Emsal Mahkeme Kararı Antalya 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/167 E. 2019/50 K. 23.01.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
ANTALYA
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/167 Esas
KARAR NO : 2019/50
DAVA : Tazminat
DAVA TARİHİ : 26.02.2014
KARAR TARİHİ : 23/01/2019

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkil davacının murisi … tarihinde ölen …’in … Bankası … Şubesinden 06/06/2012 tarihinde 16.000,00-TL lik tüketici kredisi kullandığını, kredi kullandırımı sırasında … poliçe numarası ile davalı …Hayat ve Emeklilik AŞ (Eski adı … Sigorta AŞ ) tarafından hayat sigortası yapıldığını, bu poliçe nedeniyle krediden 1.625,33-TL kesinti yapıldığını, bu dışında murisin … nolu 15/09/2010 tarihli ayrı bir hayat sigortası bulunduğunu, murisin vefatından sonra tüketici kredisinin hayat sigortasından ödenmesi için gerekli işlemlerin yapıldığını ancak davalı sigorta şirketinin hayat poliçesinin yapıldığı tarihte murisin kanser hastası olduğu ve hayat sigortasının genel şartlarının c.2.2 maddesine istinaden beyan yükümlülüğünü yerine getirmediğinden ödeme yapmadığını, bunun üzerine banka tarafından Adana … İcra Müdürlüğünün …/… sayılı dosyasında müvekkil aleyhine icra takibi başlatıldığını ve müvekkilin maaşından 1.500,00-TL kesinti yapıldığını, müvekkilden yapılan bu kesintinin haksız olduğunu, muris …’in kalp ve solunum yetmezliğinden öldüğünü ayrıca murisin daha önceden hayat sigortasının bulunduğunu, bu nedenlerle sözleşmeye aykırı hakeret eden ve müvekkilinin zarara uğramasına sebep olan davalı şirketten fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 16.000,00-TL nin murisin ölüm tarihinden işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … ve Emeklilik A.Ş. vekili … havale tarihli cevap dilekçesinde özetle;
Yetki itirazında bulunmuş, HMK’nun 15/f.2 maddesi gereği can sigortalarında, sigorta ettirenin, sigortalının veya lehtarın lep veya aleyhine açılacak davalarda onların yerleşim yeri mahkemesinin kesin yetkili olduğunu, olayda hem sigorta ettiren, hem sigortalı olan muris …’in adresinin Antalya olduğunu, ayrıca davacı murisin mirasçısının da yerleşim yerinin Antalya olduğunu, bu nedenle yetkili mahkemenin Antalya Ticaret Mahkemesi olduğununu belirtmiş ve yetki itirazının kabulune karar verilmesini talep etmiştir.
Adana … İcra Müdürlüğü’nün …/… sayılı icra takip dosyasının takipsizlik nedeniyle işlemden kaldırıldığı., dosyada bulunan mevcut tüm evraklar uyan sistemi üzerinden mahkememize gönderilmiş, dosya içerisine konulmuştur. İncelenmesinde, alacaklının Ç.Unüiversiesi , borçlunun … mirasçıları …, …, …, …, …, … olduğu, 80.722,20 TL alacağın tahsili amacı ile açılmış icra takip dosyası olduğu, borçlu …’in vefatı nedeniyle mirasçıları aleyhine açılan takipte, …’in isim benzerliği nedeniyle tebligat gönderildiği anlaşıldığından, takibin durdurduğu anlaşılmıştır.
Ankara Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesine talimat yazılarak, bir onkoloji alanında uzman doktor, bir sigorta uzmanı, bir bankacı bilirkişiye tevdii ile, muris …’in ölüm nedeni ile hastalığı arasında illiyet bağı bulunup bulunmadığı, ilk hangi tarihte kanser teşhisi konulduğu, ölümüne neden olan hastalığın teşhisinin ilk ne zaman konulduğu, davacı mirasçının krediler nedeni ile muris lehine ne kadar ödeme yaptığı, davacının talep edebileceği tazminat olup olmadığı, miktarı hususunda Rapor alınmasına karar verilmiş, Ankara … Asliye Ticaret Mahkemesince Ankara Bilirkişilik Bölge Kurulunun 2018 listesinde onkoloji uzmanı doktor bulunmadığından bahisle talimat bila ikmal iade edilmiştir.
Ankara … Asliye Ticaret Mahkemesince onkoloji uzmanı doktor bulunmadığından bahisle dosyanın iade edilmesi üzerine İstanbul Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesi’ne talimat yazılarak, bir onkoloji alanında uzman doktor, bir sigorta uzmanı, bir bankacı bilirkişiye tevdii ile, muris …’in ölüm nedeni ile hastalığı arasında illiyet bağı bulunup bulunmadığı, ilk hangi tarihte kanser teşhisi konulduğu, ölümüne neden olan hastalığın teşhisinin ilk ne zaman konulduğu, davacı mirasçının krediler nedeni ile muris lehine ne kadar ödeme yaptığı, davacının talep edebileceği tazminat olup olmadığı, miktarı hususunda Rapor alınmasına karar verilmiş, İstanbul …Asliye Ticaret Mahkemesince seçilen bilirkişiler sigorta tahkim komisyonu hakeme …, Bankacılık konusunda uzman …, Nükleer Tıp Alanında Uzman … tarihli raporlarında sonuç olarak;
1-Davacımu Murisi …’nin davalı … Hayat ve Emeklilik AŞ nezdinde … numaralı “Bireysel Kredi Grup Hayat Sigorta Poliçesi” ile 15.09.2010-15.09,2014 vadeleri arasında, … numaralı “’Bireysel Kredi Grup Hayat Sigorta Poliçesi ile 07.06.2012-07.06,2017 vadeleri arası için sigortalı olduğu, poliçelerde … AŞ’nin sigorta ettiren, … dain-i mürtehin hakkı olduğu, davacıların açtığı davaya karşı gönderilen muvafakatin kayıtsız şartsız olması gerekirken, şartlı verildiği, davacı husumetinin takdiri bu çerçevede mahkemeye ait olduğunu, davacılarç.n murisi sigortalı …’in … tarihinde kolon kanseri sebebiyle ameliyat olduğu, devamında ilaç tedavisi gördüğü, ölümü ile hastalığı arasında illiyet bağı bulunduğu,
Sigortalı … ile ilgili düzenlenen her iki vadeli Hayat Poliçesinin düzenlenmesi aşamasında bilgilendirme formu düzenlendiği, 8, Md de beyazlığın müeyyidesinin belirtildiği, soru formlarında da kanser ile ilgili sorulara ‘”Hayır” yanıtı verildiği, mevcut rahatsızlığın aşaması itibarıyla sigortalı hasta tarafından bilinecek bir rahatsızlık olduğu, bankadan tüketici kredisi kullanmasının hedeflenmesi nedeniyle kasden rahatsızlıkların gizlendiği, beyan edilmediği, bu sebeple poliçe genel şartları C,2.2,2 md 4. Cümlesi düzenlemesine göre sigortalılık haklarının kaybedileceği,Riziko gerçekleştikten sonra sigorta şirketinin cayma hakkını kullanamayacağı, ancak dava konusu olayda olduğu üzere, gizlenen hastalıkla ölüm arasında illiyet bağının olması ve sigortalmm/sigorta ettirenin hastalıkları kasden gizlemiş olmaları halinde, sigorta şirketinin poliçeden dolayı ödeme mükellefiyetinin TTK. 1439/2 ve Poliçe Genel şartları C.2,2,2/4 gereğince olmayacağı sonuç ve kanaatine varıldığını beyan etmişlerdir.
GEREKÇE ;
Dava hayat sigortası poliçesine dayalı ölüm tazminatının ödenmesi istemine ilişkindir.
Taraflar arasında ; davacının aktif dava ehliyetinin bulunup bulunmadığı, murisin kanser hastası olduğunu sigorta sözleşmesi yapılırken bilerek saklayıp saklamadığı, buna göre murisin beyan yükümlülüğünü ihlal edip etmediği, ölüm sebebinin kanser hastalığı olup olmadığı, bunlara bağlı davacının alacağı bulunup bulunmadığı, varsa miktarı taraflar arasında ihtilaflıdır.
Davacı murisin mirasçısı olup, diğer tüm mirasçılar açılan davaya muvafakat vermişlerdir.
Sigorta sözleşmesinde daini mürtehin sıfatı bulunan davadışı bankaya yazılan müzekkere cevabında müteveffanın 6.610 tl borcu bulunduğu, tahsilata devam etiklerini borcun tüm ferileriyle birlikte kendilerine ödenmesi kayıt ve şartıyla davaya muvafakat ettiklerini beyan etmişlerdir.
Yargıtay … hd nin …/… esas sayılı ilamında belirtildiği üzere ; Davacının murisi dava dışı bankadan kredi kullanmış ve bu nedenle de dava konusu poliçeler düzenlenmiştir. Her ne kadar poliçelerin lehdarı dava dışı banka ise de, rizikonun gerçekleşmesi halinde dava dışı bankanın talep edebileceği miktar dışında kalan sigorta bedelini isteme hakkı sigorta ettirenin mirasçılarına aittir. Bu nedenle her ne kadar dava dışı banka koşullu olarak davaya muvafakat vermişse de davacının alacağının 16.000 tl olduğunu iddia etmesi dava dışı bankanın ise tahsile devam ettiği alacağının 2014 tarihinde 6.610 tl olduğunu beyan etmesi karşısında belirtilen aşamada davacının alacağının tam olarak belirlenmediğinden taraf delilleri toplanarak yargılamaya devam olunmuştur.
Alınan bilirkişi raporuna göre ise murisin ölümü ile görmüş olduğu kanser tedavisi arasında illiyet bağı bulunduğu, murisin söz konusu poliçeleri düzenlediği tarihte kanser hastası olduğunu bildiğinin hastane kayıtları ile sabit olduğu, ancak bilgilendirme formlarında kanser ile ilgili sorulara hayır şeklinde yanıt vererek, kanser hastalığını sakladığı ,sigortacının sözleşmeden caydığı, bu nedenle tazminata hak kazanamayacağının bildirildiği görülmüştür.
Davacı bilirkişi raporuna itiraz dilekçesinde; soru formundaki imzanın murise ait olmadığını beyan etmişse de; davalı vekili cevap dilekçesinde murisin bilgilendirme formu bulunduğunu, murisin imzaladığını, murisin bilgilendirme yükümlülüğünü ihlal ettiğini bildirerek soru formunu cevap dilekçesi ekiyle sunmuş olup, davacı tarafından bu belge altındaki imza cevaba cevap dilekçesi ile inkar edilmediği gibi murisin hastalığını bilmediği şeklinde cevap verilmiş olup, gelinen aşamada soru formundaki imzanın inkar edilmesi iddianın genişletilmesi yasağına aykırı bulunarak davacının davasının reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Davacının DAVASININ REDDİNE,
Alınması gerekli 44,40 TL harcın, peşin alınan 273,25 TL harçtan mahsubu ile bakiye 228,85 TL harcın istek halinde davacıya iadesine,
Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
Avukatlık Asgari Ücret tarifesi uyarınca hesaplanan 2.725,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Sarf edilmeyen gider avansının HMK.’nun 333. maddesi uyarınca davacıya iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalının yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde İstinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okundu. Anlatıldı. 23/01/2019

Katip …
¸e-imzalı

Hakim …
¸e-imzalı