Emsal Mahkeme Kararı Antalya 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/252 E. 2018/325 K. 27.04.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
ANTALYA
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/252 Esas
KARAR NO : 2018/325
DAVA : Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 25/03/2016
KARAR TARİHİ : 27/04/2018

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin … sayaç no, … abone no, … ticari işletme kodu ile davalı … SATIŞ A.Ş’den elektrik kullanmaktadığını, davalı şirketin müvekkilinden kayıp kaçak bedeli ve benzer adlarla haksız olarak ödemeler aldığını, bu uygulamanın Anayasanın md.38 de belirtilen suç ve cezaların şahsiliği ilkesine aykırı olduğunu, müvekkilinin davalı şirkete toplam tutarın hesaplanabilmesi için müracaat ettiğini, lakin davalı kurumun cevap vermediğini beyanla fazlaya ilişkin haklarının saklı kalması kaydıyla ve kayıp kaçak bedelleri adı altında davalıya ödenen bedellerin uzman bilirkişiye hesaplattırılarak peşin harcın tamamlanmasından sonra tüm alacaklarının hüküm altına alınmasına karar verilmesini, yargılama giderleri ve avukatlık ücretinin davalı tarafa yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili mahkememize sunmuş olduğu cevap dilekçesinde özetle; davacı ile vekil eden şirket arasında yetki sözleşmesi olduğunu, yetki sözleşmesi gereğince Antalya Mahkemelerinin yetkili olduğunu ileri sürmüş ve mevzuat dışında belirlenmiş bir bedelin talep ve söz konusu olmadığını, hukuki dayanaktan yoksun davanın reddini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesini talep etmiştir.
Dosyanın elektrik mühendisi bir bilirkişiye tevdii ile, … nolu abonenin … tarihinden dava açılış tarihi … tarihine kadar olan dönemde davacıdan kayıp kaçak bedeli, iletişim bedeli vs başlıklar altında toplam ne kadar tahsilat yapıldığı, yapılan tahsilatların EPDK tarafından belirlenen düzenleyici işlemlere aykırı olup olmadığı hususunda rapor alınmasına karar verilmiştir. Mahkememizce seçilen Elektrik Müh. Bilirkişi …, … tarihli raporunda sonuç olarak; 6719 Sayılı Kanun öncesine göre yapılan inceleme neticesinde, davacı …’ın … nolu aboneliğine, davalı … A.Ş. Arafından tahakkuk ettirilen elektrik tüketim faturalarından, davaya konu bedellere ilişkin olarak toplam 3.985,76 TL tutarında tahsilat yapıldığı, 6719 Sayılı Kanun sonrasına göre yapılan inceleme neticesinde; Mahkemelerin yargılama faaliyetinin kapsamı ” Kurum tarafından gelir ve tarife düzenlemeleri kapsamında belirlenen bedellere ilişkin olarak yapılan başvurularda ve açılan davalırda; Tüketice Hakem heyetleri ile mahkemelerin yetkisi, bu bedellerin, kurumun düzenleyici işlemlerine uygunluğunun denetimi ile sınırlıdır” hükmü ile çizidiği, bu kapsamda bakıldığında, davalı … Satış A.Ş tarafından, dönem faturalarında tahsili gerçekleşen kayıp/kaçak, iletim, dağıtım, PSH vb bedellerin, gelir ve tarife düzenlemeleri kapsamında belirlenen bedeller üzerinden alındığı ve EPDK tarafından belirlenen hedef oranlarını geçmediği sonuç ve kanaatine varıldığını beyan etmiştir.
Dava, elektrik aboneliği sözleşmesinden kaynaklanan ve davacıdan tahsil edilen kayıp-kaçak ve diğer bedellerin istirdatı istemine ilişkindir.
Davalı şirketin husumete yönelik itirazları, davacının talebinin elektrik enerjisi satış sözleşmesinden kaynaklanması, borcun naklinde alacaklının rızasının gerektiği dikkate alınarak dava konusu alacak kalemlerinden dağıtım şirketinin de sorumlu olması sebepleriyle yerinde görülmemiştir
Zamanaşımına yönelik itirazları ise, sözleşmeden kaynaklanan alacak davalarında zamanaşımı süresinin 10 yıl olması ve son 10 yıla ait faturalardan kaynaklı alacakların talep edilmesi nedeniyle yerinde görülmemiştir.
Dava tarihi itibari ile dava konusu uyuşmazlık ile ilgili Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 21.05.2014 tarih ve 2013/7-2454 E.- 2014/679 K. sayılı kararı ile Anayasa’nın “Vergi Ödevi” başlıklı 73.maddesinde “Herkes, kamu giderlerini karşılamak üzere, mali gücüne göre, vergi ödemekle yükümlüdür. Vergi, resim, harç ve benzeri mali yükümlülükler kanunla konulur, değiştirilir veya kaldırılır. Vergi, resim, harç ve benzeri mali yükümlülüklerin muaflık, istisnalar ve indirimleriyle oranlarına ilişkin hükümlerinde kanunun belirttiği yukarı ve aşağı sınırlar içinde değişiklik yapmak yetkisi Bakanlar Kuruluna verilebilir” şeklindeki düzenlemeye göre kayıp-kaçak, sayaç okuma, dağıtım, perakende hizmet ve iletim bedeli uygulamasının EPDK kararları ve tebliğleri çerçevesinde uygulama arz eden kanunlar ve ikincil mevzuat hükümleri çerçevesinde EPDK tarafından belirlenerek uygulandığından bu tarihteki mevcut hukuki düzenlemenin EPDK’na sınırsız bir fiyatlandırma ve tarife unsuru belirleme hak ve yetkisi vermediği, özellikle kaçak elektrik bedellerinin kurallara uyan abonelerden tahsili yoluna gitmenin hukuk devleti ve adalet düşünceleri ile bağdaşmadığı, bu faturalara yansıtılan diğer kalemlere ilişkin bedel miktarlarının şeffaflık ilkesi ile denetlenebilmesi ve hangi hizmetin karşılığında ne kadar bedel ödendiğinin bilinmesinin de şeffaf hukuk devletinin vazgeçilmez unsuru olduğundan EPDK kararları ile bu bedellerin mevcut mevzuat kapsamında tüketicilerden alınması doğru bulunmayarak hukuka uygun olmadığı kabul edilmiştir.
Dava tarihinden sonra, 17.06.2016 tarihinde 29745 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 6719 sayılı Kanun’un 21.maddesi ile 6446 sayılı Kanun’un 17.maddesinin birinci, üçüncü ve dördüncü fıkraları ile altıncı fıkrasının (a), (ç), (d) ve (f) bentleri değiştirilmiş ve aynı maddeye eklenen 10. bent ile; “Kurum tarafından gelir ve tarife düzenlemeleri kapsamında belirlenen bedellere ilişkin olarak yapılan başvurularda ve açılan davalarda; Tüketici Hakem Heyetleri ile mahkemelerin yetkisi, bu bedellerin, Kurumun düzenleyici işlemlerine uygunluğunun denetimi ile sınırlıdır” hükmü getirilmiştir.
Ayrıca, 6719 sayılı Kanun’un 26.maddesi ile 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu’na eklenen Geçici 19.madde de; “Bu maddeyi ihdas eden Kanunla öngörülen düzenlemeler yürürlüğe konuluncaya kadar, Kurul tarafından yürürlüğe konulan mevcut yönetmelik, tebliğ ve Kurul kararlarının bu Kanuna aykırı olmayan hükümlerinin uygulanmasına devam olunur” ve Geçici 20.madde de ise, “Kurul kararlarına uygun şekilde tahakkuk ettirilmiş dağıtım, sayaç okuma, perakende satış hizmeti, iletim ve kayıp-kaçak bedelleri ile ilgili olarak açılmış olan her türlü ilamsız icra takibi, dava ve başvurular hakkında 17.madde hükümleri uygulanır” hükmü düzenlenmiştir. Söz konusu maddeye göre Tüketici Hakem Heyetleri’nin ve mahkemelerin bu konuda açılacak davalarda inceleme ve araştırma yetkileri geçmişe de etkili olarak sadece dağıtım, sayaç okuma, perakende satış hizmeti, iletim ve kayıp-kaçak bedellerinin Kurumun bu konulardaki düzenleyici işlemlerine uygunluğunun denetimi ile sınırlanmıştır. Diğer bir ifade ile yerindelik denetimi yapılamayacağı kabul edilmiştir.
Dava tarihinden sonra yürürlüğe giren 6719 sayılı Kanun ile yapılan değişikliklerin Kanunun 17.06.2016 yürürlük tarihinden önceki dönemde geçerli olan EPDK kararlarına dayanılarak tahsil edilmiş dava konusu kayıp kaçak ve sayaç okuma bedelleri ile ilgili olarak açılan ve halen devam eden alacak davalarında da geçmişe etkili olacak şekilde uygulanması gerektiği anlaşılmaktadır.
Bundan başka, davanın devamı sırasında, dava konusu alacağın ödenmesi, menkul malın davacıya teslim edilmesi, gayri menkulün tahliye edilmesi gibi nedenlerle veya davanın açılmasından sonra yürürlüğe giren yeni bir kanun yada Anayasa Mahkemesi’nin iptal kararı nedeniyle davanın konusuz kalması mümkündür. Davanın konusuz kaldığının tespit edilmesi halinde, mahkemece; esas (asıl talep) hakkında “Davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına” ilişkin hüküm kurulması gerekmektedir. Bu tür kararlar, hükümler gibi (eda, tespit, inşai) nihai kararlardandır. Mahkeme kararı, aynı zamanda dava konusu hakkın mevcut olmadığını da tespit ettiği için tespit hükmü niteliğindedir.
Davanın konusuz kalması halinde, mahkemece; yargılamaya devam edilerek davanın açıldığı tarih itibariyle hangi tarafın haklı olduğunun tespit edilmesi, o taraf lehine yargılama giderleri ve vekalet ücretine karar verilmesi gerekir. Başka bir deyişle, yürürlüğe giren yeni yasa nedeniyle konusuz kalan davada, yeni yasanın yürürlüğe girmemiş olması halinde, davanın açıldığı tarih itibariyle haklı olan ve davasını avukat ile takip eden taraf lehine “maktu vekalet” ücretine hükmedilmesi, yargılama giderlerinin ise karşı taraftan tahsiline karar verilmesi gerekmektedir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 18.11.2009 tarih, 2009/18-421 E.-2009/526 K. sayılı ilamında “Dava tarihinde davasında haklı bulunan davacının, sonradan yürürlüğe giren yasa nedeniyle haksız duruma düşmesi söz konusu olmadığından, davacı lehine vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiği” belirtilmiştir.
Somut olayda, davacı tarafın davanın açıldığı tarihteki mevzuata, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 21.05.2014 tarih ve 2013/7-2454 Esas 2014/679 karar sayılı kararı ve Yargıtay 3. Hukuk Dairesi’nin emsal içtihatlarına göre dava açmakta haklı olduğu, bu kapsamda kayıp kaçak ve diğer bedellerin tahsilini talep edebileceği dikkate alındığında, dava açıldıktan sonra yürürlüğe giren geçmişe etkili 6719 Sayılı Kanun ile getirilen Yasa değişikliği nedeniyle konusu kalmayan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına, aldırılan bilirkişi raporuna göre davanın açıldığı tarih itibariyle haklı olan ve davasını avukat ile takip eden davacı lehine vekalet ücretine hükmedilmesine ve yargılama giderlerinin davalıdan tahsiline karar verilerek, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Dava konusuz kaldığından ESAS HAKKINDA KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
Alınması gerekli 35,90 TL harçtan, peşin alınan 29,20 TL harcın mahsubu ile bakiye 6,7 TL harcın davalıdan tahsiline, Hazineye gelir kaydına,
Davacı tarafından yatırılan 29,20 TL peşin harç, 29,20 TL başvurma harcının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Davacı tarafından yapılan 350,00 TL bilirkişi ücreti, 146,00 TL tebligat ve posta masrafları olmak üzere toplam 496,00 TL yargılama giderlerinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesaplanan 100,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Sarf edilmeyen gider avansının HMK.’nın 333. maddesi uyarınca davacıya iadesine,
Dair, davacı vekilinin yokluğunda, davalı vekilinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde İstinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okundu. Anlatıldı. 27/04/2018

Katip …
¸e-imzalı

Hakim …
¸e-imzalı