Emsal Mahkeme Kararı Antalya 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/726 E. 2018/357 K. 08.05.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
ANTALYA
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/726 Esas
KARAR NO : 2018/357
DAVA : Tazminat
DAVA TARİHİ : 23/06/2010
KARAR TARİHİ : 08/05/2018

Mahkememizden verilen … tarihli, …/… Esas, …/… Karar sayılı kararı Yargıtay … Hukuk Dairesinin … tarih …/… Esas, …/… Karar sayılı ilamıyla bozulmakla, dosya mahkememizin yukarıdaki esasına kaydedilerek, yapılan açık yargılamaları sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin, davalı şirket tarafından sigortalanan ve davalı … sevk ve idaresindeki …plakalı araçta yolcu olarak seyretmekte iken meydana gelen tek taraflı trafik kazası neticesinde yaralandığını, kaza sonrasında Jandarna tarafından tutulan şüpheli ifade tutanağında davalı sürücünün kazanın meydana gelmesinde kusurlu olduğunu kabul ettiğini, kazaya ilişkin olarak Korkuteli Sulh Ceza Mahkemesi’nin …/… esas sayılı dosyası ile dava açıldığını ve dosyanın halen derdest olduğunu, davalı sigortanın tedavi gideri olarak … tarihinde 35.679,00 TL ödeme yaptığını, poliçe kapsamında olan sakatlık teminatına ilişkin hiçbir ödeme yapmadığını, müvekkilinin bu konuda yaptığı yazılı başvurusuna da cevap verilmediğini, kazadan sonra Antalya Atatürk Devlet Hastanesi tarafından düzenlenen … tarihli raporda müvekkilinin % 92 oranında vücut fonksiyon kaybına uğradığının ve Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Ana Bilim Dalı Başkanlığı tarafından düzenlenen … tarihli raporda ise sürekli iş göremezlik oranının % 100 olduğunun tespit edildiğini, kazadan sonra müvekkilinin omurgasının kırılarak felçli duruma düştüğünü, yatağa bağlı yaşamak zorunda kaldığını, hiçbir ihtiyacını tek başına karşılayamaz hale geldiğini, reşit olmayan iki çocuğuna bakamaz hale geldiğini, fiziksel ve psikolojik olarak büyük bir yıkıma uğradığını beyanla, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 7.300,00 TL maddi tazminatın yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen davalılardan, 1.000,00 TL manevi tazminatın davalı …’dan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davacı vekili … tarihli ıslah dilekçesi ile adli yardım talebinde bulunmuş ve talebin kabulü halinde davanın maddi tazminata ilişkin kısmını 657.254,42 TL üzerinden ıslah ettiklerini beyan etmiş, buna ilişkin fakirlik belgesi sunmuştur. (adli yardım talebi kabul edildiğinden harçalınmamıştır.)Davacı vekili ıslah dilekçesinden sonra ikinci bir dilekçe vererek ıslah dilekçesinde maddi hata yapıldığını belirterek maddi hatanın düzeltilmesini ve taleplerinin 733.088,25 TL olarak düzeltilmesini istemiştir.
Davalı … Sigorta A.Ş. vekili cevap dilekçesinde özetle; davayı kabul anlamına gelmemekle birlikte müvekkilinin, davaya konu … plakalı aracın sigortalandığı poliçeden dolayı sorumluluğunun, sigortalılarının kusuru oranında olmak üzere tedavi giderleri için 60.000,00 TL, maluliyet tazminatı olarak 60.000,00 TL olduğunu, davacı tarafa 35.679,00 TL ödeme yapıldığını, ancak maluliyet tazminatı ödemesine esas teşkil edecek sosyal güvenlik kurumundan peşin sermaye değeri olarak kaç lira alacağına dair belgenin kendilerine ulaşmadığından hesaplama ve ödemenin yapılamadığını, tazminat ödemesi için gerekli belgelerin müvekkiline teslim edilmemesi nedeniyle temerrüdünün henüz başlamadığını, müvekkili şirketin sorumluluğunun poliçeden kaynaklanan akdi sorumluluk olduğundan ve dava konusu olayın hukuki sebebi olan haksız fiil faili olmadığından ve temerrüdü gerçekleşmediğinden faiz talebinin yerinde olmadığını, müvekkilinin davanın açılmasına sebebiyet vermediğini beyanla, davanın reddine, müvekkilinin faiz, masraf ve vekalet ücretinden sorumlu tutulmamasına karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkememizce …/… Esas sayılı dosyada yapılan yargılama sonunda;
Dava trafik kazasına dayalı açılan maddi ve manevi tazminat davasıdır.Davacı miktar açısından davasını ıslah etmiş ,daha sonra maddi hata dilekçesi adı altında yeni bir ıslah dilekçesi sunmuştur. Davacı vekilinin ikinci ıslah dilekçesi kabul edilmemiştir. Davalı sigorta şirketi davalıya ait aracı ZMMS ile sigortalayan şirkettir. Davacı meydana gelen kaza neticesinde alınan raporlara göre iş görme yetisini tamamen kaybetmiştir. Yani davacı %100 oranında sürekli işgöremez hale gelmiştir. Kazanın meydana gelmesinde davacının kusurunun olmadığı anlaşılmıştır. Alınan Adli Tıp kurumu raporunda plakası tespit edelemeyen bir traktörden bahsedilmekte ve bu traktör sürücüsüne de kusur verilmiş ise de, davacının kusurunun olmaması karşısında belli olmayan sürücünün kusuru nedeniyle indirim yapılmamıştır. Kaldı ki bu durum zarara sebebiyet verenlerin kendi aralarındaki ilişkiyi ilgilendirmektedir.
Davacının kazadan evvel Kuaför olarak çalıştığı anlaşılmış ve ilgili meslek odasından ortalama geliri sorulmuştur. Dolaysıyla davacının gerçek geliri olan icra ettiği meslek nedeniyle elde ettiği kazanç üzerinden hesap yapılmasının doğru olacağı sonucuna varılmıştır. Bu nedenle … tarihli bilirkişi raporunda belirlenen kazanç kaybı esas alınmıştır. Davacıya SGK tarafından ödenen bedellerin (141.203,25 TL peşin sermaye değeri)rucü edilmesi için kurum tarafından Korkuteli Asliye hukuk mahkemesinde davalılara aleyhine dava açıldığı ,sigorta şirketinin bu dava nedeniyle kuruma 57.500,00TL ödediği anlaşılmıştır. Hesap bilirkişi tarafından kurumun rücu miktarı toplam zarardan düşülerek hesap yapılmıştır. Bu durumda davalı tarafın tamamen kusurlu olarak yol açtığı kaza neticesinde davacının meslekte kazanma gücünü tamamen yitirdiği ,icra ettiği meslekteki gelirine göre ,SGK dan yapılan ödemeler düşülerek yapılan hesaplamaya göre 591.885,09 TL maddi zararının olduğu, bu bedeli kazaya sebep olanlardan talep edebileceği ,ancak sigorta şirketinin sorumluluğunun poliçe limit ile sınırlı olduğu ,poliçe limitinin 60.000,00TL olup ,bunun 57.500,00TL sini ödediği ,kalan miktarın 2.500,00TL sonucuna varılmıştır.
Davacı kaza nedeniyle sürekli iş göremez hale gelmesi ve oluşan yaralanma nedeniyle manevi olarak acı çekmiştir. Bu nedenle kazaya sebebiyet veren davalı sürücüden manevi tazminat talep edebilecektir. Davacının dava dilekçesinde talep ettiği 10.000,00TL manevi tazminatın yerinde olduğu kanaatine varılmış ve bu gerekçeye göre Mahkememizce verilen karar davalı vekili tarafından temyiz edilmiş Yargıtay … Hukuk Dairesinin … tarih …/… Esas, …/… Karar sayılı ilamı ile;
“1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde bir usulsüzlük bulunmamasına, dava dilekçesinde müştereken ve müteselsilen talepte bulunulmasına, manevi tazminatın takdirinde BK.’nun 47. maddesindeki (6098 s. TBK. md. 56) özel haller dikkate alınarak hak ve nesafet kuralları çerçevesinde hüküm kurulmuş olmasına göre, davalı … vekilinin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2-Dava, Borçlar Kanunu’nun 46. maddesi (6098 sayılı TBK m. 54) gereğince çalışma gücü kaybı nedeniyle maddi tazminat ve 47. maddesi (TBK m. 56) gereğince manevi tazminat istemine ilişkindir.
Davacının berber dükkanı işlettiği anlaşılmaktadır. Hükme esas alınan bilirkişi raporunda, Antalya Berberler Odasının … tarihli yazısı ile bildirilen yıllara göre gelir miktarı üzerinden tazminat hesabı yapılmıştır. Oysa ki dosya kapsamındaki gelir vergisi beyannamesinden basit usule tabi, küçük çapta bir berber dükkanı olduğu anlaşılmaktadır. Bu durumda, davacının maluliyetinden sonra iş yerinin çalışmaya devam edip etmediği araştırılarak, çalışmıyor ise önceki yıllarda davacının kişisel katkısının -emek katkısı- parasal karşılığının tespit edilmesi, başka bir deyişle iş yerinde aynı şekilde çalışacak bir kişiye ödenmesi gereken ücretin tespit edilerek, belirlenen bu gelir üzerinden iş göremezlik zararının hesaplanması için bilirkişiden ek rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde eksik araştırma ile karar verilmesi doğru görülmemiştir.
3-Hatır taşımaları bir menfaat karşılığı olmadığı cihetle, bu gibi taşımalarda mülga 818 sayılı BK.’nun 43.(6098 sayılı TBK. md. 51) maddesi uyarınca tazminattan uygun bir indirim yapılması, gerek öğretide gerekse Yargıtay İçtihatlarında benimsenmiş ve yerleşmiş bulunmaktadır. Hatır taşımasından ya da kullanmadan sözedebilmek için yaralanan ya da ölen karşılıksız taşınmış olmalıdır. Taşınan veya kullananın yararının sözkonusu olduğu durumda hatır taşıması ilişkisi gündeme geleceğinden işletenin sorumluluğu genel hükümlere göre değerlendirilecek ve ödenceden indirim yapılacaktır. Bu bakımdan hatır taşıma ilişkisinin değerlendirilmesinde taşıma ya da kullanmanın kimin çıkar ve yararına olduğunun saptanması önemlidir. Yarar ekonomik olabileceği gibi, ortak toplumsal değerleri de ilgilendirebilir. Ancak taşıma ve kullanmada işletenin veya eylemlerinden sorumlu olduğu kişilerin bir çıkarı veya yararının bulunması halinde hatır taşımasından sözedilemeyecektir. Ayrıca hakim tazminattan mutlaka indirme yapmak zorunda değilse de bunun dahi gerekçesini kararında tartışması ve nedenlerini göstermesi gerekir.
Somut olayda, davacı ile davalıya sigortalı aracın sürücüsünün arkadaş oldukları, kaza sırasında da birlikte davacının köyüne gezmeye gittikleri anlaşılmaktadır.
Bu durumda, olayda hatır taşımasının var olduğunun anlaşılmasına göre, mahkemece, bu husus gözetilerek mülga 818 sayılı BK.’nun 43. maddesine (6098 sayılı TBK. md. 51) göre, belirlenen tazminattan takdir edilecek oranda hakkaniyete uygun olarak hatır taşıması indirimi yapılması gerekirken bu husus göz ardı edilerek karar verilmiş olması doğru görülmemiştir.” gerekçesiyle bozulmuştur.
Mahkememizce Yargıtay bozma ilamına uyularak yargılamaya devam edilmiştir.
DAVACI TANIĞI … BEYANINDA:”Ben davacıyla doğduğumdan beri aynı mahallede otururum. Kendisinin mahallenin içinde erkek berberi dükkanı vardı. Kendisi berberdi. Kaza tarihinde yanında iki tane kalfası vardı. Kazadan sonra belinden aşağısı tamamen felç olduğu için kalfalarından birine dükkanı devir etti diye biliyorum. Zaten bedenen çalışmasına da imkan yok. Kendisi dükkanın ustasıydı. Diğer iki kalfasını da o yetiştirmişti ” demiştir.
DAVACI TANIĞI … BEYANINDA: “Ben davacıyla aynı mahallede oturduğum gibi 1998 veya 1999 tarihinden 2004 yılına kadar dükkanında kalfa olarak çalıştım. Askere gittikten sonra dönüşte başka işler yaptım. Davacı kaza geçirince dükkanı kapanmasın diye dükkanı ben devir aldım. Çünkü kendisinin mesleğine devam edecek durumu yoktu. Kaza tarihi itibariyle hatırladığım kadarıyla tek çalışıyordu. Kalfası yoktu. Ben dükkanı kazadan bir yıl sonra resmi olarak devir aldım. Bu 1 yıl süre içerisinde de dükkanı ben onun adına işlettim. Ben bu süre içerisinde eski bir elemanı vardı onu çağırdım. Yani kazadan bir yıl sonra resmi olarak dükkan davacının üzerine işletilmeye devam edildi. SGK yapılmadı. Yevmiye hesabı olarak çalıştım. Günlük kazancın yarısını ben aldım, yarısını da davacıya verdim. Daha sonra dediğim gibi 16/01/2008 yılında dükkanı ben devir aldım” demiştir.
DAVALI TANIĞI … BEYANINDA:”Davacı bizim mahallenin berberiydi. Trafik kazası geçirdiğinde dükkanı kendisi çalıştırıyordu. Yanında iki tane çırağı vardı. Kalfa pozisyonunda değildi. Çırak pozisyonunda 2 çocuktu. Kazadan sonra davacı sakat kaldı. Yanında daha önceden çalıştırdığı … dükkanı işletmeye başladı. Daha sonra da devir aldı. …’ la davacı çok iyi arkadaşlardı. Mahallede bizim abimiz pozisyonundaydılar. Her gün görüştüğümüz insanlardı.Bizim mahallemiz aslında şehrin içinde olmakla beraber imara açık olmaması nedeniyle şehrin içinde bir köy gibi kaldı. Bana göstermiş olduğunuz fotoğraflar davacının berber dükkanına aittir. Traş fiyatları diğer semtlerdeki berber dükkanlarına göre yarı yarıya ucuzdur. Örneğin bugün dışarda 30,00 TL ise bizim mahallede 15,00 TL dir . Bu dükkanı çalıştıran bir kişinin ortalama gelirinin ne olduğunu bilemem. Yine yanında asgari ücretle birini çalıştırabilir mi, bu kurtarır mı kurtarmaz mı bilemem Şuan ordaki berberlerde yanında birini çalıştıran yoktur. Her usta kendisi tek başına çalışıyor. Zaten mahallemizde çok sayıda berber dükkanı vardır”demiştir.
DAVALI TANIĞI … BEYANINDA:”Ben davacı ile aynı mahallede otururum. Davalı da aynı şekilde mahallemizdendir. Davacı kaza geçirmeden önce berber dükkanı işletiyordu. Davalı da fırıncı dükkanında çalışıyordu. Anne babasına ait bir dükkandı. İkisi samimi arkadaştı. Kazanın Antalya ili Kortkuteli ilçesinde olduğunu, … Korkutelindeyken …’ in de onun yanına gittiğini, daha sonra birlikte gezmeye gittiklerinde kaza geçirdikleri haberini aldık. Davacı kendisi ustaydı. Yanında tam hatırlamamakla birlikte bir yada 2 kişi vardı. Çırak mıydı , kalfa mıydı bilmiyorum. Kazadan sonra davacı çalışamaz hale geldi. Daha sonra berber dükkanını … devir aldı. Ben şuanda bizim mahallede bulunan berber dükkanında 15,00 TL ye traş oluyorum. Bizim mahalledeki tüm berberler 15,00 TL ye saç traşı yapar. Diğer mahallelerde, semtlerde kaç TL’ ye traş ediliyor bilmiyorum. Bana göstermiş olduğunuz fotograftaki dükkan davacıya ait dükkandır. Davacının yanında çalışan kalfa veya çırakların ne kadar ücret aldıklarını ben bilemem”demiştir.

DAVALI TANIĞI … BEYANINDA: “Davacı mahallemizde erkek berberi olarak çalışırdı. Kazadan sonra çalışamadı. Kazadan önce tek başına çalışırdı. Bazen örneğin bayram arefelerinde ve diğer özel günlerde sıkıştığı zaman yanına geçici olarak yardımcı eleman alırdı. Gelirini bilemem. Kendisini aşağı yukarı 20 yıldır tanıyorum. Kazadan önce daime berberlik yaparak geçimini sağlıyordu. Davacının berberlik yaptığı semt şehir merkezinden uzak biraz kırsalda kalan kesimdeydi. Örneğin o tarihte biz davacıya 10,00 TL ye traş olursak şehir merkezinde daha fazla ücret alınırdı. Bu ücrete traş olamazdık. Burası Kırcami olarak bilinen yerdir. Şuan yeni imar görmektedir”demiştir.
Antalya Esnaf ve Sanatkarlar Odasına müzekkere yazılarak basit usule tabii berber dükkanında çalışan ( çırak, kalfa ve usta ayrı ayrı olmak üzere) bir kişiye … tarihinde ödenen ortlama maaşın ne olduğu sorulmuş, gelen müzekkere cevabına göre ustanın günlük ücretinin 30,00 TL olduğu anlaşılmaştır.
Bilirkişiler …, … tarafından düzenlenen … tarihli bilirkişi heyeti kök raporunda özetle;
“… tarihinde trafik kazası sonucu %100 oranında sürekli İş gücü kaybma uğrayan ve malul kalan davacı … is gücü kaybından kaynaklanan maddî zararı;
1)Heyetimizde bulunan Kuaför Bilirkişi tarafından belirlenen ücretler esas alınarak toplam zarar 435.344,77 (TL) dır.
2)Davalıların %75 Kusur sorumluluğuna isabet eden zarar miktarı ise 326.508,58(TL) olarak ayrıca hesaplanmıştır.
Davacı tarafın temyiz itirazında bulunmaması dikkate alınarak, Bozma öncesi gerekçeli karara esas alnan … tarihli hesap raporundaki gibi, … işlemiş dönem sonu olarak, hesaplamada esas alınmıştır” görüş ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Mahkememizce … tarihli ara kararıyla, Antalya Berberler Esnaf ve Sanatkarlar Odasının 2007 yılı için bir ustanın alacağı günlük ücret(30,00 TL) üzerinden değerlendirme yapılarak ek rapor düzenlenmesinin istenmesine karar verilmiş,
Bilirkişi heyetinin … tarihli ek raporunda özetle;
“… tarihinde trafik kazası sonucu %100 oranında sürekli iş gücü kaybına uğrayan ve malul kalan davacı …’ın U gücü kaybından kaynaklanan maddi zararı;
1) Antalya Berberler Esnaf ve Sanatkarlar Odası tarafından belirlenen ücretler esas alınarak toplam zarar 352.293,98 (TL) dır.
2) Davalıların %75 Kusur sorumluluğuna isabet eden zarar miktarı ise 264.220,48 (TL) olarak ayrıca hesaplanmıştır.
Davacı tarafın temyiz itirazında bulunmaması dikkate alınarak, Bozma öncesi gerekçeli karara esas alman … tarihli hesap raporundaki gibi, … işlemiş dönem sonu olarak, hesaplamada esas alınmıştır” görüş ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Belirlenen değer Yargıtay bozma ilamı doğrultusunda yapılan hesaplamayla bulunduğundan, bu değer üzerinden yine bozma ilamı doğrultusunda, davacı ile davalıya sigortalı aracın sürücüsünün arkadaş oldukları, kaza sırasında da birlikte davacının köyüne gezmeye gittikleri, bu durumda, olayda hatır taşımasının var olduğunun anlaşılmasına göre, Mahkememizce, bu husus gözetilerek mülga 818 sayılı BK.’nun 43. maddesine (6098 sayılı TBK. md. 51) göre, belirlenen tazminattan hakkaniyete uygun olarak takdiren % 25 oranında hatır taşıması indirimi yapılmak suretiyle, davalılar aleyhine açılan maddi tazminat davasının kısmen kabulü ile; 198.165,36 TL tazminatın dava tarihinden (23/06/2010) itibaren işleyen yasal faizi ile birlikte (davalı sigorta şirketinin sorumluluğu 2.500,00 TL ile sınırlı olmak üzere) davalılardan alınarak davacıya verilmesine, davalı … aleyhine açılan manevi tazminat davasına ilişkin olarak Mahkememizin …/… E-…/… K sayılı kararı ile kurulan hüküm Yargıtay bozma ilamı kapsamı dışında kalmakla kesinleştiğinden, davacının manevi tazminat talebi hususunda yeniden karar verilmesine yer olmadığına, dair aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalı …aleyhine açılan manevi tazminat davasına ilişkin olarak Mahkememizin …/… E-…/… K sayılı kararı ile kurulan hüküm Yargıtay bozma ilamı kapsamı dışında kalmakla kesinleştiğinden, davacının manevi tazminat talebi hususunda yeniden KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
2-Davalılar aleyhine açılan maddi tazminat davasının KISMEN KABULÜ ile; 198.165,36 TL tazminatın dava tarihinden (23/06/2010) itibaren işleyen yasal faizi ile birlikte (davalı sigorta şirketinin sorumluluğu 2.500,00 TL ile sınırlı olmak üzere) davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
3-Alınması gerekli, 50.077,25 TL harçtan, peşin alınan 256,95 TL harcın mahsubu ile bakiye 49.820,30 TL harcın davalıdan tahsiline, 19/02/2014 tarihinde ile 40.858,10 TL için harç tahsil müzekkeresi yazıldığından bakiye 8.962,20 TLiçin ayrıca harç tahsil müzekkeresi yazılmasına,
4-Davacı tarafından peşin yatırılan 256,95 TL harcın davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan ilk dava gideri 15,60 TL, 1.100,00 TL bilirkişi, 352,00 TL müzekkere ve tebligat gideri olmak üzere 1.452,25 TL yargılama giderinden davada kabul ve red olunan oranlara göre hesaplanan 392,60 TL yargılama giderinin davalı sigorta şirketinden alınarak davacıya verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
6-A.A.Ü.T. uyarınca hesaplanan 13.318,82 TL vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
7-A.A.Ü.T. uyarınca hesaplanan 32.313,56 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı sigorta şirketine verilmesine,
Sarf edilmeyen gider avansının HMK 333.maddesi uyarınca davacıya iadesine
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde TEMYİZ yasa yolu açık olmak üzere oy birliğiyle verilen karar açıkça okundu. Anlatıldı.08/05/2018

Başkan …

Üye …

Üye …

Katip …

e-imza e-imza e-imza e-imza