Emsal Mahkeme Kararı Antalya 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/597 E. 2018/628 K. 05.10.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
ANTALYA
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2017/597 Esas
KARAR NO : 2018/628
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 18/09/2017
KARAR TARİHİ : 05/10/2018

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dilekçesinde özetle; davacı …’ün Antalya’da yap-işlet modeli çerçevesinde inşa edilen ‘’…” otellerinin işletmesiyle iştigal ettiğini, davalı …, … ve … ile birlikte davalı şirketin ortağı olduğunu, … tarihinde bir sözleşme ile …’ın davacı şirket hisseleri üzerinde … ve … lehine intifa hakkı tesis edildiğini, davalı …, davacı şirketin Muavin Defter-Yerel Para 01.01.2016/31.12.2016 dönemine ilişkin muhasebe kayıtlarının 136.01.1005 kodlu hesabından görüleceği üzere 5.143.315,88TL borçlu olduğunu, davalı … 19.08.2016 tarihinde Resmi Gazetede yayımlanan 6736 Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması Hakkında Kanun kapsamında, … ’ün 2016 muhasebe kayıtlarında borçlu olduğu bedel için ‘işletme kayıtlarının düzeltilmesine ilişkin hükümlerden yararlanmak istediğini, … ve … söz konusu yararlanma nedeniyle vergi idaresine yapılacak ödemelere …’ın katlanması, 10.09.2015 tarihinde imzalandığını, … in …’de Sahip Olduğu Şirket Payı Üzerinde İntifa Hakkı Kurulmasına Dair Sözleşme ve anılan sözleşmeyle ilişkilendirilmiş sözleşme ve protokollerde taraflar için öngörülen hak ve borçların varlığı ve devamını hiçbir biçimde etkilememek koşuluyla 23.11.2016 tarihinde imzalanan protokolle rıza gösterdiklerini, anılan protokol uyarınca 6736 sayılı kanun dan yararlanarak davacı şirketin muhasebe kayıtlarının salt vergisel açıdan düzeltildiğini, bu bağlamda … ’ın borcunun da kayıtlardan çıkartıldığını, davacının davalıya … yevmiye no’lu ve … tarihli ihtarname göndererek borcu olan bedeli 5 işgünü içerisinde ödemesinin talep ettiğini, davalının … tarihinde … yevmiye no’lu ihtarname ile borcun olmadığından bahisle ödeme talebini reddettiğini, bunun üzerine ilamsız takip başlatıldığını,Antalya …İcra Müdürlüğü’nün …/… sayılı takip dosyasıyla ödeme emri gönderildiğini, ödeme emrinin … tarihinde tebliğ edildiğini, 29.06.2017 tarihinde borca itiraz edilerek takibin durdurulduğunu, 23.11.2016 tarihli Protokol uyarınca salt vergisel sonuçları açısından muhasebe kayıtlarından çıkarılan ancak iktisadi anlamda varlığını sürdüren borcun 19.06.2017 ve 17.07.2017 tarihli Yönetim Kurulu kararıyla mahsup edildiğini, borcun 4.938.696,14TL olarak güncellendiğini, duran takibin devamı ve alacağa kavuşulması için itirazın iptali davasının açıldığını, …’ın borçlu olduğu tutarların 19.06.2017 ve 17.07.2017 tarihli Yönetim Kurulu kararıyla 5.143.315,88TL’den mahsup edilip, borcun 4.938.696,14TL olarak güncellendiğini, davalı Protokolle ‘’Borcun Gerçek Olmadığının Kabul Edildiği”, ’’Borçtan Vazgeçildiği” ve ‘Kayıtlardan Silindiği”; dolayısıyla borca ilişkin kayıtlarında düzeltilmesi suretiyle borcun sona erdiğini iddia etmekte ise de protokolle davalının borcunu teyit/ikrar ettiğini, kayıtların salt vergisel açıdan 6736 sayılı kanundan yararlanmak için düzeltildiğini, taraflar arasındaki borç ilişkisinin ortadan kaldırmadığını, protokol metninde açık biçimde ifade edildiği üzere taraflar için öngörülen hak ve borçların varlığı ve devamım hiçbir biçimde etkilememek koşuluyla imzalandığını, Protokolde borcun sona erdiğine ve ortadan kaldırıldığına veya tarafların birbirini ibra ettiğine ilişkin hiçbir düzenlemenin olmadığını, protokolün müvekkil şirketin ortakları …, … ve davalı ÎNKAŞ arasında imzalandığını , … ’ün taraf olmadığını, davalı protokolle borcun olmadığını ortadan kalktığı sonucuna ulaşmaya çalışsa da protokolün 4’üncü maddesinde ”…’ün 2016 yılı muhasebe kayıtlarında, …’ ın borçlu olarak yer aldığını, TL ve döviz cinsinden borçlarının vergi dairesine yapılacak bildirimde esas alınabilecek toplam tutarı oluşturan 5.143.315,88TL için 6736 sayılı BAYY Kanununun ”İşletme kayıtlarının düzeltilmesi” başlıklı 6.md 3nolu bendinden yararlanılacak ve beyan edilecektir.” biçiminde olduğunu, borç ilişkisini protokolde imzası olduğundan 6098 sayılı TBK’nun 18.md. Uygun şekilde kabul ve ikrar ettiğini, borcun olmadığının ispat yükünün davalıya ait olduğunu, muhasebe kayıtlarının 6736 sayılı kanun kapsamında düzeltilmesinin borcun silinmesi ortadan kaldırılması anlamına gelen bir işlem olmadığından borcun mevcut, aktüel olduğundan ödenmesi gerektiğini, davalının itirazını güçlendirmek amacıyla davacının vergi dairesine başvurmak suretiyle işletme kayıtlarının düzeltilmesi işlemini bizzat gerçekleştirdiğine dikkat çekmeye çalıştığını, davalının lehine sonuç doğuracak vergisel başvurunun davacı tarafından yapılmasının alacağından vazgeçtiğinin sonucuna varılamayacağını, Yargıtay da, “vergi affı” olarak bilinen ve vergi mükelleflerine birtakım kolaylıklar öngören kanunlardan yararlanılmasının, yararlanan vergi mükelleflerinin mevcut hukuki ilişkileri açısından bir farklılık yaratmayacağını, bu ilişkiler üzerinde hüküm ve sonuç doğurmayacağını kabul etmekte olduğunu, Yargıtay ’da vergi kolaylıkları tanıyan yasalardan yararlanmanın özel hukuktaki borç ilişkisine etki etmeyeceği kanaatinde olduğunu, davalının borcuna haksız şekilde itiraz etmesi sebebiyle itirazın iptalini, konusu bedelin %20 sinden az olmamak üzere, icra inkar tazminatı hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; dava dilekçesinin fiili gerçeklere aykırı olduğunu, hiçbir hukuki dayanağının olmadığını, ödeme emrine karşı yasal süre içerisinde itiraz edildiğini, gerçekte var olmayan bir alacak iddiası ile haksız olarak itirazın iptali davası açıldığını, davacıya herhangi bir borcun bulunmadığını, davacının kötü niyetli olduğunu, davacı dava konusu alacak bedelinden vazgeçip resmi bilançolarından, kayıtlarından da bu alacağı sildiği çünkü böyle bir alacağın olmadığını, gerçekte var olan bir alacak için borçlunun talebi ile resmi kayıtlardan gerçek bir alacağın silinmesini hiçbir alacaklının kabul etmeyeceğini, davalı … ve … arasında … tarihli …’ın …’te sahip olduğu şirket payı üzerinde intifa hakkı kurulmasına dair sözleşme akdedildiğini, buna göre davalının sahip olduğu %50 pay üzerinde … ve … lehine 13 yıl süre ile intifa hakkı tesis edildiğini, davacının yönetim hak ve yetkilerini … ve … tek başına elinde bulundurmakta olduğunu, 27.10.2015 tarihinde davacının gerçek bilançosunun çıkarıldığını, intifa sözleşmesi ile davalının davacı …’ün yönetiminde olmayacağından şirket ortakları yönünden hesapların kapatılması gerektiğini, gerçek bilanço hazırlanırken reel olmayan alacak kalemlerinin kayıtlardan çıkarıldığını, belgeler üzerinde ortaklara 869.179 EURO borç çıkarıldığını, …’ın kendisine düşen 416.956 EURO borcu ödeyerek davacıya borçlarını sıfırladığını, 27.10.2015 tarihli ihbarname niteliğindeki bu belgede, davacı vekilleri Mahir Ahmetoğlu ve Mesut Karakaş, ve davacı şirketin muhasebe müdürü, … muhasebe müdürü, davalı muhasebe müdürleri Mustafa Tavşan, Sema Patoğlu ve Atilla Cengiz’in imzalarının bulunduğunu, imzalanan belgenin davacı tarafı bağlayıcı olduğu konusunda hiçbir şüphenin olmadığını, 27.10.2015 tarihli diğer bir belgede davacının henüz tahsil edilmeyen alacakları çıkarılmış ve bu alacakların tahsil edildiğinde yarısı(%50) … şirketine ödeneceğinin hüküm altına alındığı, bu belgede de aynı kişilerin imzasının bulunduğunu, belgeler üzerinde dava konusu borcun hiçbir şekilde yer almadığını, bu bakımdan dava konusu tutar taraflar arasında 27.10.2015 tarihli belgeye istinaden yapılmış bir ibralaşmanın varlığını açıkladığını, davacının ibralaşmadan sonra 6736 sayılı kanun uyarınca gerçeğe aykırı bilanço kalemine ilişkin yeniden yapılandırma başvurusu yaptığını, bu tutarı kayıtlarından silmiş olmasıda ibralaşmanın varlığını göz önüne serdiğini, aradan uzun zaman geçtikten sonra aradaki mutabakatı hiçe sayarak dava etmesinin tamamen kötü niyet göstergesi olduğunu, 27,10.2015 tarihli protokole göre davacı şirketin 3. kişilerden tahsil edilen alacakları nedeniyle davalı, davacıdan olan alacağının tahsili için davacı aleyhine Antalya … İcra Müdürlüğü’nün …/… E. sayılı dosyasıyla takip yaptığını, davacı tarafından … tarihli itiraz dilekçesinde, ’’…sözleşme taraflarınca tespit edilerek imza altına alındığı üzere …’e 6.353.676,00TL borçlu olduğundan… ’’ifadesine yer verdiği, bu bedelin taraflarca imza edilen işbu davaya ilişkin 27.10.2015 tarihli gerçek mizanda görüleceği üzere ”müşterilerden alacaklar ’’kaleminin boç miktarı ile tıpatıp aynı olduğunu, dolayısıyla davacının bu beyanı ile 27.10.2015 tarihli belgeyi ikrar, kabul ettiğinin açık olduğunu, dolayısıyla davalının davacıya borcunun olmadığını, bu tarihte yaklaşık 11 milyon TL borcu olan …’in de borcunun aynı neden ile belgede yer almadığını, davacı dava dilekçesinde ilgili Protokolün belli bir kısmını alarak ilgili paragrafın tamamını almadan açıkça adaleti yanıltmaya çalışarak protokole yaptığı atıfla; ’’…Öngörülen hak ve alacakların varlığı ve devamı etkilenmemek alacağın yapılandırılmasına rıza gösterildiğini’’iddia ettiği, atıf yapılan 23.11.2016 tarihli protokolde ‘’taraflar arasında akdedilmiş olan intifa sözleşmesindeki öngörülen ve anılan borçların varlığı ve devamını etkilemeyecek şeklinde ” denmek suretiyle intifa sözleşmesinden doğan haklara ve borçlara atıf yapıldığını, dava konu alacağa ilişkin bir açıklamanın olmadığını, 23.11,2016 tarihli protokolün davacının iddiasının aksine davalının 5,143.315,88TL borçlu olduğunu değil olmadığını ispat ettiğini, protokolün 7,maddesi; ’’…., …’ı bu süreçleri yürüte bilmesi için yetkilendireçektir. Bu süreçlerin nihai biçimde sonuçlandığında …, ÎNKAŞ ’ın kendisine yapılan bildirimi izleyen 7 gün içinde, …’ın yaptığı ödemeleri tamamen veya alınan nihai sonuca tekabül eden tutarda …’a iade edecektir. ” demek suretiyle davalının borçlu olmadığını, olsaydı söz konusu ödemenin iadesini değil davacıya olan borçtan mahsup edileceği yönünde hüküm kurulacağını, haksız ve kötü niyetli olan dava ve takibin yapılmasının temel amacının davalının davacı şirketteki payları üzerinde … lehine tesis edilen intifa hakkı karşılığında davalıya ödenmesi gereken intifa hakkı bedellerinin ödenmemesine haksız gerekçeler ve bahaneler yaratmak olduğunu, davacının 2013 tarihinden buyana kadar alacağının tahsili için yasal yollara başvurmaması dahi dava konusu iddiaların aldatmacadan ibaret olduğunu ve huzurdaki davanın sadece taraflar arasında ortaya çıkan ihtilaflar nedeniyle uydurulmuş bir alacak yaratma çabasından ibaret olduğunu, dava konusu alacağın gerçek bir borç-alacak ilişkisinden kaynaklanmadığı, davacı tarafından kayıtlardan bizzat silindiğini, 6736 sayılı kanundan yararlanıldığını, kanun kapsamında Vergi İdaresine yapılması gereken tüm ödemelerin davalı … tarafından yapıldığını, muavin defter kayıtları incelendiğinde davalı şirketin borçlandırıldığı tutarların ”136 hesap virmanları” açıklaması ile kaydedildiğini, ”Diğer Çeşitli Alacaklar ”adı verilen hesabın ticari bir nedene dayanmayan diğer alacak hesaplarından herhangi birine dahil edilemeyen alacakların izlendiği hesap olduğunu, bu haliyle davacı tarafından yapılan borçlandırmanın tamamen fıktif ve dayanaksız olduğunu, bu hesabın 6736 sayılı yasa gereğince yapılan bilanço düzeltmesi ile sıfırlandığını, davacının herhangi bir alacağının olmadığı bizzat takip dayanağı yaptığı kendi defter kayıtlarından da anlaşıldığından davacı tarafından haksız, dayanaksız ve kötü niyetli olarak ikame edilmiş olan davanın reddini talep etmiştir.
Mahkememizce Antalya … İcra Müdürlüğünün … … sayılı dosyası celp edilmiş, dosyamız arasına alınmıştır. İncelenmesinde; Alacaklı … Otelcilik Ticaret Anonim Şirketi borçlu … aleyhine Antalya … İcra Müdürlüğünün …/… Esas sayılı dosyasında … tarihinde icra takibine geçilerek … tarihli alacağa istinaden Örnek No:l yoluyla 5.068.134,46 TL. asıl alacak ile takip tarihinden itibaren işleyecek yıllık %9,75 faizi ile icra takibi başlattığı, borçlunun itirazı ile takibin durduğu görülmüştür.
Mahkememizce tarafların ticari defter ve belgeleri üzerinde 3 yeminli mali müşavirden bilirkişi raporu alınmasına karar verilmiştir. Yeminli mali müşavirler …, …, … … tarihli raporunda sonuç olarak; Davacı ve davalının ticari defterlerinin yasal süresi içinde tasdik ettirildiği, kapanış tasdikinin bulunduğunu, davacı ve davalının defter kayıtlarında 22.11.2016 tarihi itibari ile 5.143.315,88 TL.lık borç/alacak bakiyesinin bulunduğunu, iki tarafında 6736 sayılı yasa kapsamında açıklaması ile bu tutarı sıfırladığını, 6736 sayılı kanunun 6. Maddesinin 3. Fıkrasına göre Bilanço esasına göre defter tutan kurumlar vergisi mükellefleri, 31/12/2015 tarihi itibarıyla düzenledikleri bilançolarında görülmekle birlikte isletmenin esas faaliyet konusu dışındaki işlemleri dolayısıyla (ödünç verme ve benzer nedenlerle ortaya çıkan) ortaklarından alacaklı bulunduğu tutarlar beyan ederek düzeltebileceklerini, davacı ve davalının bu yasadan faydalanarak 5.143.315,88 TL.lık bedeli defter kayıtlarından sildiğini, davalı tarafından sunulan ve tarafların imzalarının bulunduğu beyan edilen mali durum tablosuna göre tarafların borç ve alacak bakiyesinde 30.09.2015 tarihi itibari ile mutabık olduklarını, davalının borcunu çek ile kapattığını, davalının sunduğu tabloya göre defter kayıtlarında yer alan tutarların fiili borç ve alacağı göstermediğini, mutabık oldukları tutarın defter kayıtları ile uyumlu olmadığını, defter kayıtlarında yer alan tutarın fiili durumu yansıtmadığını, dava ve icra takip tarihi itibari ile yasa kapsamında borç ve alacağın sıfırlandığı için tarafların icra konuyu asıl alacak tutarında alacak ve borç bakiyelerinin bulunmadığını, davacı tarafın faiz talebinde bulunmadığı (Davalı tarafın defter kayıtlarında 11.270 TL.lık borcun bulunduğu) sonuç ve kanaatine varıldığı bildirmiştir.
Davacı vekilinin bilirkişi heyeti raporuna itirazları doğrultusunda, Mahkememizce bu sefer dosyanın 1 vergi müfettişi bilirkişi, 1 mali müşavir bilirkişi ve şirket borç ve alacaklarının hesabında uzman bilirkişi Av. …’ dan oluşacak bilirkişi heyetine tevdii ile; davacının davalı şirketten alacak olup olmadığı hususunda, dosyaya sunulan protokol , emsal Yargıtay kararları, davacı vekilinin bilirkişi raporuna karşı yapmış oldukları itiraz ve yine dosyaya sunulan mütalalar değerlendirilmek suretiyle rapor alınmasına karar verilmiş, bilirkişiler …’ dan rapor alınmıştır. … tarihli raporunda sonuç olarak; Dava dosyası ve ekleri ve davacının işyerinde 2013-2014-2015 ve 2016 yıllarına ait Ticari Pefteler üzerinde yapılan incelemelere göre:
Davacının işyerinde dava konusu itirazın iptali ile ilgili,Antalya …İcra Müdürlüğü’nün …/… Esas sayılı İcra Takip dosyası ile başlatılan ilamsız icra takibine konu cari hesap tablosuna ilişkin takip konusu yapılan 5.143.315,88 TL nin, 22.11.2016 tarihi itibari ile davacının ticari defter kayıtlarında mevcut olduğunu, davacının ticari defterlerinde 2013-2016 arası yıllara yayılan rapor içeriğinde belirtilen Tablo- 0l-Tablo-12 arası bilgilerde detaylıca görüldüğü şekilde davalının davacı Şirkete borcu olarak kayıtlı olduğunu, davacı ile davalının 23.11.2016 tarihi itibari ile 5.143.315,58 TL alacak/borç kaydının bulunduğu ve her iki tarafın bu tutarda mutabık olduklarını, 23.11.2016 tarihi itibariyle davacı ve davalı kayıtlarında yer alan 5.143.315,58TL.lık alacakla ilgili olarak dava tarihi itibariyle davalı tarafından davacı adına ödenen 204.619,74 TL tutarın tenzili ile 4.938.696,14 TL olarak güncellendiğini, davacı ile davalının 6736 sayılı yasanın md.(5/l-a-c) (6/3-a)matrah artışı ve işletme kayıtlarının düzeltilmesi hükümlerinden yararlanmak için protokol yaptıkları iş bu protokol uyarınca davacı tahakkuk eden (407.988+154.299=) 562.287,00. TL ödemenin davalı tarafından ödenmesinin kabul edildiğini, dolayısı ile davacın ticari defterlerinde kaydı olmadığını, tarafların 23.11.2016 tarihli Protokol kapsamında, karşılıklı olarak takibe konu tutar olan 5.143.315,88 TL’yi ticari kayıtlarından çıkardıklarını, davacınm ticari defter kayıtlarında bu işlem tarihi olan 24.11.2016 tarihinde Cari Hesap Bakiyesinin sıfırlandığını, davacının icra takibine konu ettiği tutarın icra takip tarihi olan 27.06.2017 tarihinde ticari defter kayıtlarında 136.01.1005- … İnşaat … adlı cari hesaptan dolayı davalıdan İcra takibi bakımından alacaklı olmadığını, davacının 2016 yılı ticari yevmiye defterinde takibe konu 136.01.1005 nolu Cari Hesap alacağı dışında rapor içerisinde belirtilen TABLO-13 de görülen … cari hesabı olan 120.10.1008- … İnşaat A.Ş adlı hesap mevcut olduğunu, bu hesap bakiyesinin de 11.270.00 TL olduğunu, bu tutarın 4.938.696.14 TL davacınm alacağına ilave edilmesi ile 4.938.696.14+11.270.00 TL= 4.949.896.14 TL olduğunu, davalının, davacı şirket nezdinde doğan alacaklarının 19.06.2017 tarih ve 2017/11 sayılı ve 17.07.2017 tarih ve 2017/14 sayılı Yönetim Kurulu kararları ile borcundan mahsup edildiğini, sözleşme serbestisi ilkesi gereği; davalı şirket ile dava dışı … Otel İşletmeciliği Tic. Aş. ve … Otelcilik Turz. ve Tic. Ltd. Şti. arasında imzalanan 23.11.2016 tarihli Protokol’de açıkça: 10.09.2015 tarihli intifa sözleşmesi ve bununla ilişkilendirildiğini, sözleşme ve protokollerde taraflar için öngörülen hak ve borçların varlığını ve devamım hiçbir biçimde etkilememek koşulu ile imzalandığını, davacı … Otel İşl. Tic.A.Ş.’nin 6736 Sayılı Kanunun “Matrah ve vergi artırımı” başlıklı 5.maddesi ile ve “İşletme kayıtlarının düzeltilmesi” başlıklı 6/3 maddesinden yararlandırılması amacıyla sınırlı olarak yapıldığını, 6736 Sayılı Kanundan yararlanmakla sınırlı olarak yine Kanunun öngördüğü şekilde yapılan işletme kayıtlarının düzeltilmesi işleminin somut olayda davacının davalıdan olan alacağının tasfiyesi niteliğinde olup olmadığının ve 6736 Sayılı Kanunun ortada gerçek bir alacak bulunması halinde, nispilik ilkesi gereği alacak hakkı yalnız bu ilişkinin tarafları arasında hüküm ve sonuç doğurmakla taraflar arasında borç ilişkisini ortadan kaldırmak yine tarafların iradelerine bağlı olacağı hususu ile birlikte, borç ilişkisini sona erdirip erdirmeyeceği yönündeki değerlendirmenin Sayın Mahkemeye olduğunu, 24.11.2016 tarihinde 6736/6-3.uyarınca karşılıklı olarak düzeltilen ve kayıtlardan silinen 5.143.315,58TL.lık tutarın 23.11.2016 tarihli protokol ve protokolün atıfta bulunduğu intifa sözleşmesi uyarınca ” taraflar arasında öngörülen hak ve borçların varlığı ve devamını hiç bir şekilde etkilememek şartıyla” düzeltme kayıtlarının verilmesi ön koşula bağlandığından, borcun tamamıyla ortadan kalkıp kalkmadığı hususunda takdirin Sayın Mahkemede olduğu görüş ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
6736 sayılı kanunun 6. Maddesinin 3. Fıkrasına göre bilanço esasına göre defter tutan kurumlar vergisi mükellefleri 31,12.2015 tarihi itibariyle düzenledikleri bilançolarında görülmekle birlikte isletmenin esas faaliyet konusu dışındaki işlemleri dolayısıyla (ödünç verme ve benzer nedenlerle ortaya çıkan) ortaklarından alacaklı bulunduğu tutarlar beyan ederek düzeltebilecekleri, davacı ve davalının bu yasadan faydalanarak 5.143.315,88 TL.lık bedeli defter kayıtlarından sildiği taraflar arasında ihtilafsız olup,
Taraflar arasındaki uyuşmazlık, 6736 sayalı yasa kapsamında bilançoda bulunan ancak reel olmadığı bildirilerek borcun vergi yasaları açısından bilançodan çıkarılması işlemi yapıldığı halde, alacağın gerçek bir alacak olup olmadığıdır.
Dava konusu ile ilgili olarak Yüksek Mahkeme yargı kararları tarandığında, yasadan önce yürürlüğe girmiş olan ve vergi mükelleflerine benzer şekilde haklar tanınan 6111 sayılı kanunla ilgili olarak Yargıtay 11. HD. 2013/7010 E-2014/13502 K sayılı kararında “611 Sayılı Kanun vergi affı ile ilgili kanun olup özel hukuk kişilerinin borçlarının tasfiyesine yönelik bir kanun değildir.Davalı şirketin tek başına anılan Kanun’dan yararlanmış olması nedeniyle davacıdan olan alacağını tahsil edemeyeceğine ilişkin Mahkeme kararı yerinde değildir.” şeklinde içtihatta bulunduğu görülmüştür.
Somut olayda tarflar arasında imzalanan 23.11.2016 tarihli protokole göre salt … Otel…A.Ş nin 6736 sayılı Bazı Alcakların Yeniden Yapılandırılması Hakkınndaki Kanun’un “Matrah ve Vergi Artırımı ” başlıklı 5. Maddesi ve “İşletme Kayıtlarının Düzeltilmesi” başlıklı 6. Maddesinin 3 nolu bendinden yararlandırılması amacıyla sınırlı olarak hareket edildiği, bu yararlanma nedeniyle vergi dairesine yapılacak ödemenin … tarafından karşılanacağının, vergi dairesine yapılacak bildirimlerin 24.11.2016 tarihi itibariyle gerçekleştirileceğinin kararlaştırıldığı görülmektedir.
Tarafların ticare defterlerine göre hem davalının hem de davacının ticari defterlerinden silinen borç miktarının 5.143.315,88 TL olduğu, 24.11.2016 cari hesap bakiyesinin bu şekildi sıfırlandığı, dava tarihinden önce davcı şirket tarafından davalıya ödenmesi gereken tutarların 19.06.2017 ve 17.07.2017 tarihli yönetim kurulu kararları ile ( 75.181,24 + 129.438,50) mahsup edildiği ve itirazın iptali davasının buna göre açıldığı anlaşılmıştır.
Borcu sona erdiren sebepler BK. 131 ve devamı maddelerinde düzenlenmiş olmakla (ifa, ibra,yenileme,alacaklı ve borçlu sıfatının birleşmesi, ifa imkansızlığı, takas, zamanaşımı), somut olayda borcun bu sebeplerle sona erdirilmediği sabittir.Bu halde vergi affından faydalanmak amacıyla ticari defterlerdeki alacak-borç bakiyesinin sıfırlanmasının alacağı ortadan kaldırmayacağı kabul edilerek, davanın kabulüne dair aşağıdaki şekilde hümüm tesis edilmiştir.
Gerekçeli kararın yazılma aşamasında sözlü yargılamanın yapıldığı son celseden önce Antalya … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin …/… E-…/… K sayılı dosyasının Mahkememiz dosyası ile birleştirilerek gönderildiği belirlenmiş ise de, kısa karar ile gerekçeli karar arasında çelişki oluşturmamak amacıyla, bu hususun gerekçeli kararda belirtilmesi ile yetinilmiştir.
HÜKÜM : / Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın KABULÜ ile; davalı şirketin Antalya … İcra Müdürlüğünün …/… esas sayılı takip dosyasında 4.938.696,14 TL asıl alacağa yaptığı İTİRAZIN İPTALİNE, takibin asıl alacak miktarı üzerinden DEVAMINA,
Hüküm altına alınan asıl alacağın %20 si oranındaki icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Alınması gerekli 337.362,33 TL harçtan peşin olarak alınan 58.999,92 TL harcın mahsubu ile bakiye 278.362,41 TL harcın davalıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına,
3-Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesaplanan 114.586,96 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan 31,40 TL başvurma, 58.999,92 TL peşin, 254,40 TL tebligat, müzekkere gideri ve 6.300,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 65.585,72 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Sarf edilmeyen gider avansının HMK.’nın 333. maddesi uyarınca davacıya iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde İstinaf yasa yolu açık olmak üzere oy birliğiyle verilen karar açıkça okundu. Anlatıldı. 05/10/2018

Başkan …
¸e-imzalı
Üye …
¸e-imzalı
Üye …
¸e-imzalı
Katip …
¸e-imzalı