Emsal Mahkeme Kararı Antalya 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/844 E. 2021/652 K. 26.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2015/844 Esas
KARAR NO : 2021/652
DAVA : Alacak
DAVA TARİHİ : 08/06/2007
KARAR TARİHİ : 26/10/2021

Mahkememizden verilen … tarih ve …/…6 Esas,…/…51 sayılı kararın Yargıtay … Hukuk Dairesinin … tarih,../… Esas, …/… karar sayılı bozma ilamı üzerine dava mahkememizin yukarıdaki esasına kaydedilerek yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: Davacının amca, davalının ise yeğen olduğunu, aralarında imzaladıkları Noter onaylı sözleşme uyarınca, davalının arsası üzerinde prefabrik yapılar yapılması ve daha sonra kullanımı konusunda anlaşmaya vardıklarını, davacının zemin düzeltme ve beton dökme işlemlerini yaptığını fakat inşaat için belirlenen süreden önce bu yerin davalı tarafından satıldığını, davacının kazanç kaybına uğradığını, bu yeri satın alan kişinin bina inşa ettiğini, bu nedenle yapılan masraflar ve kazanç kaybından dolayı oluşan zarara mahsuben 10.000,00 TL’nin işlemiş faiz ve işleyecek faizi ile tahsili için Antalya … İcra Müdürlüğü …/… sayılı dosyası ile ilamsız takip başlattıklarını, sonuçta yapılan masraflar ve oluşan kazanç kaybının tespitini, belirlenecek alacağın takibe konu edilen tutarı aşan kısmına şimdilik 6.000,00 TL’nin sözleşme konusu arsanın davalı tarafından başkasına devredildiği tarihten itibaren işlemiş ve işleyecek avans faizi ile davalıdan tahsiline, itirazın iptaline ve takip tutarının %40’ından az olmamak kaydıyla tazminatın ödenmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: Taraflar arasında imzalanan sözleşmenin bir çeşit kira sözleşmesi olduğunu, sözleşmenin gabin ve hata içerdiğini, davacının sözleşmenin imzalanmasından 45 gün sonra ihtiyacı olması nedeniyle gayrimenkulü satarak sözleşmeyi feshettiğini, sözleşmenin cayma bedeli – mahrum kalınan kar olarak 100,00 TL nin davacının banka hesabına ödendiğini, sözleşmenin bu şekilde feshinden sonra bu davanın açılmasının haksız ve kötü niyetli olduğunu, sözleşme bedeli yıltık kira bedeli 100,00 TL olarak belirlenmiş olmasına rağmen davacının hiç bir bedel ödemediğini, edimini ifa etmeyenin karşı ifa talep edemeyeceğini, sözleşmede tapuya şerh yetkisi olmasına rağmen tapuya şerh edilmediğini, gayrimenkul satılmasa dahi süresi içinde herhangi bir yatırım veya inşaat yapılmadığını, temerrüdün oluşmaması nedeniyle faiz talebinin yersiz olduğunu beyanla davanın reddini talep etmiştir.
Deliller:
1-Sözleşme: … tarihli … Noterliğince düzenlenen taşınmaz kira sözleşmesine göre davalıya ait 3300 parsel sayılı taşınmazın prefabrik yapı ya da yapılar yapılmak üzere 5 yıl süre ile davacıya kiralandığı, yapıları yapma süresinin iki yıl olarak belirlendiği, kira sözleşmesinde kira bedelinin 700,00 TL olarak belirlendiği, sözleşmenin 3-4-5-6 ve 7.maddelerinde taşınmaz üzerinde yapılan yapıların işletilmeye başlatılmasından sonra net karın davacı ile davalı arasında belirli oranlarda paylaşılmasının kararlaştırıldığı görülmüştür.
2-Tapu Kaydı: Kira sözleşmesine konu Alanya ilçesi Mahmutlar köyü 3300 nolu parselin davalı adına kayıtlı iken 01/12/2004 tarihinde satıldığı, görülmüştür.
3-Takip: Antalya …İcra Müdürlüğünün …/… esas sayılı takip dosyasında davacının davalı aleyhine kira sözleşmesine dayanılarak 10.000 TL asıl alacak ile 7.460,82 TL işlemiş faiz için takip başlattığı, davalının süresinde borca itiraz ettiği ve takibin durduğu görülmüştür.
4-Keşif ve Tanık Beyanları: Mahallinde keşif yapılarak davacı tanıklarının dinlenmesi için Alanya Asliye Hukuk Mahkemesine talimat yazılmış, mahallinde inşaat mühendisi de alınarak keşif icra edilmiş ve taraf tanıkları dinlenmiştir.
Davacı Tanığı … Beyanında: Davacının oğlu olduğunu, üç yıl kadar önce davalının kendilerine geldiğini, Selamı ile birlikte dava konusu taşınmaz üzerine pazar yeri yapıp çalıştırmak üzere anlaşmayı teklif ettiğini, daha sonra kat karşılığı bu yerin müteahhide verme konusunda konuştuklarını, ancak para olmadığı için kat karşılığı olarak bu yeri müteahhide veremediklerini, en sonunda davacının mal koyması, davalının da yeri vermesi şeklinde sözlü olarak anlaştıklarını, dava konusu taşınmaza davacının masraf yaptığını ancak neler yaptığını bilemediğini taşınmazı yeni gördüğünü beyan etmiştir.
Davalı Tanığı … Beyanında: Davalının dava konusu taşınmazı … isimli kişiye sattığını, yeri sattığında arsanın boş olduğunu, üzerinde bina ya da inşaat olmadığını beyan etmiştir.
5-Bilirkişi Raporu:
Keşifte dinlenen inşaat mühendisi bilirkişi raporunda; dava konusu taşınmaz üzerinde herhangi bir işlem yapılmadığını, davacının davalıyı temerrüde düşürmediğini, ayrıca davacının kira ödemediği gibi sözleşmenin feshinden sonra davalının gönderdiği parayı da aldığını, bunun zımmi bir muvafakat sayılabileceğini beyan etmiştir.
6-Belediye Cevabı: Taşınmazın bulunduğu Mahmutlar Belediye Başkanlığına 2004 ve 2005 yılı itibari ile davacının dosyaya sunduğu örnek prefabrik yapılara benzer şekilde iş yeri yapılmasına belediye ve imar mevzuatına göre müsade edilip edilmediği hususu sorulmuş; Mahmutlar Belediyesi tarafından verilen cevapta; dava konusu edilen taşınmazda imar mevzuatına göre prefabrik iş yeri yapılmasının mümkün olmadığı bildirilmiştir.
Karar; Mahkememizce … tarihinde …/… esas ,…/… karar ile “Davacının talebi; davalı tarafından haksız olarak fesh edildiğini iddia ettiği taşınmaz kira sözleşmesinden kaynaklanan kazanç kaybı ile sözleşme nedeni ile yaptığı masrafları tazminidir.Davalının 15/09/2004 tarihinde imzaladığı taşınmaz kira sözleşmesine aykırı olarak 01/12/2004 tarihinde taşınmazı üçüncü bir kişiye sattığı sabittir.Bu eylemi ise sözleşmeye aykırı olup haksızdır.Böylece davalı haksız olarak sözleşmeyi fesh etmiştir. Ancak davacının sözleşmenin haksız feshinden dolayı zararlarını talep edebilmesi ve yine sözleşmeden dolayı yaptığı masrafları isteyebilmesi için bunları kanıtlaması yani zarara uğradığını da somut deliller ile ispat etmesi gerekmektedir.Davacının sözleşmede belirtilen şekilde arsa üzerine iş yeri olarak kiraya verilmek üzere prefabrik yapılar yapmak için herhangi bir girişimde bulunmadığı, dolayısı ile bu konuda herhangi bir masrafının da olmadığı anlaşılmıştır. Davacının yapmadığı masrafları talep etmesi de mümkün değildir.
Davacının sözleşmenin haksız feshi nedeni ile kazanç kaybına uğradığına dair iddiasına gelince; her ne kadar sözleşmede öngörülen iki yıllık inşaat yapma süresi dolmamış ise de; davacının yapı için belediyeye başvurmadığı, arsa üzerine yapılacak iş yeri konusunda bir ön çalışma yapmadığı, herhangi bir proje çalışmasının olmadığı, dosyaya sunulan prefabrik yapıların örnek mahiyetinde olduğu anlaşılmıştır. Kaldı ki … Belediye Başkanlığı tarafından verilen cevaptan da anlaşılacağı üzere; taşınmaz üzerine sözleşmeye konu edilen şekilde prefabrik iş yerlerinin yapılması da mümkün değildir. Bu durumda taraflar arasında imzalanan sözleşmede baştan itibaren uygulama ihtimali olmayan bir sözleşmedir.
Davacının uygulanma şansı olmayan bu sözleşmenin haksız feshi nedeni ile uğradığını iddia ettiği zararları somut deliller ile ispat edemediği, bu nedenle davasının reddine, davacının kötü niyeti ispatlanamadığından haksız takip tazminatı talebinin reddine” gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
1.BOZMA :Mahkememizce verilen karar davacı vekili tarafından temyiz edilmiş ve Yargıtay … Hukuk Dairesi’nin …/… esas, …/… karar sayılı ve … tarihli ilamıyla “Sözleşme tarihinden yaklaşık iki buçuk ay sonra sözleşme konusu taşınmazın davalı yanca üçüncü kişiye satılarak sözleşmeye son verildiği çekişme konusu değildir. Her ne kadar sözleşme ile taşınmaz üzerinde yapılar inşa edilmesi için davacı yana iki yıllık bir süre tanınmış ise de, sözleşmenin düzenlenmesinden çok kısa bir süre sonra taşınmaz satılmış olduğundan artık davacıdan bu yerde inşaat yapmasının beklenmesi mümkün değildir. O halde akdin bozulmasına davalı yanca kusurlu şekilde son verildiğinin kabulü zorunludur.
Bunun yanında dosya kapsamında mevcut … tarihli belediyeden gönderilen yazıya göre taşınmazın satışından sonra üzerine başka bir inşaatın yapıldığı, dolayısıyla artık parsel üzerine imar mevzuatına göre prefabrik işyeri yapılmasının mümkün olmadığı bildirildiği halde mahkemece bu yazının akdin inikadı tarihinde dahi imkânsızlık varmış gibi değerlendirilerek bu gerekçeye dayanılıp hüküm oluşturulması da yerin de görülmemiştir. Mahkemece sözleşme tarihindeki imar durumuna göre sözleşme ile kararlaştırılan yapıların inşasının mümkün olup olmadığı hususu ise araştırılmış değildir.
Bu durumda ilgili belediyesinden sözleşme tarihi itibariyle yapımı kararlaştırılan prefabrik yapıların inşasının mümkün olup olmadığının sorularak mümkün olmadığının bildirilmesi halinde şimdiki gibi davanın reddine karar verilmesi, mümkün olduğunun bildirilmesi halinde ise davalının akdi son vermede kusurlu olduğu nazara alınarak sözleşmedeki koşullardan hareketle davacının talep edebileceği kâr kaybının konu hakkında uzmanlığı bulunan bir bilirkişi kuruluna hesaplattırılarak davalı yanca yapılan 100,00 TL’lik ödemenin bulunacak bedelden düşülmesi suretiyle varılacak sonuç çerçevesinde bir hükme varılması gerekirken hatalı değerlendirme ve eksik inceleme ile yazılı şekilde red kararı verilmesi doğru olmamış, kararın bozulması gerekmiştir.” gerekçesiyle bozulmuştur.
Usul ve yasaya uygun bulunan Yargıtay bozma ilamına uyulmasına karar verilmiştir.
Mahmutlar Belediye Başkanlığı’na müzekkere yazılarak 15.09.2004 sözleşme tarihi itibariyle imar mevzuatına göre prefabrik iş yeri yapılmasının mümkün olup olmadığının bildirilmesi istenmiş, alınan … tarihli cevabi yazıda; … Beldesi Cumhuriyet mahallesi … tarihinden öncei yani inşaat ruhsatı alınmadan önceki boş arazi haline o zamanki yürürlükteki imar mevzuatına göre ruhsat alınmak koşulu ile prefabrik yapı yapılmasının mümkün olduğu bildirilmiş ve 1/1000 ölçekli imar planı örneği yazı ekinde gönderilmiştir.
Bilirkişi raporu (1):Bozmadan sonra davacının talep edebileceği kar kaybının tespiti bakımından mimar …, tekstil mühendisi … oluşan bilirkişi heyetinden rapor alınmış, bilirkişiler … tarihli raporlarında özetle; taraflar arasında yapılan sözleşme hükümlerinin dosyada mevcut bilgi ve belgeler ile Yargıtay bozma ilamı dikkate alındığında davacının kazanç kaybının 15.373,85 TL anapara olduğunu, kazanç kaybına dava tarihinden rapor tanzim tarihine kadar yasal faiz eklendiğinde toplam zararın 22.557,28 TL olduğunu, kazanç kaybına dava tarihinden rapor tanzim tarihine kadar temerrüt faiz eklendiğinde toplam zararın 32.048,09 TL olduğunu beyan etmiştir.
Bilirkişi raporu (2):Taraf vekillerinin itirazı üzerine ,mahallinde keşif yapılarak rapor alınmasına karar verilmiş, bu amaçla Alanya … Asliye Hukuk Mahkemesi’ne yazılan talimat vasıtasıyla mahallinde keşif yapılarak bozma ilamında belirtilen hususlar doğrultusunda, inşaat mühendisi… serbest hediyelik eşya işleticisi …’dan oluşan bilirkişi heyetinden rapor alınmıştır. Bilirkişiler … tarihli raporlarında özetle; davacının sözleşme süresi içinde hesaplanmış kazanç kaybının 156.000,00 TL olduğunu beyan etmişlerdir.
Ek Rapor:Taraf vekillerinin itirazları üzerine talimat yazılarak, 2 yıllık inşaat süresinin azami inşaat süresi olduğu, dolayısıyla 1 ay + 5 yıllık hesabın doğru olduğu ancak, sözleşmeye göre ikinci 5 yıl için anlaşma sağlanamazsa % 20 lik kısmın kullanılacağı belirtildiğinden ikinci 5 yıl için bu oran nazara alınarak yine davalı vekilinin rapora itirazlarında belirttiği şekilde ve itirazlarına cevap olacak tarzda ayrıca davacının yapılacak yerde ne iş yapacağı (kiraya vermek, kendisi işletmek gibi) da belirtilerek buna göre değerlendirme yapılmak suretiyle bilirkişilerden yeniden rapor alınmıştır. Bilirkişiler … tarihli raporlarında özetle; davacının toplam kazanç kaybının 156.000,00 TL+64.000,00 TL=220.000,00 TL olduğunu, ilgili Yargıtay ilamı gereği davalı yanca yapılan 100,00 TL’lik ödemenin bu bedelden düşülmesi gerektiğini beyan etmişlerdir.
Gerekçe :Mahkememizce bozma ilamında belirtilen şekilde araştırma yapılarak ,bilirkişi kurulundan rapor alınmıştır.Bozmadan sonra alınan bilirkişi raporlarından mahallinde keşif yapılarak alınan raporun ,davaya konu yerin mahallinde görülerek hazırlanmış olması nedeniyle olaya uygun olduğu sonucuna varılmıştır. Dolaysıyla bu bilirkişi heyeti tarafından düzenlenen ek rapordaki değerler hükme esas alınmış, davacının toplam zararının 220.000,00TL olduğu ,bu bedelden davalının ödediği 100,00TL nin düşülmesi ile kalan zararın 219.900,00 TL olduğu sonucuna varılmış, davacının fazlaya ilişkin talep ve dava hakkı saklı tutularak ,davacının alacak talebi kabul edilmiş, takibe bağlı açtığı itirazın iptali davasında ise ,takipten önce temerrüt olmaması nedeniyle takipten itibaren faize hükmedilmiştir.
Mahkememizden verilen 30.10.2014 tarih ve …/… Esas,…/… sayılı karar taraf vekillerince temyiz edilmiş, Yargıtay … Hukuk Dairesinin … tarih,…/… Esas, …/… karar sayılı bozma ilamı ile (2. BOZMA) “…Antalya … İcra Müdürlüğü’nün …/… Esas sayılı takip dosyası incelendiğinde; alacaklı davacı tarafından borçlu davalı aleyhine 10.000,00 TL asıl alacak ve 7.460,82 TL işlemiş faiz olmak üzere 17.460,82 TL üzerinden ilâmsız takip yapıldığı, ödeme emrinin borçluya 18.05.2007 tarihinde usulüne uygun tebliğ edildiği ve borçlu davalının … tarihli dilekçesi ile borca itiraz ettiği, itiraz üzerine takibin durdurulduğu ve 1 yıllık yasal süresi içerisinde itirazın iptâli davasının açıldığı anlaşılmıştır.
Mahkemece bozma öncesi yapılan yargılama sürecinde mahallinde keşif yapılmak suretiyle; inşaat mühendisinden alınan … tarihli birinci bilirkişi raporu esas alınarak verilen hükmün Dairemizce esastan bozulması üzerine, bozma sonrası yeni bir heyetten … tarihli bilirkişi raporu alınmış, itiraz üzerine mahallinde keşif yapılarak ikinci bir heyetten … tarihli bilirkişi raporu alınmış ve bu raporlar dayanak alınarak hüküm oluşturulmuştur. Bozma sonrası alınan bilirkişi raporları arasında büyük oranda çelişki bulunduğu halde çelişki giderilmeden hüküm kurulması doğru olmamıştır.
Alınan iki bilirkişi heyeti raporu hükmüne uyulan bozma ilâmına uygun olmadığı gibi, raporlar arasında büyük oranda (beş misline yakın) ve açık bir şekilde çelişki bulunduğu anlaşılmakta olup, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 281/3. maddesi uyarınca raporlar arasındaki çelişkinin giderilmesi amacıyla dosyanın yeni bir bilirkişi heyetine tevdii edilmesi yerine çelişkili raporlar dayanak alınarak karar verilmiş olması hatalıdır.
O halde mahkemece yapılması gereken iş; 6100 sayılı HMK’nın 266 ve devamı madde hükümlerine uygun olarak yeniden seçilecek konusunda uzman makine, inşaat ve elektrik mühendislerinden oluşacak bilirkişiler kurulu aracılığıyla gerektiğinde yerinde keşif yapılmak suretiyle bilirkişi heyetinden mahkemenin ve Yargıtay’ın denetimine elverişli, hükmüne uyulan bozma ilâmının gereklerini yerine getirir nitelikte rapor alınarak, daha önce alınan raporlar arasındaki çelişkiler giderilmek suretiyle sözleşme tarihinde yürürlükte bulunan mülga 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 325. maddesi hükmü de gözetilerek hüküm kurmaktan ibaret olmalıdır.
Çelişkili ve denetime uygun olmayan rapor esas alınarak hüküm kurulması doğru olmamış, kararın bozulması gerekmiştir” gerekçesiyle bozulmuştur.
Taraf teşkili sağlandıktan sonra yargılamaya devam edilmiştir.
Alanya … Asliye Hukuk Mahkemesi’nin …/… Tal sayılı dosyasından makine mühendisi Atilla Kocaman, Elektrik mühendisi …, inşaat mühendisi … tarafından düzenlenen … tarihli bilirkişi raporunda özetle:
HEŞAPLAMALAR;
Söz konusu prefabrik yapının, imalat özellikleri, konumu, ana yollara, denize, otellere ,belde merkezine yakınlığı, fiziki yapısı, bulunduğu beldenin sözleşme tarihi itibari ile turistlerin yoğun bir şekilde yaşandığı ve turizm faaliyetlerinin yoğun olarak yapıldığı bir bölgede olması, içerisinde farklı işletmelere bölünerek cazibesinin ve kazancının arttırılabileceği, ve ayrıca belirtilen özellikteki bir turistik işletmenin her yıla ilişkin ne kadar para kazanabileceği, basiretli bir tacir tarafından işletileceği ve o yıla ilişkin ekonomik ve ticari açıdan ve turizm sezonuna ilişkin koşullar vb. gibi değerine ve kazancına etki edebilecek tüm faktörler dikkate alındığında, böyle bir yapının bir yıllık net kazancının 15/11/2004 tarihi itibari ile 70.000.00 TL olacağı kanaatine varılmıştır.
15/11/2004 – 15/11/2005 TARİHLERİ ARASI KAZANÇ DEĞERLERİ;
Kazanç 70.000,00 TL /yıl
Yapı maliyeti ( Kazancın %30′ u)= 21.000,00 TL :
Kiralayanın payı : ( Kazancın %30’u)= 21.000,00 TL
Kiracanın payı : ( Kazancın %40’ı)= 28.000,00 TL
Tefe-Üte endeksine göre- 15/11/2005- 15/11/2006 TARİHLERİ ARASI KAZANÇ DEĞERLERİ;
Kazanç =73.500,00 TL /yıl
Yapı maliyeti ( Kazancın %30 ‘u )=22.050,00 TL
Kiralayanın payı : ( Kazancın %30)= 22.050,00 TL
Kiracının payı : ( Kazancın %40’ı)=29,400,00 TL

Tefe-Üfe endeksine göre — 15/11/2006. 15/11/2007 TARİHLERİ ARASI KAZANÇ DEĞERLERİ;
Kazanç=81.000,00 TL/yıl
Yapı Maliyeti ( Kazancın %30′ u )= 24.300,00’TL
Kiralayanın payı : ( Kazancın %30′ u) =24.300,00’TL
Kiracının payı : ( Kazancın %40’ı) = 32.400,00 TL
Bu yıl itibari ile sözleşmenin 4. Maddesi gereği yapıların yapım maliyet! için harcanan bedel karşılanmış olup, bu yıldan sonraki kazanç paylaşımları, kiralayan %40 kiracı %60 olarak paytaştırılacaktır.
KİRACININ DAVAYA KONU OLAYDA, DAVALI İLE ARASINDA İMZALAMIŞ OLDUĞU KAZANÇ KAYBI:
İlk 5 yıl için 199.900,00 TL, ikinci 5 yıl için ise 116.800,00 TL olmak üzere ;
Toplam kazanç kaybı 316.700,00 TL’dir.
Net kazanç kaybı; 316.700,00 TL— 100,00 TL= 316.600,00 TL olarak hesaplandığı bildirilmiştir.
Bilirkişi heyetinin … tarihli ek raporunda özetle:
“1- Davacı tarafın, tarafımızca belirlenen net kazanç kaybı tutarının düşük belirlendiği, yıllara
göre uyarlama yapılırken Tefe — üfe oranlarına göre değli, söz konusu tarihler arasında bölgede
giderek artan turist sayısı ve turizm yoğunluğu dikkate alınarak yıllık kazanç kaybı hesaplanması
gerektiği yönündeki itirazları :
Parsel üzerine yapılacağı değerlendirilen söz konusu prefabrik yapının, imalat özellikleri, konumu, ana yollara, denize, otellere, belde merkezine yakınlığı, fiziki yapısı, bulunduğu beldenin sözleşme tarihi itibari Ile turizm faaliyetlerinin yoğun olarak yapıldığı bir bölgede olması, içerisinde farklı işletmelere bölünerek cazibesinin ve kazancının arttırılablleceği, ve ayrıca belirtilen özellikteki bir turistik İşletmenin her yıla ilişkin ne kadar para kazanabileceği, basiretli bir tacir tarafından işletileceği ve o yıla ilişkin ekonomik ve ticari açıdan ve turizm sezonuna ilişkin koşullar vb. gibi değerine ve kazancına etki edebilecek tüm faktörler dikkate alınarak, dosyasına emsal niteliğinde bilgi ve belge sunulmadığından tarafımızca haricen bölgede yapıları araştırmalar da değerlendirilerek böyle bir yapının bir yıllık net kazancının 15/11/2004 tarihli itibari ile 70.000,00 TL olacağı,
Bölgede yaşanan turizm yoğunluğu, işletmenin faaliyet alanını belirlemede öncelikli kriter olarak değerlendirilmekle birlikte, yıllara göre bölgeye gelen turist sayısındaki artış ve turizm yoğunluğuna bağlı olarak aynı bölgede benzer şekilde ticari faaliyet gösterecek işletme sayısında artış olması ve rekabetin yaşanması olasıdır. Bölgenin turizm yoğunluğuna bağlı olarak işletmenin faaliyet konusu belirlenmekle, bölgenin ve benzer işletmelerin açıklanan özellikleri, hayatın olağan akışına ve standartlara uygun veriler baz alınarak faaliyet alanına göre işletmenimlikk yıl için belirlenen gelirine Tefe — üfe endeksi oranları uygulanarak kazanç kaybı hesaplanmıştır.
2 – Davalı tarafın, bir yıllık kira bedelinin davacıya iadesi ile davacının iade edilen bedeli itirazsız geri almak suretiyle sözleşmenin feshedilmiş olduğunun dikkate alınmadığı, kiralanan parsel üzerine yapılacağı değerlendirilen prefabrik yapıyı yapmak için davacının ekonomik gücünün olup olmadığı, esnaf faaliyetine girişecek ekonomik durumunun olup olmadığı, hangi sermaye ile hangf işi yapacağının değerlendirilmediği yönündeki itirazları ;
Sözleşmenin feshinin gerçekleşip gerçekleşmediği ile davacının yapı yapma, esnaflık yapma, işletme için sermaye kaymak vb. Faaliyetler için gerekli ekonomik gücü olup olmadığı yönünde hukuki değerlendirme yapma yetkisi ve takdiri sayın Mahkemeye aittir.
Kök raporumuzda açıklanmaya çalışıldığı üzere, kiralanan parsel üzerinde yapılması değerlendirilen faaliyet konusu turistik bir alışveriş merkezi olarak belirlenmiş, bu belirlemeye göre de, basiretli bir tacir tarafından işletilen, hayatını olağan akışı içerisinde, makul ve ortalama bir işyerinin o yıllara yönelik ekonomik, ticari ve turizm sezonuna ilişkin koşullar vb. gibi değerine ve kazancına etki edebilecek tüm faktörler dikkate alınarak hesaplama yapılmıştır.
3 — Davalı tarafın, kiralanan taşınmazın sözleşme tarihi ile keşif tarihindeki ticari koşullarının aynı olmadığı, davacının kiralanan da herhangi bir faaliyete girişmediği, proje dahi hazırlamadığı, davacının afaki beyanlarına göre 280 m2 prefabrik dükkan yapılacağının değerlendirilmiş olduğu, yapı maliyetinin ve yapım süresinin 30 gün olarak tespitinin hatalı olduğunu, arazinin sözleşme tarihindeki taşlık, çalılık kayalık oluşuna göre alt yapı üst yapı ve sair maliyetler ile çalıştırılacak işçi sayısı, işçi ücretleri, sigorta bedelleri, muhtemel İşçi kedem ve ihbar tazminatları ve idari para cezaları nedeniyle oluşacak müliyetlerin dikkate alınmadığı, emsal işletmelerin gelir ve giderleri ile
Vergi kayıtlarının dikkate alınmadığı yönündeki itirazları ;
Taşınmazın imar durumuna göre ve dosya içerisinde mevcut belediye yazısına göre, parsel üzerinde 280 m2 alanlı prefabrik yapı yapılabileceği, kök raporda açıklanan yapı özelliklerine göre yapının yapılması, tamamlanması, turistik ve ticari bir işletme olarak hazır hale getirilmesi için gerekli inşaat süresinin dgvolı torafın iddiasına göre 30 gün değil, 60 GÜN olacağı, tarafımızca belirlenen bu sürenin yapı özellikleri, inşaat teknikleri, taşınmazın durumu dikkate alındığında makul ve yeterli olduğu, Bakanlıkça belirlenen Yapı Yaklaşık Maliyet Cetveli verilerine göre sözleşme tarihi İtibariyle yapı maliyetinin dayalı tarafın İdçilasına göre 54.090 Ti. değil, bakanlık verileri ile uyumlu ve makul olmak üzere 67.350,00-TL olacağı tespit edilmiştir.
Yukarıda ve kök raporumuzda açıklandığı üzere, basiretli bir tacir tarafından işletilen, hayatın olağan akışı içerisinde, maku! ve ortalama bir iş yerinin O yıllara yönelik ekonomik, ticar! ve turizm sezonuna ilişkin koşullar vb. gibl değerine ve kazancına etki edebilecek türn faktörler dikkate alınarak hesaplama yapılmıştır. Hesaplama yapılan yıllara yönelik ilgili vergi dairelerinden davaya konu olabilecek aynı özelliklerdeki işletmelerin getir ve gider tabloları, kayıtları, ticari defterleri gibi somut emsal teşkil edecek herhangi bir bilgi ya da belgeye dosya içerisinde rastlanılmamıştır. Vergi kayıtları ise gerçek gelirin gizlenmesi, vergiye esas gellrin düşük bildirilerek vergiden kurtulmaya çalışılması gibi sebepler ile gerçek durumu ortaya koymamaktadır. Bu nedenle vergi kayıtları hesaplamalarda dikkate alınmamıştır.
Ayrıca makul ve ortalama bir iş yeri dikkate alındığllhdan işçi sayısı, sigorta giderleri, işçi tazminatları, idari para cezaları vb. gibi göz önünde tutulması istenen susların soyut olduğu değerlendirilmiş ve dikkate alınmaması kanaatine varılmıştır.
4 – Yıllık kazancın hesaplanması ve belirlenmesi
Dosyasına emsal sunulmadığından, tarafımızca haricen piyasa araştırması yapılmıştır. Bölgede benzer şekilde faaliyet gösteren işletmelerde görüldüğü üzere, söz konusu yapı ticari çazibeyi arttırmak ve geliri yükseltmek için bijuteri, butik, market, manav benzeri farklı alanlara yönelik dükkanlara bölünerek kullanılabilecektir. Her bir dükkanın faaliyet konusuna göre 2004 yılı için yıllık ortalama net kazancı 7.000,00 TL olarak değerlendirilmiş, toplam net kazanç 70.000,00 TL olarak hesaplanmıştır.
Bu hesaplamalar yapılırken kök raporumuzda ve yukarıdaki açıklamalarımızla birlikte bölgede haricen yapılan piyasa araştırmaları esas alınmıştır.” denilmiştir.
Alanya … Asliye Hukuk Mahkemesinin …/… Tal sayılı dosyasında hesap bilirkişisi …, gayrimenkul değerleme uzmanı bilirkişi …tarafından düzenlenen … tarihli bilirkişi raporunda özetle:
a) İncelemeler bölümünde belirtilen tüm bu tespitler ışığında, söz konusu prefabrik yapının, imalat özellikleri, konumu, ema yollara, denize, otellere, mahalle merkezine yakınlığı, fiziki yapısı, bulunduğu mahallerin sözleşme tarihi itibar! ile turistlerin yoğun bir şekilde yaşandığı ve turizm faaliyetlerinin yoğun olarak yapıldığı bir bölgede olması, içerisinde farklı işletmelere bölünerek cazibesinin ve kazancının arttırılabileceği ve ayrıca belirtilen özellikteki bir turistik işletmenin her yıla ilişkin ne kadar para kazanabileceği, basiretli bir tacir tarafından işletileceği ve o yıla ilişkin ekonomik ve ticari açıdan ve turizm sezonuna ilişkin koşullar, … Mahallesinde … Caddesi gibi en işlek caddelerden birine cepheli oluşu, vb. gibi kazancına etki edebilecek tüm faktörler göz önüne alınarak yapılan değerlendirmeler sonucunda, dosyaya sunulmuş olan bilirkişi raporlarında … tarihli rapor ile … tarihli rapor arasında çelişki olduğu görülmüş olup, yukarıda belirtmiş olduğumuz tüm bu nedenler ve tespitlerden dolayı ikinci alınan … tarihli bilirkişi raporunun daha doğru olduğu kanaatiyle ve ayrıca dosyaya son olarak makine mühendisi, inşaat mühendisi, elektrik mühendisinden oluşan bilirkişi heyeti tarafından … tarihli rapor alınmış olup yine görüldüğü üzere bu rapor ile … tarihli raporların birbirine yakın değerlerde olduğu görülmüş olup bu … tarihli raporda yapılan hesaplamaların ve tespitlerin serbest piyasa rayiç değerlerini yansıtmakta olduğu kanaatiyle; böyle turistik bir işletmenin bir yıllık net kazancının 15/11/2004 tarihi itibari ile yaklaşık; 70.000.00-TL olabileceği görüş ve kanaatine varılmış olup, aşağıdaki hesaplamalar yapılmıştır. Bu veriler ışığında yukarıda incelemeler bölümünde ayrıntılı olarak yapılan hesaplamalara göre;
Kiracının davaya konu edilen olayda davalı ile arasında imzalamış olduğu sözleşmeye göre uğradığı kazanç kaybı:
(ilk 5 yıl için 199.900,00-TL, ikinci 5 yıl için ise 116.900,00-TL olmak üzere)
“TOPLAM KAZANÇ KAYBI:(199.900,00TL + 116.800,00TL)= 316.700,00-TL dir.
“NET KAZANÇ KAYBI: (316.700,00TL — 100,00TL)«=316.600,00-TL olarak hesaplanmıştır.
b)Davalı tarafın tavzih talebi üzerine Yargıtay …Hukuk Dairesi …/… Esas, …/… Karar sayılı ilamında, “… kararda maddi hata bulunmadığından maddi hatanın düzeltilmesi talebinin reddine…” karar verildiği anlaşılmaktadır.”denilmiştir.
Mimar bilirkişi …, inşaat mühendisi bilirkişi …, Borçlar Hukukunda nitelikli hesaplama uzmanı bilirkişi Av. … tarafından düzenlenen … tarihli bilirkişi raporunda özetle:
1-) Sözleşme hükümleri ve dosya kapsamı ele alındığında, taraflar arasında kira veya eser sözleşmelerinden ziyade adi ortaklık sözleşmesi kurulduğu kanaatinde olunduğu, ancak somut olayla ilgili Yargıtay … Hukuk Dairesi’nin … tarihli ilamında, taraflar arasındaki borç ilişkisinin eser sözleşmesi olarak nitelenmesi, davacıyı yüklenici davalıyı ise iş sahibi olarak görmesi nedeniyle eser sözleşmesinden kaynaklanan kar kaybı ve özellikle kesinti yöntemine ilişkin hükümlere değinildiği,
2-) Taraflar arasında düzenlenen 15/09/2004 tarihli harici sözleşme gereğince, davacının 2005 – 2010 dönemlerine ilişkin ilk 5 yıllık kazanç kaybının 68.000.00 TL olduğu, yine sözleşme şartlarına göre 2010 – 2015 dönemlerine ilişkin ikinci 5 yıllık kazanç kaybının 160.536,00 TL olduğu, buna göre davacının ilk ve ikinci 5 yıllık dönemlere ilişkin toplam kazanç kaybının 228.536,00 TL olduğu,
3-) Davalının 07/12/2004 tarihinde banka aracılığı ile davacıya 100,00 TL bedel ödemiş olduğu, bu bedelin Yargıtay kararı gereğince davacının alacağından düşülmesi gerektiği,
4-) Davacı vekili, dava dilekçesinde prefabrik yapıların yapılması hususunda zemin düzenlemesi ve beton imalatları yaptıklarını beyan etmiş ise de, bu hususta dava dosyasında bilgi ve belge bulunmadığından hesaplamaların yapılamadığı,
5-) Davacı, sözleşmenin uygulanmamasından sonra geçen ilk 5 yıllık ve ikinci 5 yıllık dönemler içerisinde her hangi bir ticari faaliyetinin olup olmadığı, bu dönemlerde başka yerlerden ve işletmelerden kazanç elde edip etmediği hususunun dosya kapsamından anlaşılamadığı, yerleşmiş Yargıtay kararları gereği, davacının bu dönemler içerisinde elde etmiş olduğu varsa kazançlarının yukarıda hesaplanan davaya konu yerdeki kazancından düşülmesi gerektiği sonuç ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Bilirkişi heyetinin … tarihli ek raporunda özetle:
Davacı vekili … tarihli dilekçesinde, yapılan alacak tespiti tutarlarının çok düşük olduğu itirazında bulunmuşken, davalı vekili … tarihli dilekçesinde kazanç kaybının 68.000 TL olacağına yönelik değerlendirmenin bilimsel gerçeklikle bağdaşmayacağını, 2007 yılında taşlık çalılık olan taşınmazın bulunduğu bölgede bugünkü gibi yapılanma olmadığı, Alanya’da hiçbir esnafın raporda belirtildiği miktarlarda kazanç elde edemeyeceği itirazlarında bulunmuştur.
Heyetimizce düzenlenen kök raporun 5. ve 6. sayfalarında, sözleşmede belirtilen ilk 5 yıllık kazanç bedeli olarak aşağıdaki tablo halinde hesaplamalar yapılmıştır.¸
Ayrıca, yine sözleşmenin 6. maddesinde belirtildiği üzere, ” 2 yıl inşa süresi + 5 yıl kira süresi sonunda tarafların anlaşmaları halinde işletmeye aymı şekilde devam edileceği, anlaşamamaları halinde ise işletmenin bina kısmının % 20’lik bölümünün kira bedeli ödenmeksizin 5 yıl süre ile işletmek için kiracıya bırakılacağı ” hükmü ve dosyada mevcut önceki bilirkişi heyetinde hediyelik eşya bilirkişisi olduğu halde düzenlenen … tarihli ek raporda belirlenen kazançlar nazara alınarak ilave 5 yıllık süre yönünden kazanç kaybı olarak raporun uygunluğu göz önüne alınarak 68.000,00 TL bedel hesaplanmıştır.¸
Bu durumda, Cedi sözleşme şartlarına göre ilk 5 yıllık kazanç kaybının 68.000.00 TL olduğu, sözleşme şartlarına göre ikinci 5 yıllık kazanç kaybının ise 160.536,00 TL olduğu, buna göre davacının toplam kazanç kaybının 228.536,00 TL olduğu hesaplanmıştır.
Davalı vekili ayrıca taraflar arasındaki sözleşmede 2.beş yıllık dönemin tarafların karşılıklı anlaşması koşuluna bağlanmış olmasına rağmen bilirkişilerce davalının iradesine ipotek koyar gibi 2010-2015 dönemlerine ilişkin 2.beş yıllık dönem için kazanç kaybı hesaplandığı itirazında bulunmuştur.
Raporda, 2. beş yıllık için hesaplama yapılmış olup itirazda belirtilen hususun değerlendirilmesi mahkemeye aittir.
Davacı vekilinin … tarihli dilekçesinde, davacının tasarruf ettiği malzeme ve işçilik giderlerinin belirlenmesi yönündeki beyanına ilişkin olarak; kök raporda anlaşmaya istinaden parsel üzerinde yapılacak 280 m2 alanlı prefabrik yapının 2004 yılı yapım bedeli 48.440 TL olarak belirlenmiştir” sonucuna varıldığı bildirilmiştir.
Mimar bilirkişi … tarafından düzenlenen … tarihli bilirkişi raporunda özetle:
1-Taraflar arasında düzenlenen 15.09.2004 tarihli harici sözleşme gereğince davacının 2005-2010 dönemlerine ilişkin ilk 5 yıllık kazanç kaybının 68.000,00TL olduğu yine sözleşme şartlarına göre 2010-2015 dönemlerine ilişkin ikinci 5 yıllık kazanç kaybının 160.536,00TL olduğu buna göre davacının ilk ve ikinci 5 yıllık dönemlere ilişkin toplam kazanç kaybının 228.536,00TL olduğu,
2-Davalının … tarihinde banka aracılığıyla davacıya 100,00TL bedel ödemiş olduğu Yargıtay kararına göre bu bedelin düşülmesi ile 228.536,00TL- 100,00TL>228.436,00TL kazanç kaybının olduğu,
3- Gelir İdaresinden gelen müzekkere cevaplarına göre Borçlar Kanunu 325. Maddeye göre davacının dava konusu dönemlere ait mahsup edilecek herhangi bir kazancının olmadığı,
4-Davacının anlaşmaya istinaden parsel üzerinde yapılacak 280 m2 alanlı prefabrik yapının 2004 yılı yapım bedelinin 48.440,00TL olduğu,
5- Davalının takip ile temerrüde düşürüldüğü görüldüğünden sayın mahkemenizce kabul edilecek alacak miktarına takip tarihinden itibaren faiz isteyebileceği sonuç ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Bilirkişi heyetinin … tarihli ek raporunda özetle:
Davalının kurumlar beyannamelerinin incelenmesi ile davacının ortağı olduğu … Tic. Ltd. Şti. ‘den gelir elde etmediği değerlendirmesine, dosyaya sunulan konuşu işyerlerine ait vergi levhaları da dikkate alınarak hesaplama yapılması talepleri … tarihli ek raporda ;” Esnafın Vergi kaçırması normaldir. Bu nedenle komşu işyerlerine ait vergi levhalarına itibar edilmemiştir. “ denerek dikkate alınmadığını … tarihli raporda Kurumlar Vergi Dairesine verilen beyannamelere itibar edilerek davacının …… Tic. Ltd.Şti.’den gelir elde etmediği sonucuna varılmasını kabul etmedikleri” itirazı değerlendirildiğinde mali müşavir olarak tarafımızca tespiti istenen hususlar ile ilgili resmi kurumlardan gelen belgeler esas alınarak inceleme yapıldığından ve varsayımsal bir hesaplama yapmanın uzmanlık alanımız dışında olmasından ötürü raporda sadece kurumlar beyannamesine göre yapılan tespitimiz belirtilmiştir. Davalının bahsettiği … tarihli raporun Alanya’dan talimat ile alındığı görülmüş olup başka bilirkişilerin düzenlediği raporun tarafımızca esas alınmadığı ile ilgili tarafımızca hazırlanan rapora itiraz edildiği görülmüştür. İş bu heyetteki bilirkişiler olarak varsayımsal olarak davacının ortağı olduğu şirketten elde edebileceği gelirin ne olabileceğini hesaplamak uzmanlık alanımız dışında olduğundan bu itiraza göre bir değerlendirmenin tarafımızca yapılamayacağı bu nedenle … tarihli raporu tekrar ettiklerini bildirmişlerdir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Taraflar arasındaki uyuşmazlık taraflar arasında Kumluca Noterliği’nde imzalanan … tarihli taşınmaz kira sözleşmesinden kaynaklanmakta olup,
Sözleşmenin incelenmesinde; kiralayanın … kiracının …, kiralananın … Köyü … parsel sayılı taşınmaz olduğu, kira bedelinin yıllığı 100.000.000 Eski TL den 7 yıltık 700.000.000 Eski TL olduğu, kira bedelinin altında (a) işletme bedeli Yediyüzmilyonlira şeklinde ibarenin yer aldığı, kiralananın sözleşme tarihindeki halinin boş arsa olduğu, sözleşmede maddeler halinde aşağıdaki hususlar kararlaştırılmıştır.
1- Taşınmaz üzerinde kiracın henüz projesi belli olmayan prefabrik yapı veya yapılar
yapacağı,
2- Yapıların inşa süresinin 2 yıl olduğu, inşaatın bitiminden itibaren 5 yıl süre ile kiracının
işletmeyi işleteceği,
3- İşletmenin başlamasından itibaren net karın % 30’u kiralayana kira karşılığı ödeneceği,
% 40’nı da kiracıya ödeneceği, net kazancın % 30’unun yapılar için yapılan harcamalara karşılık
kiracıya ödeneceği,
4- Yapı harcamalarının karşılanmasından sonra net karın 0 40’ının kiralayana, V6 60’ının ise
kiracıya ait olacağı,
5- İştetmenin işletilmesi sırasında kiralayanın kendisinin ya da uygun göreceği 3. bir şahsın
işletmenin gelir giderleri üzerinde inceleme yetkisi olduğu, kiracının buna engel olamayacağı,
6- 2 yıl inşa süresi * 5 yıl kira süresi sonunda tarafların anlaşmaları halinde işletmeye aynı B şekilde devam edileceği, anlaşamamaları halinde ise işletmenin bina kısmının 4 20’lik bölümünün kira bedeli ödenmeksizin 5 yıl süre ile işletmek için kiracıya bırakılacağı,
7- İşletme sırasında işletmenin verimli bir şekilde çalışmaması halinde taşınmaz satılmak durumunda kalınırsa taşınmazın boş halinin değeri ve üzerindeki yapılara harcanan para toplanarak bulunan bedel taşınmazın satış değerinin altında ya da üstünde olması halinde zarar ve karın %30’u kiracının %70’i kiralayanın olduğu, işlemenin verimli çalışması halinde taşınmazın arsa değeri ve yapı bedeli toplamının altında satılamayacağı, satılması halinde kiralayan kiracının yapmış olduğu masraflar ile birlikte mahrum kaldığı karı tamamen karşılamak durumunda olduğu,
8- Taraflardan biri diğeri olmadan bu sözleşmeyi tapuya şerh ettirebileceği,
Kararlaştırıldığı anlaşılmıştır.
Taraflar arasında akdedilen bu sözleşmeden sonra davalının … tarihinde taşınmazı 3. bir kişiye satması ile davalının kusurlu olarak akde son verdiği, sözleşme tarihi itibariyle yapımı kararlaştırılan prefabrik yapıların inşasının mümkün olduğu belirlendiğinden, sözleşmedeki koşullardan hareketle davacının talep edebileceği kâr kaybının hesaplattırılarak davalı yanca yapılan 100,00 TL’lik ödemenin bulunacak bedelden düşülmesi suretiyle, davacının kazanç kaybının tespiti , dava dilekçesinde talep edilen alacak ile itirazın iptali davaları hakkında karar verilmesi gerektiği tespit edilmiştir.
Zarar miktarının belirlenmesinde son heyetten alınan rapor ile son bozma ilamına konu kararın esas aldığı raporların birbiri ile örtüştüğü, yargı denetimine elverişli ve bilimsel verilere uygun olduğu kanaatine varılmış, bu nedenle davacının inşaat süresinden sonra ilk beş yıl işletmeden elde edebileceği kar kaybı , ikinci beş yıl içinse sözleşmenin 6.maddesine göre işletmenin bina kısmının %20 lik uygun bölümünün davacı tarafından kira ödenmeksizin kullanılması yönündeki anlaşma uyarınca uğradığı zararın tespit edilmesi ile ortaya çıkan toplam zararın ( ilk beş yıl 160.536, ikinci beş yıl 68.000,00 TL olmak üzere) 228.536,00 TL olduğu belirlenmiş,
Yargıtay bozma ilamına göre ayrıca, eser sözleşmelerine de uygulanması gereken (sözleşme tarihinde yürürlükte bulunan) TBK 325.maddesindeki kesinti yönteminin (davacının başka bir iş yaparak kazandığı ve kazanmaktan bilerek kaçındığı yararlar sözleşme bedelinden düşülmek suretiyle yüklenicinin olumlu zarar kapsamındaki kar kaybının hesaplanması) zararın belirlenmesinde esas alınması gerektiği anlaşılmış, Mahkememizce bu yönde yapılan tüm araştırmalara rağmen davacının sözleşme süresince başka işlerden elde ettiği gelirler tespit edilemediğinden (6098 sayıl BK 50- eski BK 42 maddesi dikkate alınarak) zararın tespitinde olayların olağan akışı ve zarar görenin aldığı önlemler göz önünde tutularak hakkaniyete uygun bir belirleme yapılması gerekmekle, belirlenen zarardan taktiren %20 oranında kesinti yapılarak yapılan hesaplama ile yoksun kalınan kazanç kaybı zararının 182.828,80 TL olduğu tespit edilmiş, buna göre açılan alacak davasının kabulüne, itirazın iptali davasının da asıl alacak yönünden kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacının yoksun kaldığı kazanç kaybı zararının 182.828,80 TL olduğunun TESPİTİNE,
2-Davacının alacak talebinin KABULÜ İLE, 6.000,00 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyen yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
3-Davacının İtirazın İptali davasının KISMEN KABULÜ İLE; davalının Antalya …İcra Müdürlüğünün …/… E sayılı takip dosyasında 10.000,00 TL asıl alacağa yapmış olduğu İTİRAZIN İPTALİNE, asıl alacağa takip tarihinden itibaren yasal faiz uygulanmasına,
Alacağın varlığı ve miktarı yargılamayı gerektirdiğinden davacı lehine icra inkar tazminatına hükmedilmesine yer olmadığına,
4-Her iki talep uyarınca alınması gerekli 1.092,96 TL harçtan peşin alınan 182,70 TL harcın mahsubu ile bakiye 910,26 TL nin davalıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına,
5-182,72 TL peşin harç ile 13,10 TL başvurma harcının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yapılan toplam 6.400,00 TL bilirkişi ücreti, 1.036,10 TL tebligat ve posta gideri olmak üzere toplam 7.436,10 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-A.A.Ü.T. uyarınca hesaplanan 4.080,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
9-Sarf edilmeyen gider avansının HMK.’nın 333. maddesi uyarınca davacıya iadesine,
Dair, davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı kararın tebliği tarihinden itibaren 15 gün içerisinde TEMYİZ yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, anlatıldı.26/10/2021

Katip …

Hakim …

¸e-imzalı ¸e-imzalı