Emsal Mahkeme Kararı Antalya 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/773 E. 2019/283 K. 07.05.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
ANTALYA
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2017/773 Esas
KARAR NO : 2019/283
DAVA : Ticari Şirket (Ortaklıktan Çıkma Veya Çıkarılmaya İlişkin)
DAVA TARİHİ : 24/11/2017
KARAR TARİHİ : 07/05/2019

Davacı vekili tarafından açılmış bulunan yukarıda açık konusu yazılı davanın yapılan açık yargılaması sonunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin halen Antalya Ticaret Sicil Müdürlüğü’nün … numaralı sicil esasında kayıtlı bulunan davalı … LTD.ŞTİ’nin ortağı olduğunu, bir süredir şirket yönetiminde sergilenen ciddiyetten uzak davranışlar ,ticari anlamda verilen yanlış ve isabetsiz kararlar, beraberinde ticari anlamda ciddi bir performans kaybı ve maddi sıkıntı getirdiğini, müvekkil şirketin %10 ortağı olmasına rağmen şirketin işleyişi için gerekli bilgileri elde edememekte diğer ortağın basiretsiz tutumu dolayısıyla anlaşamamakta olduğunu, güven ilişkisinin zedelendiğini, müvekkilinin bu gelişmeler sonunda gördüğü lüzum üzerine, işbu şirketteki ortaklığını sona erdirmeye ve ortaklıktan ayrılmaya karar verdiğini, şirketin ticari usullere göre çalışmadığını, şirketin diğer ortağı olan …’ un şirketi resmi kurumlara ve özel kişilere karşı borçlandırdığını, şirketin vergi ödemelerinin yapılamadığını, şirket adına gelen paralardan müvekkilinin haberi olmadığını, bilgi alma inceleme hakkının ihlal edildiğini, şirketin kötü yönetilmekte olduğunu ve müvekkilin zarara uğratıldığını, şirketin … plakalı 3 aracının bulunduğunu, bu araçların kullanımın şirketin diğer ortağında olduğunu, keyfilikten dolayı müvekkilin evine haciz geldiğini, müvekkilinin gördüğü lüzum üzerine, ortaklığından çıkmaya karar verdiğini, Antalya … Noterliğinin … tarihli ve … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile, keyfiyeti adı geçen şirkete bildirdiğini, işbu ihtarname karşı tarafa 25.10.2017 tarihinde tebliğ için götürüldüğünü fakat ortada bir şirket kalmadığını adreste kimsenin bulunamadığı için iade olduğunu, müvekkilinin davalı şirket ortaklığından çıkmasına izin verilmesini, mahkeme masrafları ile avukatlık ücretinin davalı tarafa yükletilmesi ile davanın kabulüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılara dava dilekçesinin usulüne uygun tebliğ edilmesine rağmen davaya cevap vermedikleri bu sebeple HKM 128 maddesi uyarınca davacının dava dilekçesinde ileri sürdüğü vakıaların tamamını inkar etmiş sayılacakları kabul edilmiştir.
Mahkememizce davalı şirketin kayıtlarının celbi için Antalya Ticaret Sicil Müdürlüğüne müzekkere yazılmış ve kayıtlar dosyamız arasına alınmıştır.
Mahkememizce Antalya SGK İl Müdürlüğüne ve Antalya Vergi Dairesi Başkanlığına müzekkere yazılmış ve cevabi yazıları dosyamız arasına alınmıştır.
Mahkememizce davalı şirketin ticari defterleri üzerinde bilirkişi incelemesi yapılması için tebligat çıkartılmış, usulüne uygun tebliğ edilmiş fakat hazır bulundurulmaması üzerine bilirkişi incelemesi yapılamamıştır.
Antalya Vergi Dairesinden gönderilen cevabi yazı ile şirketin son muhasebecisi olduğu tespit edilen …’un tanık sıfatıyla dinlenmesi ile şirket defterlerinin nerede bulunduğunun bu şekilde belirlenmesi amaç edinilmiş ve Mahkememizce … tarihli duruşmada tanık sıfatıyla dinlenilmiştir.
Tanık Beyanında; ” Ben davalı şirketin muhasebecisiydim, 2017 yılı Mart ayında şirket müdürü …’un süresi doldu, kendilerini defalarca aradım, şirketin şu an yetkilisinin bulunmadığını, şirketin hiç bir yerde yasal olarak temsil edilemeceğini, bir an önce şirkette karar almaları gerektiğini ifade ettim, hem …hemde…aradım, ancak bana dönüş olmadı, ben şirket muhasebecisi olarak en son 2017 yılı son dönemine ait geçici vergi beyannamesini 2018 yılı Şubat ayında verdim, benimle de 2018 yılı için sözleşmeyi yenileyemediler, şirketin şu an muhasebecisi de yoktur, 2018 yılı beyannameleri de verilmemiştir, şirket yetkilisi … de beni hiç bir şekilde arayıp sormadı, ben sadece mahkemenizce bana davetiye gönderilince içeriğini öğrenmek için kendisini aradım, 2015 ve 2016 yıllarına ait faturaları benden talep etti, dava dosyasını avukatına inceleteceğini söyledi, fatura dosyalarını göndermedim, şu an bende 2017 yılının ticari defterleri var ancak kapanış onayları yapılamadı, 2017 ve önceki yıllara ait ticari defterler bendedir, bildiğim kadarıyla şirketin herhangi bir ticari faaliyeti yoktur, nitekim Vergi Dairesinden beni aradılar, şirkete ulaşamadıklarını, adresine gönderilen tebligatların iade döndüğünü söylediler, şirketin geleceği ile ortaklar kendi aralarında bir karar alıp almadıklarını bilmiyorum, hiçbiri benden gelip evrakta teslim almadılar, davacı ile 2017 yılı başından beri görüşmedik, şirket tamamen kaderine terk edilmiş durumdadır” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Dava TTK 638. Maddesi uyarınca limited şirketi ortağın haklı sebeple şirketten çıkma talebine ilişkindir.Davacı vekili Mahkememiz huzurundaki beyanında çıkma payı için bir alacak taleplerinin olmadığını bildirmiştir.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunun 638.maddesi “(1) Şirket sözleşmesi, ortaklara şirketten çıkma hakkını tanıyabilir, bu hakkın kullanılmasını belirli şartlara bağlayabilir.
(2) Her ortak, haklı sebeplerin varlığında şirketten çıkmasına karar verilmesi için dava açabilir. Mahkeme istem üzerine, dava süresince, davacının ortaklıktan doğan hak ve borçlarından bazılarının veya tümünün dondurulmasına veya davacı ortağın durumunun teminat altına alınması amacıyla diğer önlemlere karar verebilir.” düzenlemesini içermektedir.
Limited ortaklık sürekli bir borç ilişkisi içeren hukuki müessese olup, ortağın ortaklıkla arasındaki hukuki bağ, sahip olduğu hak ve borçlarla birlikte değerlendirildiğinde tarafların MK. 2 ‘deki dürüstlük kuralı gereğince, devamı kendisi için çekilmez hale gelen bir ilişkiyi sürdürmesi beklenemeyeceğinden, haklı sebeplerin varlığı halinde bu ilişkiyi sona erdirmesi mümkündür.
Limited ortaklıklarda, haklı bir sebebin var olduğunu düşünen her ortak TTK 638/2 hükmüyle verilen imkanlardan yararlanarak haklı sebeple çıkma davası açabilir.Haklı sebeplerin neler olduğu konusunda kanunda açık bir hüküm yer almamakla birlikte doktrin ve yerleşik Yargıtay kararları uyarınca, ortaklık ilişkisini çekilmez hale getiren ve dürüstlük kurallarına göre çıkmak isteyen ortak açısından bu ilişkinin sürdürülmesinin kendisinden istenemeyeceği nedenler şeklinde değerlendirilmektedir.
Somut olayda, Antalya Ticaret Sicil Müdürlüğü kayıtlarının incelenmesinden, şirketin son haliyle iki ortaklı limited şirket olduğu, davacının %10, diğer ortak …’un %90 hisse sahibi olduğu 08.03.2011 tarihinde tescil edildiği, şirket müdürünün ortak … olduğu, şirketi ilzam ve temsile yetkili tek kişi olduğu, sicil kaydının fiilen devam ettiği, Antalya Vergi Dairesinden gelen cevabi yazıdan Şirketin 18.04.2018 tarihi itibariyle 77.671,82 TL (gecikme zammı dahil) borcunun bulunduğu, davalı şirket adına Mahkememizce çıkartılan tebligatların TK.35 maddesi hükümlerine göre tebliğ edilmek zorunda kalındığı, şirketin ticari defterlerinin Mahkememizde hazır edilmesi için şirkete gönderilen ihtar gereğinin yerine getirilmediği, Vergi Dairesine yazılan müzekkere cevabından şirketin son muhasebecisi olduğu anlaşılan …’un beyanından, şirket yetkilisi ile uzun zamandır iletişime geçilmedeği, yetkisinin 09.03.2017 tarihinde sona ermesine ve muhasebeci tarafından uyarılmasına rağmen şirket genel kurulu toplantısı yapılmadığı, şirketin 2017 yılı ticari defterlerinin kapanış tasdiklerinin yaptırılamadığı, muhasebeci ile yaptıkları sözleşme süresinin de dolduğu, şu an şirketin muhasebecisi olmadığı halde şirketin bir kısım ticari defterlerinin muhasebeci tanıkta bulunduğu, sicil kaydından gelen kayıtlarda en son … tarihli genel kurul toplantı tutanağının yer aldığı, TTK 617/1 maddesi uyarınca her yıl hesap döneminin sona ermesinden itibaren üç ay içinde yapılması gereken olağan genel kurul toplantılarının yapılmadığı, bu haliyle şirket yetkilisi ortağın yükümlülüklerini yerine getirmediği, tutulması ve saklanması zorunlu olan şirket ticari defterlerinin dahi tutulmadığı ve saklanmadığı, neticeten davacının ortaklıktan çıkma talebinin haklı sebeplere dayandığının kabulü gerektiği anlaşılmıştır. Bu nedenle, davacı vekilinin çıkma payı ve kar payı için taleplerinin olmadığı yönündeki beyanı da dikkate alınarak, davalı şirket aleyhine açılan davanın kabulüne, davacının şirketten TTK 638/2.maddesi uyarınca haklı sebeple çıkmasına, işbu davanın kural olarak şirket tüzel kişiliği hasım gösterilerek açılması gerektiğinden davalı ortak aleyhine açılan davanın ise pasif husumet ehliyeti yokluğundan-usulden reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalı şirket aleyhine açılan davanın KABULÜ İle; davacı ortağın TTK 638/2 maddesi uyarınca haklı sebeple Antalya Ticaret Sicil Müdürlüğünün … numarasında kayıtlı …’nden ÇIKMASINA,
2-Davalı … aleyhine açılan davanın PASİF HUSUMET EHLİYETİ YOKLUĞUNDAN-USULDEN REDDİNE,
3-Karar kesinleştiğinde bir örneğinin Antalya Ticaret Sicil Müdürlüğüne gönderilmesine,
4-Alınması gerekli 44,40 TL harçtan peşin olarak alınan 31,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 13,00 TL harcın davalı …’nden alınarak Hazine’ye gelir kaydına,
5-Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesaplanan 2.725,00 TL vekalet ücretinin davalı …’nden alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yapılan 31,40 TL başvurma, 31,40 TL peşin, 181,85 TL tebligat, müzekkere gideri olmak üzere toplam 191,65 TL (53,00 TL davalı …’a yapılan tebligatlar hariç)yargılama giderinin davalı …’nden alınarak davacıya verilmesine,
7-Sarf edilmeyen gider avansının HMK.’nın 333. maddesi uyarınca davacıya iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalıların yokluğunda, kararın tebliği tarihinden itibaren iki hafta içerisinde Antalya Bölge Adliye Mahkemesinde İstinaf yolu açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkça okunup, anlatıldı. 07/05/2019

Başkan …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Katip …
¸e-imzalıdır