilesi aldatması, bilgisizliğinden yada tecrübesizliğinden yararlanması söz konusu olduğu ise ve bu iddialarını davacı bir gün sonra öğrendi ise neden başka bir hissedardan da hisse satın aldığını, bu hususun dahi tek başına davacının gerçeği yansıtmayan iddialarının yer aldığı dava dilekçesinin kabulünün mümkün olmadığın beyan ederek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılar vekili ikinci cevap dilekçesi ile özetle; Davacının vergi levhasına göre tacir olduğunu, tacirin ticari işletmesi için hisse satın aldığı, böylece hisse devri satış sözleşmesinin ticari iş niteliğinde olduğunu, Antalya Mahkemelerinin yetkili olduğuna karar verilmesini talep etmiştir.
Kemer … Asliye Hukuk Mahkemesi’ne açılan davada …/… E-…/… K sayılı karar ile yetkisizlik karar verilerek dosya Mahkememize gönderilmiş, Mahkememizce görevli Mahkemenin asliye hukuk mahkemesi olduğuna dair verilen görevsizlik kararı yukarıda belirtilen Antalya BAM …HD kararı ile kaldırılmıştır.
Mahkememizce … tarihli ara kararıyla … Asliye Hukuk Mahkemesi’ne talimat yazılarak inşaat mühendisi bilirkişi marifetiyle keşif yapılarak tarafların iddia ve savunmaları nazara alınarak ve özellikle davacının satın aldığı taşınmazların satış tarihi itibariyle değerlerinin belirlenmesi hususunda rapor alınmasının istenmesine, ayrıca keşif sırasında tanıkların dinlenmesine karar verilmiş,
Kemer … Asliye Hukuk Mahkemesince mahallinde İnşaat müh. Bilirkişi Gürol Bal refakate alınarak ve tanıklar dinlenerek keşif yapılmıştır. Bilirkişi …, … tarihli raporunda sonuç olarak; Davacı ile davalılar arasında Antalya … Noterliğinin … tarih ve … yevmiye numaralı kooperatif hisse devir sözleşmesi ile davalıların müştereken üyesi bulundukları … Arsa Konut Yapı Kooperatifi ünvanlı kooperatifteki hak ve hisselerinin tamını davacıya devrettikleri, Devir anında kooperatifin 55 Adet üyesinin olduğu, … Arsa Konut Yapı Kooperatifi ünvanlı kooperatife ait dava konusu Antalya İli … İlçesi … Mahallesinde bulunan … ada … nolu parsel sayılı taşınmaz üzerinde yapılan inşaatta…adet ofis bulunduğu; Dükkan ve ofislerin yön ve büyüklükleri farklı olduğu için bağımsız bölümler arasında değer farklılıklarının olduğu, üye başına bir dükkan + bir ofis düşmediği, dava konusu taşınmazın devir tarihi itibari ile üzerindeki muhdesatlarla birlikte toplam değerinin 5.997.200,00 TL olduğu, koperatif üyelerinin hisse değerinin devir tarihindeki mahalli serbest piyasa rayiçlerine gerinin 5.997.200/55=109.040,00 TL olduğu, bu rakam tuık verilerine göre güncellendiğinde, Kooperatif üyelerinin hisse değerinin dava …tarihindeki mahalli serbest piyasa rayiçlerine değerinin 1.10093×109.040,00 =120.045,00TL olduğu, kooperatif üyelerinin hisse değerinin keşif tarihindeki mahalli serbest piyasa rayiçlerine değerinin 1.15828×116.727,00 = 126.295,00TL olduğu sonuç ve kanaatine varıldığını beyan etmiştir.
Keşif mahallinde tanıklar dinlenmiştir.
TANIK … beyanında: ” Ben her iki tarafıda eskiden beri arkadaşı olurum. Taraflar benim aracılığımla tanışmışlardı. Davacı dükkan aramaktaydı bende davacıya ortaokuldan beri arkadaşım olan davalının böyle bir kooperatif hissesi bulunduğunu söyledim. Taraflara yardımcı olmaya çalıştım. Kendilerinden bu iş için ücret almadım ayrıca davacı başka yerlere de bakmıştı. Ayrıca işlerim yoğun olduğundan yer gösterme yapmayıp sadece tarafları görüştürdüm. Birbirlerinin telefonunu alıp konuştular.Piyasada dava hissenin değerininne olduğunu hiç takip etmedim. Ayrıca davalının, davacıyı yanıltıcı bir söylemine şahit olmadım. Aradan kısa bir zaman geçince davalı aldatıldığını düşünmeye başladı, ben, tarafları barıştırmaya çalışsam da başaramadım. Ben dava konusu hisseden davacıya bahsettiğimde kendisi ve eşi burayı araştırmıştı. Civardan araştırmalar yaptı, projeyi inceledi, hatta bana da projenin bir fotoğrafını göndermişti.Sanırım bu projeyi mimardan edinmiş, ben bugünkü piyasayı da sık sık takip etmiyorum ancak söylendiği kadarıyla burası devredilmek İstendiğinde 100.000-150.000 dolar kadar hava parası verilmesi gerekirmiş.Bunlan etraftan duydum, dükkanın değerini ise ben bilmiyorum. Başta da bahsettiğim gibi davalı bu yeri satmak niyetinde değildi. Davacı satın alma isteğini iletince davalı burayı satımaya karar verdi. Benim bildiğim kadarıyla, ki tarafların satım işlemi yaptığı sırada yanlarında değildim, satım bedeli 110.000 euro imiş, ancak tam emin değilim, ancak şundan eminim ki fiyat teklifini davacı, davalıya iletmişti .Davalı da kabul etmişti. Davacı, ilk olarak 100.000 euro verebileceğini-söyleyince davalı düşük bularak kabul etmemişti ” şeklinde beyanda bulunmuştur.
DAVALI TANIĞI …: beyanında: ” Ben davacının eşi olurum. Tanık olarak hazır bulunan … bir yer almak istediğimizi belirtmiştik. O da bizi davalıya yönlendirmişti. Tanık aynı zamanda ortak arkadaşımız olur. Davalıyla görüştüğümüzde bir dükkanı ve bir ofisi buulunduğunu söyledi. Proje üstündeyapıyı gösterdi. Daha sonra birlikte kooperatife gitik. Koopertifte de projeyi gördük. Ortak arkadaşımız aracılığıyla görüştüğümüz için çok fazla araştırma yapmadık ancak civardaki emsal dükkanların değerinin 80.000-90.000 dolar civarında olduğunu öğrenmişti ve piyasayı bir miktar araştırmıştım. Dava konusu taşınmaza ise 120,000 euro bedelle anlaşmıştık çünkü bu taşınmaz dükkan (bodrumlu) + ofis olduğu için bu miktarı anmlaştık. Ancak hisseyi devraldıktan 15 gün sonra işin böyle olmadığım öğrenerek davalıyı ofisinde ziyaret edip konuştuk. Bizi altı yedi ay boyunca oyaladı. Daha sonra dükkan yerine size bir daire verelim diye tyeklifte bulundu, biz evi görmediğimiz için kabul etmedik. Aynı zamanda kooperatif halen tapularımızı teslim etmedi. Fiili olarak dükkanı da teslim almadık, Ayıca bize dubleks ofis (yani ofis + üst katı ) ve bodrumlu dükkan (dükkan + bodrumu) şeklinde vaadde bulunulmuştu, ” şeklinde beyanda bulunmuştur.
DAVALI TANIĞI … beyanında ” Ben davacı ve davayı tanımıyorum. Yalnızca hisse devri yaptıkları kooperatifte 2014 yılı dolaylarında bir hissem vardı, bu hisse karşılığında ne edineceğimi bilemiyorum. Bu hissemi 2014 yılı civarında satıışa çıkardığımı etrafa haber olarak yaymıştım.Önceden tanımadığım ancak daha sonra huzurdaki davacı olduğunu öğrendiğim kişi, bana 75.000 TL teklifle gelince satmayı kabul etmiştim. Hissemi tam değeri üzerinden sattığımı düşünüyorum. Bu fiyat ne düşük ne de yüksek kalmaktaydı, Satacağım tarihte kooperatif başkanma bu kooperatifin hisselerinim enkaz değerinim ne olduğunu sık sık sorardım. Kendisi de bana 70.000 ila 100.000 TL olduğunu söylerdi, Hisse halinde iken burası belirttiğim şekildeydi fakat inşaat tamamlanınca değeri artmış olabilir, günümüzde dükkan değeri 150.000- 200.000 euro değerindedir, Fiilen buraların teslim edilip edilmediğini takip etmedim,” şeklinde beyanda bulunmuştur.
KOOPERATİF BAŞKANI TANIK … beyanında;” Ben dava konusu taşınmaza ilişkin devir işlemin yapıldığı tarihte Kooperatifin Başkanıydım, ben satışın hangi fiyat üzerinden yapıldığını bilmiyorum, satıcılar ile alıcı beraber yanıma geldiler bana kooperatifin durumu ve gidişatı hakkında bilgi istediler, onun dışında kooperatif hissesinin bedeline ilişkin herhangi bir soru sormadım, ben de kooperatif hakkında bilgi verdim, daha sonra bir hafta on gün sonra alıcı davacı … yanıma gelerek ben kooperatif hisselerini devraldım dedi, fiyata ilişkin herhangi bişey söylemedi, kopperatif kayıt için dilekçeleri verdi ve gitti, davacı … bu olaydan yaklaşık 1 hafta – 10 sonra ise kooperatif üyelerinden başka bir şahsın hissesini de satın aldı, onun belgelerini de getirip kooperatife üyelik başvurusu yaptı, davacı … bir gün eşiyle yanıma geldi, önceki hisseyi ben pahalıya aldım, onun için dava açacağım dedi. Benim bilgim görgüm bundan ibarettir.” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Emsal yargıtay kararlarında da açıklandığı üzere, sözleşmenin aşırı yararlanma (gabin) nedeniyle illetli olduğunun kabulü için edim ve karşı edim arasındaki oransızlığın, taraflardan birinin, diğerinin şahsında mevcut özel bir durumu bilerek istismar etmesi, sömürmesi sonucu oluşması gerekir. Dar ve zor durumda kalmaları nedeniyle, sözleşme yapmaya, mallarını çok düşük bedel ile devretmeye sürüklenmiş kişileri korumak zayıfı güçlüye ezdirmemek için hukukumuzda da düzenlemeler yapılmış 6098 s. Türk Borçlar Kanunun (TBK) 28. (818 s. Borçlar Kanunun (BK) 21) maddesi ile aynen; “Bir sözleşmede karşılıklı edimler arasında açık bir oransızlık varsa, bu oransızlık, zarar görenin zor durumda kalmasından veya düşüncesizliğinden ya da deneyimsizliğinden yararlanılmak suretiyle gerçekleştirildiği takdirde, zarar gören, durumun özelliğine göre ya sözleşme ile bağlı olmadığını diğer tarafa bildirerek ediminin geri verilmesini ya da sözleşmeye bağlı kalarak edimler arasındaki oransızlığın giderilmesini isteyebilir.
Zarar gören bu hakkını, düşüncesizlik veya deneyimsizliğini öğrendiği; zor durumda kalmada ise, bu durumun ortadan kalktığı tarihten başlayarak bir yıl ve her hâlde sözleşmenin kurulduğu tarihten başlayarak beş yıl içinde kullanabilir.” hükmü getirilmiştir.
O halde, aşırı yararlanmadan (gabinden) söz edilebilmesi, objektif unsur olan edimler arasındaki aşırı oransızlık yanında, bir tarafın darda kalma, tecrübesizlik, düşüncesizlik (hafiflik) hallerinin bulunması, diğer yanın ise yararlanmak, sömürmek kastını taşıması biçiminde iki sübjektif unsurun dahi gerçekleşmesine bağlıdır. Gabinin varlığı zarar görene (sömürülene), düşüncesizlik veya deneyimsizliğini öğrendiği; zor durumda kalmada ise, bu durumun ortadan kalktığı tarihten başlayarak bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde sözleşme ile bağlı olmadığını bildirdikten sonra iptal davası açıp iddiasını her türlü delille kanıtlama ve verdiğini geri isteme hakkı ya da sözleşmeye bağlı kalarak edimler arasındaki oransızlığın giderilmesini isteme hakkı verir.
Hemen belirtmek gerekir ki gabin davasında öncelikle edimler arasındaki, aşırı oransızlık üzerinde durulmalı, objektif unsur ispatlandığı takdirde zarar gördüğünü iddia edenin kişiliği, yaşı, sağlık durumu, toplumdaki yeri, ekonomik gücü psikolojik yapısı gibi maddi, manevi yönler yani sübjektif unsur derinliğine araştırılıp incelenmelidir.
Gabin iddiasına dayalı olarak açılan somut olayda, davanın 1 yıllık hakdüşürücü süre içinde açıldığı ve alının bilirkişi raporuna göre edimleri arasında aşırı oransızlık olarak tanımlanan objektif unsurun gerçekleştiği görülmektedir.
Ancak dinlenen tanık beyanları, davacının yargılama sırasında dosyaya alınan ve … tarihinden itibaren tacir olarak kaydını gösteren ATSO bilgileri ve tüm dosya mündericatına göre, davacının kişiliği, yaşı, sağlık durumu ve yaşı itibariyle tecrübesizliğinden ve düşüncesizliğinden bahsedilemeyeceği, söz konusu kooperatif hissesini satın alırken gerekli araştırmayı yaptığı, davalılara ortak tanıdıkları vasıtasıyla ulaştığı, inşaat projesini incelediği, kooperatif başkanının yanına giderek kooperatifin gidişatı ve durumu hakkında bilgi aldıktan sonra hisseyi davalılardan satın aldığı (dolayısı ile işlem sırasında darda kalma durumunun da söz konusu olmadığı), bir süre sonra aynı kooperatiften daha ucuza hisse satın alması üzerine davalılardan aldığı hisse için çok yüksek fiyat verdiği ve ödediğini anladığı ve bu sebeple gabin iddiasına dayalı olarak sözleşme ile bağlı olmadığı, ödediği paranın faizi ile birlikte iadesi, olmadığı takdirde ıslah ile artırma hakları saklı kalmak kaydıyla hissenin gerçek bedeli ile ödedikleri bedel arasındaki farkın kendisine faizi ile birlikte ödenmesi ve satış işlemi nedeniyle davalılara verilen 10.000,00 Euro bedelli bono nedeniyle borçlu olunmadığının tespiti talebiyle dava açtığı tespit edilmiştir.
Dolayısı ile sözleşmede karşılıklı edimler arasında açık bir oransızlık varsa da, bu oransızlığın zarar görenin zor durumda kalmasından veya düşüncesizliğinden ya da deneyimsizliğinden yararlanılmak suretiyle gerçekleştirilmediği, kısaca olayda gabinden söz edilebilmesi için gerekli sübjektif koşulun bulunmadığı görülmekle, davaların reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacıların, davalılara karşı açmış olduğu DAVALARIN AYRI AYRI REDDİNE,
2-Alınması gerekli 35,90 TL harçtan, peşin alınan 5.820,05 TL harcın mahsubu ile bakiye 5.784,15 TL harcın davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Avukatlık Asgari Ücret tarifesi uyarınca hesaplanan 26.398,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde İstinaf yasa yolu açık olmak üzere oy birliğiyle verilen karar açıkça okundu. Anlatıldı. 19/12/2018

Başkan …
¸e-imzalıdır

Üye …
¸e-imzalıdır

Üye …
¸e-imzalıdır

Üye …
¸e-imzalıdır