Emsal Mahkeme Kararı Antalya 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/280 E. 2018/725 K. 31.10.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
ANTALYA
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/280 Esas
KARAR NO : 2018/725
DAVA : İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 04/05/2017
KARAR TARİHİ : 31/10/2018

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı banka Beyoğlu … Noterliğinin … tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamesiyle dava dışı … Oto. Ltd. Şti. firmasına kullandırılan kredilerden kaynaklanan toplam 26.828,74 TL alacağının 24 saat içinde ödenmemesi durumunda yasal yollara gideceğini aralarında davalıların da bulunduğu muhataplara ihtaren bildirildiğini, sonrasında Antalya … İcra Müdürlüğünün …/… esas sayılı dosyasıyla … tarihinde takip başlatılarak toplam 28.669,38 TL banka alacağının, alacak türlerine uygun temerrüt faiziyle birlikte tahsili talep edildiğini, davalı vekili … tarihli dilekçeyle borca ve ferilerine itiraz ederek takibin durduğunu, banka alacağının kaynağına, kat ihtarnamesine, icra takibine ve itirazlara ilişkin açıklamalar yapıldıktan sonra itirazın iptali, takibin devamı ve davalının tazminata mahkûmiyeti yönünde karar verilmesi talep edilmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde; dayanak kredi sözleşmesindeki kefalet miktarı, kefalet türü, kefalet tarihinin davalının el yazısı ürünü olmadığını, işlemiş faiz ve faiz oranının çok yüksek olduğunu, yapılan ödemelerin alacaktan düşülmediği anlatılarak, davanın reddini talep etmiştir.
Dosyanın bankacı bilirkişiye tevdi edildiği, … tarihli bilirkişi raporunda;
*Kat ihtarnamesinde bildirilen banka alacakları dosyaya sunulan yardımcı kayıtlarla karşılaştırılmış ve birbirlerini doğruladıkları tespit edildiğini, davalı vekilinin bazı ödemelerin dikkate alınmadığına dair iddiasının belirgin olmaması sebebiyle özel olarak incelenmesi mümkün olmadığını,
*Davacı banka, şirket kredi kartı ve kredili mevduat hesabı niteliğindeki hesaplara TCMB tarafından belirlenen ve duyurulan oranların üzerinde temerrüt faiz talep ettiğini, ticari nitelikte bile olsalar, bu kalemlerden doğan alacaklara uygulanacak oranların TCMB üst sınırını aşması mümkün olmadığını, takip tarihi itibariyle istenebilecek azami oran yıllık %28,08 olacağını, taksitli ticari krediden doğan alacak için ise yıllık %36,36 oranıyla temerrüt faizi istenmesi mümkün olacağını,
*Kat ihtarnamesi dayanak sözleşmede yazılı bulunan adrese gönderilmediğini, yeni adresin davalı tarafından bankaya bildirildiği iddia edilmemiş ve bu yönde belge sunulmamış olduğundan, muhatabına teslim edilmeyen ihtarname sonrasında temerrüt halinin doğmadığını, davalının temerrüdünün icra takip tarihi itibariyle oluştuğu kabulüyle sorumluluk hesabı yapılmıştır. İhtarname masrafı da bu sebeple sorumluluk hesabına dâhil edilmediğini,
* Davalı kefilin imzasını taşıyan kredi sözleşmesinde kefalet şerhlerinin yer aldığı sayfalardaki yazıların iki ayrı elden çıktığının anlaşıldığını, yapılacak teknik incelemede bu sonuca ulaşılması halinde, davalının kefaletinin geçerli bir biçimde oluşup oluşmadığı hususu Mahkemenin takdirinde olduğunu beyan etmiştir.
Davalı …’in yazı örneklerinin alındığı anlaşıldı.
Dosyanın Grafoloji uzmanı bilirkişiye tevdi edildiği, … tarihli bilirkişi raporunda özetle;
Tetkike konu;20.02.2015sözleşme tarihli Genel Kredi ve Teminat Sözleşmesinin 47. sayfasında; “KEFALET LİMİTİ” bölümündeki; “300.000 TL”, “KEFALET TÜRÜ” bölümündeki; “Müteselsil”, “KEFALET TARİHİ” bölümündeki; “20/02/2015” içerikli yazı-rakarniarm … elinden çıkmadığını,
Tetkike konu; 20.02.2015 sözleşme tarihli Genel Kredi ve Teminat Sözleşmesinin 47. sayfasında; “MÜTESELSİL KEFİL” bölümündeki; “… … mah. …. Sok. No…” içerikli yazı-rakamlarm … elinden çıktığını beyan etmiştir.
Uyuşmazlık Davalının kefaletinin geçerli olup olmadığı, davacının talep edebileceği alacak miktarı, faiz oranı hususndadır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE:
Dava “GKS’den Kaynaklanan İtirazın İptali” talebine ilişkindir.
Davacı taraf, davalının kredi sözleşmesini müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatı ile imzaladığını, dolayısıyla borçtan sorumlu olduğunu ileri sürerek alacak talebinde bulunmuş, davalı taraf ise kefalet sözleşmesinin geçersiz olduğunu,faiz oranının yüksek olduğunu, ödemelerin düşürülmediğini savunarak davanın reddini talep etmiştir.
01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6098 sayılı TBK 583.maddesinde kefaletin şekil yönünden geçerlilik şartları sayılmıştır. Buna göre ”kefilin sorumlu olduğu azami miktarı, kefalet tarihini ve müteselsil kefil olması durumunda bu sıfatla veya bu anlama gelen herhangi bir ifade ile yükümlülük altına girdiğini kendi kefalet sözleşmesinde kendi el yazısıyla belirtmesi” şarttır. Davacı davalının dava dışı kredi verilen şirketin tek ortağı ve tek yetkilisi olduğunu, şekle ilişkin geçersizliği öne sürmesinin hakkın kötüye kullanılması niteliğinde olduğunu savunmuşsa da davacının sözleşme esnasında şekil noksanlığını bilerek hareket ettiği yönünde bir delil olmaması, kredinin davalının yetkilisi olduğu şirkete kullandırılmasının tek başına davalının dürüstlük kuralına aykırı davrandığı anlamına gelmeyeceği kabul edilmekle, yanlar arasındaki 20.02.2015 tarihli genel kredi sözleşmesindeki davalı tarafından verilen kefalet TBK 583. Maddeye göre geçerli olmadığından emsal kararlar da dikkate alınarak ( Antalya Bam 11 H:D 2017/1841 esas, Yargıtay 19. Hukuk Dairesinin 11/04/2017 tarih ve 2016/9549 Esas, 2017/2962 Karar, Yargıtay 19. Hukuk Dairesinin 27/04/2017 tarih ve 2016/16320 Esas, 2017/3435 Karar, Yargıtay 19. Hukuk Dairesinin 18/10/2017 tarih ve 2016/9946 Esas, 2017/7042 Karar, Yargıtay 19. Hukuk Dairesinin 31/01/2018 tarih ve 2016/13846 Esas, 2018/289 Karar) davacının davasının reddine,davacının kötüniyetli takip başlattığı sabit olmadığından davalının tazminat talebinin reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının davasının REDDİNE,
2-Tarafların tazminat taleplerinin REDDİNE,
Alınması gerekli 35,90 TL harcın peşin alınan 143,37 TL harcın mahsubu ile bakiye 107,47 Tl harcın istek halinde davacıya iadesine,
Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesaplanan 3.440,33 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
Sarf edilmeyen gider avansın kararın kesinleşmesinden sonra iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde İstinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okundu. Anlatıldı. 31/10/2018

Katip …
¸e-imzalı

Hakim …
¸e-imzalı