Emsal Mahkeme Kararı Antalya 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/443 E. 2018/278 K. 13.04.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/443 Esas
KARAR NO : 2018/278
DAVA : Alacak (Satım Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 04/06/2016
KARAR TARİHİ : 13/04/2018

Davacı vekili tarafından açılmış bulunan yukarıda açık konusu yazılı davanın yapılan açık yargılaması sonunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkil şirket … Mah. … Cad.No: … … / … adresinde … isimli hastane işletmesine, Antalya ili elektrik dağıtım şirketi olan davalı … Elektrik Dağıtım A.Ş. Tarafından sağlanan elektrik dağıtım hizmetlerinden … abone numarası ile faydalanmakta olduğunu, davalılardan … Elektrik Dağıtım A.Ş. Dağıtım diğer davalılar ise tedarikçi şirketler olduğunu, 2008 yılı Ağustos ayından itibaren bu güne kadar muhtelif tarih aralıklarında davalı … Eletrik Dağıtım A.Ş. Tarafından bölgede dağıtılan elektrik enerjisini davacıya tedarik ettiklerini, ayrıca … park Sağlık Hizmetleri A.Ş.’nin ticaret unvanı … Sağlık Hizmetleri A.Ş. Olarak değiştirildiğini, davalı tarafından tesis edilen abonelikler çerçevesinde müvekkil adına faturalandırma yapıldığını, bu faturalandırmalar kayıp kaçak v.b. Bedeller yönüyle haksız ve hukuka aykırı olduğunu, söz konusu bedellerin şu aşamada taraflarınca hesaplanmasını ve belirtilmesinin mümkün olmadığını, geçmişe dönük 10 yıllık kayıp kaçak v.b. Bedeli adı altında yapılan tahsilatların davalının sorumluluğu itibariyle tahsiline, davacının bundan böyle ödeyeceği elektrik şirketinin faturalarına dava konusu edilen kayıp kaçak, dağıtım, iletim, sayaç okuma, perakende satış hizmeti bedelleri yazdırılmaması konusunda karar verilmesini, davanın kabulü ile dava okunusu edilen geçmişe yönelik 10 yıldır tahsil edilmekte olan kayıp kaçak, tdağıtım, iletim, sayaç okuma, Perakende Satış Hizmeti Bedelleri ile fazladan ödenmiş olan KDV ve TRT payı bedellerine karşılık toplam şimdilik 1.000,00’nin davalı dağıtım şirketi … Elektrik Dağıtım A.Ş. İle tedarikçi şirket vasfındaki diğer davalılardan (kendi tahsil ettikleri dönemlerle sınırlı olmak kaydı ile) dava tarihinden itibaren işlenecek ticari avans faizi ile müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … Group Elektrik Enerjisi Toptan Satış A.Ş. vekili, cevap dilekçesinde özetle; 6719 sayılı yasa ile 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanuna eklenen geçici madde 20 ile dağıtım, sayaç okuma, perakende satış hizmeti, iletim vc kayıp kaçak bedellerine ilişkin açılmış davalara 6446 sayılı yasanın 17. Maddesinin uygulanacağının ifade edildiğini, bu nedenle işbu davanın 6446 sayılı yasanın 17. Maddesine göre sonuçlandırılması gerektiğini, şirketlerin bu tarifeleri uygulamama yada kayıp kaçak bedelini tahsil etmeme yönünde bir inisiyatif kullanmalarının mümkün olmadığını, bu kapsamda müvekkili şirketin EPDK kararlarım uygulamakla mükellef olduğunu, EPDK kararlarının yanı sıra, ilgili bedellerin davacı şirketten tahsil edileceği hususunun, müvekkili şirket ile davacı arasında imzalanan sözleşmede de kabul edildiğini ve imza altına alındığını, müvekkili ile davacı arasında İmzalanan ikili anlaşmanın, özel hukuk hükümlerine tabi rızai bir sözleşme olduğunu ve müzakereye açık değiştirilebilir nitelikte olduğunu, kayıp kaçak bedelinin iadesi taleplerinin reddedilmesi gerektiğine dair yol gösterici nitelikte birçok Yüksek Mahkeme kararı bulunduğunu, müvekkili ile davacının tacir olması sebebiyle, davaya konu edilen faturalara T.T.K.’nun 21/2. Maddesinde belirlenen süre içerisinde İtiraz edilmediğinden kabul edilmiş sayılması gerektiğini belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … Elektrik Dağıtım A.Ş. vekili cevap dilekçesinde özetle: geçici madde 20‘de kurul kararlarına uygun şekilde tahakkuk ettirilmiş dağıtım, sayaç okuma, perakende satış hizmeti, iletim ve kayıp kaçak bedelleri ile ilgili olarak açılmış olan her türlü ilamsız icra takibi, dava ve başvurular hakkında 17. Madde hükümleri uygulanır demek suretiyle 17. Maddenin 10. Fıkrasının yürüyen davalar için de uygulanması gerektiğini düzenlediğini, bu hali ile huzurdaki davanın reddinin gerektiğini, somut olayda sebepsiz zenginleşmek için öngörülen 2 yıllık zamanaşımı süresinin geçtiğini, davacı ile müvekkili şirket arasında hali hazırda devam eden bir sözleşme bulunmadığım, müvekkili şirketin, davacıdan haksız yada hukuka aykırı olan herhangi bir bedel tahsil etmediğini, söz konusu tarifeleri düzenleme yetkisinin Kanun’la EPDK’ya verildiğini ve lisans sahibi şirketlerin EPDK’nın düzenlediği tarifelere uymak zorunda olduğunu, tasarrufunda bulunmayan bir konu hakkında müvekkili şirkete sorumluluk yüklenmesinin açıkça yasaya aykırı olduğunu belirterek, hukuki dayanaktan yoksun davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davacının, davalı … Grup Enerji ve Akedaş dan dava dilekçesinde belirtmiş olduğu bedellere ilişkin alacağı bulunup bulunmadığı hususunun iki seçenekli olarak hesap edilmesinin istenilmesine, birinci seçenekde yasa değişikliği dikkate alınmadan davacının, alacağı varsa miktarının hesap edilmesine, ikinci seçenekde ise yasa değişikliği nedeni ile davacının, davalıdan talep edebileceği bir meblağ bulunup bulunmadığı hususlarında elektrik mühendisi bilirkişi … tarafından rapor düzenlendiği, … havale tarihli bilirkişi raporunda özetle; 6719 Sayılı Kanun öncesine göre yapılan inceleme neticesinde; davacı … Sağlık Hizmetleri A.Ş.’ne, Davalı … Group Elektrik Enctjisi Toptan Satış A.Ş. tarafından tahakkuk ettirilen elektrik tüketim faturalarında, davaya konu bedellere ilişkin olarak tahsili gerçekleşmiş olan toplam tutarın 661.268,96 TL olduğunu,
6719 Saydı Kanun sonrasına göre yapılan inceleme neticesinde; mahkemelerin yargılama faaliyetinin kapsamı “Kurum tarafından gelir ve tarife düzenlemeleri kapsamında belirlenen bedellere ilişkin olarak yapılan başvurularda ve açılan davalarda; tüketici hakem heyetleri ile mahkemelerin yetkisi, hu bedellerin, Kurumun düzenleyici işlemlerine uygunluğunun denetimi ile sınırlıdır. ” hükmü ile çizildiği, bu kapsamda bakıldığında, davalı … Group Elektrik Enerjisi Toptan Satış A.Ş. tarafından, dönem faturalarında tahsili gerçekleşen kayıp/kaçak, iletim, dağıtım, PSH v.b. bedellerin, gelir ve tarife düzenlemeleri kapsamında belirlenen bedeller üzerinden alındığı vc EPDK tarafından belirlenen hedef oranlarını geçmediğini, davalılar; … Çelik Enerji A.Ş., … Elektrik Enerjisi A.Ş., … A.Ş. tarafından dosyaya sunulmuş elektrik tüketim faturalarının bulunmadığını, zaten Sayın Mahkemenin isteminin; davalı … Group Elektrik Enerjisi Toptan Satış A.Ş ve davalı … Elektrik Dağıtım A.Ş. tarafından, davacı şirkete tahakkuk ettirilen elektrik tüketim faturalarının incelenmesine yönelik olduğunu, davalı … Elektrik Dağıtım A.Ş. tarafından, davacı şirkete tahakkuk ettirilen elektrik tüketim faturalarının dosyaya sunulmadığı, sadece tüketim endeks bilgilerini içerir ve fatura toplam tutarını (TL) gösterir bir belgenin sunulduğunu, dolayısıyla, davalı … F.lektrik Dağıtım A.Ş. tarafından dosyaya sunulan belgede, dönem faturalarından tahsil edilen kayıp/kaçak, dağıtım, iletim, PSD, Sayaç Okuma, BTV. TRT, enerji fonu gibi bedellerin yer almadığı, bu nedenle tarafımdan mevcut belgelerle hesaplama ve denetlemenin yapılamayacağı, davalı … Elektrik Dağıtım A.Ş. tarafından davacı … Sağlık Hizmetleri A.Ş.’ye tahakkuk ettirilen elektrik tüketim faturalarının ayrıntılı olarak sunulması halinde hesaplanmanın ve denetlemenin yapılabileceğini beyan etmiştir.
Dava, elektrik aboneliği sözleşmesinden kaynaklanan ve davacıdan tahsil edilen kayıp-kaçak ve diğer bedellerin istirdatı istemine ilişkindir.
Taraflara usulune uygun davetiye tebliğ edilerek taraf teşkili sağlanmıştır.
Dava dilekçesinde her ne kadar … elektrik enerjisi.. A.Ş, … Elektrit enerji.. A.Ş, … Çelik Enerji .. A.Ş ‘ ye karşı da dava açılmış ise de söz konusu davalılar yönünden tefrik kararı verilmiş olup dosyamızda yukarıda yazılı olan davalılara karşı iş bu dosya üzerinden yargılamaya devam olunmuştur.
Davalı … Group … A.Ş vekilinin yetki ilk itirazı yönünden,verilen kesin süre içerisinde yetki şartına ilişkin sözleşmeyi sunmaması nedeniyle yetki itirazı reddedilmiştir.
Davalı Akedaş vekilinin husumet yönünden itirazının, dağıtıcı firma olduğu sabit olduğundan husumet yönünden itirazının reddine karar vermek gerekmiştir.
Davalı tarafın zamanaşımına yönelik defisinin, taraflar arasında sözleşmenin bulunduğu, Türk Borçlar Kanununun genel zaman aşımına ilişkin 10 yıllık yasal süre kapsamında olduğundan ve dava konusu haksız kesilen bedellerin bu süre içerisinde istenebildiğinden buna ilişkin itirazın reddine karar vermek gerekmiştir.
Dava tarihi itibari ile dava konusu uyuşmazlık ile ilgili Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 21.05.2014 tarih ve 2013/7-2454 E.- 2014/679 K. sayılı kararı ile Anayasa’nın “Vergi Ödevi” başlıklı 73.maddesinde “Herkes, kamu giderlerini karşılamak üzere, mali gücüne göre, vergi ödemekle yükümlüdür. Vergi, resim, harç ve benzeri mali yükümlülükler kanunla konulur, değiştirilir veya kaldırılır. Vergi, resim, harç ve benzeri mali yükümlülüklerin muaflık, istisnalar ve indirimleriyle oranlarına ilişkin hükümlerinde kanunun belirttiği yukarı ve aşağı sınırlar içinde değişiklik yapmak yetkisi Bakanlar Kuruluna verilebilir” şeklindeki düzenlemeye göre kayıp-kaçak, sayaç okuma, dağıtım, perakende hizmet ve iletim bedeli uygulamasının EPDK kararları ve tebliğleri çerçevesinde uygulama arz eden kanunlar ve ikincil mevzuat hükümleri çerçevesinde EPDK tarafından belirlenerek uygulandığından bu tarihteki mevcut hukuki düzenlemenin EPDK’na sınırsız bir fiyatlandırma ve tarife unsuru belirleme hak ve yetkisi vermediği, özellikle kaçak elektrik bedellerinin kurallara uyan abonelerden tahsili yoluna gitmenin hukuk devleti ve adalet düşünceleri ile bağdaşmadığı, bu faturalara yansıtılan diğer kalemlere ilişkin bedel miktarlarının şeffaflık ilkesi ile denetlenebilmesi ve hangi hizmetin karşılığında ne kadar bedel ödendiğinin bilinmesinin de şeffaf hukuk devletinin vazgeçilmez unsuru olduğundan EPDK kararları ile bu bedellerin mevcut mevzuat kapsamında tüketicilerden alınması doğru bulunmayarak hukuka uygun olmadığı kabul edilmiştir.
Dava tarihinden sonra, 17.06.2016 tarihinde 29745 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 6719 sayılı Kanun’un 21.maddesi ile 6446 sayılı Kanun’un 17.maddesinin birinci, üçüncü ve dördüncü fıkraları ile altıncı fıkrasının (a), (ç), (d) ve (f) bentleri değiştirilmiş ve aynı maddeye eklenen 10. bent ile; “Kurum tarafından gelir ve tarife düzenlemeleri kapsamında belirlenen bedellere ilişkin olarak yapılan başvurularda ve açılan davalarda; Tüketici Hakem Heyetleri ile mahkemelerin yetkisi, bu bedellerin, Kurumun düzenleyici işlemlerine uygunluğunun denetimi ile sınırlıdır” hükmü getirilmiştir.
Ayrıca, 6719 sayılı Kanun’un 26.maddesi ile 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu’na eklenen Geçici 19.madde de; “Bu maddeyi ihdas eden Kanunla öngörülen düzenlemeler yürürlüğe konuluncaya kadar, Kurul tarafından yürürlüğe konulan mevcut yönetmelik, tebliğ ve Kurul kararlarının bu Kanuna aykırı olmayan hükümlerinin uygulanmasına devam olunur” ve Geçici 20.madde de ise, “Kurul kararlarına uygun şekilde tahakkuk ettirilmiş dağıtım, sayaç okuma, perakende satış hizmeti, iletim ve kayıp-kaçak bedelleri ile ilgili olarak açılmış olan her türlü ilamsız icra takibi, dava ve başvurular hakkında 17.madde hükümleri uygulanır” hükmü düzenlenmiştir. Söz konusu maddeye göre Tüketici Hakem Heyetleri’nin ve mahkemelerin bu konuda açılacak davalarda inceleme ve araştırma yetkileri geçmişe de etkili olarak sadece dağıtım, sayaç okuma, perakende satış hizmeti, iletim ve kayıp-kaçak bedellerinin Kurumun bu konulardaki düzenleyici işlemlerine uygunluğunun denetimi ile sınırlanmıştır. Diğer bir ifade ile yerindelik denetimi yapılamayacağı kabul edilmiştir.
Dava tarihinden sonra yürürlüğe giren 6719 sayılı Kanun ile yapılan değişikliklerin Kanunun 17.06.2016 yürürlük tarihinden önceki dönemde geçerli olan EPDK kararlarına dayanılarak tahsil edilmiş dava konusu kayıp kaçak ve sayaç okuma bedelleri ile ilgili olarak açılan ve halen devam eden alacak davalarında da geçmişe etkili olacak şekilde uygulanması gerektiği anlaşılmaktadır.
Bundan başka, davanın devamı sırasında, dava konusu alacağın ödenmesi, menkul malın davacıya teslim edilmesi, gayri menkulün tahliye edilmesi gibi nedenlerle veya davanın açılmasından sonra yürürlüğe giren yeni bir kanun yada Anayasa Mahkemesi’nin iptal kararı nedeniyle davanın konusuz kalması mümkündür. Davanın konusuz kaldığının tespit edilmesi halinde, mahkemece; esas (asıl talep) hakkında “Davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına” ilişkin hüküm kurulması gerekmektedir. Bu tür kararlar, hükümler gibi (eda, tespit, inşai) nihai kararlardandır. Mahkeme kararı, aynı zamanda dava konusu hakkın mevcut olmadığını da tespit ettiği için tespit hükmü niteliğindedir.
Davanın konusuz kalması halinde, mahkemece; yargılamaya devam edilerek davanın açıldığı tarih itibariyle hangi tarafın haklı olduğunun tespit edilmesi, o taraf lehine yargılama giderleri ve vekalet ücretine karar verilmesi gerekir. Başka bir deyişle, yürürlüğe giren yeni yasa nedeniyle konusuz kalan davada, yeni yasanın yürürlüğe girmemiş olması halinde, davanın açıldığı tarih itibariyle haklı olan ve davasını avukat ile takip eden taraf lehine “maktu vekalet” ücretine hükmedilmesi, yargılama giderlerinin ise karşı taraftan tahsiline karar verilmesi gerekmektedir.
Somut olayda, davacı tarafın davanın açıldığı tarihteki mevzuata, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 21.05.2014 tarih ve 2013/7-2454 Esas 2014/679 karar sayılı kararı ve Yargıtay 3. Hukuk Dairesi’nin emsal içtihatlarına göre dava açmakta haklı olduğu, bu kapsamda kayıp kaçak ve diğer bedellerin tahsilini talep edebileceği dikkate alındığında, dava açıldıktan sonra yürürlüğe giren geçmişe etkili yasa değişikliği nedeniyle konusu kalmayan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına, dosya arasında bulunan davalı şirket tarafından kesilen elektrik faturaları incelendiğinde davanın açıldığı tarih itibariyle haklı olan ve davasını avukat ile takip eden davacı lehine vekalet” ücretine hükmedilmesine ve yargılama giderlerinin davalılardan tahsiline karar verilerek, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Dava konusuz kaldığından ESAS HAKKINDA KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
Alınması gerekli 35,90 TL harçtan peşin alınan 29,20 TL harcın mahsubu ile bakiye 6,70 TL harcın davalılardan alınarak Hazine’ye gelir kaydına,
Davacı tarafından yatırılan 29,20 TL başvurma harcı, 29,20 TL peşin harç olmak üzere toplam 58,40 TL harcın davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
Davacı tarafından yapılan bilirkişi masrafı 400,00 TL, tebligat ve müzekkere masrafı 293,95 TL olmak üzere toplam 693,95 TL yargılama giderlerinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesaplanan 1.000,00 TL vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
Sarf edilmeyen gider avansının HMK.’nın 333. maddesi uyarınca davacıya iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde İstinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okundu. Anlatıldı. 13/04/2018

Katip …
¸e-imzalı

Hakim …
¸e-imzalı