Emsal Mahkeme Kararı Antalya 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/549 E. 2018/274 K. 12.04.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
ANTALYA
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2016/549 Esas
KARAR NO : 2018/274
DAVA : Tazminat (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 14/07/2016
KARAR TARİHİ : 12/04/2018

Davacı vekili tarafından açılmış bulunan yukarıda açık konusu yazılı davanın yapılan açık yargılaması sonunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket ile davalı şirket arasında … tarihli bims duvar, sıva, alçıpan, boya imalatları taşeron sözleşmesinin yapıldığını, sözleşme uyarınca … Otelde yapılan imalatlarda kabulü mümkün olmayan hataların ortaya çıktığını, özellikle 3 blokta duvar kağıtlarında ve dış cephe taşlarında bozulmalar, renk atmaları, kalkmalar oluştuğunu, duvar kağıdı yapımı için alt yapının uygulamaya hazır hale getirilmesi işinin konusunda uzman olarak bilinen davalı şirkete verildiğini, davalı şirketin gerekli özeni göstermeyişinden dolayı telafisi imkansız sorunların yaşandığını, otel misafirlerinin rahatsız olduğunu, duvar kağıtlarının renk değiştirdiğini, dış cephede kaplanan duvar taşlarının yerinden oynayarak düşmeye başladığını, diğer imalatlarda da hatalar çıktığını, ayıpların giderilmesi için davalıya ihtar çıkarıldığını, davalının ihtara rağmen herhangi bir işlem tesis etmediğini, Serik … Asliye Mahkemesinin …/… Değişik iş esas sayılı dosyasında tespit keşfi yapılarak rapor alındığını, raporda davalının kusurlu olduğunun belirtildiğini, duvar kağıtlarının tamamının sökülerek yenilenmesi gerektiğini, davalı şirketin yapılan işin uygulama ve imalat fenni sorumluluğunu üstlendiğini, sorumluluğunu yerine getirmek için dikkat ve özeni göstermediğini, hatalı duvar kağıdı için 26.912,31 TL işçilik bedeli olarak 10.027,50 TL’nin davalıdan tahsil edilmesi gerektiğini, ayrıca dış cephede kaplanan taşların sıvasının belirli bir mukavemet gücünde olmadığından yeniden yapılması gerektiğini, davalının BK’nvn 362/son maddesi uyarınca sorumlu olduğunu belirterek fazlaya ilişkin haklan saklı kalmak üzere 20.000,00.-TL nin (15.000,00 TL’si duvar kağıtlarının tümünün sökülüp yenilenmesi için ve 5.000,00 TL’si işçilik bedeli olarak) yasal faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekilinin cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin sözleşme uyarınca yükümlülüklerini tam, eksiksiz, kusursuz olarak yerine getirdiğini, dış cephedeki mermer kaplama işinin sözleşme kapsamında olmadığı gibi kendileri tarafından da yapılmadığını, davacı tarafın Serik … Asliye Hukuk Mahkemesinin …/… Değişik iş sayılı dosyasında delil tespiti yaptırdığını, tespitte taşların dış cepheye Ankrajlı bir şekilde vidalanarak tutturulması gerektiği, otel binasında sadece yapıştırıcı ile duvara tutturuldukları, bu durumun zarara neden olduğu, binanın harçlı imalatının müvekkili şirket tarafından yapıldığı, davacı tarafın acele etmesi ve baskısı nedeniyle işin süresinden önce bitirilerek teslim edildiğini, iç ve dış cephede kullanılan sıva ve alçının kuruması için beklenmesine izin verilmediğini, diğer yüklenicilere duvar kağıdı imalatının başlatıldığını, otel içinde alçı imalatının devam ettiği sırada, alçı işinin bitirildiği kısımların duvar kağıdı ile kaplanıp otele müşteri kabul edilmeye başlandığını, duvar henüz kurumadan kağıtla kaplandığından zaman içinde duvar içindeki nemin sirayet ettiğini düşündüklerini, tespit raporlarından da bu sonuca ulaşıldığını, binanın dış cephesinde 1. sınıf hazır sıva ve cephe boyası kullanıldığını, duvar kağıtlarındaki küflenmenin ve renk değişiminin bir kez mi yoksa yenilenen şekilde devam edip etmediğinin, duvar içine hapsolmuş nemden mi kaynaklandığının, dış cephe mermer ve taş kaplamalarının usulüne uygun yapılmamasının sıvaya zarar verip vermediğinin bilirkişi kurulu tarafından tespitinin yapılması gerektiğini belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkememizce Serik … Asliye Hukuk Mahkemesinin …/… Değişik iş sayılı dosya aslı celb edilmiş ve dosyamız arasına alınmıştır. İncelenmesinde; … AŞ vekilinin talebi üzerine karşı taraf … Ltd. Şti ve Sitil Yapı Ltd. Şti aleyhine delil tespiti yapıldığı, aldırılan bilirkişi raporunda; duvar kağıdı malzemesini temin eden … Ltd. Şti’nin ve duvar kağıdı uygulamasını yapan … Ltd. Şti’nin kusurunun bulunmadığı, …Ltd. Şti’nin Taşeron Sözleşmesinin 13.maddesi 2.paragrafında yer alan yükümlülükten dolayı doğan zarardan sorumlu olduğunu, duvar kağıtlarındaki lekelenmelerin sebebinin krem rengi olan duvar kağıtlarının alt kısmında oluşan küflenme olduğunu, duvar kağıdı uygulanan yüzeylerin alt yapısının nemli olmaması gerektiğini, duvar kağıdı uygulamasında çıkan ayıbın gizli ayıp niteliğinde olduğunu, hatalı duvar kağıdı toplam değerinin 26.912,31 TL+KDV ve toplam işçilik bedelinin 10.027,57 TL olduğu belirtilmiştir.
Mahkememizce Serik … Asliye Hukuk Mahkemesinin …/… Değişik iş sayılı dosya asıl celb edilmiş ve dosyamız arasına alınmıştır. İncelenmesinde; … Ltd. Şti aleyhine yaptığı delil tespiti talebi üzerine otel binasında keşif yapıldığı, aldırılan bilirkişi raporunda; dış cephede kaplanan mermerlerin kendiliğinden düşüp düşmediğinin gözlenemediğini, ancak ankrajlı olarak monte edilmeyen mermerlerin zamanla düşme ihtimalinin bulunduğunu, hatanın gizli olup, işçilik hatası olduğunu, taşeron firma … Granit Şirketinin yapmış olduğu uygulama neticesinde sorumlu olduğu belirtilmiştir.
Mahkememizce tarafların ticari defter ve belgeleri üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmış ve Mali Müşavir Bilirkişi …’dan rapor alınmıştır. Raporda; davacının usulüne uygun tutulan 2015 yılı yevmiye defter kayıtlarına göre davalı ile ilgili bir borç alacak hesabının kalmadığı, davalıya ait hesabın bakiye vermediği, davalının usulüne uygun tutulan 2014 ve 2015 yılı yevmiye defter kayıtlarına göre, davacı ilgili bir borç alacak hesabının kalmadığı, davacıya ait hesabın bakiye vermediği, davacı ile davalının ticari defterlerindeki kayıtların birbirleri ile uyumlu olduğu ve … tarihi itibariyle tarafların birbirleri ile alacak ve borç ilişkisinin kalmadığı, davacının talebinin işin bitiminden sonra tespit edilen ve ihtarname ile davacıya bildirilen ayıplarla ilgili bedellerin tahsil talebi olduğundan ve bu ayıbın tespitinin ancak uzman bilirkişilerce tespit edilebilecek bir bedel olmasından ötürü davacının talep ettiği alacak bedeli ile ilgili konu uzmanlık alanının dışında olduğundan değerlendirme yapılamadığını, davacı şirketin ticari defterlerinin incelenmesi neticesinde 2015 yılı sonu itibariyle oda geliri, yiyecek geliri, kira geliri vb gelir elde ettiği ve otelin 2015 yılında açık olduğu belirtilmiştir.
Davacı Tanığı …’ın talimatla alınan beyanında: “Ben davacı ve davalı şirketin çalışanı değilim, … A.Ş ye taşeron işi yaptım, tarihini tam olarak hatırlamıyorum ancak Antalya Belekte bulunan …isimli otelin duvar kağıdı işini yapmıştım, tüm oda ve koridorların kağıt kaplama işini biz yaptık, yaklaşık işimiz 4-5 ay sürmüştü, biz yaptığımız işin karşılığında bedelimizi davacı şirketten … dan aldık, bana yapılması gereken işleri söylediler ben de yaptım, sezonun açılmasına çok kısa bir süre kalmıştı, örneğin duvar ıslaktı ben duvar kağıdının buraya uygulanamayacağını söyledim ancak müşteri gelecek yap dediler bana yap diyen otel sahibi … Bey bir de proje müdürü … bey dir. Benim yapacağım iş son işlerdi ancak benden önceki çalışan taşeronlar bana geç işi teslim ettiler, ben de geceli gündüzlü çalışarak işimi yerine getirdim, işin geç ve ayıplı olmasında kanımca sorumlu olanlar taşeronlardır kalifiye eleman çalıştırmadıkları gibi az eleman çalıştırıyorlar” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Davacı tanığı …’ın talimatla alınan beyanında: “Ben davacı …’un proje müdürlüğünü yaptım. Ben işi başından sonuna kadar proje müdürü olarak oradaydım. Yapılan imalatların hepsi davalı şirket tarafından ihale şartnamesi ve sözleşmeye göre yapıldı. Herhangi bir değişiklik yapılmadı. Bizim tarafımızdan da bir değişiklik onayı verilmedi. Duvarı betonarmesi, kapa sıvası, alçıcı ve duvar kağıdı altı astarı davalı şirket tarafından yapıldı. Bu şirket zamansal olarak geri kaldı. Teslimdede geciktiler. Bundan dolayı malzeme içindeki suyu tam olarak bırakmamış. Diğer anlatımla kuruması gereken malzeme kurumamış. Gözle anlaşılan bir durum değil. İçersinde kalan nem duvar kağıtları yapıldıktan sonra kağıtlarda benek benek pembeleşmeye sebep oldu. Kağıtları söktüğümüzde resmen içerisinde su vardı. Gözlede görülüyordu. Duvar kağıtlarını yapan şirketin bunu görebilmesi mümkün değildi. Zira duvar kağıdı altı astarları davalı şirket tarafından yapılmıştır. Bize duvar kağıdı yapışmasına uygun olmadığına dair bir uyarıda yapmadılar. Ayrıca duvar kağıdı altı astarını da vurmamaları gerekirken bu astarıda yapmışlardı. Köşe çıtalarını da davalı şirket şartnameye göre paslanmaz malzemeden yapmaları gerekirken bu şartnameye uygun olmayan malzeme kullandığından altta kalan nemle birliikte köşe çıtalarıda paslandı ve duvar kağıdına pas attı. Biz ertesi sene davalı şirkete bu durumu bildirdik. Ancak davalı şirket bu eksiklikleri gidermedi. Biz oteli açacağımız için başka bir firmaya işi verdik. Bu firma köşe çıtalarını değiştirdi. Duvar kağıtlarını söktü. Yeniden astar yaptı ve boyadı. Biz davanın sonucunu beklemek için yeniden duvar kağıdı yaptırmadık. Biz ilk ihale yaparken betonarme, duvar, kapa sıva, ince sıva, alçı , alçıpan vb. İşleri tek bir firma olarak davalı şirkete verdik. Dış bazalt kaplamaları başka bir firma yaptı. Ancak zamanla bu kaplamalardan bazı kısımlarında dökülmeler oldu. Ancak bu dökülmeler davalı şirketin yaptığı sıva ile birlikte oldu. Dökülmeler sıva ile duvarın birbirine bağlantısı uygun olmadığından meydana geldi.Biz önce taşı yapan firmayı çağırdık. Onlar ekiplerini gönderdiler. Onlar bize sıvanın duvardan ayrıldığını, sıvanın rahatlıkla dökülen kısımalrdan bir tornavida ile dahi kazındığını söylediler. Biz de bunu yerinde tespit ettik. Bunuda davalı şirkete bildirdik. Bununlada ilgilenmediler. Sonra taşları kaplamaları yapan firmaya bu işleri yeniden yaptırttık .Bizim teknik servisimizde acil zamanlarada müdahale etti. Biz baştaki projede hiçbir değişiklik yapmadık. Herşey bu projesine göre yapıldı. Kaplama yapılan alanların sıva üzerine yapıştırma kaplama yapılacağı projenin en başından beri ve ihaleye çıktığımız zamandan beri belliydi. Biz bu projede bir değişiklik yapmadık. Değişiklik yapılmasınada onay vermedik. Davalı şirket hiçbir zaman bu eksiklikleri gidermediler. Benim bilgim ve görgüm bundan ibarettir” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Davacı tanığı …’ın talimatla alınan beyanında: “Ben davacı şirkette teknik sorumlu olarak çalışırdım. Ben inşaat aşamasını bilmiyorum. Ancak işletme sırasında yaşanan sorunlardan bilgi sahibiyim. Duvar kağıtlarında önce kırmızı lekeler oluştu. Duvar kağıtları söktüğümüzde kağıtların altında alçı sıva ile kağıt arasında kararmalar ve koku vardı. Köşelerde kullanılan çıtaların paslandığını, şişme yaptığını ve duvar kağıtlarında yırtma meydana getirdiğini gördük. Tahminimce kullanılan çıtalar kaliteli değildi ve altındaki alçı sıvanın içerisinde bulunan nemden kaynaklandığını düşünüyorum. Dış cephede kullanılan kaplamalar düşmeye başladı, halen de zaman zaman düşmeler meydana geliyor. Yaptığımız kontrollerde taşların üzerine yapıştırıldığı sıva ile beraber ayrılıp düştüğünü gördük. Gördüğüm kadarıyla yapılan sıva sert yapılmamış, herhangi birşeyle sürttüğümüz zaman sıva kazınabilir. Dolayısıyla sıva olması gerektiği gibi yapılmamış. Tahminimce kaplama taşların düşmesinin sebebide budur. Benim bilgim ve görgüm bundan ibarettir” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Davalı Tanığı …’ın duruşmada alınan beyanında: “Taraflara tanımam, davalı Sitil Yapının şirketinde alçı boya işlerini yaparım, dava konusu işin alçı ve boya işini ben yaptım, duvar kağıdının altındaki astar işini de ben yaptım, otelin proje müdürü … isimli şahıs otel odalarını sattıklarını, 4-5 ay içerisinde işi bitirmemiz gerektiğini söylediler, bize işi acele bitirmemiz gerektiğine yönelik talimat verdiler, bu nedenle kış ayı olduğu için yağmur altında çalışma yaptık, bir katı bitirdiğimizde otel hemen o kata müşteri alıyordu, işin acele istenmesi nedeniyle sıvacı sıva yaptıktan sonra kurumadan alçıya geçiyorduk, alçıyı yaptıktan sonra yine kurumadan astara geçiyorduk, bu nedenle sıva, alçı ve astar kurumadan üzerine duvar kağıdı yapıştırılmıştır, altındaki sıva, alçı hava almadığı için zamanla içinde kalan suyu dışarı atması nedeniyle duvar kağıtlarına zarar vermiştir, biz işin ince işini (sıva, alçı, boya, montolama) 3,5 ayda bitirdik, yaklaşık 230 oda yaptık, her gün gece 21:00’e kadar çalışıyorduk, normal bir sıva yapıldıktan sonra normalda 5-10 gün arası kuruması için beklenilmesi gerekir, ancak kış ayı olduğu için bu daha da uzun sürer, sıva yapıldıktan sonra biz hemen alçı işine başladık, sıvanın kuruması için hiç beklemedik, alçının kuruması için de kış ayında 10-12 gün arası beklemesi gerekir, duvar kağıdı ustası işi yapmadan önce otel yetkililerini uyarıyordu, kendisinde nem ölçme cihazı vardı, ölçümlerinde 9-10 çıkıyordu, otel yetkililerine duvar kağıdının yapıştırılması için nem oranının 2-3’e düşmesi gerektiği şeklinde uyarılarda bulunuyordu, ancak otel yetkililerinin sürelerinin az olduğu belirtilerek işin yapılmasını isteniyordu, alçı yapıldıktan sonra zımpara yaptık ancak zemin ıslak olduğu için fazla bir fonksiyonu olmadı dedi” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Davalı Tanığı …’ın duruşmada alınan beyanında: “Tarafları tanımam, otelin sıva işinin yapıldığı tarihte davalı … Yapının şirketinde sıvacı ustası olarak çalışıyordum, dava konusu işin dış cephenin kapa sıvası ile ince sıvası ile içinin kapa sıvasını ben yaptım, işi yetiştirebilmek için gece saat 23:00’e kadar çalışıyorduk, yaklaşık 40-50 sıvacı işi yetiştirmek için gece gündüz çalışıyorduk, dış cephelerde yağmur altında çalışıyorduk, yağmur yağınca bize muşamba getirtiler, bu şekilde yağmur altında bizi çalıştırdılar, otelin iç sıvasında ise biz sıva işini bitirir bitirmez alçıcı işe koyuluyordu, alçıcının hemen arkasından ise duvar kağıdı ustaları hiç beklemeden duvar kağıtlarını yapıştırıyordu, yapılan sıvanın kuruması için kış aylarında en az 1 hafta, yaz aylarında ise 3-5 gün yeterlidir, ancak biz sıvayı yaptıktan hemen sonra alçıcı sıvanın üzerine alçı yapıyordu, otel yetkilileri bu talimatı veriyordu, otel yetkililerini uyarmamıza rağmen bizi dinlemediler, işin bittiği yerlerde müşteri almaya başladılar, duvar kağıdının yapıştırılması için zeminin kupkuru olması lazım, kuruduktan sonra zımparalanıp astar çekilmesi lazım, duvar ıslak olduğu için ıslak sıva üzerine alçı ve ıslak alçı üzerine de astar çekildiğini görüyorduk, alçı yapıldıktan sonra zımpara yapıldığını görmedik, zeminin kurumadığı konusunda otel yetkililerini uyarmamıza rağmen bizi dinlemediler, işin bir anca yetiştirmemizi söylediler, bir an önce müşteri almak istediklerini söylüyorlardı” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Davalı vekili … tarihli … celsede; tanıklarından …’in dinlenilmesinden vazgeçtiklerini beyan etmiştir.

Mahkememizce Serik Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesine talimat yazılmış ve 2 inşaat yüksek mühendisi, 1 duvar kağıdı işinden anlayan bir iç mimar ile 1 eser sözleşmeleri konusunda uzman bir hukukçu bilirkişi ile birlikte mahallinde keşif yapılarak rapor aldırılmıştır. Bilirkişi heyetinin raporunda; davaya konu otelde davalı tarafından alçı sıvaların tamamlanmış ve alçı sıvaların üzerlerinin kağıt ile kaplanmış olduğu, otelin koridor ve odalarındaki duvar kağıtlarının sıvadaki aşırı rutubetten dolayı kısmen kabarmalar ve renk değiştirmeler ile lekelenmelerin olduğu, bu ayıbın gizli ayıp niteliğinde olduğu, duvar kağıtlarındaki ayıbın meydana geliş sebebinin, davacı işveren tarafından duvar kaplama zeminlerinin duvar kağıtları yapıştırmaya hazır hale gelmeden ve sıva içerisindeki nemin tam olarak sıva bünyesinden atılmadan kağıt kaplamalarının yapılması olduğu, bu nedenle davah yüklenicinin duvar kağıtlarının kabarması hususunda her hangi bir kusurunun bulunmadığı, davacı tarafın talep edebileceği tazminat bedelinin 41.784,02 TL olabileceği, bu tazminat bedelinden davalı yüklenici firmanın TBK’nın 476. maddesi uyarınca tamamından sorumlu olmaması gerektiği, TBK’nın 52/1 maddesi uyarınca Hakimliğinizce tazminatın indirilmesinin veya tamamen kaldırılmasının da mümkün olduğu, TBK’nın 476. maddesinin eser sözleşmeleri yönünden özel hüküm niteliğinde olduğu belirtilmiştir.
Davacı vekili … tarihli dilekçesi ile dava miktarını ıslah etmiş ve harcını ikmal etmiştir.
Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan tazminat istemine ilişkindir.
6098 sayılı TBK’nın “İşsahibinin Sorumluluğu” başlığını taşıyan 476.maddesinde: “Eserin ayıplı olması, yüklenicinin açıkça yaptığı ihtara karşın, işsahibinin verdiği talimattan doğmuş bulunur veya herhangi bir sebeple işsahibine yüklenebilecek olursa işsahibi, eserin ayıplı olmasından doğan haklarını kullanamaz.” düzenlemesi yer almaktadır.
Mahkememizce yapılan yargılama sonunda; taraflar arasında davacı şirkete ait “…”nın bims duvar, sıva, alçıpan ve boyasının yapılmasına ilişkin … tarihli “Taşeron Sözleşmesi” imzalanmıştır. İşin yapılıp davacıya teslim edildiği ihtilafsızdır. İhtilaf, davalı yüklenicinin sıva/alçı işini yapıp davacıya teslim etmesinden sonra dava dışı yüklenicinin sıva/alçı üzerine yaptığı duvar kağıtlarının zamanla zarar görmesinden kaynaklanan duvar kağıtlarının söküm, yenilenmesi ve işçilik bedelinin davalıdan tahsili istemine ilişkindir. Sözleşmenin 13.maddesinde, davalı yüklenicinin teslim edilen işin teknik ve fenni eksikliğinden dolayı kusursuz sorumlu olacağı ve 14. maddesinde ise geçici kabulden itibaren 5 yıl süreli garanti sorumluluğunun bulunduğu anlaşılmaktadır. Teknik bilirkişi raporuna göre, sıva ve alçı sıva imalatlarının tam olarak kurumadan ve bünyesindeki nemi atmadan duvar kağıdı imalatlarının yapılması nedeniyle duvar kağıtlarının zarar gördüğü anlaşılmaktadır. Dinlenen tanık beyanları, alınan bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, dava konusu duvar kağıtlarında meydana gelen zararın davacının işin kısa sürede bitirilmesi konusunda davalı yüklenici üzerinde kurduğu baskı ve talimatlar nedeniyle meydana geldiği anlaşılmaktadır. Aynı baskının duvar kağıdı işini yapan yüklenici üzerinde de kurulduğu anlaşılmaktadır. Davalı yüklenicinin işçileri ile duvar kağıdı işini yapan yüklenicinin işçilerinin “sıvanın/alçının kuruması gerektiği” yönünde uyarılarına rağmen, davacı şirket müdürü ve proje müdürünün otele biran önce müşteri alabilmek için acele ettiği ve talimatlarında ısrar ettiği anlaşılmıştır. İşin bitirilen kısımlarına müşteri alınması da tanık beyanlarını doğrulamaktadır. Davalı yüklenicinin TBK 472/3 maddesi uyarınca gerekli uyarıda bulunduğu dosya kapsamı ile sabittir. Bu şekilde, duvar kağıtlarının zarar görmesinde, davalı yüklenicinin kusurunun bulunmadığı, zararın davalının aydınlatma sorumluluğunu yerine getirmesine rağmen davacı iş sahibinin talimatında açıkça ısrar etmesinden kaynaklandığı, zararın ortaya çıkmasında davacı şirketin kusurlu olduğu, dava konusu zararların davacı şirketin ihlallerinden kaynaklandığı anlaşıldığından, TBK’nın 476.maddesi uyarınca davanın reddine karar verilerek, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : / Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın REDDİNE,
2-Alınması gerekli 35,90 TL harçtan peşin ve ıslah ile alınan 713,57 TL harcın mahsubu ile artan 677,67 TL harcın karar kesinleştiğinde istemi halinde davacıya iadesine,
3-Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesaplanan 4.946,24 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
5-Sarf edilmeyen gider avansının HMK.’nın 333. maddesi uyarınca davacıya iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı vekilinin yokluğunda, kararın tebliği tarihinden itibaren iki hafta içerisinde Antalya Bölge Adliye Mahkemesinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, anlatıldı.12/04/2018

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır