Emsal Mahkeme Kararı Antalya 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/704 E. 2019/338 K. 24.05.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
ANTALYA
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2015/704
KARAR NO : 2019/338
DAVA : Alacak (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 15/07/2015
KARAR TARİHİ : 24/05/2019

Mahkememizden verilen … tarihli, …/… Esas, …/… karar sayılı görevsizlik kararının, Yargıtay … Hukuk Dairesinin 02.06.2015 tarihli, …/… Esas, …/… karar sayılı bozma ilamı üzerine, yukarıdaki esas sayıına kaydı yapılan dosyanın yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; davacıların murisi olan …’ın … Bankası Antalya Şubesi’nden … poliçe numarası ile 04.12.2012 tarihinde bireysel kredi kullandığını, … poliçe numaralı 28.05.2013 tarihli poliçe ile 10.000,00 TL’lik ek bireysel kredi kullandığını, banka tarafından bu kredi kullandırılırken zorunlu olarak hayat sigortası yapıldığını, …’ın vefatından sonra poliçe bedellerinin bankaya ödendiğini, ancak vefat teminatının davacılara ödenmediğini, davacıların başvurusu üzerine davalı sigorta şirketi tarafından 29.01.2014 cevabi yazı ile …’ın hastalığının sigortalanmadan önce teşhis edildiği, bu nedenle beyan yükümlülüğünün kasıtlı ihlal edildiği gerekçesi ile Hayat Sigortaları Genel Şartlarının C.2.2 maddesi uyarınca davacılara ödeme yapılamayacağının bildirildiğini, ancak murisin bu konuda beyanının alınmadığını, Tüik Ölüm Belgesindeki 4 yıldır koroner arter hastası olduğuna dair belgeyi kabul etmediklerini, murisin kalp rahatsızlığının kronik değil akut olduğunu, aniden hastalanarak kaldırıldığı hastanede vefat ettiğini, davalının vefat edenin mirasçılarına vefat teminatını ödememek için yasal olmayan yollara başvurduğunu, kötü niyetli olduğunu beyanla 10.000,00 TL’lik vefat teminatının ölüm tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacıların murisine yapılan … numaralı hayat sigortasının poliçe başlangıç tarihinin 04.12.2012, bitiş tarihinin 04.12.2014 olup, 2 yıl süreli olduğunu, 1. yılın vefat teminatının 5.500,00 TL, 2. yılın vefat teminatının 3.300,00 TL olduğunu, … numaralı hayat sigortasının poliçe başlangıç tarihinin 28.05.2013, bitiş tarihinin 28.05.2018 olup, 5 yıl süreli olduğunu, 1. yılın vefat teminatının 10.000,00 TL, 2. yılın vefat teminatının 9.000,00 TL, 3. yılın vefat teminatının 7.500,00 TL, 4. yılın vefat teminatının 5.500,00 TL, 5. yılın vefat teminatının 3.000,00 TL olduğunu, davanın 13.300,00 TL üzerinden açılması gerektiğini, bu nedenle HMK 109/f.2 maddesi gereğince reddine karar verilmesi gerektiğini, aksi takdirde HMK 107/f.2 maddesi gereğince 32.867,99 TL üzerinden harcın tamamlanması gerektiğini, sigorta poliçelerinde lehtarın “borcu kadarı … Bankası … Şubesi’nden, kalanı varisler olarak düzenlendiğini, bu nedenle … Bankasından borç tutarının sorulması gerektiğini, olayda davacıların lehtar olmayıp sigortalının mirasçısı olduklarını, bu nedenle davacıların aktif husumet ehliyetlerinin mevcut olmadığını, ölüm belgesine göre sigortalının rahatsızlığını sigortacıdan gizleyerek beyan yükümlülüğünü kasten ihlal ettiğini, bu nedenle sözleşmeden cayılmış ve sözleşmenin baştan itibaren ortadan kaldırılmış olduğunu, müvekkilinin sigorta bedelinden sorumlu tutulsa bile bu sorumluluğunun borcu aşan fazlaya ilişkin kısım kadar olacağını, bolayısıyla borç tutarının, sigorta bedelinin ve borç tutarını aşan fazlaya ilişkin kısmın tespit edilmesi gerektiğini, müvekkilinin sigorta bedelinden sorumlu olmadığını, davacıların faiz taleplerinin de hukuka uygun olmadığını beyanla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkememizce …/… Esas sayılı dosyada yapılan yargılama sonunda;
“Dava, bireysel kredisi sözleşmesine dayanan tazminat davası olup, davacılar murisleri …’ın … Bankası’ndan kullanmış olduğu bireysel kredi için yapılan hayat sigortası nedeniyle kendilerine vefat tazminatının ödenmediğini iddia etmektedirler. Davacıların talepleri, 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun’un 3. maddesinde belirtilen tüketici işlemi mahiyetindedir. Dolayısıyla uyuşmazlık mahkememizin değil, Tüketici Mahkemesi’nin görev alanındadır. Bu nedenle HMK.’nun 114/c ve 115/2 maddeleri gereğince dava şartı yokluğu nedeniyle davanın görev yönünden usulden reddine dair karar verilmiştir.” gerekçesi ile verilen karar;
Davalı vekili tarafından temyiz edilmiş, Yargıtay … Hukuk Dairesinin … tarihli, …/… Esas, …/… karar sayılı ilamı ile; “Dava, 6502 sayılı Tüketici Yasasının yürürlüğe girdiği 28.05.2014 tarihinden önce açılmış olup, bankadan alınan tüketici kredisi sebebiyle düzenlenen hayat sigorta poliçesi kapsamında tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece yukarıda yazılı gerekçeler ile görevsizlik kararı verilmiştir. Oysa, uyuşmazlık tüketici kredisinden değil, banka kredisi sebebiyle yapılan hayat sigorta poliçesi kapsamında, TTK’da düzenlenen sigorta hukukundan kaynaklanmakta olup, mutlak ticari dava niteliği taşıyan işbu davaya bakma görevi Ticaret Mahkemesi’ne ait olduğu halde, mahkemece davacıların murisinin kredi kullanması nedeniyle yaptırılan hayat sigortasından kaynaklanan uyuşmazlığın çözümünde Tüketici Mahkemesinin görevli olduğundan bahisle görevsizlik kararı verilmesi doğru olmayıp bozmayı gerektirmiştir.” gerekçesi ile bozulmuştur.
Mahkememizce Yargıtay bozma ilamına uyularak yargılamaya devam edilmiştir.
Antalya SGK İl Müdürlüğüne müzekkere yazılarak, davacıların murisinin kredi sözleşmesinin imzalanmasından önceki tarihlere ilişkin hastalık kayıtları istenmiş, gelen kayıtlara göre ilgili hastanelere müzekkere yazılarak murisin tüm tedavi evrakları temin edilmiştir.
… tarihli ara kararı ile dosyanın doktor, sigortacı ve hukukçudan oluşacak bilirkişi heyetine tevdi ile , davacıların zararının poliçe teminatı kapsamında kalıp kalmadığı hususunda rapor tanzimi istenmiş,
Bilirkişiler Doktor …, Sigortacı Babür Bilgili ve Av. Hacı Ömer Çelebi tarafından düzenlenen 07/09/2017 tarihli bilirkişi heyeti raporunda özetle:
Davacı murisi … adına düzenlenen sigorta poliçesi özel şartalrınca, davaya konu ölüm nedeninin teminat dışı kalabileceği bir hale rastlanmamıştır.
Bahse konu vakanın Hayat Sigortalı Genel Şartlarınca ve “…” ve “…” nolu poliçelerin özel şartlarınca teminat dahilinde olduğu görüş ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Bu arada Mahkememizce yapılan ihtar sonrası … Bankası A.Ş tarafından dain- mürtein sıfatıyla davaya müdahil olunmuştur.
Dosyaya sunulan bilirkişi raporu karar vermeye elverişli bulunmadığından, … tarihli ara kararıyla İstanbul Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesine talimat yazılarak 1 kardiyoloji uzmanı doktor bilirkişi, 1 vefat tazminatında uzman sigortacı bilirkişi, 1 sigorta hukukunda uzman hukukçu bilirkişiden oluşturulacak heyetle, davacının davalıdan alacaklı olup olmadığı varsa miktarının belirlenmesinin istenmesine karar verilmiştir.
Talimat Mahkemesi aracılığıyla Bilirkişiler Opr.Dr. …, Sigorta uzmanı … tarafından düzenlenen … tarihli bilirkişi heyet raporunda özetle:
1-Müteveffanın var olduğu bulunen Diabetes Mellitus, Hipertansiyon gibi hastalıkları ile ölümüne neden olan aterosklerotik kalp hastalığı arasında yukarıda bilimsel kaynaklara göre bir sebep ve sonuç ilişkisi bulunmakla birlikte, kesin kanaate varabilmek için; SGK ilaç dökümlerini gösterir belgelerin istenmesi uygun olacağı,
2-Davalının sorumlu olacağı yönünde bir kanaat oluştuğu takdirde talep edilebilecek tazminat tutarının belirlenmesi için heyete bir bankacı bilirkişinin dahil edilmesini uygun olacağı görüş ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Bunun üzerine SGK İl Müdürlüğüne tekrar müzekkere yazılarak müteveffa …’ın 2008-2009-2010-2011-2012-2013 yıllarına ait kullandığı ilaç dökümlerini gösterir kayıtlar istenmiş, gelen müzekkere cevabı ile birlikte dosya yeniden talimat Mahkemesi’ne gönderilmiş, heyete bankacı bilirkişinin eklenmesi istenmiştir.
Bilirkişiler Opr.Dr. …, sigorta uzmanı …, mali müşavir/emekli bankacı bilirkişi … tarafından düzenlenen … tarihli bilirkişi heyet raporunda özetle:
1-Müteveffanın sigorta yapılmadan önce kullandığıilaçları (…) düzenli olarak ve uzun zaman süresince kullandığı görülmüş olup, bu ilaçlar koroner kalp hastalığı-diabet ve aterosklerozda kullanılan ilaçlar olduğu, dolayısıyla müteveffanın ölümüne sebebiyet veren hastalık ile daha önce var olan hastalıkları arasında illiyet bağı olduğu,
2- Davalının red gerekçesi olan rahatsızlığının “vefat sebebi olduğu” tespit edilmiş olup, davalının ödememe iddiasının yerinde olduğu,
3- SAYIN MAHKEME AKSİ KANAATTE İSE;
a. Davalı Sigorta Şti nin en geç 24.01.2014 tarihi ödemesi gerekli olan tazminat miktarı 13.300,-TL olup; davalı işbu edimini yerine getirmemiş olmakla 25.01.2014 tarihi itibariyle temerrüde düştüğü,
b. Davacıların 13.300,-TL itk tazminat alacağını; davalının temerrüt (25.01.2014) tarihinden itibaren (Bankanın davaya konu 9.950,-TL lık Kredi asıl alacağına uygulamakta olduğu) temerrüt faizi nispetinde ve %5 Gider Vergisi ile birlikte, davalıdan isteyebileceği,
c. Davaya konu Sigorta Poliçelerinde (kredi kullandıran) Banka; DainMür tehin sıfatını haiz olmakla; 13.300,-TL lık tazminatın (belirtilen temerrüt faizi ve %5 Gider Vergisi ile birlikte) Bankaya ödenmesi gerektiği,
d. Ödemeyi alan Bankanın ise; tahsil etmiş olduğu meblağı (muristen olan kredi) alacağına mahsup ile kalan kısmı varis davacılara iadesinin gerektiği görüş ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Toplanan deliller ve bilimsel verilere uygun, yargı denetimine elverişli ve konusunda uzman bilirkişiler tarafında düzenlendiği için benimsenen son bilirkişi heyeti raporuna göre, TTK’nın 1435 ve 1439 mad. hükümleri ile Hayat Sigortası Genel Şartlarının C.2.2. Mad. hükmüne göre sigorta yaptıran kişinin doğru beyan yükümlülüğünün bulunduğu, bunun yerine getirilmemesi halinde sigortacının sözleşmeden cayma hakkının olduğu, sigortalının daha önce var olan kalp rahatsızlığı ile ölümüne sebep olan rahatsızlığının aynı olduğu,bu şekliyle sigortalının doğru ihbar yükümlülüğünü ihlal ettiği, sigorta şirketinin bu yükümlülüğün ihlal edildiğini riziko gerçekleştikten sonra öğrendiği için sigortalının ölümünden önce cayma hakkından söz edilemeyeceği, beyan edilmeyen hastalık ile ölüm arasında illiyet bağının bulunması nedeniyle sözleşmenin cayma hakkı bulunan sigortacı yönünden hükümsüz olduğu anlaşılmış ve davanın reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın REDDİNE,
2-Alınması gerekli 44,40 TL harcın, peşin alınan 170,80 TL harçtan mahsubu ile bakiye 126,40 TL harcın istek halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-A.A.Ü.T. uyarınca hesaplanan 2.725,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Sarf edilmeyen gider avansının HMK 333.maddesi uyarınca davacıya iadesine
Dair, davacılar vekili ile Asli Müdahil vekilinin yüzüne karşı diğer davalının yokluğunda kararın tebliği tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde İstinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, anlatıldı.24/05/2019

Katip …
e imzalıdır

Hakim …
e imzalıdır