Emsal Mahkeme Kararı Antalya 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/609 E. 2019/367 K. 29.05.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
ANTALYA
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/609 Esas
KARAR NO : 2019/367
DAVA : Menfi Tespit
DAVA TARİHİ : 22/09/2017
KARAR TARİHİ : 29/05/2019

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Antalya … İcra Müdürlüğünün … E. sayılı dosyası ile müvekkil şirket aleyhine 40.000,00 TL bedelli ve 04.01.2016 tanzim tarihli 3 adet Bono ile icra takibine başlandığını, icra takibi hakkında şirkete vekil eden … tarafından taşınmazın satış işlemini yapmak üzere ….09.2017 tarihinde Muratpaşa Tapu Müdürlüğüne gidildiğinde öğrenildiğini, borcun dayanağı hakkında bilgi edinmek amacı ile …. İcra Müdürlüğüme giden şirket yetkilisi …, … isimli şahsın müvekkil şirketten 128.917,81 TL alacağı olduğunu ve takibin dayanağının ise 04.01.2016 tanzim tarihli vade tarihleri 01.03.2016, 01.04.2016, 01.05.2016 olan 40.000,00 TL bedelli 3 adet Bono olduğunu öğrendiğini, yapılan tebliğ işleminin T.K. hükümleri gereğince usulsüz olarak gerçekleştiğinden usulsüzlüğün tespiti sistemi ile 20.09.2017 tarihinde Antalya … İcra Hukuk Mahkemesi … E. sayılı dosya ile itirazda bulunulduğu, müvekkil şirketin davalıya hiçbir borcu bulunmadığını, söz konusu senetler üzerinde bulunan imzaların şirket yetkilisi … ’e ait olmadığı gibi davalıyı daha önce hiç tanımadığı, takibe konu edilen senetlerin şirket ticari defter ve kayıtlarında yer almadığını, davacı ile davalı arasında hiçbir ticari ilişki bulunmadığını, şirket yetkilisi … ’in teyzesi … ve eşi … tarafından … aleyhine bir takım hileli işlemler yapılarak yetkilisi olduğu şirketin zarara uğratıldığını, dava konusu senetlerin bu işlemlerden birisi olup usulsüz bir şekilde şirket Müdürü olması sağlanan … ve eşi … tarafından geriye dönük tarihli senetlerin tanzim edilmek ve şirketle hiçbir ticari faaliyeti olmayan 3. bir şahıs alacaklı gösterilerek icra takibi yapılması, menkul ve gayrimenkulleri üzerine haciz konulmasının haksız bir şekilde yapıldığı, şirket yetkisi …’in şirket müdürü iken şirketin diğer ortağı …’in eşi olan …’e vekaletname verdiği, …’in bu yetkiyi kötüye kullanmak suretiyle …’in bilgisi ve onayı olmaksızın şirketteki 70 hissesinden 69’unu eşi …’e hisse devir usullerine aykırı bir şekilde devrettiğini, hisse devri ve müdür ataması ile ilgili 07.09.2011 tarihli ortaklar kurulu kararına da … adına sahte imza atmak suretiyle devrin şirket kayıtları nezdinde geçerli olmasını sağladığı, hissesinin usulsüz ve hileli şekilde devredildiğini öğrenen … hisse devrine ilişkin sözleşmenin ve bu yönde alınan ortaklar kurulu kararının iptali için Antalya … Asliye Ticaret Mahkemesi ’nin … E. sayılı dosyası ile … aleyhine dava açtığını, 13.01.2016 tarihli ortaklar kurulu kararındaki imzanın …’e ait olmadığı ve 21.0î.2016 tarihlinde verilen tedbir kararı ile şirket müdürlüğüne tedbiren …’in atandığı kararın 01.03.2016 tarihinde Ticaret ve Sanayi İl Müdürlüğüne tebliğ edildiğini, yapılan yargılama neticesinde 01.06.2017 tarihli karar ile … ’in haklılığının tespit edilerek; hisse devir sözleşmesinin ve ortaklar kurulu kararının iptaline karar verildiğini, davalının tacir olduğundan müvekkil şirket ile arasındaki ilişkiyi ispat etmek zorunda olduğunu, aradaki ticari ilişki nedeni ile gelir bildiriminde bulunup bulunmadığını, müvekkil şirkete 2016yılı itibari ile 120.000,00 TL borç verebilecek kadar maddi güce sahip olup olmadığının araştırılması gerektiğini, davalının faaliyet alanında borç para vermek gibi bir alan da bulunmadığından buna ilişkin ayrıca suç duyurusunda bulunulacağı, kötü niyetli olarak geriye dönük düzenlenen 04.01.2016 tanzim tarihli dava konusu bono nedeni ile davacı şirketin borçlu olup olmadığının tespitini talep etmiştir.
Davalı vekilinin cevap dilekçesinde özetle; taraflar arasındaki ilişkinin Taşeronluk Sözleşmesine dayandığını, davalı şirket yetkilisi … ile davacı şirket yetkilisi … arasında 10.07.2015 tarihinde 350.000,00 TL bedelli sözleşmenin imzalandığını, sözleşme içeriğinin müvekkilin 2015 yılında yapmış olduğu bir inşaat işine ilişkin işçi ve malzemelerin YMD inşaat tarafından temin edildiğini, 10.07.2015 tarihli sözleşme ile müvekkil …’ın davacı şirkete 120.000,00 TL avans ödediği, davacı şirketin sözleşmeye dayalı taahhüdünü yerine getirmediğini, işçi ve malzeme hizmetini süresi içinde sunmadığı, davalının sözleşme ilişkisinin yerine getirilmemesi üzerine davacı şirkete giderek müdür … ’ten yaptığı ödemeyi talep ettiğini, bunun üzerine … tarafından 04.01.2016 tanzim tarihli 3 adet 40,000,00 TL bedelli bono aldığı, şirketin nakit sıkıntısı içerisinde olduğu gösterilerek söz konu bonoların vadesinde ödenmediğini, davalının 16.12.2016tarihinde dava konusu bonoları Kambiyo Senetlerine Özgü Haciz Yolu ile icra takibine koyduğu, müvekkil …’ın iyi niyetli olarak vade tarihi ile yasal takip yoluna başvurma arasında yaklaşık 9 aylık bir süre beklediği, … dosya numaralı ödeme emrinin 20.12.2016 tarihinde şirket adresine tebliğ edilip takibin kesinleştiğini, söz konusu senede dayalı borcun taraflar arasındaki sözleşmesel ilişkiden kaynaklandığı ve bu hususta 2015 yılı ticari defter incelemesi yapılmasını, senetlerin geçerli bir sözleşme ilişkisine dayalı olarak verilen avans ödemesine ilişkin olup davacı yanın bir takım hileli işlemler yapıldığı seneryosu davacı şirketin şuandaki şirket yetkilisi ve önceki şirket yetkili olan akrabası ile hileli işlemler yaparak alacaklıları zarara uğratmaya yönelik karine teşkil ettiği, dava konusu senetlerin tanzim tarihi 04.01.2016 olduğu ve senedin keşide edildiği tarihte senede imza atan Çidem Yiğit’in senede imza atmaya muktedir olduğunu, müvekkilin, davacı şirketin iç dinamiklerini bilebilecek durumda olmadığı, davanın niteliği itibari ile müvekkilin kötüniyetli olduğu veya hileli işlemleri bilebilecek durumda olduğunun ispat yükünün davacı tarafta olduğu, müvekkilinde şirket yetkilisi …’i tanımadığını, bonoların üzerindeki imzaların …’e ait olduğunu iddia etmediğini, bonolardaki imzaların …’e ait olsa idi mezkur bonoların hükümsüz olacağı ve … tarafından dolandırıcılık suçunun işlenmiş olacağını, 16.01.2017 tarihinde taşınmaz üzerine alacaklı müvekkil tarafından haciz şerhi işlendiğini, söz konusu taşınmazın hacizli bir şekilde 15.09.2017 tarihinde …’e devredildiği, davacı şirketin, alacaklılardan mal kaçırma saiki ile hareket ettiğini, … ile … arasında bir akrabalık ilişkisinin olup olmadığının araştırılmasını, davacının hisse devrine ilişkin beyanlarının huzurdaki davanın konusu olmadığını, haksız ve dayanaksız davanın reddini, davacı aleyhine kötüniyet tazminatına hükmedilmesini, talep etmiştir.
Davalı … davalı …aleyhine Antalya ….İcra Dairesinin … Esas sayılı dosyasında icra takibine geçilerek, 16.12.2016 tarihinde 120.000 TL. asıl, 8.917,81 TL. işlemiş faiz olmak üzere toplam 128.917,81 TL., takip tarihinden itibaren işleyecek%10,5 avans faiz, masraf ve vekalet ücretiyle tahsile gittiği borçlunun itirazı ile takibin durduğu görülmüştür
… tarihli bilirkişi raporunda özetle;
1)Davacının ticari defterlerinin yasal süresi içinde tasdik ettirildiği, kapanış tasdikinin süresi içinde yaptırıldığını,
2)Davacının defter kayıtlarına göre davalıdan 120.000 TL.lık nakit tahsilat yapıldığı, VUK. Hükümlerine göre fınans kuruluşu aracılığı ile ödenmediği, aynı gün bedelin kasadan nakit olarak …’e ödendiğini,
3)Davacı defter kayıtlarına göre davalıya 3 adet senet düzenlendiği, düzenlenen bu senetlerinde 31.12.2015 tarihinde … hesabına aktarıldığı, defter kayıtlarına göre tahsil edilen paranın … tarafından alındığını, bu nedenle senetleri onun adına virman yapıldığını,
4)Davacı ve davalı arasında 120.000 TL.lık nakit tahsilat ve senet dışında hiçbir ticari ilişkinin olmadığı, fatura düzenlenmediği sonuç ve kanaatine varıldığını beyan etmiştir.
Davalı vekilinin 16/03/2018 tarihinde sunmuş olduğu delil listesindeki faturaların okunaklı ve aslı gibidir yapılmış suretlerinin sunulmasının istenildiği ve davalı vekili tarafından 16/11/2018 tarihli dilekçe ile sunulduğu anlaşıldı.
GEREKÇE ;
Dava bedelsizlik ve muvazaa iddiasına dayalı menfi tespit davasıdır.
Söz konusu bonoların tanzim tarihinde ticaret sicilde şirket yetkilisinin … olduğu, söz konusu bonoların tanzim tarihindeki şirket yetkilisi tarafından imzalandığı, takip konusu senedin sebepten mücerret olduğu, davacının davalıya borçlu olmadığını yazılı belge ile ispatlayamadığı, nitekim davacı defterlerinde de davalıdan 120000 Tl avans ödemesi alındığının kayıtlı olduğu, şirket yetkililerine ilişkin sicile güven ilkesi bulunduğu, bu hususta şirket aracının davalıya teslim edilmiş olmasının davalının kötüniyetini ispatlar nitelikte olmadığı, dava konusu senetlerin davalı tarafından icra takibine konu edilmesi nedeniyle HMK 226/1-c maddesi uyarınca yemin yasağı bulunduğundan ,davacıya yemin delili hatırlatılmamış olup, ispatlanamayan davanın reddine,dosyamızda tedbir kararı bulunmadığından kötüniyet tazminat talebinin reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklandığı üzere;
Davacının davasının REDDİNE,
Alınması gerekli 44,40-TL harçtan peşin alınan 2049,30-TL harcın mahsubu ile artan 2.004,90-Tl harcın istek halinde iadesine,
Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesaplanan 12.350,00 -TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
Sarf edilmeyen gider avansın kararın kesinleşmesinden sonra iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde İstinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okundu. Anlatıldı. 29/05/2019

Katip …
¸e-imzalı

Hakim …
¸e-imzalı