Emsal Mahkeme Kararı Antalya 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/762 E. 2018/147 K. 02.03.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
ANTALYA
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2015/762 Esas
KARAR NO : 2018/147
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 05/08/2015
KARAR TARİHİ : 02/03/2018

Davacı vekili tarafından açılmış bulunan yukarıda açık konusu yazılı davanın yapılan açık yargılaması sonunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Dosyanın tetkikinden davacı tarafın iddiaları; davalının maliki bulunduğu… plakalı aracın müvekkili şirkete sigortalı bulunduğunu,…tarihinde dava dışı …’in sevk ve idaresinde ikin 3.kişi …’a ait … plakalı araçla çarpışması sonucu maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, trafik kazası tutanağında … plakalı aracın sürücüsü ..’in asli kusurlu bulunduğunu ve ayrıca kaza sırasında 0.70 promil alkollü olduğunu, yaptırılan ekspertiz nedeniyle … plakalı araç malikine … tarihinde sigortalılarının %75 asli kusuru oranında 8.550,00 TL tazminat ödendiğini, sigortalı araç sürücüsünün kaza sırasında yasal sınırın çok üzerinde alkollü olduğu belirlendiğinden rücu hakkı doğduğunu, takip öncesi davalıya gönderilen yazının sonuçsuz kaldığını, bunun üzerine Antalya … İcra Müdürlüğünün …/… esas sayılı dosyası ile icra takibi yapıldığını, davalının takibe haksız olarak itiraz ederek takibi durdurduğunu beyanla itirazın iptali ile takibin devamına %20 tazminata hükmedilmesini karar verilmesini talep ve dava ettiği görüldü.
Davalı cevap dilekçesinde özetle; dava dışı bulunan ve müvekkili şirkette sigortalı olarak çalışan …’in söz konusu maddi hasarlı kazaya karıştığını, söz konusu itirazın iptali davasının dava dışı Yasin Sürek’in alkollü araç kullanması nedeniyle sigorta poliçesinin teminat dışı tutması ile ödenen zarar bedelinin tahsiline yönelik açılan davanın haksız ve hukuka aykırı olduğunu, meydana gelen kazanın alkol kullanma nedeniyle ortaya çıkan bir durum olmadığını, yol ve trafik ışıkları ile diğer araç sürücüsünün aşırı süratli bir şekilde araç kullanmasından kaynaklandığını beyanla davanın reddine karar verilmesini ve %20 icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
Antalya … İcra Müdürlüğünün …/… esas sayılı dosyasının celp edilmiş olup; alacaklısı … Olduğu, borçluların ise … Tarım Otomotiv Turizm Taş. San ve Tic. Ltd. Şti. İle … olduğu, 8.550,00 TL asıl alacak, 1.417,60 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 9.967,60 TL üzerinden ilamsız takibe geçildiği, borçluların itirazı üzerine takibin durduğu ve eldeki işbu davanın açılmış olduğu anlaşıldı.
Ankara Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesine talimat yazıldığı, 2 makine mühendisi ve bir nöroloji uzmanı bilirkişiye tevdi edildiği, …arihli bilirkişi raporunda özetle; … Tarihli Kasko Kesin Ekspertiz Raporunda; dava konusu … plakalı aracın … marka, … tipi, … model, … şasi numaralı, … adına kayıtlı bir otomobil olduğunu, hasar giderimi hususunda değişimi gerekli parçalar ve yapılması gereken işçilikler belirtilerek hasar tutarının; 17.386,60 TL yedek parça ve 2.750,00 TL işçilik olmak üzere KDV hariç 20.136,60 TL olduğunu, araç sigorta bedelinin ve piyasa değerinin 26.000,00 TL, hasarlı haldeki sovtaj değerinin 13.600,00 TL olduğunu, dolayısıyla onarımı ekonomik olmayan Pert-Total durumundaki araç hasar tutarının (26.000,00 TL – 13.600,00 TL) = 12.400,00 TL olduğunu, değerinin ise 13.600,00 TL olduğu eksper raporuyla anlaşılmış olduğu, dava konusu aracın piyasa rayiç değeri konusunda yapılan araştırmada ise, araç km.si bilinmemekle birlikte yukarıda satılık 5 adet ilan bulunmakta ve buna göre ortalama satış fiyatının 32.600,00 TL civarında olduğunu, Hazine Müsteşarlığından izinli bağımsız eksper raporunda ise dava konusu aracın 2013 yılında kaza öncesi değerinin 26.000,00 TL olduğunu, bilirkişiyerin değerlendirilmesinde, dava konusu aracın teknik özellikleri de dikkate alınarak, kaza tarihindeki değerinin eksper raporunda da belirtildiği üzere 26.000,00 TL olduğunu, dava konusu aracın hasar miktarı ile kaza tarihindeki 2.nci el piyasa rayiç değeri dikkate alındığında ise, araç tamirinin ekonomik olmayıp Pert-Total durumundaki araç hasar tutarının eksper raporuyla da belirlendiği üzere (26.000,00 TL – 13.600,00 TL) = 12.400,00 TL olduğunu, sonuç olarak;
1- Kırmızı fasılalı ışığın hitap ettiği yönden kavşağa giren araç sürücüsünün %70 (yüzde yetmiş) oranında kusurlu olduğunu,
2- Sarı fasılalı ışığın hitap ettiği yönden kavşağa giren araç sürücüsünün %30 (yüzde otuz) oranında kusurlu olduğunu,
3- Her iki araç sürücüsü de kusurlu bulunduğundan olayın oluşumunda salt alkolün etkisinden söz edilemeyeceğini,
4- Dava konusu …plakalı aracın hasarına bağlı zararının 12.400,00 TL olduğunu,
5- Dava konusu kaza münhasıran alkolün etkisiyle meydana gelmemiş olmakla, davacının davalıdan rücu talebinde haklı olmadığını beyan etmişlerdir.
Dava, zorunlu mali sorumluluk sigorta poliçesinden kaynaklanan rücuan tazminat istemine ilişkindir.
2918 sayılı KTK’nun 48. maddesinde; alkollü içki alması nedeniyle güvenli sürme yeteneklerini kaybetmiş kişilerin karayolunda araç sürmelerinin yasak olduğu ifade edilmiştir.
Karayolları Trafik Yönetmeliğinin “Uyuşturucu ve Keyif Verici Maddeler ile İçkilerin Etkisinde Araç Sürme Yasağı” başlıklı 97/1. maddesinde; alkollü içki almış olması nedeniyle güvenli sürme yeteneğini kaybetmiş kişilerin karayolunda araç sürmelerinin yasak olduğu açıklandıktan sonra bu konu ile ilgili olan “b-2” bendinde; alkollü içki almış olarak araç kullandığı tesbit edilen diğer araç sürücülerinden kandaki alkol miktarı 0.50 promil üstünde olanların araç kullanamayacakları belirtilmiştir.
Öte yandan, Zorunlu Mali Sorumluluk Genel Şartlarının B.4.d maddesinde; tazminatı gerektiren olay işletenin veya eylemlerinden sorumlu olduğu kişilerin veya motorlu aracın hatır için karşılıksız olarak kendilerine verilen kişilerin uyuşturucu veya keyif verici maddeler almış olarak aracı sevk ve idare etmeleri esnasında meydana gelmiş veya olay yukarıda sayılan kişilerin alkollü içki almış olmaları nedeniyle aracı güvenli sürme yeteneklerini kaybetmiş bulunmalarından ileri geliyorsa sigortacının sigorta ettirene rücu hakkı olduğu açıklanmıştır.
Bununla birlikte, Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarının B.4.d maddesinin dayanağını teşkil eden KTK’nun 48. maddesinin yasaklamayı düzenleyen ilk fıkrasında, alkollü içki almış olması nedeniyle güvenli araç sürme yeteneklerini kaybetmiş kişilerin karayolunda araç sürmeleri yasaklanmış olup, aynı maddenin 2. fıkrasındaki yönetmelik düzenlenmesine olanak tanıyan hükümde, yasaklama yetkisi yönetmeliğe bırakılmış olmadığından, Karayolları Trafik Yönetmeliğinin 97. maddesinde, yukarıda anılan yasa hükmü tekrarlandıktan ve mütakip, uyuşturucu veya keyif verici maddeler ile alkollü içkilerin oranlarının ne şekilde saptanacağı belirlendikten sonra, yasada yer alan hükmü dikkate almadan salt 0.50 promilin üstünde alınan alkol miktarına göre araç kullanma yasağı getirilmesinin yasal dayanağı bulunmadığından geçersiz bulunmaktadır. Geçersiz yönetmelik hükümlerinin yasaya aykırı bir şekilde genel şart olarak kabülü de mümkün değildir.
Hasarın teminat dışı kalabilmesi için kazanın meydana geliş şekli itibariyle sürücünün salt (münhasıran) alkolün etkisi altında kaza yapmış olması gerekmektedir. Diğer bir anlatımla, sürücünün alkollü olması tek başına hasarın teminat dışı kalmasını gerektirmez. Üstelik, böyle bir durumda hasarın teminat dışı kaldığının ispat yükü TTK’nun 1281. maddesi hükmü gereğince sigortacıya düşmektedir.
Yargıtay’ın yerleşik uygulamalarında; sürücünün aldığı alkolün oranının doğrudan doğruya sonuca etkisi bulunmadığından, mahkememizce konusunda uzman bilirkişilerden oluşan bilirkişi kurulu aracılığıyla rapor aldırılmış olup, raporun içeriği, denetime elverişli olması, dosya kapsamını karşılar nitelikte bulunması nedeniyle mahkememizce hükme esas alınmıştır. Alınan rapordan davamıza konu kazanın sırf alkolün etkisiyle meydana gelmediği sabit bulunmuştur.
Bu nedenle davaya konu kazanın teminat kapsamı dışında olduğu ispat edilemediğinden davacının davasının reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Davacının davasının REDDİNE,
Tazminat talebinin REDDİNE,
Alınması gerekli 35,90 TL harcın peşin alınan 170,23 TL harçtan mahsubu ile artan 134,33 TL harcın istek halinde davacıya iadesine,
Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesaplanan 2.180,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Sarf edilmeyen gider avansının HMK.’nın 333. maddesi uyarınca davacıya iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde İstinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okundu. Anlatıldı. 02/03/2018

Katip …
¸e-imzalı

Hakim …
¸e-imzalı