Emsal Mahkeme Kararı Antalya 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/693 E. 2019/40 K. 17.01.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
ANTALYA
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2017/693 Esas
KARAR NO : 2019/40
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 13/03/2017
KARAR TARİHİ : 17/01/2019

Davacı vekili tarafından açılmış bulunan yukarıda açık konusu yazılı davanın yapılan açık yargılaması sonunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin dava dilekçesinde özetle; … tarihinde davalı sigorta şirketi nezdinde … numaralı genişletilmiş kasko (mavi) poliçesi ile kayıtlı bulunan sigortalı … adına kayıtlı olan… plakalı araç ile müvekkilinin sevk ve idaersindeki … plakalı aracın çarpışması sonucunda müvekkilinin yaralandığını, kaza sonrasında düzenlenen kaza tespit tutanağında …’ün asli kusurlu, müvekkilinin ise tali kusurlu olduğunun belirlendiğini, kaza ile ilgili olarak Antalya … Asliye Ceza Mahkemesinin …/… esas sayılı dosyasında aldırılan bilirkişi raporunda da aynı sonuca varıldığını, müvekkilinin Antalya Eğitim ve Araştırma Hastanesinin sağlık kurulu raporuna göre %9 oranında maluliyetinin olduğu, müvekkilinin kaza nedeniyle ameliyat geçirdiğini, büyük üzüntü yaşadığını, hayatına olan uyumu kesintiye uğradığını, ailevi ve iş kaynaklı sıkıntılar yaşadığını, davalı sigorta şirketince manevi tazminat klozu ile manevi tazminatın teminat altına alındığını, manevi tazminatın ödenmesi için davalı sigorta şirketine başvuru yapıldığını, ancak ödeme yapılmadığını belirterek, bu nedenlerle 50.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan … tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekilinin cevap dilekçesinde özetle; trafik kazası sonucunda zarar gören kişilerin zararlarının tazmini için öncelikle sigorta şirketine başvurulması gerektiğini, başvuru şartının yerine getirilmesinin kabul edilmesi için gerekli belgelerin tamamının müvekkili şirkete ibraz etmesi gerektiğini, davacı tarafından müvekkili şirkete herhangi bir başvuru yapılmadığını, davacı tarafın başvuru yapmamış olması nedeniyle açılan davanın reddini talep etmiştir.
Dava, trafik kazasından kaynaklanan manevi tazminat istemine ilişkindir.
Somut olayda davacı vekili, müvekkilinin dava dışı …’e ait ve davalı sigorta şirketine 21/12/2014-21/12/2015 tarihleri arasında … numaralı genişletişmiş kasko poliçesi ile sigortalı …plakalı aracın neden olduğu kazada müvekkilinin yaralandığını belirterek, manevi tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmektedir.
Uyuşmazlık konusu dava dışı …’ün işleteni ve sürücüsü olduğu … plakalı … marka ve model hususi aracın davalı sigorta şirketine genişletilmiş kasko sigortası ile sigortalı olduğu sabittir. Dava dışı … ile davalı sigorta şirketi arasındaki kasko poliçesi aracın hususi olması nedeniyle tüketici kasko poliçesidir. Ticari kasko poliçesi değildir. Tacir olmayan davacı, hususi aracın sebep olduğu haksız fiilden kaynaklı olarak eldeki davayı açmıştır. Davacı ile dava dışı … arasındaki ilişki haksız fiilden kaynaklanmaktadır. Haksız fiile sebep olan dava dışı …’ün ihtiyari mali sorumluluk sigortası kapsamında yaptığı kasko poliçesi ticari değildir. Uyuşmazlığın, asliye hukuk mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir. Nitekim, Yargıtay Yargıtay … Hukuk Dairesi’nin … tarih, …/… esas ve …/… karar sayılı ilamında aracın ticari olmaması, uyuşmazlığın haksız fiilden kaynaklanması, davacının tacir olmayıp aracın ticari nitelikte değil hususi nitelikte olması nedeniyle davaya bakmaya Asliye Hukuk Mahkemesinin görevli olduğu sonucuna varmıştır. Yine Yargıtay … Hukuk Dairesinin… tarih, …/… esas ve …/… karar sayılı ilamında da aracın ticari olup olması ve dolayısıyla taraflar arasındaki kasko poliçesinin ticari kasko poliçesi olup olmamasına göre davanın ticari dava niteliğindeki olup olmadığı yönünde değerlendirme yapmıştır. Bu durumda, hususi nitelikte olan aracın sebep olduğu haksız fiilden kaynaklanan uyuşmazlığın, asliye hukuk mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerektiğinden, mahkememizce görevsizlik kararı verilmiş ve verilen görevsizlik kararı davacı vekili tarafından İstinaf edilmiştir.
Mahkememizin… gün ve …/… esas …/… karar sayılı görevsizlik kararı Bölge Adliye Mahkemesi … Hukuk Dairesinin … gün ve …/… esas …/… karar sayılı kararı ile HMK 353/1-a/4 ve 353/1-a/6 madde ve bentleri uyarınca kaldırılmasına karar verilmiş ve mahkememizin yukarıda belirtilen sırasına kaydı yapılmıştır.
Mahkememizce davacının daimi iş göremezlik durumunun tespiti için Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığına sevk edilmiş ve rapor alınmıştır. Raporda; davacının yaralanması nedeniyle gerek hastane, gerekse hastane dışında yaralarının iyileşmesi ve mevcut haliyle olağan yaşamına dönebilmesi için ihtiyaç duyduğu sürenin 3 ay olduğu, iş göremezlik oranının %3,1 olduğu belirtilmiştir.
Mahkememizce Antalya … Asliye Ceza Mahkemesinin …/… esas sayılı dosyası celb edilmiş ve dosyamız arasına alınmıştır.
Mahkememizce tarafların kusur oranının belirlenmesi için Ankara ATK Trafik İhtisas Dairesine müzekkere yazılmış ve dosyamız arasına alınmıştır. Raporda; davacının % 25, sürücü …’ün ise %75 oranında kusurlu olduğu belirtilmiştir.
Mahkememizce Generali Sigorta AŞ’ye müzekkere yazılmış ve cevabi yazısı dosyamız arasına alınmıştır.
Mahkememizce yapılan yargılama sonunda;
6098 sayılı TBK.nun 56. Maddesinde ; ” Hâkim, bir kimsenin bedensel bütünlüğünün zedelenmesi durumunda, olayın özelliklerini göz önünde tutarak, zarar görene uygun bir miktar paranın manevi tazminat olarak ödenmesine karar verebilir. Ağır bedensel zarar veya ölüm hâlinde, zarar görenin veya ölenin yakınlarına da manevi tazminat olarak uygun bir miktar paranın ödenmesine karar verilebilir. ” hükmü mevcuttur.
6098 sayılı TBK’nun 56. maddesi (818 sayılı BK md. 47) hükmüne göre, hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Manevi tazminat, zarara uğrayanda, manevi huzuru gerçekleştirecek ve tazminata benzer bir fonksiyonu da olan özgün bir nitelik taşır. Manevi tazminat bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. Zarar görenin zenginleşmemesi, zarar sorumlusunun da fakirleşmemesi gerekmektedir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22.6.1976 günlü ve 7/7 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde takdir edilecek manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden, hakim bu konuda takdir hakkını kullanır iken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
4721 sayılı türk medeni kanununun 4 üncü maddesine göre ise kanunun takdir yetkisi tanıdığı veya durumun gereklerini ya da haklı sebepleri göz önünde tutmayı emrettiği konularda hakim hukuka ve hakkaniyete göre karar verir. Bu düzenlemelere göre manevi tazminat tayin ve taktir edilirken manevi tazminatın 22/06/1966 gün ve 7/7 sayılı İBK’da belirlenen acı ve üzüntüyü gidermek, bir huzur ve tatmin duygusu yaratma amacı ile gelişen hukukta benimsenen zararları tamamlama ve denkleştirme ve aynı zamanda caydırıcılık işlevlerinin göz önünde bulundurulması gerekir. Tazminatı doğuran olayın işleniş biçimi, sonuçları, meydana getirdiği etkiler, kusur ve sorumluluk oranları, tarafların sosyal konumları, aile ilişkileri, yaptıkları meslekler, gelir durumları, gibi olgular da manevi tazminatın takdirinde etkili olan etmenlerdir.
Somut Olayda; davalının genişletilmiş parola kasko/mavi poliçe (manevi tazminat taleplerini de kapsar şekilde) yaptığı … adına kayıtlı ve kullandığı … plakalı aracın(otomobil) … tarihi saat 08.00 sularında sola dönüş kuralına uymayarak davacının kullandığı … plakalı araca(motorsiklet) çarparak davacının mevcut haliyle olağan yaşamına dönebilmesi için ihtiyaç duyduğu sürenin 3 ay, iş göremezlik oranının %3,1 olacak şekilde yaralanmasına neden olduğu, davacının motorsikleti ile kavşak yaklaşımında hızını azaltarak daha müteyakkız seyretmesi gerekirken bu hususa gereken özeni göstermemiş olması sebebiyle % 25 kusurlu olduğu, …’ün ise otomobiliyle iki yönlü yolda sola dönüş yapmak istediğinde yolun her iki yönünü etkin bir biçimde kontrol etmesi ve yolun uygun olması durumunda manevrasını gerçekleştirmesi gerekirken sol arkasından gelen motorsiklete rağmen kontrolsüz biçimde manevra yaptığı ve kendisiyle aynı yönde seyretmekte olan motorsikletin önünü kapatarak otomobilin sol ön kapısına çarpmasına sebebiyet vermesi sebebiyle % 75 oranında kusurluğu olduğu anlaşılmakla davacının duyduğu acı, elem ve ızdırabı telafi etmek ve manevi çöküntüyü gidermek amacıyla, olayın meydana geliş şekli, davacının yaralanmasının ağırlığı, davacının ekonomik ve sosyal durumu, günün ekonomik koşulları, davacının % 25 kusurlu oluşu, MK.nun 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesi ile 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunun 56. maddesi ve 22.6.1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı dikkate alınarak davacının manevi tazminat davasının kısmen kabulüne karar verilerek, 8.000,00 TL manevi tazminatın, manevi tazminat talebi açısından davalı sigorta şirketine daha önce başvurulduğu ispat edilemediğinden, dava tarihi olan … tarihinden itibaren işleyecek, sigorta poliçesi yapılan aracın ticari araç olmaması sebebiyle davacının avans faizi talebi kabul edilmeyerek, yasal faizi ile birlikte davalı sigorta şirketinden alınarak davacıya verilmesine, davacının fazlaya ilişkin talebinin reddine dair karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın KISMEN KABULÜ İle; 8.000,00 TL manevi tazminatın dava tarihi olan … tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı sigorta şirketinden alınarak davacıya verilmesine, davacının fazlaya ilişkin talebinin REDDİNE,
2-Alınması gerekli 546,48 TL harçtan peşin olarak alınan 170,78 TL harcın mahsubu ile bakiye 375,70 TL harcın davalıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına,
3-Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesaplanan 2.725,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davada reddedilen miktar üzerinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesaplanan 2.725,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 31,40 TL başvurma, 170,78 TL peşin, 605,60 TL tebligat, müzekkere, adli tıp gideri olmak üzere toplam 807,78 TL yargılama giderinden davada kabul edilen miktar dikkate alınarak hesaplanan 129,24 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Sarf edilmeyen gider avansının HMK.’nın 333. maddesi uyarınca davacıya iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı vekilinin yokluğunda, kararın tebliği tarihinden itibaren iki hafta içerisinde Antalya Bölge Adliye Mahkemesinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, anlatıldı.17/01/2019

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır