Emsal Mahkeme Kararı Antalya 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/760 E. 2019/373 K. 31.05.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
ANTALYA
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/760 Esas
KARAR NO : 2019/373
DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 26/10/2016
KARAR TARİHİ : 31/05/2019

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket ile davalı şirket arasındaki cari hesap ilişkisi gereğince davalı şirketin sipariş ettiği 505.463,71.-TL. tutarındaki cam ürünlerinin imal edilerek ,müvekkili şirket tarafından faturalar mukabilinde davalı şirkete teslim edildiğini, davalı şirketi faturalar karşılığında 250.000,00.-TL. tutarında çek ve 45.430,00.-TL. tutarında iade faturası teslim ettiğini, bakiye kalan 210.033,71.-TL. tutarında fatura bedelinin davalı şirket tarafından ödenmediğini, bunun üzerine davalı aleyhine Antalya … .icra müdürlüğü …/… esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalının takibe itiraz ettiğini ve takibin durduğunu iddia ederek, icra takibine yapılan itirazın iptaline, takibin devamına karar verilmesinin talep ettiği görülmüştür.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkil şirket cam sera yapma işi ile iştigal etmekte olup, Afyonkarahisar ilinin Sandıklı ilçesinde yapacağı bir sera için davacı şirketten temperli cam satın aldığını, alınan camlar davacı şirket tarafından şantiye alanına L sehpa ile teslim eldiğini, camlar da sera için kullanılmadan, montajı yapılmadan henüz şantiye alanında beklemedeyken kendiliğinden kırılmalar meydana geldiğini, müvekkilin anılan iş için karşı taraf şirketten aldığı camların büyük bir çoğunluğu hiç kullanılmadan, kendiliğinden kırıldığını, bu nedenle müvekkilin uğradığı zararın tespiti için Sandıklı Sulh Hukuk Mahkemesinden delil tespiti yaptırdıklarını, bilirkişi raporunda müvekkilin, davacı şirket tarafından 116.896,91-TL zarara uğratıldığının tespit edildiğini, ayrıca dava konusu malın temperli cam olup, kristal bardak olmadığını, bu camların özelliği dayanıklılığının göstergesi olduğunu, diğer taraftan camlar davacı şirketin teslim ettiği hali ile yerde bulunurken kurulmaya başladıklarını, bu nedenle davacının camların koşullara uygun sağlanmadığı yönündeki iddasını kabul etmediklerini, bu nedenle haksız açılan davanın reddine, davacı şirketin %20’den az olmamak koşulu ile kötü niyet tazminatına mahkum edilmesini talep etmiştir.
Sandıklı Sulh Hukuk Mahkemesinin 2016/8 esas sayılı dosyasının celp edildiği, delil tespiti talep eden … Cam…Ltd. Şti., karşı taraf … Cam Metal San. Ve Tic. A.Ş. Olduğu, delil tespitinin 28/07/2016 tarihinde yapıldığı, bilirkişi raporlarının sunulduğu anlaşıldı.
Antalya … İcra Müdürüğünün …/… esas sayılı dosyası celp edilmiş olup, alacaklısı … Cam Metal San. Ve Tic. A.Ş., borçlusu … Cam…Ltd. Şti. Olduğu, 210.033,71-TL asıl alacak üzerinden ilamsız takibe geçildiği, borçlunun … tarihli itiraz dilekçesi ile takibin durduğu anlaşılmıştır.
Dava dosyası ile tarafların ticari defterleri üzerinde incelemeler yapılarak, defterlerinin usulüne uygun tutulup tutulmadığı, takip konusu faturaların tarafların ticari defterlerinde yer alıp almadığı, ticari defter ve belgelere göre davacının takip dosyası ile talep edebileceği alacak miktarı konusunda rapor düzenlenmesi için mali müşavir bilirkişiye tevdi edildiği, 27/11/2017 tarihli bilirkişi raporunda özetle;
• Taraflar arasında ticari bir ilişkinin mevcut olduğu ve dava konusu alacağın dayanağı olan faturaların ve muhteviyatı malların davalı şirkete teslim edildiğini,
• Davacı şirketin defterlerine göre, dava konusu alacağın dayanağı olan faturalaraistinaden takip tarihi itibariyle davacı şirketin bakiye 210.033,71.-TL tutarında davalı şirketten asıl alacağının olduğunu,
• Davalı şirketin ticari defterlerine göre, dava konusu alacağın dayanağı olan faturalara istinaden takip tarihi itibariyle davacı şirketin 100.923,83.-TL. tutarında davalı şirketten asıl alacağının olduğunu,
• Tarafların ticari defterlerindeki borç farklılığının nedeninin davacı şirketin ticari defterlerinde kayıtlı olmayıp da davalı şirketin ticari defterlerinde kayıtlı olarj davalı şirketin davacı şirket adına borç kaydettiği 30.07.2016 tarihli, … sıra nolu, 109.109,88.-TL. bedelli iade faturası kaydından kaynaklandığını,
• Davalı taraf bu iade faturasını davacı tarafa teslim ettiğini veya iddia edildiği gibi davacı şirketin teslim ettiği camların ayıplı olduğunu;
İspatlaması durumunda, takip tarihi itibariyle davacı şirketin bakiye 100.923,83.-TL tutarında davalı şirketten alacağının olacağı,
İspatlayamaması durumunda, takip tarihi itibariyle davacı şirketin bakiye 210.033,71- TL tutarında davalı şirketten alacağının olacağı sonuç ve kanaatine varıldığını beyan etmiştir.
Mahkememiz tarafından bir inşaat bilirkişisi, bir kimyager bilirkişi ve bir cam yapımında uzman bilirkişi heyetiyle birlikte keşif yapılması için Sandıklı Asliye Hukuk Mahkemesine talimat yazıldığı, ancak talimat mahkemesi tarafından tüm araştırmalara rağmen cam yapımında uzman bilirkişi temin edilemediğinden, talimatın bila ikmal cevap verildiği anlaşıldı.
… tarihli duruşmada Davalı tanığı … (TC.NO: … )’ın hazır olduğu ve vermiş olduğu beyanında; “Tanıklık konusu anlatıldı, soruldu; ben davalı şirkette Çelik ve camların montajını yapıyorum. Olay tarihinde de Sandıklıdaki yerde çalışıyordum. Camlar paletle geldi. Araçdan indirildi. Sonrasında biz 30 -40 paletteki camları almaya çalışırken camlar paletten çıkmadı ve bu camlar zayi oldu. Diğer camlar yan cam olduğu için karılmadığı diye düşünüyorum. Bunlar tamperli camdır. Biz camları paletten 2 kişi çıkarmaya çalıştık.
Soruldu: biz paletler geldikten 1 hafta sonra paletlerdeki camları çıkarmaya başladık. Sonrasında çalıştığımız şirket yetkilisine söyledik. Onlarda bilirkişi raporu aldı.
Davalı vekilinin talebi üzerine soruldu: bir günde ortalama 2 palet biter. Paletin 1 – 2 tanesi kırılınca şirket yetkelisine haber verdik.
Soruldu: biz şirket yetkisine haber verdikten sonra bilirkişi geldi, dedi. Beyanı okundu.” beyan ettiği anlaşıldı.
Tanık …’nun dinlenmesi için Sandıklı Asliye Hukuk Mahkemesine talimat yazıldığı, 17/09/2018 tarihli duruşmadaki beyanında; “Tanıktan soruldu:Ben Sandıklı ilçe merkezinde ikamet ederim,benim sandıklı ilçesinde Han Seracılık tarım ürünleri san. Tic. Şirketim vardır,bu şirkette seracılık yaparız, Ben bu şirketin aynı zamanda hisse sahibi,şirket yetkilisiyim.tahminen 2016 yılında davalı … şirketi,davacı şirketten Sera inşaatında kullanılmak üzere temperli Cam satın alıp ,Sandıklı ilçesi Soğukpınar mevkisinde bulunan bize ait Han sera şantiye alanına camları indirdi, davalı şirket bu indirmiş olduğu aynı zamanda sorumlu olduğu malzemeleri uygun şartlarda işaat alanımızda depolamadığı için sephası ile birlikte gelen camlar zarar gördü, camların üstleri açık olduğu için yağışlardan dolayı camlar birbirine yapıştı,montaj için ayırmaya çalıştıklarında, camların özelliklerinden dolayı camlar patladı,bildiğim kadarıyla bu malzemeler nedeniyle alımda davalı şirket yetkilileri davacı şirket yetkililerine çekler verilmiş, daha sonra çeklerin ödeme süreleri geldiğinde, davalı şirket yetkilileri ,sizin bize verdiğiniz sera camları kusurlu diye ödemelerini yapmamışlar, davacı şirket de icra takibine geçmiş, davalı şirket takibe itiraz edince, davacı şirket yetkilileri bu davayı açmışlar, hatta davalı bu şxirket bizim sera inşaatına başka girmalardan da cam getirdi, aynı şekilde gerekli özeni göstermediklerinden , aynı şekilde bu camlarda zarar gördü, bir müddet sonra biz şirket olarak bizzat kendimiz davalı şirketin işi yarım bırakmasından dolayı, biz davacı şirketten aynı malzemeler aldık, montajını da başkasına yaptırdık, bu alınan malzemelerde kusur ve eksik aynı özellikte olmasına rağmen çıkmadı, benim bilgim ve diyeçeklerim bundan ibarettir dedi beyanı okundu.” beyanın alındığı anlaşıldı.
… tarihli duruşmada, Davalı tanığı … (TC.NO:…), ‘ın hazır olduğu ve vermiş olduğu beyanında; “Tanıklık konusu anlatıldı, soruldu; Ben davalı şirkette montaj işçisi olarak çalışıyordum. Haziran ayı gibiydi. Camlar indirildikten sonra indirildiği yerde beklerken yaklaşık 10 gün sonra patlamaya başladı. Nerde ise insan kesecek düzeyde şiddetli patlamalar vardı. Bunun üzerine şirket yetkilileri geldi. Davacı şirket yetkililiri camların beklediği yerde nem aldığı için patladığını beyan etti. Halbuki yan tarafda başka bir sera var idi. Oradaki camlar yağmurda olsa karda olsa nemde olsa patlamadı. Biz davacı şirket yetkililerine orayı gösterdik. Ardından bildiğim kadarıyla bilirkişiler geldi. Sorunun temperli camda olduğunu beyan ettiler.
Soruldu: kırılan camlar öylece kaldı. Davacı taraf camları almadı.
Soruldu: yaklaşık 32 -33 palet patladı. Gerisini kullandık, dedi.
Soruldu: camlar patladıktan sonra davacı tarafa haber edildi. Davacı taraf geldiğinde dahi davacı tarafın elinde camlar patladı.
Davacı vekilinin talebi üzerine soruldu: tırdan inerken üstüne naylon çekildi. Altında ise camların kendi paleti vardı.
Davalı vekilinin talebi üzerine soruldu: camlar kırıldıktan sonra yaklaşık 4 gün 1 hafta sonra tespit yapıldı.
Davalı vekilinin talebi üzerine soruldu: biz camlara dokunmadan camlar kırıldı, dedi. Beyanı okundu.” beyanın alındığı anlaşıldı.
TSE Kayseri Labaratuvar Müdürlüğü cam labaratu varında görevli bir bilirkişinin dosyaya atanarak, bilirkişiye camlar üzerinde inceleme yapmak için bilirkişi tarafından öncelikle ön rapor tanzim edilerek, bilirkişiye incelemesinde gerekli hususların açıklanması ile camların bilirkişiye teslim edilmesinde, nereye teslim edileceği huusunda adres bildirmesinin istenilmesine, ilgili adres ve yer bildirildiğinde bilirkişiden camlardaki kırılmanın üretim hatası mı olduğu, yoksa saklanma koşularında kaynaklı olduğu, camlar ayıplı ise gözden geçirme ile tespit edilip edilemeyeceği, ayıbın gizli mi olduğu açıkmı olduğu hususunda camların davalı serasına gönderilen camlarla aynı seride üretilen cam olup olmadığı hususunda rapor tanzim edilmesi için Kayseri ATM sine talimat yazıldığı, talimat mahkemesinin Türk Standartları Enstitüsü Kayseri Bölge Koordinatörlüğü’ne müzekkere yazıdığı ve cevabi yazısında; belirtilen adliye bilirkişi listesinde bilirkişilik yapabilecek personel bulunmamasına istinaden, talimatın bila ikmal iade edildiği anlaşıldı.
Dava konusu camların kırılma iddiasının incelenerek, camların mevcut verilere göre imalata bağlı kırılıp kırılmayacağının tespiti veya mevcut kırılmaların saklama koşullarının olumsuzluk nedeni ile meydana gelip gelmeyeceği hususunda, bu aşamada bir tespit yapılıp yapılamamasının mümkün olup olmayacağının, mümkün ise cam kırılmasının nedeninin üretime bağlı mı, yoksa saklama koşullarının olumsuzluğu nedeniyle mi meydana geldiğinin tespit edilmesinin istenilmesine, şayet ayıplı olduğu kabul edilecek olursa, ayıp nedeniyle yapılması gereken indirim bedelinin ne olduğu hususunda rapor tanzim edilmesi için dosyanın bir kimya mühendisi ve bir inşaat mühendisine tevdi edildiği, 25/02/2019 tarihli bilirkişi heyet raporunda özetle;
*Dava konusu temperli camların üretimden kaynaklı ayıplı mal olup olmadığına, numune olmadığı ve kimyasal analiz yapılamadığı için kesin kanaat oluşmadığını,
*Camlarda görülen kireç renkli lekeler için üretici firma yağmur sularından sızamayan suların bu lekelere neden olduğu beyanında bulunulduğunu, tanıkların ifadesi ve yaz mevsim koşullan göz önüne alındığında bahse konu lekelerin yağıştan kaynaklı oluşamayacağını, üretimden kaynaklı olabileceği kesin kanaat olmamakla birlikte düşünüldüğünü, çünkü davaya konu camlara ait numune bulunmamasından dolayı kimyasal analiz yapılamadığını, bu aşamadan üretimden kaynaklı olduğu tespit edilememiş olup, fiziksel verilere göre üretimden kaynaklı olabileceği görüş ve kanaatine varıldığını,
*32 palet camın hepsinin aynı şekilde aynı zamanda toz gibi kırılması yine üretime bağlı ayıplı ürün kanaatini güçlendirdiğini,
*Yanlış Stoklamaya bağlı patlamaların meydana gelmiş olması için camların güneş altında aralarına bir ayraç (mantar gibi) konmandan stoklanması gerektiğini, tanık ifadelerinde stoklamanm L sehpalarda yapıldığı ifade edilmiş olup, aralarında ayraç olup olmadığı belirtilmediğini,
*Bu nedenle yanlış stoklamadan kaynaklı olup olmadığı bu aşamada tespit edilemediğini,
*Davaya konu temperli camların ayıplı olduğu kabul edilecek olursa, ayıp nedeniyle oluşan zarar bedelinin;
6003,95 m2 x 16,50 TL/m2 = 99.065,18 TL 99.065,18 TL x %18 KDV = 17.831,73 TL Toplam = 116.896,91 TL (KDV dahil) olduğu görüş ve kanaatine varıldığını beyan etmişlerdir.
GEREKÇE ;
Dava eser sözleşmesinden kaynaklanan itirazın iptali davasıdır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık dava konusu malların ayıplı olup olmadığı, ayıplı ise ayıp nedeni ile yapılması gereken indirim bedeli noktasındadır.
Taraflar beyanından dava konusu ürünlerin davalıya teslim edildiği noktasında ihtilaf bulunmamaktadır.
Taraflardan üzerinde bilirkişi incelemesi yapılmak üzere numune talep edilmişse de her iki tarafda bilirkişi incelemesinden rücu edilmesini, ellerinde numune olmadığını beyan etmişlerdir.
Yargıtay … HD nin …/… esas sayılı ilamında da belirtildiği üzere ayıp ihbarının yapılmadığı, ayıp ihbarının süresinde yapılmadığı iddiaları ancak yüklenicinin bir def’i olarak öne sürebileceği husus olup mahkemece resen dikkate alınmayacağı gibi süresinde sunulmayan def’i de dikkate alınamayacaktır. Davacı yüklenici taraf dilekçeler aşamasındaki beyanlarında ayıp ihbarının süresinde yapılmadığına ilişkin bir def’i öne sürmemiştir. Bu nedenle bu husus irdelenmemiştir.
Delil tespiti dosyasında mahallinde keşif yapıldığı, tespit zaptında mahkeme gözlemi kısmında ; bazı bölümlerde sağlam şekilde camların bulunduğu, ancak büyük ölçüde camların takılı olmadığı, yerde ufak parçalar halinde yığın cam parçalarının bulunduğu, bir kısmının palet içerisnde kullanılamaz halde hasar görmüş olduğunun gözlendiği tutanağa bağlanmıştır.
Yine davacı tarafa tebliğ edilmeyen delil tespiti raporunda ürünlerin ayıplı olduğu, hatta bir kısım ürünlerin monte edildikten sonra işçilik hatası olmamasına rağmen yerinde çatladığı, davalının zararının 116.896,91 Tl olduğu belirtilmiştir.
Mahkememizce alınan bilirkişi raporunda ise ; kesin bir kanaat olmamakla camlar üzerindeki lekelerin üretimden kaynaklı olabiliceği görüş ve kanaatinde olunduğunun, camların aynı anda kırılmasının üretime bağlı olduğu görüş ve kanaatinde olunduğunun,patlamaların meydana gelmesi için güneş altında ve ayraç konmadan meydana gelmesinin mümkün olabileceği belirtilmiştir.
Davalı tanıklarının anlatımından ve tespit raporundan bazı ürünlerin daha palet içerisinde iken davacının teslim ettiği halde bulundururken hasar gördüğünün gözlemlenmesi karşısında söz konusu camlarda meydana gelen patlamaların saklama koşulundan kaynaklanmadığı kanatine varılmış olup, davalı ayıba bağlı olarak kendi defterlerine kabul edip benimseyerek 109.109,88 TL iade faturası düzenleyerek işlediğinden davacının davalıdan 100.923,83 Tl alacak talep edebileceği anlaşılmakla davanın kısmen kabulüne ve alacak yargılamayı gerektirdiğinden icra inkar tazminatının reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının davasının KISMEN KABULÜ İLE,
Davalının … İcra Müd. …/… esas sayılı dosyasına yaptığı itirazın kısmen iptaline, takibin 100.923,83-Tl asıl alacak üzerinedn devamına, asıl alacağın takip tarihinden itibaren uygulanacak avans faizi ve takip giderleri ile birlikte tahsile imkan verecek tarzda takibin devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine,
2-Alacak yargılamayı gerektirdiğinden, koşullar oluşmadığından, tarafların tazminat taleplerinin reddine,
Alınması gerekli 6.894,11-TL harçtan peşin alınan 2.536,69-TL harcın mahsubu ile bakiye 4.357,42-Tl harcın davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
Davacı tarafından yatırılan 2.536,69-TL peşin harç, 29,20-TL başvurma harcı olmak üzere toplam 2565,89-TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesaplanan 10.823,91- TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesaplanan 11.478,79- TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Davacı tarafından yapılan tebligat, müzekkere, talimat masrafları ve bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1582,80-Tl yargılama giderlerinin davanın kabul ve red oranına göre 760,60-TL ‘nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, geri kalan kısmın kendi üzerinde bırakılmasına,
Sarf edilmeyen gider avansın kararın kesinleşmesinden sonra iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde İstinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okundu. Anlatıldı. 31/05/2019

Katip …
¸e-imzalı

Hakim …
¸e-imzalı