Emsal Mahkeme Kararı Antalya 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/455 E. 2018/419 K. 25.05.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/455 Esas
KARAR NO : 2018/419
DAVA : Alacak (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 08/06/2016
KARAR TARİHİ : 25/05/2018

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirket ile davalı şirket arasında Elektrik Enerjisi Satışına ilişkin Sözleşme imzalandığını, davalı şirket tarafından müvekkili şirkete bu sözleşmeye istinaden sözleşmenin imzalandığı tarihten bu yana elektrik faturalarına yansıtılan ve müvekkili şirket tarafından ödenen elektrik faturalarında ” kayıp enerji bedeli, perakend esatış bedeli, perakede hizmet bedeli, psb sayaç okuma bedeli, iletim sistemi kullanım bedeli ve dağıtım bedeli adı altında tahsilatlar yapıldığını, müvekkil şirkete faturalarda yansıtılan bu alacak kalemlerinin haksız ve hukuka aykırı olup iadesi gerektiğini beyan ederek davanın kabulü ile fazlaya ilişkin haklar ısaklı kalmak kaydı ile kayıp enerji bedeli, perakende satış bedeli, perakende hizmet bedeli, PSH Dağıtım Bedeli olmak üzere şimdilik 1.000,00 TL nin faturalara yansıtılmadığı tarihlerden itibaren işleyecek en yüksek mevduat faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Öncelikle zamanaşımı ve husumet itirazları olduğunu, somut olayda sebepsiz zenginleşme için öngörülen iki yıllık zamanaşımı süresinin geçtiğini, bu nedenle müvekkili davalı şirkete karşı açılan davanın zamanaşımı bakımından reddine, davacı tarafın hangi dönemlere ilişkin talepte bulummuş olduğun ubelirtmediğini, bu hali de davanın açılmasının mümkün olmadığını, … tarihinde kurulan müvekkili şirketin,mevcut olmadığı dönemlerdensorumlu tutulmasının mümkün olmadığını, henüz daha kurulmamışken dava konusu bedelleri tahsil etmiş olmasının düşünülümeyeceğini, davacının dava dilekçesindeki bedellerinin hiçbirisin kabul etmediklerii, bu nedenle davanın bu bedeller bakımından da reddini talep ettiklerini, davanın esas yönünden de reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mevzuat değişiklikten önceki haliyle kayıp kaçak bedelinin davacının isteyip istemeyeceği, kayıp kaçak bedeli var ise ne kadarının iade edilebileceği hususunda ve mevzuat değişikliği dikkate alınarka, davalı kurumun yapmış olduğu faturalandırmalarda, düzenleyici işlemlerde aykırı bir hesaplama yapılıp yapılmadığı hususunda 2 seçenekli rapor alınmasına karar verilmiş, mahkememizce seçilen Elektirik Mühendisi bilirkişi … tarihli raporuda sonuç olarak;
6719 Sayılı Kanun öncesine göre yapılan inceleme neticesinde, Davacı … A.Ş.’ne, Davalı … A.Ş. tarafından tahakkuk ettirilen elektrik tüketim faturalarında, davaya konu bedellere ilişkin olarak tahsili gerçekleşmiş olan toplam tutarın 22.965,16 TL olduğu,
6719 Saydı Kanun sonrasına göre yapdan inceleme neticesinde; Mahkemelerin yargılama faaliyetinin kapsamı “Kurum tarafından gelir ve tarife düzenlemeleri kapsamında belirlenen bedellere ilişkin olarak yapılan başvurularda ve açılan davalarda; tüketici hakem heyetleri ile mahkemelerin yetkisi, bu bedellerin, Kurumun düzenleyici işlemlerine uygunluğunun denetimi ile sınırlıdır. ” hükmü ile çizildiği, bu kapsamda bakıldığında, davalı … A.Ş. tarafından dönem faturalarında tahsili gerçekleşen dağıtım bedellerinin, gelir ve tarife düzenlemeleri kapsamında belirlenen bedeller üzerinden alındığı ve EPDK tarafından belirlenen hedef oranlarını geçmediği, sonuç ve kanaatine varıldığını beyan etmiştir.
Dava , elektrik aboneliği sözleşmesinden kaynaklanan ve davacıdan tahsil edilen kayıp-kaçak ve diğer bedellerin istirdatı istemine ilişkindir.
Zamanaşımına yönelik itirazları ise, sözleşmeden kaynaklanan alacak davalarında zamanaşımı süresinin 10 yıl olması ve son 10 yıla ait faturalardan kaynaklı alacakların talep edilmesi nedeniyle yerinde görülmemiştir.
Davalının tedarikçi firme olması ve dağıtıcı firma ile müteselsil sorumlu olması nedeniyle husumet itirazı kabul görmemiştir.
Dava tarihi itibari ile dava konusu uyuşmazlık ile ilgili Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 21.05.2014 tarih ve 2013/7-2454 E.- 2014/679 K. sayılı kararı ile Anayasa’nın “Vergi Ödevi” başlıklı 73.maddesinde “Herkes, kamu giderlerini karşılamak üzere, mali gücüne göre, vergi ödemekle yükümlüdür. Vergi, resim, harç ve benzeri mali yükümlülükler kanunla konulur, değiştirilir veya kaldırılır. Vergi, resim, harç ve benzeri mali yükümlülüklerin muaflık, istisnalar ve indirimleriyle oranlarına ilişkin hükümlerinde kanunun belirttiği yukarı ve aşağı sınırlar içinde değişiklik yapmak yetkisi Bakanlar Kuruluna verilebilir” şeklindeki düzenlemeye göre kayıp-kaçak, sayaç okuma, dağıtım, perakende hizmet ve iletim bedeli uygulamasının EPDK kararları ve tebliğleri çerçevesinde uygulama arz eden kanunlar ve ikincil mevzuat hükümleri çerçevesinde EPDK tarafından belirlenerek uygulandığından bu tarihteki mevcut hukuki düzenlemenin EPDK’na sınırsız bir fiyatlandırma ve tarife unsuru belirleme hak ve yetkisi vermediği, özellikle kaçak elektrik bedellerinin kurallara uyan abonelerden tahsili yoluna gitmenin hukuk devleti ve adalet düşünceleri ile bağdaşmadığı, bu faturalara yansıtılan diğer kalemlere ilişkin bedel miktarlarının şeffaflık ilkesi ile denetlenebilmesi ve hangi hizmetin karşılığında ne kadar bedel ödendiğinin bilinmesinin de şeffaf hukuk devletinin vazgeçilmez unsuru olduğundan EPDK kararları ile bu bedellerin mevcut mevzuat kapsamında tüketicilerden alınması doğru bulunmayarak hukuka uygun olmadığı kabul edilmiştir.
Dava tarihinden sonra, 17.06.2016 tarihinde 29745 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 6719 sayılı Kanun’un 21.maddesi ile 6446 sayılı Kanun’un 17.maddesinin birinci, üçüncü ve dördüncü fıkraları ile altıncı fıkrasının (a), (ç), (d) ve (f) bentleri değiştirilmiş ve aynı maddeye eklenen 10. bent ile; “Kurum tarafından gelir ve tarife düzenlemeleri kapsamında belirlenen bedellere ilişkin olarak yapılan başvurularda ve açılan davalarda; Tüketici Hakem Heyetleri ile mahkemelerin yetkisi, bu bedellerin, Kurumun düzenleyici işlemlerine uygunluğunun denetimi ile sınırlıdır” hükmü getirilmiştir.
Ayrıca, 6719 sayılı Kanun’un 26.maddesi ile 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu’na eklenen Geçici 19.madde de; “Bu maddeyi ihdas eden Kanunla öngörülen düzenlemeler yürürlüğe konuluncaya kadar, Kurul tarafından yürürlüğe konulan mevcut yönetmelik, tebliğ ve Kurul kararlarının bu Kanuna aykırı olmayan hükümlerinin uygulanmasına devam olunur” ve Geçici 20.madde de ise, “Kurul kararlarına uygun şekilde tahakkuk ettirilmiş dağıtım, sayaç okuma, perakende satış hizmeti, iletim ve kayıp-kaçak bedelleri ile ilgili olarak açılmış olan her türlü ilamsız icra takibi, dava ve başvurular hakkında 17.madde hükümleri uygulanır” hükmü düzenlenmiştir. Söz konusu maddeye göre Tüketici Hakem Heyetleri’nin ve mahkemelerin bu konuda açılacak davalarda inceleme ve araştırma yetkileri geçmişe de etkili olarak sadece dağıtım, sayaç okuma, perakende satış hizmeti, iletim ve kayıp-kaçak bedellerinin Kurumun bu konulardaki düzenleyici işlemlerine uygunluğunun denetimi ile sınırlanmıştır. Diğer bir ifade ile yerindelik denetimi yapılamayacağı kabul edilmiştir.
Dava tarihinden sonra yürürlüğe giren 6719 sayılı Kanun ile yapılan değişikliklerin Kanunun 17.06.2016 yürürlük tarihinden önceki dönemde geçerli olan EPDK kararlarına dayanılarak tahsil edilmiş dava konusu kayıp kaçak ve sayaç okuma bedelleri ile ilgili olarak açılan ve halen devam eden alacak davalarında da geçmişe etkili olacak şekilde uygulanması gerektiği anlaşılmaktadır.
Bundan başka, davanın devamı sırasında, dava konusu alacağın ödenmesi, menkul malın davacıya teslim edilmesi, gayri menkulün tahliye edilmesi gibi nedenlerle veya davanın açılmasından sonra yürürlüğe giren yeni bir kanun yada Anayasa Mahkemesi’nin iptal kararı nedeniyle davanın konusuz kalması mümkündür. Davanın konusuz kaldığının tespit edilmesi halinde, mahkemece; esas (asıl talep) hakkında “Davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına” ilişkin hüküm kurulması gerekmektedir. Bu tür kararlar, hükümler gibi (eda, tespit, inşai) nihai kararlardandır. Mahkeme kararı, aynı zamanda dava konusu hakkın mevcut olmadığını da tespit ettiği için tespit hükmü niteliğindedir.
Somut olayda, davacı tarafın davanın açıldığı tarihteki mevzuata, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 21.05.2014 tarih ve 2013/7-2454 Esas 2014/679 karar sayılı kararı ve Yargıtay 3. Hukuk Dairesi’nin emsal içtihatlarına göre dava açmakta haklı olduğu, bu kapsamda kayıp kaçak ve diğer bedellerin tahsilini talep edebileceği dikkate alındığında, dava açıldıktan sonra yürürlüğe giren geçmişe etkili 6719 Sayılı Kanun ile getirilen Yasa değişikliği nedeniyle konusu kalmayan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına, aldırılan bilirkişi raporuna göre davanın açıldığı tarih itibariyle haklı olan ve davasını avukat ile takip eden davacı lehine dava değerini geçmeyecek şekilde vekalet ücretine hükmedilmesine ve yargılama giderlerinin davalıdan tahsiline karar verilerek, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Dava konusuz kaldığından ESAS HAKKINDA KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
Alınması gerekli 35,90 TL harçtan peşin alınan 29,20 TL harcın mahsubu ile bakiye 6,7 TL eksik harcın davalıdan tahsiline, Hazineye gelir kaydına,
Davacı tarafından yatırılan 29,20 TL peşin harç, 29,20 TL başvurma harcının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Davacı tarafından yapılan 350,00 TL bilirkişi ücreti, 113,15 TL tebligat ve posta masrafları olmak üzere toplam 463,15 TL yargılama giderlerinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesaplanan 1.000,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Sarf edilmeyen gider avansının HMK.’nın 333. maddesi uyarınca davacıya iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde İstinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okundu. Anlatıldı.. 25/05/2018.

Katip …
¸e-imzalı

Hakim …
¸e-imzalı