Emsal Mahkeme Kararı Antalya 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/248 E. 2018/184 K. 16.03.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2016/248 Esas
KARAR NO : 2018/184
DAVA : Alacak (Yayımlama Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 04/04/2016
KARAR TARİHİ : 16/03/2018

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Yayımlama Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili davacı şirketin, yıllık 400 kwh dan fazla elektrik tükettiği için mevzuat gereği ” serbest tüketici” sıfatına haiz olup, … tarihinden itibaren işyerleri için ihtiyacı olan elektrik enerjisini kayıtlı olduğu abone numaralarına dava dışı … Enerji Üretim A. Ş den satın aldığını, müvekkili davacı şirketin satın aldığı elektrik enerjisi için tüketim miktarına göre tahakkuk ettirilen fatura bedellerini tam ve eksiksiz olarak süresinde ödediğini, dava konusu olan … ile … tarihleri arası döneme ait fili elektrik tüketimi ve kanunen tahsili mümkün olan diğer kalemler dışında davalının kayıp kaçak bedeli, iletim bedeli, dağıtım bedeli ve parakende satış hizmet bedeli adı altında bir kısım kalemleri de faturaya yansıtarak müvekkili şirketten tahsil ettiğini beyan ederek, davanın kabulü ile davalı şirket tarafından ” kayıp -kaçak, iletim ve dağıtım, sayaç okuma ve perakende satış hizmet bedeli” adı altında elektrik faturalarına yansıtılan kalemlerin haksız ve hukuka aykırı olduğunun tespitine, muarazanın bu şekilde giderilmesine, … ila … tarihleri arası kayıp kaçak altında tahsil edilen 5.775.311,56 TL dağıtım bedeli adı altında tahsil edilen 5.077.302,86 TL, iletim bedeli adı altında tahsil edilen 1.308.836,83 TL ve perakende satış hizmet bedeli adı altında tahsil edilen 35.625,45 TL olmak üzere toplam 12.197.026,70 TL ve %18 KDV nin her bir fatura son ödeme tarihinden itibaren hesaplanacak avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; haksız yersiz ve hukuki dayanaktan yoksun davayı kabul etmediklerini, davacının, müvekkili şirketten talep etmiş olduğu iletim bedelleri tarifelerden kaynaklı bir alacak olduğunu, ilgili tedarik şirketin ve tahsil edilen bu alacak tarifelerinden ötürü TEİAŞ’a aktarıldığını, bu nedenle müvekkili şirkete karşı açılan bu davanın … Elektrik İletim A.Ş ye ihbarını talep ettiklerini, davacının, müvekkili şirketten talep etmiş olduğu bedelleri KDV dahil talep ettiğini, KDV ye ilişkin bedellerle ilgili tedaril şirkete karşı açılan davanın Maliye Bakanlığı’na ihbarını talep ettiklerini, dava dosyasına konu fatura kalemlerinin ve bu kalemlerin tüketicilere hangi oranda yansıtılacağı hususunu belirleme ve karar verme yetkisinin tamamen EPDK ya ait olduğunu, işbu davanın Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu’na ihbarını talep ettiklerini, davacı tarafın, müvekkili şirketin sebepsiz zenginleştiği iddiasındaki taleplerinin zamanaşımı süresinin, hak sahibinin geri isteme hakkı olduğunu öğrendiği tarihten itibaren 2 yıl olduğunu, somut olayda sebepsiz zenginleşme için öngörülen iki yıllık zamanaşımı süresinin geçtiğini, bu nedenle zamanaşımı yönünden de davanın reddi gerektiğini, faiz talebine itiraz ettiklerini beyan ederek davanın esas yönünden de reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Hesap uzmanı bilirkişi … tarafından düzenlenen …tarihli bilirkişi raporunda özetle;
“Dava dosyası içeriğine göre, raporun inceleme bölümünde arz edilmeye çalışıldığı üzere, davacı … Otel İşletmeleri A.Ş. vekili tarafından, davalı … Elektrik Elektrik Dağıtım A.Ş. aleyhine,… nolu abonelere … nci dönem faturalarında tahakkuk ettirilen enerji kayıp-kaçak bedeli, Dağıtım Bedeli, İletim bedeli ve PSH bedellerinin iadesi talebiyle açılan davada:
1- Dava konusu faturalarda tahakkuk ettirilen Toplam tutar :
– Enerji Kayıp Kaçak Bedeli Toplamı = 5.775.211.31 .-
– Dağıtım Bedeli Toplamı……………..= 5.077.302.75.-
– İletim Bedeli Toplamı………………….= 1.308.886.79.-
– Genel Toplam…………………………….= 12.197.026.32.- TL olarak tespit edilmiştir.
2- Her bir faturada tahakkuk ettirilen ve dava konusu kalemler ve KDV dahil toplam tutar ile faturalar üzerinden hesaplanan toplam tutar + KDV toplamına uygulanan Yasal faiz sonucu belirlenen Genel Toplam tutan ise:
– Enerji Kayıp Kaçak, Dağıtım, İletim, PSH Bedelleri Toplamı
– KDV %18 Toplamı…………………………………………………………= 12.197.026.32.-
– Toplam…………………………………………………………………………= 2.195.449.34.-
– Yasal Faiz Toplamı………………………………………………………..= 3.193.183.76.-
-GenelToplam…………………………………………………………………=17.585.659.42.-TL olarak tespit edilmiştir.
3- Yukarıda üçüncü maddede açıklandığı üzere 6446 ve 4628 Sayılı yasa kapsamında uygulanan tarifelerin EPDK tarafından onaylanarak yürürlüğe gireceği, fiyatlandırma esaslarını tespit etmek, gerekli düzenlemeleri yapmak ve ülke çapında uygulanacak fiyatları belirleme yetkisinin EPDK’ya verildiği,
– Ancak; dosyada mevcut ve yukarıda 4/a maddesinde yazılı Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 21.5.2014 tarih, 2013/7-2454- 2014/679 sayılı kararlarında; “Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu’na (EPDK) tüketicilere yapılacak elektrik satışlarında uygulanacak fiyatlandırmaya esas unsurları tespit etme görevi verilmiştir. Bu maddede de anlatılmak istenilen hususun 1 Kw elektrik enerjisinin tüketicilere ulaşıncaya kadarki maliyet ve kar payı olup, yoksa Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu’na sınırsız bir fiyatlandırma unsuru belirleme yetkisi ve görevi vermediği açıktır.” Açıklamasına yer vermiştir.
-Yargıtay Hukuk Genel Kurulu kararından davaya konu bedellerin talep edilebileceği anlaşıldığından ve yukarıda 4/b ve c maddesinde yazılı diğer Yargıtay 3 Hukuk D.nİn kararlan da dikkate alınarak davacı şirket tarafından talep edilen Enerji Kayıp Kaçak bedeli, Dağıtım Bedeli, İletim bedeli ve PSH bedellerine ilişkin her bir fatura üzerinden tarafımdan yapılan hesaplamalann toplamları abone numaralarına göre yukanda 6 ve 7 nci maddelerde, KDV dahil toplam ve uygulanan yıllık %9 yasal faiz tutarları toplamları da yine abone numaralarına göre 8 ve 9 ncu maddelerde ayrı ayrı listelenmiş olup, konu uzmanlık alanım dışında hukuki değerlendirmeyi gerektirdiğinden görüş ve kanaat belirtilmeyerek takdiri sayın mahkemenize ait olmak üzere, dosya kapsamına göre yapılan hesaplamalar tarafımdan yapılmıştır” şeklinde görüş ve kanaate varıldığı bildirilmiştir.
Dava, elektrik aboneliği sözleşmesinden kaynaklanan ve davacıdan tahsil edilen kayıp-kaçak ve diğer bedellerin istirdatı istemine ilişkindir.
Dava tarihi itibari ile dava konusu uyuşmazlık ile ilgili Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 21.05.2014 tarih ve 2013/7-2454 E.- 2014/679 K. sayılı kararı ile Anayasa’nın “Vergi Ödevi” başlıklı 73.maddesinde “Herkes, kamu giderlerini karşılamak üzere, mali gücüne göre, vergi ödemekle yükümlüdür. Vergi, resim, harç ve benzeri mali yükümlülükler kanunla konulur, değiştirilir veya kaldırılır. Vergi, resim, harç ve benzeri mali yükümlülüklerin muaflık, istisnalar ve indirimleriyle oranlarına ilişkin hükümlerinde kanunun belirttiği yukarı ve aşağı sınırlar içinde değişiklik yapmak yetkisi Bakanlar Kuruluna verilebilir” şeklindeki düzenlemeye göre kayıp-kaçak, sayaç okuma, dağıtım, perakende hizmet ve iletim bedeli uygulamasının EPDK kararları ve tebliğleri çerçevesinde uygulama arz eden kanunlar ve ikincil mevzuat hükümleri çerçevesinde EPDK tarafından belirlenerek uygulandığından bu tarihteki mevcut hukuki düzenlemenin EPDK’na sınırsız bir fiyatlandırma ve tarife unsuru belirleme hak ve yetkisi vermediği, özellikle kaçak elektrik bedellerinin kurallara uyan abonelerden tahsili yoluna gitmenin hukuk devleti ve adalet düşünceleri ile bağdaşmadığı, bu faturalara yansıtılan diğer kalemlere ilişkin bedel miktarlarının şeffaflık ilkesi ile denetlenebilmesi ve hangi hizmetin karşılığında ne kadar bedel ödendiğinin bilinmesinin de şeffaf hukuk devletinin vazgeçilmez unsuru olduğundan EPDK kararları ile bu bedellerin mevcut mevzuat kapsamında tüketicilerden alınması doğru bulunmayarak hukuka uygun olmadığı kabul edilmiştir.
Dava tarihinden sonra, 17.06.2016 tarihinde 29745 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 6719 sayılı Kanun’un 21.maddesi ile 6446 sayılı Kanun’un 17.maddesinin birinci, üçüncü ve dördüncü fıkraları ile altıncı fıkrasının (a), (ç), (d) ve (f) bentleri değiştirilmiş ve aynı maddeye eklenen 10. bent ile; “Kurum tarafından gelir ve tarife düzenlemeleri kapsamında belirlenen bedellere ilişkin olarak yapılan başvurularda ve açılan davalarda; Tüketici Hakem Heyetleri ile mahkemelerin yetkisi, bu bedellerin, Kurumun düzenleyici işlemlerine uygunluğunun denetimi ile sınırlıdır” hükmü getirilmiştir.
Ayrıca, 6719 sayılı Kanun’un 26.maddesi ile 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu’na eklenen Geçici 19.madde de; “Bu maddeyi ihdas eden Kanunla öngörülen düzenlemeler yürürlüğe konuluncaya kadar, Kurul tarafından yürürlüğe konulan mevcut yönetmelik, tebliğ ve Kurul kararlarının bu Kanuna aykırı olmayan hükümlerinin uygulanmasına devam olunur” ve Geçici 20.madde de ise, “Kurul kararlarına uygun şekilde tahakkuk ettirilmiş dağıtım, sayaç okuma, perakende satış hizmeti, iletim ve kayıp-kaçak bedelleri ile ilgili olarak açılmış olan her türlü ilamsız icra takibi, dava ve başvurular hakkında 17.madde hükümleri uygulanır” hükmü düzenlenmiştir. Söz konusu maddeye göre Tüketici Hakem Heyetleri’nin ve mahkemelerin bu konuda açılacak davalarda inceleme ve araştırma yetkileri geçmişe de etkili olarak sadece dağıtım, sayaç okuma, perakende satış hizmeti, iletim ve kayıp-kaçak bedellerinin Kurumun bu konulardaki düzenleyici işlemlerine uygunluğunun denetimi ile sınırlanmıştır. Diğer bir ifade ile yerindelik denetimi yapılamayacağı kabul edilmiştir.
Dava tarihinden sonra yürürlüğe giren 6719 sayılı Kanun ile yapılan değişikliklerin Kanunun 17.06.2016 yürürlük tarihinden önceki dönemde geçerli olan EPDK kararlarına dayanılarak tahsil edilmiş dava konusu kayıp kaçak ve sayaç okuma bedelleri ile ilgili olarak açılan ve halen devam eden alacak davalarında da geçmişe etkili olacak şekilde uygulanması gerektiği anlaşılmaktadır.
Bundan başka, davanın devamı sırasında, dava konusu alacağın ödenmesi, menkul malın davacıya teslim edilmesi, gayri menkulün tahliye edilmesi gibi nedenlerle veya davanın açılmasından sonra yürürlüğe giren yeni bir kanun yada Anayasa Mahkemesi’nin iptal kararı nedeniyle davanın konusuz kalması mümkündür. Davanın konusuz kaldığının tespit edilmesi halinde, mahkemece; esas (asıl talep) hakkında “Davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına” ilişkin hüküm kurulması gerekmektedir. Bu tür kararlar, hükümler gibi (eda, tespit, inşai) nihai kararlardandır. Mahkeme kararı, aynı zamanda dava konusu hakkın mevcut olmadığını da tespit ettiği için tespit hükmü niteliğindedir.
Davanın konusuz kalması halinde, mahkemece; yargılamaya devam edilerek davanın açıldığı tarih itibariyle hangi tarafın haklı olduğunun tespit edilmesi, o taraf lehine yargılama giderleri ve vekalet ücretine karar verilmesi gerekir. Başka bir deyişle, yürürlüğe giren yeni yasa nedeniyle konusuz kalan davada, yeni yasanın yürürlüğe girmemiş olması halinde, davanın açıldığı tarih itibariyle haklı olan ve davasını avukat ile takip eden taraf lehine “maktu vekalet” ücretine hükmedilmesi, yargılama giderlerinin ise karşı taraftan tahsiline karar verilmesi gerekmektedir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 18.11.2009 tarih, 2009/18-421 E.-2009/526 K. sayılı ilamında “Dava tarihinde davasında haklı bulunan davacının, sonradan yürürlüğe giren yasa nedeniyle haksız duruma düşmesi söz konusu olmadığından, davacı lehine vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiği” belirtilmiştir.
Somut olayda, davacı tarafın davanın açıldığı tarihteki (07/06/2016 tarihindeki) mevzuata, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 21.05.2014 tarih ve 2013/7-2454 Esas 2014/679 karar sayılı kararı ve Yargıtay 3. Hukuk Dairesi’nin emsal içtihatlarına göre dava açmakta haklı olduğu, bu kapsamda kayıp kaçak ve diğer bedellerin tahsilini talep edebileceği dikkate alındığında, dava açıldıktan sonra 17.06.2016 tarihinde 29745 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren geçmişe etkili 6719 Sayılı Kanun ile getirilen Yasa değişikliği nedeniyle konusu kalmayan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına, aldırılan bilirkişi raporuna göre davanın açıldığı tarih itibariyle haklı olan ve davasını avukat ile takip eden davacı lehine “maktu vekalet ücretine” hükmedilmesine (alacak maktu ücretin altında kalmadığından) ve yargılama giderlerinin davalıdan tahsiline karar verilerek, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın konusuz kaldığı anlaşılmakla ESAS HAKKINDA KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
2-Alınması gerekli 35,90 TL harcın peşin olarak alınan 208.294,72 TL harçtan mahsubu ile artan 208.258,82 TL harcın karar kesinleştiğinde istemi halinde davacıya iadesine,
3-Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesaplanan 2.180,00 TL maktu vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan 29,20 TL başvurma harcı, 520,00 TL tebligat, müzekkere, bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 549,20 TL yargılama giderlerinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
5-Sarf edilmeyen gider avansının HMK.’nın 333. maddesi uyarınca davacıya iadesine,
Dair, davalı vekilinin yüzüne karşı davacı tarafın YOKLUĞUNDA, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde İstinaf yasa yolu açık olmak üzere oy birliğiyle verilen karar açıkça okundu. Anlatıldı.
16/03/2018

Başkan …
¸e-imzalı
Üye …
¸e-imzalı
Üye …
¸e-imzalı
Katip …
¸e-imzalı