Emsal Mahkeme Kararı Antalya 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/446 E. 2018/349 K. 04.05.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
ANTALYA
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/446 Esas
KARAR NO : 2018/349
DAVA : Alacak
DAVA TARİHİ : 05/05/2016
KARAR TARİHİ : 04/05/2018

Mahkememizde görülmekte olan Alacak davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin dava dilekçesinde özetle; davacı adına kayıtlı … numaralı tesisatlarından davalıların sözleşmeli abonesi olarak 2014-2015 tarihleri arası elektrik satın alındığını, tüketim bedeli dışında kaçak kullanım bedeli, dağıtım bedeli, perakende satış hizmet bedeli, iletim bedeli, sayaç okuma, TRT ve Enerji Fon bedelleri altında haksız tahsilatlar yapıldığı ve bu bedellerin davacıya geri ödenmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacının talebinin iletim bedelleri tarifelerinden kaynaklı olduğunu, davanın … Elektrik İletim A.Ş. ne ihbarını talep ettiklerini, fatura kalemlerini belirleme ve karar verme yetkisinin Enerji piyasası düzenleme kurumuna ait olduğunu, davanın ihbar edilmesi gerektiği, ulusal tarife bedellerinin hangi bileşenlere ayrıştırılarak faturalara yansıtılacağı 6446 kanun ve kanuna bağlı olarak yayınlanan mevzuat kapsamında EPDK tarafından belirlendiği, lisans sahibi şirketlerce uygulandığını, davalı tarafından belirlenmediğini, tasarrufunda bulunulmayan konu hakkında davalıya sorumluluk yüklenmesinin yasaya aykırı olduğu, dava konusu bedellerin tahsil edileceği hususunda tarafların abonelik sözleşmesi ile kararlaştırdıkları, sonuç olarak mevzuat dışında belirlenmiş bir bedelin talep tahsili söz konusu olmadığını, bu nedenle davanın reddini talep etmiştir.
Kuşadası … Asliye Hukuk Mahkemesi’nin …/… Esas, …/… Karar kararı ile 04/07/2017 tarihinde davalı vekilinin yetki itirazı üzerine Mahkememizin yukarıdaki esasına kaydının yapıldığı anlaşıldı.
Yasa değişikliğinden önce davacının, davalıdan talep edebileceği meblağın belirlenmesi ile aynı zamanda düzenleyici işlemlere aykırılık bulunup bulunmadığının tespit edilmesi, ayrıca iki seçenekli rapor tanzim edilmesi için dosyanın mali müşavir … ve elektrik mühendisi …’ye tevdi edildiği, 27/03/2018 tarihli bilirkişi raporunda özetle;… Numaralı Aboneler için dosyada sunulan TL bazlı döküm detayları incelendiğinde, talep edilen 2006-2007 dönemlerine ait davacının talep ettiği bedelleri toplamı 69 534,64 TL olduğunu,
6719 SAYILI YASANIN GÖRÜLMEKTE OLAN DAVAYA ETKİSİ ise; dağıtım şirketleri tarafından kurul kararları uyarınca tahakkuk ettirilen kayıp-kaçak, dağıtım, iletim, perakende satış hizmet ve sayaç okuma bedeli 20/02/2001 tarihli 4628 Sayılı Kanunun 1/1., 4/1., 10/05/2006 tarihli 5496 Sayılı Kanunun 6., geçici 9., 14/03/2013 tarihli 6446 Sayılı Kanunun 1/1.,5/4., 17/1., 4., 27., geçici 1., maddeleri ve bu kanunların temel amaçlarına uygun şekilde çıkarılan yönetmelikler ve kanunun verdiği yetkiye dayanılarak alınan EPDK kurul kararları ve tebliğleri çerçevesinde abonelerden alınmakta olduğunu, Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun, elektrik abonelerinden kayıp kaçak bedelinin tahsil edilmesine ilişkin olarak “Elektrik enerjisinin nakli esnasında meydana gelen kayıp ile başka kişiler tarafından hırsızlanmak suretiyle kullanılan elektrik bedellerinin, kurallara uyan abonelerden tahsili yoluna gitmek hukuk devleti ve adalet düşünceleri ile bağdaşmayacağına ilişkin kararı Yargıtay 3. Hukuk Dairesince benimsenerek kayıp-kaçak bedeli gibi faturalara yansıtılan; dağıtım bedeli, perakende satış hizmeti bedeli, iletim ve sayaç okuma bedellerinde tahsil edilemeyeceğinin kabul edildiğini, 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanununa 6719 sayılı yasa ile yapılan düzenlemeler sonucunda görülmekte olan tüm davaları kapsayacak şekilde kayıp kaçak, dağıtım, iletim, perakende satış hizmet bedeli ve sayaç okuma bedellerinin iadesi istemli açılan davalarda Tüketici Hakem Heyeti ve Mahkemelerin yetkisini kurumun düzenleyici işlemlerine uygunluğu ile sınırlandırıldığını, TAHSİL OLUNAN BEDELLERİN EPDK KARARLARINA UYGUNLUĞU HAKKINDA; dava konusu somut uyuşmazlıkta davacı tarafça tahsil olunan alacak kalemlerine ilişkin EPDK kararları yönünden herhangi bir itirazının olmadığı gibi tahsil olunan alacak kalemlerinin de, EPDK’nın kurul kararları uyarınca tahakkuk ve tahsil edilmiş olduğu tespit olunduğunu, davacının kullanımının önceki mevzuat kapsamında olduğunu, önceki mevzuat gereği davacının talebinin yerinde olduğu sonuç ve kanaatine varıldığını beyan etmişlerdir.
Dava , elektrik aboneliği sözleşmesinden kaynaklanan ve davacıdan tahsil edilen kayıp-kaçak ve diğer bedellerin istirdatı istemine ilişkindir.
Zamanaşımına yönelik itirazları ise, sözleşmeden kaynaklanan alacak davalarında zamanaşımı süresinin 10 yıl olması ve son 10 yıla ait faturalardan kaynaklı alacakların talep edilmesi nedeniyle yerinde görülmemiştir.
Dava tarihi itibari ile dava konusu uyuşmazlık ile ilgili Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 21.05.2014 tarih ve 2013/7-2454 E.- 2014/679 K. sayılı kararı ile Anayasa’nın “Vergi Ödevi” başlıklı 73.maddesinde “Herkes, kamu giderlerini karşılamak üzere, mali gücüne göre, vergi ödemekle yükümlüdür. Vergi, resim, harç ve benzeri mali yükümlülükler kanunla konulur, değiştirilir veya kaldırılır. Vergi, resim, harç ve benzeri mali yükümlülüklerin muaflık, istisnalar ve indirimleriyle oranlarına ilişkin hükümlerinde kanunun belirttiği yukarı ve aşağı sınırlar içinde değişiklik yapmak yetkisi Bakanlar Kuruluna verilebilir” şeklindeki düzenlemeye göre kayıp-kaçak, sayaç okuma, dağıtım, perakende hizmet ve iletim bedeli uygulamasının EPDK kararları ve tebliğleri çerçevesinde uygulama arz eden kanunlar ve ikincil mevzuat hükümleri çerçevesinde EPDK tarafından belirlenerek uygulandığından bu tarihteki mevcut hukuki düzenlemenin EPDK’na sınırsız bir fiyatlandırma ve tarife unsuru belirleme hak ve yetkisi vermediği, özellikle kaçak elektrik bedellerinin kurallara uyan abonelerden tahsili yoluna gitmenin hukuk devleti ve adalet düşünceleri ile bağdaşmadığı, bu faturalara yansıtılan diğer kalemlere ilişkin bedel miktarlarının şeffaflık ilkesi ile denetlenebilmesi ve hangi hizmetin karşılığında ne kadar bedel ödendiğinin bilinmesinin de şeffaf hukuk devletinin vazgeçilmez unsuru olduğundan EPDK kararları ile bu bedellerin mevcut mevzuat kapsamında tüketicilerden alınması doğru bulunmayarak hukuka uygun olmadığı kabul edilmiştir.
Dava tarihinden sonra, 17.06.2016 tarihinde 29745 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 6719 sayılı Kanun’un 21.maddesi ile 6446 sayılı Kanun’un 17.maddesinin birinci, üçüncü ve dördüncü fıkraları ile altıncı fıkrasının (a), (ç), (d) ve (f) bentleri değiştirilmiş ve aynı maddeye eklenen 10. bent ile; “Kurum tarafından gelir ve tarife düzenlemeleri kapsamında belirlenen bedellere ilişkin olarak yapılan başvurularda ve açılan davalarda; Tüketici Hakem Heyetleri ile mahkemelerin yetkisi, bu bedellerin, Kurumun düzenleyici işlemlerine uygunluğunun denetimi ile sınırlıdır” hükmü getirilmiştir.
Ayrıca, 6719 sayılı Kanun’un 26.maddesi ile 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu’na eklenen Geçici 19.madde de; “Bu maddeyi ihdas eden Kanunla öngörülen düzenlemeler yürürlüğe konuluncaya kadar, Kurul tarafından yürürlüğe konulan mevcut yönetmelik, tebliğ ve Kurul kararlarının bu Kanuna aykırı olmayan hükümlerinin uygulanmasına devam olunur” ve Geçici 20.madde de ise, “Kurul kararlarına uygun şekilde tahakkuk ettirilmiş dağıtım, sayaç okuma, perakende satış hizmeti, iletim ve kayıp-kaçak bedelleri ile ilgili olarak açılmış olan her türlü ilamsız icra takibi, dava ve başvurular hakkında 17.madde hükümleri uygulanır” hükmü düzenlenmiştir. Söz konusu maddeye göre Tüketici Hakem Heyetleri’nin ve mahkemelerin bu konuda açılacak davalarda inceleme ve araştırma yetkileri geçmişe de etkili olarak sadece dağıtım, sayaç okuma, perakende satış hizmeti, iletim ve kayıp-kaçak bedellerinin Kurumun bu konulardaki düzenleyici işlemlerine uygunluğunun denetimi ile sınırlanmıştır. Diğer bir ifade ile yerindelik denetimi yapılamayacağı kabul edilmiştir.
Dava tarihinden sonra yürürlüğe giren 6719 sayılı Kanun ile yapılan değişikliklerin Kanunun 17.06.2016 yürürlük tarihinden önceki dönemde geçerli olan EPDK kararlarına dayanılarak tahsil edilmiş dava konusu kayıp kaçak ve sayaç okuma bedelleri ile ilgili olarak açılan ve halen devam eden alacak davalarında da geçmişe etkili olacak şekilde uygulanması gerektiği anlaşılmaktadır.
Bundan başka, davanın devamı sırasında, dava konusu alacağın ödenmesi, menkul malın davacıya teslim edilmesi, gayri menkulün tahliye edilmesi gibi nedenlerle veya davanın açılmasından sonra yürürlüğe giren yeni bir kanun yada Anayasa Mahkemesi’nin iptal kararı nedeniyle davanın konusuz kalması mümkündür. Davanın konusuz kaldığının tespit edilmesi halinde, mahkemece; esas (asıl talep) hakkında “Davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına” ilişkin hüküm kurulması gerekmektedir. Bu tür kararlar, hükümler gibi (eda, tespit, inşai) nihai kararlardandır. Mahkeme kararı, aynı zamanda dava konusu hakkın mevcut olmadığını da tespit ettiği için tespit hükmü niteliğindedir.
Somut olayda, davacı tarafın davanın açıldığı tarihteki mevzuata, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 21.05.2014 tarih ve 2013/7-2454 Esas 2014/679 karar sayılı kararı ve Yargıtay 3. Hukuk Dairesi’nin emsal içtihatlarına göre dava açmakta haklı olduğu, bu kapsamda kayıp kaçak ve diğer bedellerin tahsilini talep edebileceği dikkate alındığında, dava açıldıktan sonra yürürlüğe giren geçmişe etkili 6719 Sayılı Kanun ile getirilen Yasa değişikliği nedeniyle konusu kalmayan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına, aldırılan bilirkişi raporuna göre davanın açıldığı tarih itibariyle haklı olan ve davasını avukat ile takip eden davacı lehine maktu vekalet ücretine hükmedilmesine ve yargılama giderlerinin davalıdan tahsiline karar verilerek, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Dava konusuz kaldığından ESAS HAKKINDA KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
Alınması gerekli 35,90 TL harcın peşin alınan 68,31 TL harcın mahsubu ile artan 32,41 TL istek halinde davacıya iadesine,
Davacı tarafından yapılan başvurma harcı 29,20 TL, peşin harç 35,90 TL, tebligat ve müzekkere masrafı 183,70 TL, bilirkişi masrafı 700,00 TL olmak üzere toplam 948,80 TL yargılama giderlerinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesaplanan 2.180,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Sarf edilmeyen gider avansının HMK.’nın 333. maddesi uyarınca davacıya iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde İstinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okundu. Anlatıldı. 04/05/2018

Katip …
¸e-imzalı

Hakim …
¸e-imzalı