Emsal Mahkeme Kararı Antalya 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/423 E. 2018/203 K. 21.03.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/423 Esas
KARAR NO : 2018/203
DAVA : Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 12/05/2016
KARAR TARİHİ : 21/03/2018

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin … den beri … nolu ve 2012 ‘den beridir … nolu aboneliklerine elektrik tüketim miktarına göre davalılar tarafından faturalar tahakkuk ettirildiğini, EPDK’nin tebliğe göre kayıp kaçak parakende satış hizmet psh sayaç okuma TRT payı, iletim sistemi kullanım ve dağıtım bedellerini de içeren fatura tahakkuklarını da tahsil ettiğini fakat bu bedellerin tahsili ilgili yargıtay daireleri ve içtihatları ile yersiz ve hukuksuz olup abonelere iadesi gerekli EPDK’ ya yasa gereği esas olarak abonelere yapılacak elektrik satışlarında uygulanacak fiyatlandırmaya esas unsurları tespit etme görevi verildiğini, yersiz ve hukuksuz ilgili bedellerin, şeffaf, net açık şekilde faturalarda tam manasıyla yer verilmediğini ve yasal olmadığını, dava konusu bedellerin 2002 yılından beri tahsil edilse de faturalarda açakça yasmayan, genel tüketime nispetle hesaplanabilen, davalılardan celp edilecek belgeler üzerine bilirkişi incelemesi yapılmadın tespiti mümkün olmayan bedeller olduğunu ve belirsiz alacak davasına konu edileceğini beyanla haksız olarak müvekkilden tahsil edilen bedellerin toplamı olan her bir davalıdan sorumlu oldukları dönemler için 2500TL’nin … 2500 TL ‘nin …. den olmak üzere toplam 5000 TL ‘nin ödemeden işleyecek avans faizi ile davalılaran tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle : Öncelikle Elektrik Piyasası Kanununu Tarifeler, Tüketicilerin desteklenmesi, Özelleştirme, Kamulaştırma ve Arz Güvenliği Tarifeler ve Tüketicilerin desteklenmesi başlıklı 17. Maddesinde yapılan yeni düzenleme ile düzenlendiğini, davanın reddi gerektiğini, ilgili kanun maddelerin kurul kararı ile haklı olarak alınan dava konusu bedellerin iadesi talebinin reddine karar verilmesini talep ettiklerini, davanın … Elektrik İletim A.Ş ‘ye ihbarını talep ettiklerini, zamanaşımı yönünden itirazlarının olduğunu, davacı ile müvekkil arasında devam eden bir sözleşme bulunmadığını, faiz talebine itirazlarının bulunduğunu, husumet yönünden itirazlarının bulunduğunu, davacının talebine konu olan 2013 yılı önceki alacakları bakımından da davacının müvekkil şirketten talepte bulunmasının mümkün olmadığını, husumete ilişkin itirazlarının baki kalmak kaydı ile davacının açmış olduğu davayı esasen kabul etmediklerini, tasarrufta bulunmayan bir konu hakkında müvekkil şirkete sorumluluk yüklenmesi açıkça yasaya aykırı olduğunu, davaya konu bedellerin ödendiğini iddia eden davacının bu iddiasını tüm döneme ait faturaların makbuzları ile ispat etmek zorunda olduğunu beyanla davanın reddini talep etmiştir.
Mahkememiz dosyasının elektrik mühendisi bir bilirkişiye tevdii ile dava konusu abonelerin enerji bedeli haricindeki faturalara yansıyan kayıp kaçak, iletim, dağıtım, psh, sayaç okuma bedellerinin tespiti konusunda rapor alınmasına karar verilmiş, mahkememizce seçilen elektrik mühendisi …, … tarihli raporunda sonuç olarak;
Her bir dağıtım şirketinin tahsil ettiği tutarın kalem bazında toplamları … için tablo 8 ve … içinise tablo 9 da verildiğini, tablo 8 de … her iki abone için elektrik faturalarında tahsil ettiği, dağıtım, iletim, kayıp kaçak, psh ve psh sayaç okuma bedellerinins sırası ile 1.712,38 TL, 428,70 TL, .813,99 TL 218,58 TL ve 5,40 TL oluptoplamının ise 4.188,05 TL tablo 9 CLK nın her iki abone için elektrik faturalarında tahsil ettiği dağıtım, iletim, kayıp kaçak, psh ve psh sayaç okuma bedelleri sırası ile 16.669,15 TL, 3.047,31 TL, 14.476,65 TL, 2.466,22 TL ve 31,72 TL olup toplamının ise 36.691,05 TL olduğunu, kayıp kaçak, dağıtım, iletim ve PSH, PSH sayaç okuma bedel tutarlarının geri ödenip ödenemeyeceği ile ilgili Kanular ve Yargıtay kararları hukuki bir konu olduğundan bu konuda yorum yapılamadığını beyan etmiştir.
Dosyasının bir mali müşavir ve elektrik mühendisi bir bilirkişiye tevdii ile, dava konusu abonelerin enrji bedeli harcindeki faturalara yansıyan kayıp kaçak, iletim, dağıtım, psh, sayaç okuma bedellerinin tespiti hususunda rapor alınmasına karar verilmiştir. Mahkememizce seçilen elektrik mühendisi … ile mali müşavir …, … tarihli raporlarında sonuç olarak; her bir dağıtım şirketinin tahsil ettiği tutarın kalem bazında toplamlarının … için tablo 8 ve CLK için tablo 9 da gösterildiğini, tablo 8 de … her iki abona için, elektrik faturalarında tahsil ettiği, dağıtım, iletim, kayıp kaçak, psh ve psh sayaç okuma bedelleri sırası ile 1.712,38 TL, 428,70 TL, 1.813,99 TL, 218,58 TL ve 5,40 TL olup toplamısınn ise 4.188,05 TL olduğunu, tablo 9 da CLK nın her iki abone için, elektrik faturalarında tahsil ettiği dağıtım, iletim, kayıp kaçak, psh ve psh sayaç okuma bedelleri sırası ile 16.669,15 TL,3.047,31 TL, 14.476,65 TL, 2.466,22 TL ve 31,72 TL oluptoplamının ise 36.691,05 TL olduğunu, kayıp kaçak, dağıtım, iletim ve PSH, PSH sayaç okuma bedel utarlarının geri ödenip ödenemeyeceği ile ilgili Kanunlar ve Yargıtay kararları hukuki bir konu olduğundun bu konuda yorum yapılamadığını beyan etmiştir.
Dava, elektrik aboneliği sözleşmesinden kaynaklanan ve davacıdan tahsil edilen kayıp-kaçak ve diğer bedellerin istirdatı istemine ilişkindir.
Davalı şirketlerin husumete yönelik itirazları, davacının talebinin elektrik enerjisi satış sözleşmesinden kaynaklanması, dava konusu alacak kalemlerinden dağıtım ve tedarik şirketlerinin müteselsilen sorumlu olması sebepleriyle yerinde görülmemiştir
Zamanaşımına yönelik itirazları ise, sözleşmeden kaynaklanan alacak davalarında zamanaşımı süresinin 10 yıl olması ve son 10 yıla ait faturalardan kaynaklı alacakların talep edilmesi nedeniyle yerinde görülmemiştir.
Dava tarihi itibari ile dava konusu uyuşmazlık ile ilgili Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 21.05.2014 tarih ve 2013/7-2454 E.- 2014/679 K. sayılı kararı ile Anayasa’nın “Vergi Ödevi” başlıklı 73.maddesinde “Herkes, kamu giderlerini karşılamak üzere, mali gücüne göre, vergi ödemekle yükümlüdür. Vergi, resim, harç ve benzeri mali yükümlülükler kanunla konulur, değiştirilir veya kaldırılır. Vergi, resim, harç ve benzeri mali yükümlülüklerin muaflık, istisnalar ve indirimleriyle oranlarına ilişkin hükümlerinde kanunun belirttiği yukarı ve aşağı sınırlar içinde değişiklik yapmak yetkisi Bakanlar Kuruluna verilebilir” şeklindeki düzenlemeye göre kayıp-kaçak, sayaç okuma, dağıtım, perakende hizmet ve iletim bedeli uygulamasının EPDK kararları ve tebliğleri çerçevesinde uygulama arz eden kanunlar ve ikincil mevzuat hükümleri çerçevesinde EPDK tarafından belirlenerek uygulandığından bu tarihteki mevcut hukuki düzenlemenin EPDK’na sınırsız bir fiyatlandırma ve tarife unsuru belirleme hak ve yetkisi vermediği, özellikle kaçak elektrik bedellerinin kurallara uyan abonelerden tahsili yoluna gitmenin hukuk devleti ve adalet düşünceleri ile bağdaşmadığı, bu faturalara yansıtılan diğer kalemlere ilişkin bedel miktarlarının şeffaflık ilkesi ile denetlenebilmesi ve hangi hizmetin karşılığında ne kadar bedel ödendiğinin bilinmesinin de şeffaf hukuk devletinin vazgeçilmez unsuru olduğundan EPDK kararları ile bu bedellerin mevcut mevzuat kapsamında tüketicilerden alınması doğru bulunmayarak hukuka uygun olmadığı kabul edilmiştir.
Dava tarihinden sonra, 17.06.2016 tarihinde 29745 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 6719 sayılı Kanun’un 21.maddesi ile 6446 sayılı Kanun’un 17.maddesinin birinci, üçüncü ve dördüncü fıkraları ile altıncı fıkrasının (a), (ç), (d) ve (f) bentleri değiştirilmiş ve aynı maddeye eklenen 10. bent ile; “Kurum tarafından gelir ve tarife düzenlemeleri kapsamında belirlenen bedellere ilişkin olarak yapılan başvurularda ve açılan davalarda; Tüketici Hakem Heyetleri ile mahkemelerin yetkisi, bu bedellerin, Kurumun düzenleyici işlemlerine uygunluğunun denetimi ile sınırlıdır” hükmü getirilmiştir.
Ayrıca, 6719 sayılı Kanun’un 26.maddesi ile 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu’na eklenen Geçici 19.madde de; “Bu maddeyi ihdas eden Kanunla öngörülen düzenlemeler yürürlüğe konuluncaya kadar, Kurul tarafından yürürlüğe konulan mevcut yönetmelik, tebliğ ve Kurul kararlarının bu Kanuna aykırı olmayan hükümlerinin uygulanmasına devam olunur” ve Geçici 20.madde de ise, “Kurul kararlarına uygun şekilde tahakkuk ettirilmiş dağıtım, sayaç okuma, perakende satış hizmeti, iletim ve kayıp-kaçak bedelleri ile ilgili olarak açılmış olan her türlü ilamsız icra takibi, dava ve başvurular hakkında 17.madde hükümleri uygulanır” hükmü düzenlenmiştir. Söz konusu maddeye göre Tüketici Hakem Heyetleri’nin ve mahkemelerin bu konuda açılacak davalarda inceleme ve araştırma yetkileri geçmişe de etkili olarak sadece dağıtım, sayaç okuma, perakende satış hizmeti, iletim ve kayıp-kaçak bedellerinin Kurumun bu konulardaki düzenleyici işlemlerine uygunluğunun denetimi ile sınırlanmıştır. Diğer bir ifade ile yerindelik denetimi yapılamayacağı kabul edilmiştir.
Dava tarihinden sonra yürürlüğe giren 6719 sayılı Kanun ile yapılan değişikliklerin Kanunun 17.06.2016 yürürlük tarihinden önceki dönemde geçerli olan EPDK kararlarına dayanılarak tahsil edilmiş dava konusu kayıp kaçak ve sayaç okuma bedelleri ile ilgili olarak açılan ve halen devam eden alacak davalarında da geçmişe etkili olacak şekilde uygulanması gerektiği anlaşılmaktadır.
Bundan başka, davanın devamı sırasında, dava konusu alacağın ödenmesi, menkul malın davacıya teslim edilmesi, gayri menkulün tahliye edilmesi gibi nedenlerle veya davanın açılmasından sonra yürürlüğe giren yeni bir kanun yada Anayasa Mahkemesi’nin iptal kararı nedeniyle davanın konusuz kalması mümkündür. Davanın konusuz kaldığının tespit edilmesi halinde, mahkemece; esas (asıl talep) hakkında “Davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına” ilişkin hüküm kurulması gerekmektedir. Bu tür kararlar, hükümler gibi (eda, tespit, inşai) nihai kararlardandır. Mahkeme kararı, aynı zamanda dava konusu hakkın mevcut olmadığını da tespit ettiği için tespit hükmü niteliğindedir.
Davanın konusuz kalması halinde, mahkemece; yargılamaya devam edilerek davanın açıldığı tarih itibariyle hangi tarafın haklı olduğunun tespit edilmesi, o taraf lehine yargılama giderleri ve vekalet ücretine karar verilmesi gerekir. Başka bir deyişle, yürürlüğe giren yeni yasa nedeniyle konusuz kalan davada, yeni yasanın yürürlüğe girmemiş olması halinde, davanın açıldığı tarih itibariyle haklı olan ve davasını avukat ile takip eden taraf lehine “maktu vekalet” ücretine hükmedilmesi, yargılama giderlerinin ise karşı taraftan tahsiline karar verilmesi gerekmektedir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 18.11.2009 tarih, 2009/18-421 E.-2009/526 K. sayılı ilamında “Dava tarihinde davasında haklı bulunan davacının, sonradan yürürlüğe giren yasa nedeniyle haksız duruma düşmesi söz konusu olmadığından, davacı lehine vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiği” belirtilmiştir.
Somut olayda, davacı tarafın davanın açıldığı tarihteki mevzuata, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 21.05.2014 tarih ve 2013/7-2454 Esas 2014/679 karar sayılı kararı ve Yargıtay 3. Hukuk Dairesi’nin emsal içtihatlarına göre dava açmakta haklı olduğu, bu kapsamda kayıp kaçak ve diğer bedellerin tahsilini talep edebileceği dikkate alındığında, dava açıldıktan sonra yürürlüğe giren geçmişe etkili 6719 Sayılı Kanun ile getirilen Yasa değişikliği nedeniyle konusu kalmayan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına, aldırılan bilirkişi raporuna göre davanın açıldığı tarih itibariyle haklı olan ve davasını avukat ile takip eden davacı lehine maktu vekalet ücretine hükmedilmesine ve yargılama giderlerinin davalıdan tahsiline karar verilerek, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Dava konusuz kaldığından ESAS HAKKINDA KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
Alınması gerekli 35,90 TL harçtan peşin alınan 29,20 TL harcın mahsubu ile bakiye 6,70 TL harcın davalılardan tahsiline Hazine’ye gelir kaydına,
Davacı tarafından yatırılan 29,20 TL peşin harç ile 35,90 TL karar harcının davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
Davacı tarafından yapılan tebligat ve müzekkere masrafı 151,20 TL, 900,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.051,20 TL yargılama giderlerinin davalılardan alınarak, davacıya verilmesine,
Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesaplanan 2.180,00 TL vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
Sarf edilmeyen gider avansının HMK.’nın 333. maddesi uyarınca davacıya iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı,gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde İstinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okundu. Anlatıldı. 21/03/2018
Katip …
¸e-imzalı

Hakim …
¸e-imzalı