Emsal Mahkeme Kararı Antalya 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/781 E. 2018/509 K. 13.07.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
ANTALYA
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2015/781 Esas
KARAR NO : 2018/509
DAVA : Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 14/08/2015
KARAR TARİHİ : 13/07/2018

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin, … tarihinde davalı şirket ile … travel ( … Havacılık Turizm Tic.Ltd.Şti) olarak tek yekili sözleşme imzalandığını, bu sözleşmeye ek olarak da davalı şirket ile … Turizm Ticaret Limited-Up Grade Travel Ageng olarak ikinci bir ek protokol imzalandığını, yapılan tek yetkililik sözleşmesinde müvekkili şirketin acenta olarak İrandan turist getireceğini, İran pazarında da tek yetkili olacağının kararlaştırıldığını, davalı şirketin tek yetkililik anlaşmasına uymadığını, … tarihinde müvekkili şirkete gelen e-mail de … tek yetkili olduğunun yazıldığını, sözleşmede de belirtildiği üzere 950.000 USD World Travel acentasından, banka hesabından, elden ve nakit olarak şimdiye kadar … Resort Hotel ismi altında davalı şirkete ödeme yapıldığını, bunu karşılık olarak … Resort Hotel, müvekkili davacı şirkete 30.09.2015 tarihli 900.000 TL bedelli davalı şirketin çekini verdiğini, müvekkili şirketin, üzerine düşen sorumluluk gereği ödemelerini düzenli olarak yaptığını, ancak davalı şirketin sorumluluklarını yerine getirmediğini, davalı şirketin bankalarda mevduatı olmadığı gibi, şirket adına kayıtlı kemer tapusundaki bir taşınmaz dışında mal vardığının olmadığını, şirket hakkında Antalya İcra müdürlüklerinde ve Kemer İcra Müdürlüğünde yapılmış çeşitli icra takipleri bulunmadığını, davalı şirketin kendisine yapılan ödemeleri tüzel kişiliğin arkasına saklanarak, şirketin içinin boşaltıldığı ancak, şirket ortağı olan …’in malvarlığında artış olduğu ve müvekkil firmanın iradesinin sakatlandığı ve mal kaçırıldığının ortada olduğunu beyan ederek 900.000,00 TL alacaklarının faizi ile birlikte şirket yetkilisinin, ortaklarının da davaya dahil edilerek davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacının davasını müvekkili şirket ile sözleşme imzalayan … Havacılık Tur.Tic.Ltd.Şti arasındaki akde dayandırdığını, davacı şirket ile sözleşme akdedilen … Havacılık Tur.Tic.Ltd.Ştinin farklı tüzel kişilik olduğunu, davacının seyahat acentası, müvekkilinin ise otel işletmecisi olduğunu, müvekkili şirketin işletmekte olduğu … Resort Otel de davacı şirketin müşterilerini konaklama, animasyon, havuz, bar, cafe, restorant.. vb. Hizmetleri vererek ağırladığını, verdiği hizmet bedeli olan 323.681,80 USD paranın da kendisine ödenmesini istediğini, davacı firmanın ödeme yapmaması üzerine … tarihinde Kemer … Noterliğinin … yevmiye nolu ihtarname keşide edilerek ödenmesinin talep edildiğini, davacı şirket yetkililerinin borçlu bulundukları 323.681,80 dolar parayı ödemedikleri gibi 2015 yılı Haziran- Temmuz- Ağustos ayı ödemeleri ve tek yetkililik sözleşmesi yapılıp yapılmayacağı hususundaki görüşmeye gelmediklerini, davacı şirketin edimlerini yerine getirmek yerine sözlü-yazılı tüm davetlere karşı geldiklerini ve bu davayı açtıklarını, davacı şirkete, müvekkili otelden alacağı konaklama hizmetlerini teminatı olarak 30.09.2015 tarihli 900.000,00 TL bedelli …, … Şubesine ait çeki verdiğini, çekin teminat niteliğinde olduğunu ve davacı şirket yetkilisi tarafından da kabul edildiğini beyan ederek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekili … tarihli celsede ” Biz davalı yana yaptığımız avans ödemenin 900.000,00 TL lik kısmı için hizmet alamamız nedeniyle istirdat talepli olarak bu davayı açtık. Dava dilekçesinde bunun yanında tek yetkililik sözleşmesinin haksız feshi nedeniyle tazminat talep etmiş isek de bu miktar için harç yatırılmamış olup şuan bu sebebe dayalı olarak açtığımız davayı takip etmiyoruz. Atiye bırakıyoruz. Bilirkişi raporunda belirlenen 667.701,46 USD= 1.890.663,45 TL alacağımızın fazlaya dair haklarımız saklı kalmak kaydıyla dava dilekçemizde belirttiğimiz üzere 900.000,00 TL lik kısmını talep ederek dava açtık. Davamızın kabulüne karar verilsin” şeklinde beyanda bulunduğundan, Mahkememizce harcı yatırılarak açılan 900.000,00 TL lik istirdat davası yönünden deliler toplanarak yargılamaya devam edilmiştir.
Taraflar arasındaki ihtilaf davacı şirketin konaklama bedeli olarak davalı şirkete yaptığı ödemeler karşılığında konaklama hizmeti alıp almadığı, almadığı konaklama hizmeti nedeniyle istirdadını talep edebileceği miktar bulunup bulunmadığıdır.
Taraflar arasındaki alacağın ticari ilişkiden kaynaklanıyor olması ve tarafların ticari defterleri delil olarak göstermeleri nedeniyle, Mahkememizce tarafların ticari defterlerinin mali müşavir bilirkişi aracılğıyla incelenmesi yönünde verilen ara karar uyarınca;
Bilirkişi … tarafından düzenlenen … tarihli bilirkişi raporunda özetle:
-Davacının inceleme konusu 2014, 2015 ve 2016 yılı ticari defterlerinin incelenmesinde, TTK 64/3 maddesi uyarınca zamanında açılış tasdiklerinin yapıldığı, 2014 ve 2015 tarihli defterlerin zamanında kapanış tasdiklerinin yapıldığı, 2016 yılı ticari defterlerinin kapanış tasdik süresinin henüz dolmaması nedeniyle kapanış tasdiklerinin yapılmadığı,
-Davacı tarafın ticari defterleri ve dava dosyası kapsamına göre, davacı şirketin davalı şirkete yaptığı ödemelere istinaden dava tarihi itibariyle davacı şirketin bakiye 667.701,46.-USD. = 1.890.663,45.-TL. tutarında davalı şirketten asıl alacağının olduğu,
– Davacı şirket fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla davalı şirketten 900.000,00.-TL. tutarında alacak talep ettiği görüş ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Davalı şirketin merkez adresinin ve ticari defterlerinin Kemer İlçesinde bulunması nedeniyle, Kemir Asliye Hukuk Mahkemesi’ne 2014, 2015 ve 2016 yıllarına ait ticari defterlerinin mali müşavir bilirkişi aracılığıyla incelenmesi talebiyle talimat yazılmış ise de; davalı şirket talimat Mahkemesince kendilerine gönderilen ve usulüne uygun tebliğ edilen ihtarlı davetiyeye rağmen defterlerini Mahkemede hazır bulundurmamış, bu hususta herhangi bir mazerette bildirmemiş ve talimat bila ikmal iade edilmiştir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK) hükümlerine göre: Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir (HMK 222/1). Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır (HMK 222/2). Bu şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması ve defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerektiği ise üçüncü fıkrada düzenlenmiştir. Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur (HMK 222/4).
Taraflar, kendilerinin veya karşı tarafın delil olarak dayandıkları ve ellerinde bulunan tüm belgeleri mahkemeye ibraz etmek zorundadırlar. Elektronik belgeler ise belgenin çıktısı alınarak ve talep edildiğinde incelemeye elverişli şekilde elektronik ortama kaydedilerek mahkemeye ibraz edilir (HMK 219/1). Ticari defterler gibi devamlı kullanılan belgelerin sadece ilgili kısımlarının onaylı örnekleri mahkemeye ibraz edilebilir (HMK 219/2).
İbrazı istenen belgenin, ileri sürülen hususun ispatı için zorunlu ve bu isteğin kanuna uygun olduğuna mahkemece kanaat getirildiği ve karşı taraf da bu belgenin elinde olduğunu ikrar ettiği veya ileri sürülen talep üzerine sükut ettiği yahut belgenin var olduğu resmî bir kayıtla anlaşıldığı veya başka bir belgede ikrar olunduğu takdirde, mahkeme bu belgenin ibrazı için kesin bir süre verir (HMK 220/1). Belgeyi ibraz etmesine karar verilen taraf, kendisine verilen sürede belgeyi ibraz etmez ve aynı sürede, delilleriyle birlikte ibraz etmemesi hakkında kabul edilebilir bir mazeret göstermez ya da belgenin elinde bulunduğunu inkâr eder ve teklif edilen yemini kabul veya icra etmezse, mahkeme, duruma göre belgenin içeriği konusunda diğer tarafın beyanını kabul edebilir (HMK 220/3).
Bu kurallar birlikte değerlendirildiğinde ticari davalarda yani iki tarafın tacir olduğu ve dava konusunun ticari işletmeleri ile ilgili olduğu davalarda ticari defterler ile sözleşme ilişkisinin veya alacak miktarının ispatı mümkündür. Ticari defterler kesin delillerdendir. Yasada delil vasfı taşıdığı takdirde aksinin yazılı veya kesin delillerle ispatı gerektiği düzenlenmiş olduğundan, yasanın ticari defterleri kesin delil olarak düzenlediği açıkça anlaşılmaktadır. Ticari defterler kesin delillerden ise de ancak HMK’nın 222. maddedeki koşullar çerçevesinde ispat aracı olabilir. Ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması gerekir. Bir taraf kendi defterlerine delil olarak dayanmış ise karşı tarafın ticari defterlerine dayanılmamış olsa da karşı taraf defterlerinin incelenmesi zorunludur. Çünkü tarafın ticari defterleri yasada belirtildiği üzere karşı tarafın ticari defterleri ile uyumlu olduğu takdirde lehine delil olabilecektir. Karşı taraf defterleri incelenmediği takdirde dayanan tarafın kendi defterindeki kayıtların lehe delil olması mümkün değildir. Davacının da bu durumu bilerek ticari defterlere delil olarak dayandığı ve karşı tarafın ticari defterlerinin de incelenmesini istediği kabul edilmelidir. Aksinin kabulü halinde davacının ticari defterleri tek başına delil niteliği taşımadığından dayanılan böyle bir delilin incelenmesine gerek de olmayacaktır. Karşı taraf ticari defterlerini sunar ise birlikte incelenip değerlendirildiğinden delil olup olmadığı sonucuna göre değerlendirilebilecektir. Karşı taraf ticari defterlerini sunmadığı takdirde ise bu davranışı ile kendi ticari defterlerinin davacı defterleri ile uyumlu olup olmadığının incelenmesine engel olduğundan, engel olduğu sonucun varlığını kabul etmiş sayılmalıdır. Tacir olup ticari defter tutmak zorunda olan taraf, ticari defterleri bulunmadığını ileri süremeyeceğinden verilen kesin süreye rağmen ibraz etmediği takdirde, belgenin elinde olmadığına dair yemin etmesine gerek olmaksızın HMK’nın 220/3. maddesi gereğince sunmaktan kaçındığı belgelerdeki (ticari defterlerindeki) kayıtların, karşı taraf defterindeki kayıtlara uygunluğunu mahkeme kabul edebilir. Aksinin kabulü durumunda; karşı tarafın ticari defterlerini sunmaması halinde sunan tarafın muntazam tutulmuş ticari defterlerinin lehe delil olarak kabul edilemeyeceği şeklinde bir sonuç ortaya çıkar ki bu ticari defterleri ve karşı taraf elinde olduğu ileri sürülen belgeleri delil olarak kabul edip sunulmaması halinde sonuçlarını belirleyen HMK’daki açık düzenlemelere aykırı bir yorum olacaktır.
Yukarıda yapılan açıklama ve sözü edilen kurallarla birlikte somut olay değerlendirildiğinde; mahkemece taraflara ticari defterlerini sunmaları için süre verilmiş olup davacı defterleri üzerinde yapılan inceleme sonucu alınan bilirkişi raporu ile talep edilen alacağın varlığı kanıtlanmıştır. Davalı defterlerini sunmayarak davacının ticari defter kayıtlarının HMK’nın 222. maddeye göre lehine delil oluşturup oluşturmadığının tam olarak incelenebilmesine engel olduğundan sunulmayan ticari defterlerinde de davacısının alacaklı olduğuna dair kayıtların mevcut olduğu halde sunulmadığının ve bunun sonucunda da davacı incelenen defter kayıtlarının davacı lehine delil oluşturduğunun kabulü gerekir.
Bu durumda davacının usulüne uygun olarak tuttuğu ticari defter kayıtları ile alacağın varlığı ispatlandığı anlaşılmakla istirdat davasının kabulü ile 900.000,00 TL alacağın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ( dava dilekçesinde avans faizi talep edilmediğinden) ile birlikte davalı şirketten alınarak davacıya verilmesine, davacı tarafından davalı şirket ortakları hakkında usulüne uygun açılmış bir dava bulunmadığından ( hukukumuzda dahili dava usulü ile davaya taraf eklemek te mümkün olmadığından) şirket ortakları hakkında karar verilmesine yer olmadığına, davacının tek yetkililik sözleşmesinin haksız feshi nedeniyle talep ettiği tazminat için harç yatırmadığı anlaşılmakla ve davacı vekilinin … tarihli celsedeki beyanı da dikkate alınarak bu hususta karar verilmesine yer olmadığın, dair aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın KABULÜ ile 900.000,00 TL alacağın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı şirketten alınarak davacıya verilmesine,
2-Davacı tarafından davalı şirket ortakları hakkında usulüne uygun açılmış bir dava bulunmadığından şirket ortakları hakkında KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
3-Davacının tek yetkililik sözleşmesinin haksız feshi nedeniyle talep ettiği tazminat için harç yatırmadığı anlaşılmakla ve davacı vekilinin 11/05/2018 tarihli celsedeki beyanı da dikkate alınarak bu hususta KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
4-Alınması gerekli 46.109,25 TL harçtan, peşin alınan 15.369,75 TL harcın mahsubu ile bakiye 30.739,50 TL harcın davalıdan tahsiline, hazineye gelir kaydına.
5-Davacı tarafından yatırılan 15.369,75 TL peşin harç ile 27,70 TL başvurma harcının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yapılan 350,00 TL bilirkişi ücreti, 249,00 TL tebligat ve posta masrafları olmak üzere toplam 599,00TL yargılama giderlerinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-A.A.Ü.T uyarınca hesaplanan 49.950,00 TL vekalet ücretinin, davalıdan alınarak davacıya verilmesine,

8-Sarf edilmeyen gider avansının HMK 333.maddesi uyarınca davacıya iadesine
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı davalı vekilinin yokluğunda kararın tebliği tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde İstinaf yasa yolu açık olmak üzere oy birliğiyle verilen karar açıkça okunup, anlatıldı.13/07/2018

Başkan …
e-imza
Üye …
e-imza
Üye …
e-imza
Katip …
e-imza