Emsal Mahkeme Kararı Antalya 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/826 E. 2018/91 K. 13.02.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/826 Esas
KARAR NO : 2018/91
DAVA : Menfi Tespit (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 23/11/2016
KARAR TARİHİ : 13/02/2018

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; İki şirket arasında … tarihinde hazır beton satış sözleşmesinin imzalandığını, bu sözleşme gereğince davalı … Ltd. Şti.’nin müvekkile istediği zaman cinsteki ve miktardaki betonu teslim etmeyi, müvekkilden de bu beton bedelinin henüz teslim almadan önce çek ile ödemeyi taahhüt ettiğini ve dava konusu 50.000,00 TL bedelli çeki sözleşmede de yazılı olduğu üzere teslim ettiğini, sözlü olarak talep etmelerine rağmen, beton teslimini yapmadıklarını, devamında Antalya … Noterliğinin … yevmiye … tarihli ihtarnamesi ile bu isteğini yazılı olarak yenilediklerini, çeki ya da betonu ibraz etmedikleri gibi davalı ……Ltd.Şti. tarafından müvekkile herhangi bir fatura da tanzim etmeksizin söz konusu çeki diğer davalı … Faktoring A.Ş.’ye teslim ettikleri hususunun öğrendiklerini, … keşide tarihli, 50.000,00 TL bedelli çekin bedelsiz kaldığının ve vekil edenin borçlu bulunmadığının tespitini, ayrıca çek üzerine öncelikle teminatsız olarak veya uygun görülecek şekilde davalılar ve 3. kişiler yönünden de geçerli olmak üzere ödeme yasağı konulmasına dair ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … Alçı ….Ltd. Şti. vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı şirket ile aralarında sözleşme imzalandığını, dava konusu çeki teslim ettiklerini, müvekkilin ekonomik sıkıntıya düşmesi nedeniyle beton üretiminin yapılamadığını ve davacı tarafın istediği teslimat da ifa edilemediğini, ekonomik sıkıntıların aşılmasına müteakip müvekkil üretime başlayabilir ise beton teslimatını yapmalarını mümkün olacağını, çekin iadesi de yine çekin müvekkil tarafından ciro edilmek suretiyle diğer davalı faktoring şirketine verilmesi nedeni ile gerçekleştirilemediğini, bedel iadesinin müvekkilin içinde bulunduğu ekonomik sıkıntı nedeniyle mümkün olmadığını, ayrıca çek bedeli karşılığında herhangi bir mal satışı veya fatura düzenlenmediğini beyan etmiştir.
Davalı … Faktoring A.Ş. Vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkil şirket ile davalı …Ltd. Şti. arasında faktoring sözleşmesinin imzalandığını, diğer davalı tarafından davacı adına düzenlenen … seri nolu fatura ile tevsik edilen … seri nolu dava konusu çek … tarihli alacak bildirim ve kambiyo senetleri tevdii formu ile müvekkil şirkete ciro ile teslim edildiğini, keşideci ile diğer cirantalar arasındaki ticari ilişkiyi araştırma zorunluluğunun bulunmadığını, ayrıca çekteki her cirantayla ticari bir ilişkisinin bulunmasının gerekmediğini, müvekkil çekin son ve iyi niyetli yasal hamili olduğunu, mahkeme tarafından … tarihli ihtiyati tedbir kararından rücu edilmesini, davanın yetki ve esas yönünden reddini, müvekkili zarara uğratma kastı ile hareket eden davalının alacağın %20’sinden az olmamak üzere kötü niyet tazminatına mahkum edilmesini talep etmiştir.
Mahkemmizce Antalya … İcra Müdürlüğünün …/… esas sayılı dosyası celp edilmiş, Uyap sistemi üzerinden belgeler gönderilmiştir. İncelenmesinde; Alacaklı … Faktoring A.Ş vekili tarafından borçlular …, …, …dekorasyon … . Ltd. Şti, … Mimarlık İnş. Lojistik Gıda Paz. Tic. Ltd. Şti, … Ltd.Şti aleyhine toplam 55.717,90 TL alacağın tahsili için kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla icra takibi başlatıldığı, takip dayanağının … Bankası Antalya … Şubesine ait … seri nolu … keşide tarihli 50.000,00 TL bedelli çek olduğu anlaşılmıştır.
Mahkememizce davacı şirket ile davalı … Ltd.Şti nin ticari defter ve belgeleri üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiş, davalı şirket tarafından ticari defter ve belgelerin inceleme gününde hazır edilmediği anlaşılmıştır.
Davacı ticari defter ve belgeleri üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmış ve Mali Müşavir Bilirkişi …’dan rapor alınmıştır. Bilirkişi … tarihli raporunda sonuç olarak ; Ticari Defterlerin yasal süresinde tasdik edildiği, Ticari Yevmiye Defterlerinin usulüne uygun tutulduğu, 2016 yılı Yevmiye defterinin yasal süresinde … tarihinde Antalya … Noterliğinin … yevmiye no ile, kapatıldığı, 2016 yılı Ticari Defterlerin sahibi lehine ispat kuvveti mevcut olduğunun görüldüğü, davacının Davalılardan … Ltd. Şti’ ne, Keşidecisi … Limited Şirketi’ne ait … Bankası … şubesine ait … nolu … tarihli 50.000.00.-TL tutarındaki çekin davacının 2016 yılı Ticari Yevmiye defterinde … tarih … nolu yevmiye maddesi ile keşideciden alındığı, … tarih … nolu yevmiye maddesi ile sipariş avansı olarak davalıya verildiğinin kayıtlı olduğunu, davacının cari hesap borcu olan 1.380,60.-TL mahsubu ile davalılardan … Alçı Dekorasyon Mim. Yapı Malzm. San. Tic. Ltd.Şti’ den … tarihli … Yevmiye nolu kapanış maddesinde 48.619,40 TL olarak alacak kaydının mevcut olduğunu, davacının; 48.619,40.-TL alacağının, Mahsup edilen fatura tarihi olan … tarihinden, dava tarihi olan … tarihine kadarki Ticari Faiz alacağı birlikte hesaplandığında, 48.619,40.- TL Asıl alacak ile 1.623,42 TL ticari faizi ile birlikte 48.619,40+1.23,42= 50.242,82.- TL alacağı olduğu belirtilmiştir.
Dava bedelsiz kalan çek nedeniyle İİK 72/2. Maddesi uyarınca açılan menfi tespit davası olup,
Davacı ile davalı … Alçı…Ltd. Şti arasında yapılan yargılamada;
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK) hükümlerine göre: Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir (HMK 222/1). Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır (HMK 222/2). Bu şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması ve defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerektiği ise üçüncü fıkrada düzenlenmiştir. Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur (HMK 222/4).
Taraflar, kendilerinin veya karşı tarafın delil olarak dayandıkları ve ellerinde bulunan tüm belgeleri mahkemeye ibraz etmek zorundadırlar. Elektronik belgeler ise belgenin çıktısı alınarak ve talep edildiğinde incelemeye elverişli şekilde elektronik ortama kaydedilerek mahkemeye ibraz edilir (HMK 219/1). Ticari defterler gibi devamlı kullanılan belgelerin sadece ilgili kısımlarının onaylı örnekleri mahkemeye ibraz edilebilir (HMK 219/2).
İbrazı istenen belgenin, ileri sürülen hususun ispatı için zorunlu ve bu isteğin kanuna uygun olduğuna mahkemece kanaat getirildiği ve karşı taraf da bu belgenin elinde olduğunu ikrar ettiği veya ileri sürülen talep üzerine sükut ettiği yahut belgenin var olduğu resmî bir kayıtla anlaşıldığı veya başka bir belgede ikrar olunduğu takdirde, mahkeme bu belgenin ibrazı için kesin bir süre verir (HMK 220/1). Belgeyi ibraz etmesine karar verilen taraf, kendisine verilen sürede belgeyi ibraz etmez ve aynı sürede, delilleriyle birlikte ibraz etmemesi hakkında kabul edilebilir bir mazeret göstermez ya da belgenin elinde bulunduğunu inkâr eder ve teklif edilen yemini kabul veya icra etmezse, mahkeme, duruma göre belgenin içeriği konusunda diğer tarafın beyanını kabul edebilir (HMK 220/3).
Bu kurallar birlikte değerlendirildiğinde ticari davalarda yani iki tarafın tacir olduğu ve dava konusunun ticari işletmeleri ile ilgili olduğu davalarda ticari defterler ile sözleşme ilişkisinin veya alacak miktarının ispatı mümkündür. Ticari defterler kesin delillerdendir. Yasada delil vasfı taşıdığı takdirde aksinin yazılı veya kesin delillerle ispatı gerektiği düzenlenmiş olduğundan, yasanın ticari defterleri kesin delil olarak düzenlediği açıkça anlaşılmaktadır. Ticari defterler kesin delillerden ise de ancak HMK’nın 222. maddedeki koşullar çerçevesinde ispat aracı olabilir. Ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması gerekir. Bir taraf kendi defterlerine delil olarak dayanmış ise karşı tarafın ticari defterlerine dayanılmamış olsa da karşı taraf defterlerinin incelenmesi zorunludur. Çünkü tarafın ticari defterleri yasada belirtildiği üzere karşı tarafın ticari defterleri ile uyumlu olduğu takdirde lehine delil olabilecektir. Karşı taraf defterleri incelenmediği takdirde dayanan tarafın kendi defterindeki kayıtların lehe delil olması mümkün değildir. Davacının da bu durumu bilerek ticari defterlere delil olarak dayandığı ve karşı tarafın ticari defterlerinin de incelenmesini istediği kabul edilmelidir. Aksinin kabulü halinde davacının ticari defterleri tek başına delil niteliği taşımadığından dayanılan böyle bir delilin incelenmesine gerek de olmayacaktır. Karşı taraf ticari defterlerini sunar ise birlikte incelenip değerlendirildiğinden delil olup olmadığı sonucuna göre değerlendirilebilecektir. Karşı taraf ticari defterlerini sunmadığı takdirde ise bu davranışı ile kendi ticari defterlerinin davacı defterleri ile uyumlu olup olmadığının incelenmesine engel olduğundan, engel olduğu sonucun varlığını kabul etmiş sayılmalıdır. Tacir olup ticari defter tutmak zorunda olan taraf, ticari defterleri bulunmadığını ileri süremeyeceğinden verilen kesin süreye rağmen ibraz etmediği takdirde, belgenin elinde olmadığına dair yemin etmesine gerek olmaksızın HMK’nın 220/3. maddesi gereğince sunmaktan kaçındığı belgelerdeki (ticari defterlerindeki) kayıtların, karşı taraf defterindeki kayıtlara uygunluğunu mahkeme kabul edebilir. Aksinin kabulü durumunda; karşı tarafın ticari defterlerini sunmaması halinde sunan tarafın muntazam tutulmuş ticari defterlerinin lehe delil olarak kabul edilemeyeceği şeklinde bir sonuç ortaya çıkar ki bu ticari defterleri ve karşı taraf elinde olduğu ileri sürülen belgeleri delil olarak kabul edip sunulmaması halinde sonuçlarını belirleyen HMK’daki açık düzenlemelere aykırı bir yorum olacaktır.( Yargıtay 15. Hukuk Dairesi’nin 13.06.2017 tarihli, 2106/2310 Esas, 2017/2537 Karar sayılı ilamı )
Yukarıda yapılan açıklama ve sözü edilen kurallarla birlikte somut olay değerlendirildiğinde; mahkemece taraflara ticari defterlerini sunmaları için süre verilmiş olup davacı defterleri üzerinde yapılan inceleme sonucu alınan bilirkişi raporu ile davacının takibe konu çekin 48.619,40 TL lik kısmından sorumlu olmadığının, çekin bu miktar kısmının bedelsiz kaldığının davalı şirket defterlerini sunmayarak davacının ticari defter kayıtlarının HMK’nın 222. maddeye göre lehine delil oluşturup oluşturmadığının tam olarak incelenebilmesine engel olduğundan sunulmayan ticari defterlerinde de davacının alacaklı olduğuna dair kayıtların mevcut olduğu halde sunulmadığının ve bunun sonucunda da davacı incelenen defter kayıtlarının davacı lehine delil oluşturduğunun kabulü gerekir.
Davacı ile davalı Faktoring Şirketi arasında yapılan yargılamada ise;
Davaya konu çekin keşide tarihi dikkate alındığında uyuşmazlığın 6361 sayılı Finansal Kiralama Faktoring ve Finansman Şirketleri Kanunu’nun yürürlüğe girdiği 13.12.2012 tarihinden sonra meydana geldiği tespit edilmiştir.
Uyuşmazlığın çözümünde dava tarihinde yürürlükte bulunan 6361 sayılı Finansal Kiralama Faktoring ve Finansman Şirketleri Kanunu’nun 9/2 ve 9/3 maddesi hükümlerinin tartışılması gerekmektedir. Anılan Yasanın 9/2 maddesine göre; ” faktoring şirketi kurulca belirlenen usul ve esaslar çerçevesinde kambiyo senetlerine dayalı olsa bile, bir mal veya hizmet satışından doğmuş fatura ile tevsik edilemeyen alacaklar ile kurulca belirlenen usul ve esaslar çerçevesinde tevsik edilemeyen mal veya hizmet satışına bağlı doğacak alacakları devir alamaz veya tahsilini üstlenemez.” Aynı Yasanın 9/3 maddesinde ise; ”Bir kambiyo senedinin ciro yoluyla faktoring şirketine devri halinde kambiyo senedinden dolayı kendisine başvurulan kişi, düzenleyen veya önceki hamillerden biriyle kendi arasında doğrudan doğruya var olan ilişkilere dayanan def’ileri faktoring şirketine karşı ileri süremez; meğer ki, faktoring şirketi kambiyo senedini iktisap ederken bile bile borçlunun zararına hareket etmiş olsun.” Yasa metninden de anlaşılacağı üzere, faktoring şirketinin, faktoring işlemi ile devraldığı alacak, alacağın temliki hükümlerine tabidir. Nitekim, faktoring işlemlerinde alacağın temliki hükümlerinin uygulandığı Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 03.11.2010 tarih, 2010/19-488 E, 2010/557 K sayılı kararında da açıkça belirtilmiştir. Öte yandan aynı kararda faktoring işleminin müşteri (firma), faktoring şirketi (faktor) ve borçlu olmak üzere üç tarafının bulunduğu da açıklanmıştır. Faktoring işleminin bu tarafları arasındaki ilişkiler yönünden 6361 sayılı Yasanın 9/2 ve 6098 sayılı TBK’nın 188/1.maddesi hükümlerinin uygulanması gerekir. Buna göre borçlu, faktoring işlemini öğrendiği sırada önceki alacaklısına karşı sahip olduğu def’ileri alacağı faktoring sözleşmesine dayanarak devralmış olan faktoring şirketine karşı da ileri sürebilecektir. 6361 sayılı Yasanın 9/2. ve TBK’nın 188/1. maddesi karşısında faktoring işleminin tarafları arasındaki ilişkiler yönünden şahsi def’ilerin ileri sürülebilmesinde faktoring şirketinin iyiniyetli ya da kötüniyetli olmasının sonuca etkisi bulunmamaktadır. 6361 sayılı Yasanın 9/3. maddesi, faktoring işleminin yukarıda belirtilen tarafları dışında kalan kambiyo borçluları bakımından uygulanabilecek bir hükümdür. Başka bir anlatımla, faktoring işleminin dışında bir kambiyo borçlusu varsa (keşideci, lehdar veya ciranta) onlar hakkında 6361 sayılı Yasanın 9/3. maddesi hükmü uygulanacaktır. Somut olayda uyuşmazlık faktoring işleminin tarafları arasında olduğundan anılan Yasanın 9/3.maddesi hükmünün uygulama yeri bulunmamaktadır.
Sonuç olarak davacının davaya konu çeke yönelik şahsi def’ilerini (bedelsizlik def’İ) davalı factoring şirketine karşı da ileri sürme hakkına sahip olduğu subuta ermekle; Mahkememizin … tarihli tedbir kararı da dikkate alınarak, davanın kısmen kabulü ile; davacının… bankası antalya yüzüncüyıl şubesine ait … seri nolu … keşide tarihli 50.000,00 TL bedelli çekin 48.619,40 TL lik kısmı yönünden davalılara borçlu olmadığının tespitine, fazlaya ilişkin talebinin reddine, davanın reddedilen kısmı olan 1.380,60 TL üzerinden hesap edilen %20 icra inkar tazminatının (276,12 TL)’ nin davacıdan alınarak davalı … Faktoring A. Ş’ ye verilmesine, dair aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM : / Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın KISMEN KABULÜ İLE; davacının …Bankası Antalya … Şubesine ait … seri nolu … keşide tarihli 50.000,00 TL bedelli çekin 48.619,40 TL lik kısmı yönünden davalılara borçlu olmadığının tespitine, fazlaya ilişkin talebinin reddine,
2-Davanın reddedilen kısmı olan 1.380,60 TL üzerinden hesap edilen %20 icra inkar tazminatının (276,12 TL)’ nin davacıdan alınarak davalı … Faktoring A. Ş’ ye verilmesine,
3-Alınması gerekli 3.321,20 TL harçtan peşin alınan 853,88 TL harcın mahsubu ile bakiye 2.467,32 TL harcın davalıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına,
4-Davacı tarafından yapılan 29,20 başvurma, 853,88 TL peşin harç ile 350,00 TL bilirkişi ücreti, 191,00 TL tebligat ve posta olmak üzere toplam 1.424.08 TL yargılama giderinden kabul red oranına göre hesaplanan 1.409,14 TL’nin yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 14,94 TL’ sinin davacı üzerinden bırakılmasına,
5-Davada kabul edilen miktar dikkate alınarak Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesaplanan 5.698,13 TL vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davada reddedilen miktar dikkate alınarak Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesaplanan 1.380,60 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
7-Sarf edilmeyen gider avansının HMK.’nın 333. maddesi uyarınca davacıya iadesine,
Dair, davacı ile davalı … Alçı… Ltd. Şti vekillerinin yüzüne karşı, diğer davalıların yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde İstinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okundu. Anlatıldı.
13/02/2018

Katip …
¸e-imzalı

Hakim …
¸e-imzalı