Emsal Mahkeme Kararı Antalya 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/474 E. 2018/132 K. 27.02.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
ANTALYA
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2017/474 Esas
KARAR NO : 2018/132
DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 21/07/2017
KARAR TARİHİ : 27/02/2018

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dilekçesinde özetle, Müvekkil davacının davalı şirketin SPK’DA işlem gören ( eski İMKB yeni Borsa İstanbul ) uzun vadeli yatırım amacıyla hisse senedi satın alarak ortak olduğunu,2015 yılı ilk çeyrek bilançolarının dip notlarını incelediğinde, ” mamül- yarı mamül değişimi nedeniyle brüt karının belirgin azaldığını görmüş, bunun üzerine 2014 yılının bilançolarını ayrıntılı incelediğinde 2014-12 aylık bilançosunda mamül- yarı mamül değişimlerinin olağanüstü arttığını, ilgili bölümlerde verilen mamül- yarı mamül ve canlı varlık değişim rakamları ile satışların maliyeti tablosunda gösterilen ve hesaplanan mamül- yarı mamül ve canlı varlık rakamlarının uyuşmadığını ” görmüş bu hatanın düzeltilmesi için şirket yetkilerini defalarca e-mail ve telefonla uyarmalarına rağmen şirket yetkilileri herhangi bir hata ve hile yapmadıklarını söyleyerek inkar ettiklerini, müvekkilinin uzun vadeli yatırım için almış olduğu hisseleri zararına satmak zorunda kaldığını, 2017 yılının Nisan ayında Sermaye Piyasası Kurumu’na sunduğu yazıda, davalı Şirketin 2014 yılı 12 aylık bilançosunun gerçeği yansıtmadığını, muhasebe hilesi yapılarak karın gizlendiğini, ciddi zarar gösterildiği ve düzeltilerek yeniden yayınlatılmasını istediğini, davalı Şirketin yetkililerinin karın 150 milyon TL kadar düşük gösterilmesi hatasının sehven yapıldığını belirttiğini, 2014 son çeyrek bilançoda kasıtlı olarak mamul stokunun yüksek gösterildiğini, müvekkilinin, davalıların muhasebe hilesi yapması nedeniyle büyük bir zarara uğradığını,bu sebeple HMK 107. Md.ön görülen belirsiz alacak ve tespit davası açmak zorunda kaldıklarını, şimdilik fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla 5.000,00 TL haksız fiil maddi tazminatını, ticari reeskont faizi ile birlikte hüküm altına alınmasını ve davalılardan müteselsilen tahsil edilmesini talep etmiştir.
Davalı …. vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın gerek Borçlar Kanunu gerek Sermaye Piyasası Kanunu gerekse TTK çerçevesinde süresi içerisinde açılmamış olup davanın zamanaşımı nedeniyle usulen reddi gerektiğini, davanın belirsiz alacak olarak açılmasında hukuki menfaat bulunmadığı gibi dava dilekçesinde ileri sürülen olayların üzerinden 2 yılı geçkin bir süre sonra davanın açılması da hakkın kötüye kullanılmasını teşkil ettiğini, müvekkilin, dava konusu 2014 ve 2015 faaliyet dönemindeki faaliyetlerinden ötürü, genel kurulda ibra edilmiş olup ibra kararına ilişkin dava hakkı zamanaşımına uğradığından sorumluluğuna gidilmesine hukuken olanak bulunmadığını,TTK’nun 560.maddesi uyarınca yönetim kurulu üyelerinin sorumluluğuna gidilmesi için gerekli 2 yıllık zamanaşımı, dava konusu olayda dolmuş olup davanın işbu zamanaşımı yönünden de reddi gerektiğini, davalı şirketin … tarihinde sona eren döneme ait konsolide finansal tabloları, sermaye piyasasında finansal raporlamaya ilişkin esaslar tebliği ile türkiye muhasebe standartları ve finansal raporlama standartlarına göre hazırlanıp genel kurulda onaylandığını, dava dilekçesinde ileri sürülen iddiaların davalı şirketin kar zarar durumuna etki edecek nitelikte olmadığı ve düzeltilmesi gereken bir hususun da bulunmadığının sermaye piyasası kurumu tarafından da belirtildiğini ve sair nedenlerle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı …A.Ş ve davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; HMK 107. maddesi ile düzenlenen belirsiz alacak davasının açılabilmesi için, davanın açıldığı tarih itibariyle uyuşmazlığa konu alacağın miktar veya değerinin tam ve kesin olarak davacı tarafça belirlenememesi gerektiğini, belirleyememe halinin, davacının gerekli dikkat ve özeni göstermesine rağmen miktar veya değerin belirlenmesinin kendisinden gerçekten beklenilmemesi durumuna ya da objektif olarak imkansızlığa dayanması gerektiğini, açılacak davanın miktarı biliniyor yahut tespit edilebiliyorsa, böyle bir dava açılamayacağını, Davacı tarafın, hisselerini satın aldığı tarihteki değerlerini bildiği gibi, sattığı tarihteki değerini ve dava tarihindeki değerlerini de bilebilecek durumda olup, alış- satış tarihlerindeki değer farkını yani iddia ettiği zararın miktarını objektif şekilde hesaplayabilecek imkan ve yeterliliğe sahip olduğunu, bu çerçevede, 6100 Sayılı HMK 107. Maddesi ile düzenlenen ” Belirsiz Alacak- Tespit” davasını açmasında hukuki yararı bulunmadığını, davanın hukuki yarar / dava şartı yokluğundan reddi gerektığını, neticeten usul ve esas yönünden haksız ve dayanaksız olan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … cevap dilekçesinde özetle; ihraçcı şirket muhasebe müdürlerinin finansal raporlar ile ilgili hukuksal bir sorumluluğu bulunmadığından öncelikle davanın husumet yönünden reddine karar verilmesini, ayrıca gelir tablosunda gösterilen satışların maliyeti tutarının doğru olduğunu, bu hususun SPK yetkilileri tarafından da doğrulandığını, şirketin brüt kar marjı, karı veya zararının bu durumdan etklenmediğini, dolayısıyla mali tablo analizlerinde de (brüt kar marjı, faaliyet kar marjı vb) değişikliğe neden olmadığını, … A.Ş’nin hem bağımsız denetimden hem de tam tasdik incelemesinden geçtiğini, bu hizmetlerin ayrı ayrı olmak üzere iki kurumsal firmadan alındığını, dolayısıyla maliyete ilişkin tüm faturaların bilançoya ve gelir tablosuna yani şerketin defterlerine işlendiğini, mahkemece şirkete ait ticari defterler ve kayıtlar üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılması halinde iddiaların gerçeği yansıtmadığı ve davanın haksız ve dayanaksız olduğunun anlaşılacağını ve sair nedenlerle davanın husumet yönünden ve esas yönünden reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava hisse senedi paydaşlığı nedeniyle oluştuğu iddia edilen zararın tazminine ilişkindir.
Davacının sahip olduğu hisse senetlerinin merkezi Bandırma’da bulunan davalı… Sanayii A.Ş olduğu, HMK 14/2 maddesinde düzenlenen kesin yetki kuralı uyarınca davaya bakmakla yetkili mahkemenin … Asliye (Ticaret) Hukuk Mahkemesi olduğu anlaşılmakla; davanın yetkiye ilişkin dava şartı noksanlığı nedeniyle HMK.nun 114/1-ç ve 115/ 2 maddesi uyarınca usulden reddine, dair aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM : / Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın yetkiye ilişkin dava şartı noksanlığı nedeniyle HMK.nun 114/1-ç ve 115/ 2 maddesi uyarınca usulden REDDİNE,
2-HMK 14/2 maddesinde düzenlenen kesin yetki kuralı uyarınca … Asliye (Ticaret) Hukuk Mahkemesi’nin yetkili olduğuna,
3-Karar keşinleştiğinde, iki haftalık süre içerisinde talep halinde dosyanın yetkili … Asliye (Ticaret) Hukuk Mahkemesi’ne gönderilmesine, HMK’nun 19/3 ve 20/1 c 1 maddeleri uyarınca taraflardan birinin 2 hafta içerisinde Mahkememize başvurarak talep etmeleri halinde dava dosyasının yetkili mahkemeye gönderileceği, talep etmemeleri halinde ise davanın açılmamış sayılacağına karar verileceği hususunun ihtarına,
4-Yargılamaya yetkili mahkemede devam edilmesi durumunda yargılama giderlerinin yetkili mahkemece değerlendirilmesine,
Dair, davacı ile davalı ..A.Ş ve davalı … vekilinin, davalı … vekilinin yüzüne karşı, diğer davalı …’ nın yokluğunda kararın tebliği tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde İstinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, anlatıldı. 27/02/2018

Katip …
¸e-imzalı

Hakim …
¸e-imzalı