Emsal Mahkeme Kararı Antalya 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/534 E. 2018/318 K. 26.04.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
ANTALYA
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/534 Esas
KARAR NO : 2018/318
DAVA : Şirketlerin Birleşmesinden Kaynaklı Sorumluluk, Tasarrufun İptali
DAVA TARİHİ : 10/07/2015
KARAR TARİHİ : 26/04/2018

Davacı vekili tarafından açılmış bulunan yukarıda açık konusu yazılı davanın yapılan açık yargılaması sonunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin dava dilekçesinde özetle; müvekkili tarafından borçlular … ve …Tic. A.Ş. aleyhine Antalya … İcra Müdürlüğü’nün …/… esas sayılı dosyasında takip yapıldığını, bu doğrultuda borçluların ticaret sicil kayıtlarında faaliyet adresi olarak gösterilen yerde … tarihinde haciz işlemi gerçekleştirildiğini, ancak bu adreste borçlular ile aynı işi yapan … Ltd. Şti’nin faaliyet gösterdiğinin anlaşıldığını, iş yerinde bulunan menkullerin bu şirkete ait olması nedeniyle haciz işlemi gerçekleştirilemediğini, esasında bu şirketin … tarihinde borçluların ticari ikametinde aynı hususta faaliyet göstermek amacıyla kurulduğunu, şirketin yetkili müdür ve ortaklarının, icra dosyasında şahsen ve … Tic. A.Ş.’nin yetkilisi ve hakim hissedarı olan … ve eşi … olduğunu, bu şirketin alacaklılardan mal kaçırmak gayesiyle kurulduğunu ve borçlu şirketin devamı niteliğinde olduğunu, borçluların muvazaalı yollarla borçlu şirketin sermayesini yeni kurdukları bu şirkete aktardıklarını, her ne kadar farklı tüzel kişilikler altında faaliyet göstermiş olsalar da TTK’nın fiili birleşmeye ilişkin hükümleri çerçevesinde alacağın yeni kurulan bu şirketten tahsiline engel bir durumun bulunmadığını, davalıların iş yerinde bulunan satışa hazır haldeki araçların yeni kurulan şirket adına satın alınarak bu şirket adına tasarrufa konu edilmesinin ızrar kastı ile yapılması nedeniyle İİK’nın 280. maddesi gereğince iptalinin gerektiğini ileri sürerek öncelikle icra dosyası borçlusu olan … ve … Tic. A.Ş. aleyhine yürütülen icra takibine konu dosya borcundan borçluların ticari işletmesini devralan külli halefi diğer davalı…Tic. Ltd. Şti’nin müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğunun tespitine, terditli olarak … tarihli haciz esnasında davalılara ait iş yerinde tespit edilen araçların borçlu … tarafından borçlular yerine davalı … Ltd. Şti adına satın alınıp tescil edilmesine ilişkin tasarrufun iptaline, bu araçlar yönünden alacağın tahsilini temin edecek şekilde cebri icra yetkisi tanınmasına, davalı …, …Ticaret Ltd. Şti adına kayıtlı … plakalı araçlar üzerine devrinin önlenmesi amacıyla ihtiyati haciz konulmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … Tic. Ltd. Şti vekilinin cevap dilekçesinde özetle; davacının müvekkili şirketten toplam 50.973,90 TL alacağı nedeniyle tasarrufun iptali istemli dava açtığını, müvekkili şirketin borçlu şirketten herhangi bir işleri ya da işletme devralmadığını, borçlunun davalı şirket ile müvekkili şirket arasında işletme, menkul ya da gayrimenkul mal devrinin söz konusu olmadığını, müvekkili şirketin borçlu şirketten ayrı bir tüzel kişiliğe sahip ayrı bir hukuki varlık olduğunu, her iki şirket arasında alacaklılardan mal kaçırma amaçlı herhangi bir devir işleminin bulunmadığını, davacının açmış olduğu davasının TTK 134 ve devamı maddelerinde kabul edilen şirket birleşmesi nedeniyle alacağın tazmini davası olduğunu, bu nedenlerle davanın Antalya Asliye Ticaret Mahkemesinde görülmesi gerektiğini, müvekkili şirket ile borçlu davalı şirket arasında fiili de olsa herhangi bir şirket birleşmesinden söz edilemeyeceğini, borçlu şirketin 10/04/1990 tarihinde … ve … tarafından … adresinde kurulan bir şirket olduğunu, borçlu şirketin …adresinde de şube açılışı yapılarak faaliyetini sürdürdüğünü, bir süre sonra iki kardeş olan ortakların ayrılma kararı aldıklarını ve 1998 yılında … borçlu şirketten ayrıldığını, hisselerini de diğer ortak …’ın eşi ve çocuklarına devrettiğini, borçlu şirketin hissedarları … (%40) eşi … (%20), oğlu … (%20), kızı … (%19) ve damadı … (%1) olduğunu, borçlu şirketin kurucu ortakları olan … ve …ortaklıklarını sona erdirmesinden sonra borçlu şirketin faaliyet gösterdiği … adresindeki işyerinin …’a kaldığını ve borçlu şirkette bir süre bu adreste faaliyet gösterdiğini, borçlu şirketin 2007-2008 yıllarında ekonomik krize girdiğini ve ödeme güçlüğüne düştüğünü, fiilen ticari faaliyetinin sona erdiğini, 2009 yılında da vergi kaydını kapattığını, ticaret sicil kaydının askıya alındığını, borçlu şirketin fiili ve resmi olarak faaliyetini sona erdirdikten 5 yıl geçtikten sonra … (%99) ve … (%1) ortaklığında müvekkili davalı şirketin kurulduğunu ve ticari faaliyetine başladığını, her iki şirketin ortaklık yapısı, kuruluş tarihleri ile iki şirket arasında herhangi bir malvarlığı devri, biri diğerinin devamı olacak şekilde şirket birleşmesi, ya da faali birleşmeden söz edilemeyeceğini, birleşmeden söz edebilmek için her iki şirketin ticari faaliyetini sürdürüyor olması gerektiğini, borçlu şirketin yaklaşık 5 yıl önce kapatıldığını ve 5 yıl sonra müvekkili davalı şirketin kurulduğunu, böyle bir durumda iki şirket arasında aktif ve pasiflerin devri fiilen mümkün olmadığını, borçlu şirket ortağı …’ın borçlu şirketin %20 hissedarı olması, müvekkili şirketin ise %1 oranında hisseye sahip olması her iki şirketin birleştiğinin kabulü için yeterli olmadığını, borçlu şirketin yeni kurulan şirketin kurucu ortağı olduğunu, davaya konu borçlu şirketlerden tüm faaliyetini 2009 yılında sona erdiğini, kurucu ortaklık durumunun söz konusu olmadığını, terdiden açılan tasarrufun iptali davasının da asli koşullarından olan borçludan mal kaçırmak amacıyla devir olgusunun gerçekleşmediğini, müvekkili şirketin diğer davalı borçlu şirketin ticari işletmesini ya da faaliyet alanına ilişkin herhangi bir malvarlığı değerini devralmadığını belirterek, müvekkili şirketin araçları üzerine koyulan ihtiyati tedbirin kaldırılmasını ve davanın reddini talep etmiştir.
Davalı … ve …AŞ davaya cevap vermemiş, duruşmalarda davanın reddini savunmuştur.
Antalya … Asliye Hukuk Mahkemesinin …/… esas …/… karar sayılı dosyasında, tensip ara kararıyla … plakalı araçlar üzerine teminat karşılığı koyulan ihtiyati haciz kararı, davalı vekilinin itirazı üzerine … tarihli ara kararla kısmen kabul edilerek … plakalı araçlar üzerine ihtiyati haczin devamına karar verilmiştir.
Antalya … Asliye Hukuk Mahkemesinin …/… esas …/… karar sayılı kararı ile Antalya Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesine görevsizlik kararı verilmiş ve davacı vekili tarafından kararın temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay … Hukuk Dairesinin … tarih, …/… esas …/… karar sayılı ilamı ile verilen kararın onanmasına karar verilmesin üzerine dosya mahkememize tevzi edilerek yukarıda belirtilen sırasına kaydı yapılmıştır.
Mahkememizce davalı şirketlere ait ana sözleşmeler, tüm ticaret sicil kayıtları, genel kurur kararları ile malvarlıklarına ilişkin bilgi ve belgelerin gönderilmesi için Antalya Ticaret Sicil Müdürlüğüne ve Antalya Ticaret Odasına müzekkere yazılmış ve gelen cevabi yazılar dosyamız arasına alınmıştır.
Mahkememizce davalı şirket defter ve kayıtları üzerinde yerinde inceleme yetkisi verilmek suretiyle davalı şirketlerin Türk Ticaret Kanununa ve Borçlar Kanununa göre birleşip birleşmediği, birbirlerinin devamı niteliğinde olup olmadıkları, fiili bir birleşmenin olup olmadığı ve davacının davalı … ve …AŞ’den olan alacağını diğer davalı … Ltd. Şti’den talep edip edemeyeceğine ilişkin Mali Müşavir Bilirkişi…, Akdeniz Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr…. ve Prof. Dr. …’dan rapor alınmıştır. Bilirkişi heyetinin raporunda; davalı borçlu … Tic. AŞ’nin … tarihinde ticari faaliyetinin sona erdiği ve aynı tarihte bağlı olduğu vergi dairesindeki vergi sicil kaydının silindiği, davalı …, … Ltd. Şti’nin ise diğer davalı borçlu … Tic. AŞ’nin ticari faaliyetinin sona erdiği ve vergi sicil kaydının silindiği … tarihinden 4,6 yıl sonra … tarihinde 10.000,00 L tutarındaki nakit sermaye ile kurulduğu, davalı şirketin … tarihi itibariyle 162.298,27 TL tutarında aktif varlığı, 129.201,29 TL tutarında pasif kaynaklarının olduğu, davalılardan …’ın hem davalı şirket … Tic. AŞ’nin hem de diğer davalı şirket … Şti’nin ortağı olduğu, ancak …’ın birinci şirkette 800.000,00 TL/4.000.000,00 TL sermaye oranına sahip olduğu ve diğer ortakların ise şirkette 4/5 paya sahip olduğu, buna karşın diğer ortakların yeni şirketin ortağı olmadığı, ikinci şirketin 10.000,00 TL sermaye ile kurulduğu ve ilkinin devamı sayılamayacağı, aralarında mutlak anlamda organik bağ bulunduğunun söylenemeyeceği, tarafların ticari defterleri ve dava dosyası kapsamına göre davalı … Şti ile davalı borçlu … Tic. AŞ’nin Türk Ticaret Kanunu kapsamında devralma yolu ile birleşmediği ve Türk Borçlar Kanunu yönünden ortada bir ticari işletmenin devralınması durumu olmadığı, dolayısıyla davalı şirketlerin birbirinin devamı niteliğinde olmadıkları, devreden devralan şirket durumları bulunmadıkları dikkate alındığında davalı şirketlerin borçtan birlikte (müteselsil) sorumlu olmadığı kanaatine varıldığı belirtilmiştir.
Mahkememizce tasarrufun iptaline konu araçların edinme ve devir şekilleri incelenerek davacı tarafından dava konusu araçlar üzerinde tasarrufun iptaline ve cebri icra yetkisi tanınmasına ilişkin talepte bulunup bulunmayacağına ilişkin bilirkişi heyetinden ek rapor alınmıştır. Bilirkişi heyetinin ek raporunda; … tarihli raporlarının tarafsız, objektif ve tespite dayalı olduğu ve kanaatlerinin devam ettiğini, davacı vekilinin … havale tarihli itiraz dilekçesinde ileri sürdüğü itirazının cevaplandığını, davalı borçlu … AŞ’nin ticari faaliyetinin sona erdiği en son …tarihi itibariyle olan ticari kayıtlarına göre borca batık halde olmadığı ve aciz halinde olmadığı, davalı …şti adına kayıtlı olan ve tasarrufin iptali istenilen araçların … plakalı araçlar olduğu ve bunların başka kişilerden ve belirtilen yollarla edinildiğini, diğer şirketle bağlantılı olmadığı, bu nedenle iptale tabi bir durum gözükmediği belirtilmiştir.
Davalı asil … duruşmada; “davacıya borçlu olan… AŞ aile şirketi olarak kurulmuştur, daha sonra bu şirket maddi sıkıntıya girdiğinden tasfiyesi istenilmiştir, Serik … Asliye Hukuk Mahkemesinin …/… esas sayılı dosyasında açtığım tasfiye davası devam etmektedir, 2009 yılından bu yana borçlu şirket aktif olarak faal değildir, fatura kesmemektedir, bildiğim kadarıyla da mal varlığı yoktur, bu nedenlerle şirketin tasfiyesini istedim, araçlar üzerindeki tedbirin kaldırılmasını talep ederim” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Dava, TTK’nın şirketlerin birleşmesi ve bundan doğan sorumluluğa, terditli olarak tasarrufun iptali istemine ilişkindir.
Mahkememizce yapılan yargılama, iddia, savunma ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; davalı borçlu şirketin ticari faaliyetinin sona erdiği ve vergi sicil kaydının silindiği … tarihinden 4,6 yıl sonra sorumlu tutulmak istenilen diğer şirketin kurulduğu, davalı şirketlerin birbirinin devamı niteliğinde olmadıkları, fiili birleşmelerinin de bulunmadığı, diğer bir deyişle devralma yoluyla birleşme veya bir ticari işletme veya malvarlığının devir alınması şeklinde bir birleşmenin bulunmadığı, bu şekilde sorumlu tutulmak istenilen şirketin borçlu şirketin devamı niteliğinde olmadığı, aralarında organik bağ bulunmadığı, terditli açılan tasarrufun iptali davası yönünden ise, iddia edilen araçların bir kısmının sorumlu tutulmak istenilen şirket adına kayıtlı olmadığı, kayıtlı olanların ise borçlu şirketten bu şirkete geçmediği, 3. kişilerden satın alındığı anlaşıldığından, davanın reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : / Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın REDDİNE,
2-Antalya … Asliye Hukuk Mahkemesinin … tarihli ve …/… esas sayılı ara kararı ile … plakalı araçlar üzerine koyulan tedbirin ve ihtiyati hacizin kaldırılmasına,
3-Alınması gerekli 35,90 TL harçtan peşin olarak alınan 870,51 TL harcın mahsubu ile bakiye 834,61 TL harcın karar kesinleştiğinde istemi halinde davacıya iadesine,
4-Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesaplanan 5.957,13 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılar davalı …, … Ltd. Şti ve … Tic. AŞ’ye verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
6-Sarf edilmeyen gider avansının HMK.’nın 333. maddesi uyarınca davacıya iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, kararın tebliği tarihinden itibaren iki hafta içerisinde Antalya Bölge Adliye Mahkemesinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, anlatıldı.26/04/2018

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır