Emsal Mahkeme Kararı Antalya 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/840 E. 2019/254 K. 29.04.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
ANTALYA
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2017/840 Esas
KARAR NO : 2019/254
DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 22/12/2017
KARAR TARİHİ : 29/04/2019

Davacı vekili tarafından açılmış bulunan yukarıda açık konusu yazılı davanın yapılan açık yargılaması sonunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacılar vekilinin dava dilekçesinde özetle; Antalya … Ağır Ceza Mahkemesinin … esas sayılı dosyasında yargılanan …, müvekkili Mükerremin oğlu ve …’ın kardeşi olduğunu, …’in vekilliğini yapmak üzere davalı ile anlaşıldığını, Antalya … Ağır Ceza Mahkemesince verilen hapis cezası nedeniyle Antalya Adliyesinde yargılamayı yapan mahkeme başkanı … ile arkadaş ve hemşerisi olduğunu, Yargıtay’da tanıdıkları olduğunu ve dosyanın Yargıtay’a gider gitmez sanığı tahliyesini sağlıyacağını ancak bu işin yüksek rüşvet istendiğini ve ellerinin ceplerinde olmasını Yargıtaydan aranır aranmaz senet bedelinin ödenmesi gerektiği konusunda müvekkillerini ikna ettiğini ve Antalya … İcra Müdürlüğünün … esassayılı dosyasında senetin tanzim edildiğini, bu senedin Antalya Adliyesi ve Yargıtaydaki tanıdıklara sanık …’in tahliyesi için verilecek rüşvet için tanzim edildiğinin sabit olduğunu, 50.000,00 TL vekalet anlaşmasının yapıldığını, bunun 10.000,00 TL’sinin ödendiğini, geri kalanında senet olarak verildiğni, davalının vekalet görevini kötüye kullanılması üzerine Adalet Bakanlığına ve Türkiye Barolar Birliğine şikayet edildiğini, bu nedenlerle Antalya … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasında 27/04/2009 tanzim tarihli 23/06/2009 vade tarihli 40.000,00 TL bedelli bono asıl alacak ve ferileri yönnüden borçlu olmadıklarının tespitini, davalının %20’den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı …’nin cevap dilekçesinde özetle; davacı …’in oğlunun ve diğer davacı …’in erkek kardeşi olan …’in Antalya … ağır Ceza Mahkemesinin … esas sayılı dosyasında yargılandığnı ve toplam 18 yıl 6 ay ceza aldığını, kendisiyle irtibata geçtiklerinde davacıların avukatları ile görüşemediklerini, telefonlarına bakmadığını ve hiç beklemedikleri bu cezayı izah edemediğini belirttiklerini, kendisinin … ile görüştüğünü, tüm dosyayı incelediğini, soruşturma savcısının iddianamede yasal savunma sınırları içerisinde kalındığı gözetilmelidir şeklinde kanaatine rağmen kasten adam öldürme ve kasten yaralamadan hüküm kurulmasını yadırgadığını, yerel mahkemenin hükmü açıklamasından dolayı temyiz edilmesi gerektiğini söylediğini, cezanın 10 yılı aşması nedeniyle Yargıtay’da durşuma talep edeceğini, avukatlık ücretini yol ve konaklama masrafları hariç olmak üzere 50.000,00 TL olarak belirlediğini, kabul etmeleri durumunda derhal vekalet alarak çalışmaya başlayacağını, davacılara tüm ayrıntıları anlattığını, davacıların bunu kabul ettiğini, 10.000,00 TL elden ödeme yaptıklarını, kalan 40.000,00 TL’yi 1 ay içinde ödeyeceklerini, avukatlık sözleşmesine gerek olmadığını beyan ettiklerini, davacı …’in bizim sözümüz senettir şeklinde ifadesi üzerine senet vermelerini talep ettiğini, yargılama konusu senedi imzalayarak teslim ettiklerini, davacıların süresi içerisinde ödeme yapmadığını, birkaç kez hatırlatılmasına rağmen sonucun değişmediğini, davacılardan … 2,5-3 ay sonra 5.000,00 TL getirdiğini ve anlaşmanın bu şekilde olmaması nedeniyle parayı iade ettiğini, cezaevinde olan hadiselerden habersiz olan … tarafında da yalan ve iftiralar ile azledilmem sağlandığını, dava konusu senedi 3.kişilere vermeden ciro etmeden veya benimle ilgisi yok demeden bizzat alacaklı sıfatıyla senedi işleme koyduğunu, itirazlarının reddedildiğini, takibin kesinleştiğini, Antalya Cumhuriyet Başsavcılığına dava dilekçesinde de isnat edilen ağır suçlamaların benzerleri ile yüklü bir suç duyurusunda bulunduklarını ve yapılan soruşturma neticesinde takipsizlik kararı verildiğini, takipsizlik kararına itiraz ettiklerini, itiraz reddedildiğini, BİMER ve CİMER’e yaptıkları şikayetlerin de reddedildiğini, Ankara … İdare Mahkemesinde avukat hakkında kovuşturma izni verilmemesi nedeniyle dava açtıklarını ve yasal dayanağı bulunmayan davanın reddine karar verildiğini, alacaklı olduğu icra dosyasında satış talep etmesi üzerine davacıların bu tür şeyler yaptıklarını, davacılar vekilinin bir meslektaşım değilde taraf gibi dava dilekçesini kaleme aldığını, iftira attığını, hakaret ettiğini ve kişiliğine doğrudan saldırı yaptığını, davanın menfi tespit davası olmadığını, bir ceza davasını andırdığını, hükümlü olan …’a dürüstçe biz sözümüzü tutamadık, avukatın parasını ödeyemedik, o nedenle böyle oldu demek yerine manevi tatmin sağlamak amacıyla ve sorumluluğu her zamanki gibi avukatın üzerine atma kolaycılığına gittiklerini, davacılar vekili hakkında tazminat davası açacağını ve suç duyurusunda bulunacağını, şahsının küçük düşürülmeye ve dürüst bir kişi olmadığının gösterilmeye çalışıldığını, davacılara ödeme için süre verdiğini, ödenmeyen kısmı teminat altına aldığını, yasal hiç bir sakınca bulunmadığı gibi icra yolu ile tahsil etmeye engel bulunmadığını, 2010 yılında icra takibine koyduğu senede karşı olan 7 yıl sonra dava açtıklarını, davacılardan almış olduğu senedin anlaşmış olduğu vekalet ücreti karşılığında olduğu için hukuka aykırı bir durumun söz konusu olmadığını, davacıların hakkında takipsizlik, itirazın reddi ve ayrıca bakanlıkça kovuşturma izni verilmemesi ile neticesiz kalan şikayetlerindeki gerçek dışı beyanlarına sığındığını, bu nedenlerle davacının davasının reddini, %20’den aşağı olmamak üzere tazminata hükmedilmesini talep etmiştir.
Mahkememizce Antalya … Ağır Ceza Mahkemesinin … esas … karar sayılı dosyası celb edilmiş ve dosyamız arasına alınmıştır. Yapılan incelemesinde; davacıların yakını …’in sanık olarak yargılandığı, soruşturmada ve Antalya … Ağır Ceza Mahkemesinin yargılamalarında vekaletnameli avukatının Av. … olduğu, ağır ceza mahkemesi duruşmalarına Av. … ile Av. …’nun katıldıkları, davacıların yakını … hakkında mahkumiyet kararı verilmesinden sonra süre tutum dilekçesinin Av. …’ın verdiği, daha sonra Av. …’nun vekillikten çekildiğine dair dilekçe ibraz ettiği, …’in Antalya … Noterliğinin … tarih ve … yevmiye nolu vekaletnamesi ile Av. …’ye vekaletname verdiği, Av. …’nin de Av. …’a yetki belgesi verdiği, Av. … ve Av. …’un 22/06/2009 tarihli (aynı havale tarihli) 8 sayfadan ibaret duruşma talepli temyiz dilekçesi ve ekindeki Yargıtay kararlarını Antalya … Ağır Ceza Mahkemesine sunduğu, Yargıtay … Ceza Dairesi temyiz duruşmasında Av. …’nin katıldığı görülmüştür.
Mahkememizce Antalya … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası, Antalya … Ağır Ceza Mahkemesinin … Esas ve Antalya … Asliye Hukuk Mahkemesinin … Esas sayılı dosyasına yazılan yazılara yanıt verildiği, dosyaların bir suretinin dosyamız arasına alındığı görülmüştür.
Mahkememizce Antalya Baro Başkanlığına müzekkere yazılmış ve dosyamız arasına alınmıştır.
Mahkememizce Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğüne müzekkere yazılmış ve cevabi yazısı dosyamız arasına alınmıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, menfi tespit talebine ilişkindir.
6102 Sayılı TTK’nın 778. maddesinin (f) fıkrası uyarınca bonolarda da uygulanması gereken 680. maddesi gereğince açığa senet düzenlenmesi mümkündür. Bu senedin sonradan anlaşmaya aykırı şekilde doldurulduğu veya teminat olarak düzenlendiği iddiasının 6100 Sayılı Yasanın 200. maddesi uyarınca yazılı delil ile kanıtlanması gerekir.
Somut olayda; uyuşmazlık konusu bonoda davacılar keşideci ve avalist, davalı ise lehtar durumundadır.
Davacılar, dava konusu bononun davacı …’in oğlu ve davacı …’in kardeşi olan dava dışı …’in sanık olarak yargılandığı ve netice itibariyle hakkında hapis cezasına hükmedilen Antalya … Ağır Ceza Mahkemesinin … E., … K. Sayılı dosyada davalının aynı zamanda avukatı olduğu …’in tahliyesi için Antalya Adliyesi ve Yargıtay’daki tanıdıklarına rüşvet vereceğini belirterek takibe konu senedi kendilerinden aldığını iddia etmişler iseler de dava içerisine celp edilen hukuk ve ceza dosyalarında davalı tarafın bu şekilde bir beyan ve ikrarının bulunmadığı anlaşılmıştır. Davalı hakkında Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğünce kovuşturma izni verilmemiş olup bu karara yapılan itiraz da Ankara … İdare Mahkemesince reddedilmiştir. Bedelsizlik iddiasının yazılı belge ile ispat edilmesi gerekir. Ayrıca, davacılar dosya kapsamına göre, senedin hile ve gayri ahlaki olarak alındığına yönelik iddialarını da ispat edememiş olduklarından (Aynı yöndeki içtihat için bknz Yargıtay 19. Hukuk Dairesinin 2015/16651 E., 2016/4576 K. Sayılı kararı) davanın reddine, icra takibi durdurulmadığından yasal şartları oluşmayan davalının tazminat talebinin reddine dair karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın REDDİNE,
2-Davalının tazminat talebinin yasal şartları oluşmadığından REDDİNE,
3-Alınması gerekli 44,40 TL harçtan peşin olarak alınan 683,10 TL harcın mahsubu ile bakiye 638,70 TL harcın karar kesinleştiğinde istemi halinde davacılara iadesine,
4-Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesaplanan 4.750,00 TL vekalet ücretinin davacılardan alınarak davalıya verilmesine,
5-Davacılar tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
6-Sarf edilmeyen gider avansının HMK.’nın 333. maddesi uyarınca davacılara iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, kararın tebliği tarihinden itibaren iki hafta içerisinde Antalya Bölge Adliye Mahkemesinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, anlatıldı. 29/04/2019

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır