Emsal Mahkeme Kararı Antalya 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/668 E. 2018/13 K. 05.01.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
ANTALYA
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2017/668 Esas
KARAR NO : 2018/13
DAVA : Sözleşmenin İptali
DAVA TARİHİ : 10/07/2013
KARAR TARİHİ : 05/01/2018

Mahkememizden verilen … tarih ve …/… Esas, …/… sayılı kararın, Yargıtay … Hukuk Dairesinin … tarihli, …/.. Esas, ../… Karar sayılı ilamıyla bozulmakla, dosya mahkememizin yukarıdaki esasına kaydedilerek, yapılan açık yargılamaları sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili mahkememize sunduğu dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile … isimli yeme içme okulu olan şirket arasında restorant isim hakkının ücretsiz olarak kullandırılması karşılığında da kimsesiz çocukların eğitim almasına yönelik anlaşma imzalandığını ve sözleşmede 200.000,00 USD cezai şart kararlaştırıldığını, … şirketi ve kefilleri olan davalılar sözleşmedeki vecibelerini yerine getirmedikleri gibi aynı gün noterden hisselerini devrettiklerini ve adi ortaklık sözleşmesini de noter aracılığı ile feshettiklerini bildirdiklerini, sözleşmeye göre davalıların 200.000,00 USD şartı ödemekle yükümlüler … aleyhine yapılan takibin kesinleştiğini ve aciz vesikası alındığını, davanın kabulü ile Merkez Bankası alış kuru üzerinden dava tarihi ile hesaplanan 387.720,00 TL cezai şartın davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak müvekkil şirkete verilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … vekili mahkememize sunduğu cevap dilekçesinde özetle; sözleşmenin asli tarafı olan … Özel Eğitim Ltd. Şti’ye yöneltilen bir davanın olmadığını, kefil sıfatı ile sözleşmede taraf olan müvekkilinin şirketi borca batırdıklarını, basiretsiz olarak davrandıklarını, usulsüz olarak şirket devri gerçekleştirdikleri iddialarını kabul etmediklerini, dava konusu olan cezai şartın “bir taraf sözleşmede yer alan yükümlülüklerine kusuru veya ihmali ile aykırı hareket eder veya sözleşmeyi haksız bir şekilde fesih eder ise diğer taraf ilk talep üzerine 200.000 USD cezai şart öder” dendiğini, sözleşmenin ilk maddesinin tarafların kimler olduğunu açıkladığını, müvekkillerinin sözleşmenin tarafları olmadığını, sadece kefil olduğunu, edimleri ve yükümlülükleri üstlenenlerin davacı ve … Özel Eğitim ltd şti olduğunu, bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkememizce …/… Esas sayılı dosyada yapılan yargılama sonunda;
Dava davacının davadışı … Özel Eğitim Ltd. Şti ile imzalanan … tarihli “Ortak Girişim Sözleşmesi” e dayanılarak açıldığı anlaşılmaktadır. Davalılar ise bu sözleşmeyi kefil sıfatıyla imzalamışlardır. Davacı sözleşmenin 12.maddesinde düzenlenen “bir taraf sözleşmede yer alan yükümlülüklerine kusuru veya ihmali ile aykırı hareket eder veya sözleşmeyi haksız bir şekilde fesih eder ise diğer taraf ilk talep üzerine 200.000 USD cezai şart öder” düzenlemesine dayanarak davalı kefillerden cezai şartın tahsilini talep etmektedir. Davacının imzaladığı sözleşme tarihinde yürürlükte bulunan 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunun 589.maddesinde kefilin sorumluluğu düzenlenmiş olup ,maddenin son fıkrasında açıkça ” Kefilin, asıl borç ilişkisinin hükümsüz hâle gelmesinin sebep olduğu zarardan ve ceza koşulundan sorumlu olacağına ilişkin anlaşmalar kesin olarak hükümsüzdür.” denilmektedir. Davacının talebi de sözleşmenin hükümsüz hale gelmesine dayalı cezai şarttır. Dolaysıyla kanunen geçersiz olan düzenlemeye dayanılarak kefillerden cezai şart talep edilmesi mümkün değildir. Bu nedenle davacının davasının reddine karar vermek gerekmiştir.
Mahkememizce verilen karar davacı vekili tarafından temyiz edilmiş Yargıtay … Hukuk Dairesinin …/… Esas, …/… Karar sayılı ilamı ile “6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun yürürlüğe girdiği … tarihinden sonra, … tarihinde açılmıştır. 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4. maddesine göre; her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işleri ve tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın maddede altı bent halinde sayılan davalar, ticari dava sayılır. Taraflardan biri, tacir değilse veya tacir olmasına rağmen uyuşmazlığın ticari işletmeyle ilgisi yoksa ticari davanın varlığından söz edilemez. Zira, Türk Ticaret Kanunu, kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı, ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. 6335 Sayılı Kanun’un 2. maddesi ile değişik 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 5. maddesi uyarınca, ticari davalar Asliye Ticaret Mahkemelerince görülerek karara bağlanır. Diğer taraftan aynı düzenleme gereğince, Asliye Ticaret Mahkemeleri ile diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki, 6762 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’ndan ve 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 6335 sayılı Kanunla yapılan değişiklikten önceki halinden farklı olarak iş bölümü ilişkisi değil, görev ilişkisidir. Göreve ilişkin düzenlemeler, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemesi Kanununun 1.maddesi uyarınca kamu düzenine ilişkin olduğundan, mahkemelerce ve temyiz incelemesi aşamasında Yargıtay’ca re’sen incelenir. Yapılan bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde; davacı şirket ile dava dışı şirket arasında imzalanan sözleşmede adi kefil olarak yer alan davalıların tacir olmadığı, dolayısıyla uyuşmazlığın sadece davacı tarafın ticari işletmesine ilişkin olduğu anlaşılmaktadır. Buna göre, mahkemece; davanın ticari dava olmaması nedeniyle görevli mahkemenin asliye hukuk mahkemesi olduğu gözetilerek, dava dilekçesinin görev yönünden reddine karar verilmesi gerekirken, uyuşmazlığın esasına girilerek yazılı şekilde karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırıdır. Bozma nedenine göre davacı tarafın diğer temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir.” gerekçesi ile bozulmuştur.
Mahkememizce Yargıtay bozma ilamına uyularak taraf teşkili sağlandıktan sonra ayrıca araştırma yapılması icap etmediğinden; davanın HMK.nun 114/1-c ve 115/2 maddeleri uyarınca dava şartı yokluğu nedeniyle görev yönünden usulden reddine, Antalya Asliye Hukuk Mahkemesi’nin görevli olduğuna dair karar verilmiş aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : / Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın HMK.nun 114/1-c ve 115/2 maddeleri uyarınca dava şartı yokluğu nedeniyle görev yönünden usulden reddine,
2-Antalya Asliye Hukuk Mahkemesi’nin görevli olduğuna,
3-Karar keşinleştiğinde, iki haftalık süre içerisinde talep halinde dosyanın görevli Antalya Asliye Hukuk Mahkemesi’ne gönderilmesine, HMK’nun 19/3 ve 20/1 c 1 maddeleri uyarınca taraflardan birinin 2 hafta içerisinde Mahkememize başvurarak talep etmeleri halinde dava dosyasının görevli mahkemeye gönderileceği, talep etmemeleri halinde ise davanın açılmamış sayılacağına karar verileceği hususunun ihtarına,
4-Yargılamaya görevli mahkemede devam edilmesi durumunda yargılama giderlerinin görevli mahkemece değerlendirilmesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde Yargıtay yasa yolu açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkça okundu anlatıldı.05/01/2018

Başkan …
¸e-imzalı
Üye …
¸e-imzalı
Üye …
¸e-imzalı
Katip …
¸e-imzalı