Emsal Mahkeme Kararı Antalya 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/247 E. 2018/398 K. 22.05.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
ANTALYA
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/247 Esas
KARAR NO : 2018/398
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 19/04/2017
KARAR TARİHİ : 22/05/2018

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;Davacı tarafın iddiaları: Müvekkili şirketin inşaat malzemeleri satan bir yapı marketi işlettiğini, davalı tarafa inşaat malzemeleri vs malzemelerin satışını yaptığını, satılan malzemeler ile ilgili fatura tanzim ederek, davalı şirketin ortağı olduğu tüm hak ve borçlarından tamamen sorumlu olduğu, Konyaaltı …İş Ortaklığına irsaliyeleri ve imzalı faturalar ile bu malzemeleri telim ettiğini, teslim edilen faturalara davalı tarafça itiraz edilmediğini, müvekkili şirkeütin faturaları ticari defterlerine işlediğini, ancak fatura bedellerinin davalı tarafından ödenmediğini, alacaklarının tahsili amacı ile antalya … İcra Müdürlüğü’nün …/… Esas sayılı dosyası ile takibe geçtiklerini, davalı şirketin kötü niyetli ve haksız olarak itirazı üzerine takibin durduğunu beyan ederek itirazın iptali ile takibin devamına, %20 den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalıya dava dilekçesinin usulüne uygun olarak tebliğ edildiği, davalının davaya cevap vermediği anlaşılmıştır.
Mahkememizce Antalya … İcra Müdürlüğünün …/… esas sayılı takip dosyası celp edilmiş, dosyamız arasına alınmıştır. İncelenmesinde; alacaklı … Ltd. Şti vekili tarafından borçlular Konyaaltı … Ltd. Şti, … Ltd.Şti aleyhine 07/04/201 tarihinde 26.510,37 TL asıl ve 954,64 TL faiz olmak üzere toplam 27.465,05 TL alacağın tahsili için ilamsız icra takibi başlatıldığı, davalı borçlu tarafından 12.04.2017 tarihinde itiraz edildiği, 14.04.2017 tarihinde takibin durduğu anlaşılmıştır.
Mahkememizce davacının ticari defterlerinin incelenmesi için Manavgat Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesine talimat yazılmış Mali Müşavir bir bilirkişiden rapor alınmıştır;
Bilirkişi … tarihli raporunda sonuç olarak; davacının yasal defter ve belgelerinin Manavgat … Noterliğince … tarih … yevmiye no ile tasdikinin yapıldığını, 2017 yılına ait yevmiye defterinin henüz dönem bitmediği için kapanış tasdikinin yapılmadığını, davacının davalı adına düzenlendiği irsaliye faturaların tamamında imza üstte olduğnuu, açık fatura olduğunu, teslim alan kısmının imzalandığının görüldüğünü, davacı fatura toplamları olan 26.510,37 TL nin tahsili için Antalya … İcra Dairesinin …/… esas sayılı dosyasında icra takibi başlattığını, davalının takibe itiraz ettiği ve takibin durduğunu, davacının takibin devamı ile alacağın tahsili ve %20 den az olmamak üzere inkar tazminatına hükmedilmesi talep ve iddiası ile davanın açıldığını, davacının düzenlediği irsaliye faturaların tamamının davacının 2016 ve 2017 yıllarına ait ticari defterlerine davalı borçlu veresiye alacak olarak kayıt edildiğini, davalıdan 02.02.2017 tarihi itibariyle 25.971,21 TL alacaklı olduğunun tespit edildiğini, davacının davalıdan 25.971,21 TL asıl 926,61 TL yasal faiz olmak üzere 07.04.2017 icra takip tarihi itibariyle toplam 26.897,82 TL alacaklı olduğunun tespit edildiğini, davacının davalı adına imza üstte açık olarak düzenlediği irsaliye faturanın teslim alan kısmını imzalayan iki kişinin davalı şirket çalışanı olduğuna dair dosyada bir belge olmadığını, davacı bu iki kişinin davalı şirket çalışanı olduğunu belgelendirmesi halinde veya söz konusu faturaların davalı kayıtlarına intikal ettirildiğinin tespit edilmesi ile icra takibine dayanak faturaların davalıya tebliğ edildiği ve fatura muhteviyatı mal ve hizmetin davalıya teslim edildiğinin anlaşılmış olacağını, davacının 2016 ve 2017 yılların ait ticari defterlerinin TTK nun 64. Ve 65. Maddesinde belirlendiği gibi usulüne uygun olarak tutulduğunu, açılış ve kapanış tasdikinin yapıldığını, bütün defterlerinin kapsamının birbirini doğruladığını, sahibi lehine delil olduğunun tespit edildiği bildirilmiştir.
Mahkememizce davalının 2016-2017 yılı ticari defter ve belgeleri üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiş ve Mali Müşavir Bilirkişi …’ ya dosya tevdii edilmiştir. Mali müşavir bilirkişi … tarihli dilekçesi ile; davalı tarafın ticari defterlerlerinin yerinde incelenmesi talebi olduğundan davalı vekili Av. …’ un arandığını ve defterlerin ibrazının istendiğini, ilk aramasında defterleri hazır edip bilgi verileceğinin bildirildiğini, aradan geçen sürede defterler ibraz edilmediğinden kendisinin tekrar arandığını defterleri ibraz etmeyeceklerinin tarafına bildirildiğini, defterlerin ibraz edilmediğinden inceleme yapılamadığı bildirilmiştir.
Davalı vekili … tarihli duruşmada ticari defterlerin bilirkişiye tevdi edilmediğini doğrulamıştır.
… ve …’ nun davalı şirket çalışanı olup olmadığnın tespiti için Antalya SGK İl Müdürlüğüne müzekkere yazılmış, cevabi müzekkere dosyamız arasına alınmış, yapılan incelemeden takibe ve davaya dayanak faturalardaki malları teslim alan bu şahısların davalı çalışanları oldukları tespit edilmiştir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK) hükümlerine göre: Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir (HMK 222/1). Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır (HMK 222/2). Bu şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması ve defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerektiği ise üçüncü fıkrada düzenlenmiştir. Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur (HMK 222/4).
Taraflar, kendilerinin veya karşı tarafın delil olarak dayandıkları ve ellerinde bulunan tüm belgeleri mahkemeye ibraz etmek zorundadırlar. Elektronik belgeler ise belgenin çıktısı alınarak ve talep edildiğinde incelemeye elverişli şekilde elektronik ortama kaydedilerek mahkemeye ibraz edilir (HMK 219/1). Ticari defterler gibi devamlı kullanılan belgelerin sadece ilgili kısımlarının onaylı örnekleri mahkemeye ibraz edilebilir (HMK 219/2).
İbrazı istenen belgenin, ileri sürülen hususun ispatı için zorunlu ve bu isteğin kanuna uygun olduğuna mahkemece kanaat getirildiği ve karşı taraf da bu belgenin elinde olduğunu ikrar ettiği veya ileri sürülen talep üzerine sükut ettiği yahut belgenin var olduğu resmî bir kayıtla anlaşıldığı veya başka bir belgede ikrar olunduğu takdirde, mahkeme bu belgenin ibrazı için kesin bir süre verir (HMK 220/1). Belgeyi ibraz etmesine karar verilen taraf, kendisine verilen sürede belgeyi ibraz etmez ve aynı sürede, delilleriyle birlikte ibraz etmemesi hakkında kabul edilebilir bir mazeret göstermez ya da belgenin elinde bulunduğunu inkâr eder ve teklif edilen yemini kabul veya icra etmezse, mahkeme, duruma göre belgenin içeriği konusunda diğer tarafın beyanını kabul edebilir (HMK 220/3).
Bu kurallar birlikte değerlendirildiğinde ticari davalarda yani iki tarafın tacir olduğu ve dava konusunun ticari işletmeleri ile ilgili olduğu davalarda ticari defterler ile sözleşme ilişkisinin veya alacak miktarının ispatı mümkündür. Ticari defterler kesin delillerdendir. Yasada delil vasfı taşıdığı takdirde aksinin yazılı veya kesin delillerle ispatı gerektiği düzenlenmiş olduğundan, yasanın ticari defterleri kesin delil olarak düzenlediği açıkça anlaşılmaktadır. Ticari defterler kesin delillerden ise de ancak HMK’nın 222. maddedeki koşullar çerçevesinde ispat aracı olabilir. Ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması gerekir. Bir taraf kendi defterlerine delil olarak dayanmış ise karşı tarafın ticari defterlerine dayanılmamış olsa da karşı taraf defterlerinin incelenmesi zorunludur. Çünkü tarafın ticari defterleri yasada belirtildiği üzere karşı tarafın ticari defterleri ile uyumlu olduğu takdirde lehine delil olabilecektir. Karşı taraf defterleri incelenmediği takdirde dayanan tarafın kendi defterindeki kayıtların lehe delil olması mümkün değildir. Davacının da bu durumu bilerek ticari defterlere delil olarak dayandığı ve karşı tarafın ticari defterlerinin de incelenmesini istediği kabul edilmelidir. Aksinin kabulü halinde davacının ticari defterleri tek başına delil niteliği taşımadığından dayanılan böyle bir delilin incelenmesine gerek de olmayacaktır. Karşı taraf ticari defterlerini sunar ise birlikte incelenip değerlendirildiğinden delil olup olmadığı sonucuna göre değerlendirilebilecektir. Karşı taraf ticari defterlerini sunmadığı takdirde ise bu davranışı ile kendi ticari defterlerinin davacı defterleri ile uyumlu olup olmadığının incelenmesine engel olduğundan, engel olduğu sonucun varlığını kabul etmiş sayılmalıdır. Tacir olup ticari defter tutmak zorunda olan taraf, ticari defterleri bulunmadığını ileri süremeyeceğinden verilen kesin süreye rağmen ibraz etmediği takdirde, belgenin elinde olmadığına dair yemin etmesine gerek olmaksızın HMK’nın 220/3. maddesi gereğince sunmaktan kaçındığı belgelerdeki (ticari defterlerindeki) kayıtların, karşı taraf defterindeki kayıtlara uygunluğunu mahkeme kabul edebilir. Aksinin kabulü durumunda; karşı tarafın ticari defterlerini sunmaması halinde sunan tarafın muntazam tutulmuş ticari defterlerinin lehe delil olarak kabul edilemeyeceği şeklinde bir sonuç ortaya çıkar ki bu ticari defterleri ve karşı taraf elinde olduğu ileri sürülen belgeleri delil olarak kabul edip sunulmaması halinde sonuçlarını belirleyen HMK’daki açık düzenlemelere aykırı bir yorum olacaktır.
Yukarıda yapılan açıklama ve sözü edilen kurallarla birlikte somut olay değerlendirildiğinde; mahkemece taraflara ticari defterlerini sunmaları için süre verilmiş olup davacı defterleri üzerinde yapılan inceleme sonucu alınan bilirkişi raporu ile talep edilen alacağın varlığı kanıtlanmıştır. Davalı defterlerini sunmayarak davacının ticari defter kayıtlarının HMK’nın 222. maddeye göre lehine delil oluşturup oluşturmadığının tam olarak incelenebilmesine engel olduğundan sunulmayan ticari defterlerinde de davacının alacaklı olduğuna dair kayıtların mevcut olduğu halde sunulmadığının ve bunun sonucunda da davacı incelenen defter kayıtlarının davacı lehine delil oluşturduğunun kabulü gerekir.
Bu durumda davacının usulüne uygun tutulan ve HMK 220 maddesi uyarınca lehine delil teşkil eden ticari defter kayıtları ile 25.971,21 TL asıl alacağın varlığı ispat edildiğinden, davanın kısmen kabülü ile; davanın Antalya … İcra Müdürlüğünün …/… esas sayılı takip dosyasında 25.971,21 TL asıl alacağa yaptığı itirazın iptaline, 25.971,21 TL üzerinden hesap edilecek %20 oranındaki icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, davacının fazlaya ilişkin talebinin reddine, dair aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.

HÜKÜM : / Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın KISMEN KABÜLÜ ile; davanın Antalya … İcra Müdürlüğünün …/… esas sayılı takip dosyasında 25.971,21 TL asıl alacağa yaptığı İTİRAZIN İPTALİNE,
25.971,21 TL üzerinden hesap edilecek %20 oranındaki icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, davacının fazlaya ilişkin talebinin REDDİNE,
2-Alınması gerekli 1.774,09 TL harçtan peşin olarak alınan 504,44 TL harcın mahsubu ile bakiye 1.269,65 TL harcın davalıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan 31,40 TL başvurma, 504,44 TL peşin, 90,30 TL tebligat, müzekkere gideri ve 400,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.026,14 TL yargılama giderinden davada kabul edilen miktar dikkate alınarak hesaplanan 1.005,27 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 20,87 TL’sinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesaplanan 3.116,55 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesaplanan 539,16 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Sarf edilmeyen gider avansının HMK.’nın 333. maddesi uyarınca davacıya iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde İstinaf yasa yolu açık olmak üzere oy birliğiyle verilen karar açıkça okundu. Anlatıldı.
22/05/2018

Katip …
¸e-imzalı

Hakim …
¸e-imzalı