Emsal Mahkeme Kararı Antalya 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/690 E. 2018/519 K. 16.07.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2015/690 Esas
KARAR NO : 2018/519
DAVA : Maddi Tazminat (Kasko Sigorta Poliçesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 10/07/2015
KARAR TARİHİ : 16/07/2018

Davacı vekili tarafından açılmış bulunan yukarıda açık konusu yazılı davanın yapılan açık yargılaması sonunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin dava dilekçesinde özetle; müvekkiline ait … plakalı aracın davalı … şirketi nezdinde (… Sigorta AŞ tarafından) … numaralı ve 04/05/2014-04/05/2015 tarihleri arasında genişletilmiş kasko sigorta poliçesi ile sigortalı olduğunu ve poliçe limitinin peşin olarak ödendiğini, sigortalanan aracın poliçede açıkça beyan edildiği üzere kısa süreli kiralama şeklinde kullanılacağını, söz konusu aracın poliçede açıkça müvekkili firmanın kira sözleşmesi kapsamında kiracı … tarafından 15/11/2014-28/11/2014 tarihleri arasında kullanılmak üzere kiralandığını, kiralanan aracın kira sözleşmesinin son günü olan 28/11/2014 tarihinde kiracı tarafça iade edilmemesi üzerine 29/11/2014 tarihinde müvekkili şirketin yetkilisi ve çalışanları tarafından aracın çalınmış olabileceğine dair adli kolluğa başvuru yapıldığını, dava konusu sigortalı aracı kiralayan müvekkili şirketin yetkilisi … tarafından verilen ifadede de yer aldığı üzere yapılan araştırma ve emniyetten alınan bilgiler doğrultusunda kiracı …’in aracın kiralanması esnasında kullandığı kimliğin başkasına ait çalıntı kimlik olabileceğinin öğrenildiğini, bunun üzerine aracın çalındığı gerekçesiyle davalı … şirketine hasar bildirimi yapıldığını, ancak sigorta şirketinden gelen 17/12/2014 tarihli cevap yazısında söz konusu hasarın hırsızlık olmadığı emniyeti suiistimal olduğu gerekçesiyle sigorta teminatı kapsamında olmadığı ve hasar tazminatının ödenmeyeceğinin bildirildiğini, ancak dava konusu rizikonun teminat kapsamında olduğunu belirterek, bu nedenlerle fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile aracın hasar tarihindeki gerçek değeri yönünden bilirkişi incelemesi sonucu artırılmak üzere şimdilik 10.000,00 TL’nin hasarı ret tarihi olan 17/12/2014 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile müvekkiline verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … şirketi davaya cevap dilekçesi vermemiştir.

Mahkememizce davalı … şirketine davacıya ait … plakalı aracın … tarihini kapsayan geçerli kasko sigorta poliçesinin ve hasar dosyasının gönderilmesi için müzekkere yazılmış ve gelen cevabi yazısı dosyamız arasına alınmıştır.
Mahkememizce dava konusu aracın karıştığı tüm trafik kazalarına ilişkin bilgi ve belgelerin gönderilmesi için Sigorta Bilgi ve Gözetim Merkezi Müdürlüğüne müzekkere yazılmış ve gelen cevabi yazısı dosyamız arasına alınmıştır.
… Cumhuriyet Başsavacılığının …/… soruşturma sayılı dosyasının bir sureti dosyamız arasına alınmış, yapılan incelemesinde; dava konusu olay nedeniyle faili meçhul şüpheli hakkında Nitelikli Dolandırıcılık (TCK 158/1-d md) ve Resmi Belgede Sahtecilik (TCK 204/1 md) suçlarından zamanaşımı dolum tarihi olan … tarihine kadar araştırılması için … tarihinde daimi ara kararı verildiği görülmüştür.
Mahkememizce Karayolları Genel Müdürlüğü Karayolları Trafik Fen Heyetinden oluşturulan 2 makine mühendisi ve kasko sigortalar konusunda uzman hukukçu bir bilirkişiden rapor alınması için Ankara Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesine talimat yazılmış ve davacı tarafın uğradığı gerçek zarar miktarı ve zararın poliçe kapsamında kalıp kalmadığına ilişkin rapor alınmıştır. Bilirkişi heyetinin raporunda; … plakalı sigortalı aracın kiralanma tarihinde 140.057 kilometrede bir araç olduğu dikkate alınarak, rayiç bedelinin piyasa şartlarında ortalama 47.000,00 TL olduğu, taraflar arasında … başlangıç, 04/05/2015 bitiş tarihli “Genişletilmiş Kasko Sigorta Poliçesinin” mevcut bulunduğu, poliçede kullanım tarzının kısa süreli kiralama olarak yer aldığı, olay tarihi olan 15/11/2014-28/11/2014 tarihlerinde sigorta poliçesinin geçerli ve yürürlükte bulunduğu, tarafların iddiaları, dosyadaki belgeler, TTK hükümleri, kaza tarihindeki yürürlükte bulunan Kasko Poliçesi Genel Şartları ve mevcut Kasko Sigorta Poliçesi birlikte değerlendirildiğinde dava konusu edilen rizikonun mevcut kasko sigortası teminatı kapsamında bulunmadığı belirtilmiştir.
Davacı vekili … tarihli 10.celsede: “poliçe her ne kadar … Sigorta AŞ tarafından düzenlenmiş ise de dava tarihi itibariyle … Sigorta AŞ davalı … AŞ ile birleşmiştir, bu nedenle husumet yönünden davanın açılışında bir sıkıntı yoktur, aracın üzerinde rehin yoktur, müvekkil gerek dava konusu poliçeyi gerekse bilgilendirme formunu imzalamamıştır” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Mahkememizce davalı … şirketine dava dilekçesi ekli olarak, dava konusu araca ait kasko sözleşmesi nedeniyle ihtilafa konu özel şartın poliçe metninde bulunduğuna ilişkin savunmasını ispatı zımnında kasko poliçesinde teminat dışı bırakılan özel şartlarla ilgili olarak davacının usulüne uygun şekilde bilgilendirildiğine ilişkin davacının imzasını içeren poliçe aslını ve poliçenin Sigorta Sözleşmelerinde Bilgilendirmeye İlişkin Yönetmeliğin 5 vd. uygun düzenlendiğine ilişkin davacının imzasını içeren Bilgilendirme Formunun gönderilmesi için müzekkere yazılmış, ancak davalı … şirketi tarafından poliçenin ve genişletilmiş kasko sigortası bilgilendirme formunun sureti gönderilmiş, gönderilen suretlerde de sigorta ettirenin imzasının bulunmadığı görülmüştür.
Davacı vekilinin … tarihli dilekçesi ile dava değerini bilirkişi raporuna göre ıslah etmiş ve harcını ikmal etmiştir.
Dava, kasko sigorta sözleşmesinden kaynaklı tazminat istemine ilişkindir.
Somut olayda, davacı şirket rent a car işi yapmaktadır. Aracı davalı şirkete rent a car olarak kasko sigortası yaptırmıştır. Araç dava dışı … adına sahte kimlik kullanan faili meçhul şahsa 15.11.2014-28.11.2014 tarihleri arasında kiralanmış, ancak teslim edilmesi öngörülen tarihte araç getirilmemiştir. Davacı şirket yetkilisi tarafından karakola müracaat edilerek, şikayetçi olunmuş ve … Cumhuriyet Başsavacılığının …/… soruşturma sayılı dosyasında yapılan soruşturma sonunda faili meçhul şüphelinin tespit edilememesi nedeniyle hakkında daimi ara kararı verilmiştir.
Dava konusu aracın … isimli şahsın kaybettiği kimliğini kullanan meçhul şahıs tarafından kiralandığı ve aynı şahsa ait kaybettiği kredi kartından araç kiralama bedelinin ödendiği kira sözleşmesi, kredi kartı esktresi, kredi kartına ait mail order formu, davacı tarafından düzenlenen … tarihli fatura, … ifadesi, teşhis tutanağı, kamera kayıtları ve soruşturma dosyası içeriğinden anlaşılmaktadır.
Dava konusu araç olay tarihi olan … tarihi itibariyle … Sigorta AŞ (Allianz Sigorta AŞ) genişletilmiş kasko sigorta poliçesi ile sigortalı 140.057 km.de, KİA marka, Sportage 2.0 DSL EX OV DVD tipi, 2009 model otomobil olup, GİB kasko değer listesinde kasko değerinin 57.700,00 TL olduğu gözetilerek, kiralanma tarihindeki km.si de dikkate alınarak olay tarihindeki raiç piyasa bedelinin 47.000,00 TL olduğuna ilişkin Karayolları Trafik Fen Heyeti raporu Mahkememizce hükme esas alınmıştır.
Taraflar arasındak ihtilaflı husus, davacının uğradığı zararın (rizikonun) poliçe teminatı kapsamında kalıp kalmadığı noktasında toplanmaktadır.
Dava konusu olay üzerine davacı tarafça yapılan ihbar üzerine açılan hasar dosyasında davalı … şirketi tarafından davacıya verilen verilen 17.12.2014 tarihli cevapta, söz konusu hasarın “çalınma” hasarı olmadığı “emniyeti suistimal” hasarı olduğundan herhangi bir hasar tazminatı ödenemeyeceği belirtilmiştir.
Taraflar ararasında imzalanan … tanzim tarihli kasko sigorta poliçesinin tanzim tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 6102 sayılı TTK’nu hükümlerine göre, sigorta sözleşmesi hiçbir şekle tabi tutulmamıştır. Sigorta ilişkisinin doğması için sigortacı ile sigorta ettirenin sözleşmenin zorunlu unsurları üzerinde yazılı veya sözlü olarak anlaşmaları yeterlidir. Bütün sözleşmeler gibi sigorta sözleşmeleri de iki tarafın karşılıklı ve birbirine uygun irade beyanlarıyla oluşur. Sigorta poliçesi taraflar arasında bir sigorta sözleşmesinin bulunduğu ispata yarar. Poliçenin bulunmadığı hallerde ise 6100 sayılı HMK’nın 200.maddesi hükmüne göre ticari defterler tarafların beyanları vs. gibi delillerden yararlanılarak sözleşmenin varlığı ispat edilebilir. 6102 sayılı TTK’nun 1423/1.maddesinde “sigortacı ile acentesinin, sigorta sözleşmesinin kurulmasından önce gerekli inceleme süresi de tanınmak şartıyla kurulacak sigorta sözleşmesine ilişkin tüm bilgileri, sigortalının haklarını, sigortalının özel olarak dikkat etmesi gereken hükümleri, gelişmelere bağlı bildirim yükümlülüklerini sigorta ettirene yazılı olarak bildireceği” düzenlenmiş, 5684 sayılı Sigortacılık Kanunu’nun 11/3.maddesinde “sigorta şirketleri ve sigorta acenteleri tarafından gerek sözleşmenin kurulması, gerekse sözleşmenin devamı sırasında sigorta ettiren, lehtar ve sigortalıya yapılacak bilgilendirmeye ilişkin hususların yönetmelikte düzenleneceği” öngörülmüş, anılan Yasa hükmüne dayanılarak Hazine müsteşarlığınca çıkarılan ve 28.10.2007 günlü Resmi Gazetede yayınlanan Sigorta Sözleşmelerinde Bilgilendirmeye İlişkin Yönetmeliğin 5.maddesinde “sigortacının bilgilendirme yükümlüğünün sigortacı tarafından sigorta ettirene ve sigorta sözleşmesine, taraf olmak isteyen kişilere karşı sözlü ve yazılı şekilde yerine getirileceği, bilgilendirmenin yazılı yapılmasının esas olduğu, sigortacının asgari bilgilendirmenin yapıldığını ispatla yükümlü bulunduğu, bilgilendirme yükümlülüğünün sigorta sözleşmesinin kurulmasından önce başlayacağı ve sözleşmenin geçerli olduğu süre içinde de devam edeceği, sigortacının dürüstlük ilkeleri çerçevesinde davranmak, sigorta ettireni yanıltıcı her türlü hal ve davranıştan kaçınmak sorunda bulunduğu”, Yönetmeliğin 7.maddesinde “bilgilendirme yükümlülüğünün gereği gibi yerine getirilmemiş, bilgilendirme formu gereği gibi teslim edilmemiş veya bilgiler gerçeğe aykırı düzenlenmiş ise bu hallerden herhangi birinin sigorta ettirenin kararına etkili olmuş ise sigorta ettirenin sigorta sözleşmesini feshedebileceği ve uğradığı zararın tazminini de talep edebileceği”, Yönetmeliğin 8.maddesinde “bilgilendirme formu içeriğinden akdedilecek sözleşmeye ilişkin genel uyarılar, sözleşme ile verilen teminatlar, sözleşmeye eklenebilecek özel hükümler…vs. bulunacağı”, Yönetmeliğin 9.maddesinde “bilgilendirme formunun en az iki nüsha düzenlenerek sigortacı tarafından kaşelenip imzalandıktan sonra bir nüshasının sözleşmeye taraf olmak isteyen kişiye imza karşılığı verileceği, imzanın sigorta ettirenin sigorta sözleşmesi ve işleyişi hakkında bilgi sahibi olduğu hususunda aksi ispat edilebilir karine teşkil edeceği” öngörülmüştür.

Somut uyuşmazlıkta; davacı vekili, müvekkilinin poliçede teminat dışı bırakılan hususlar hakkında bilgilendirilmediğini, rent a car olarak sigortalanan aracın, kiracı 3.kişi tarafından geri getirilmemesi halinde meydana gelen zararın teminat kapsamında olduğu hususunda yanıltıldığını, bilgilendirme yükümlülüğünün yerine getirilmediğini idda etmekte, davalı ise zararın poliçe özel şartlarına göre teminat kapsamında olmadığını savunmaktadır. TTK’nun 1402.maddesi gereğince özel şartın kasko poliçesi kapsamında bulunduğuna ilişkin savunmanın davalı tarafça 6100 sayılı HMK’nın 200 ve devamı maddeleri uyarınca kesin delillerle ispatlanması gerekir. (Yargıtay 17. HD.’nin 2014/25229-2015/5264 E-K sayılı içtihatı) Dosyada mübrez poliçe nüshasında davacı sigortalının imzası bulunmamaktadır. Özel şartı içeren kasko poliçesinin, sigorta sözleşmelerinde Bilgilendirmeye İlişkin Yönetmelik hükümlerine göre düzenlendiği konusunda sigortalı ve sigorta ettirenin imzalarını içeren bilgilendirme formu da ibraz edilmiş değildir. Bu durumda ispat külfeti kendisine düşen davalı … şirketine özel şartın poliçe metninde bulunduğuna ilişkin savunmasını ispat zımnında kasko poliçesinde teminat dışı bırakılan özel şartlarla ilgili olarak davacının usulüne uygun şekilde bilgilendirildiğine ilişkin davacının imzasını içeren poliçe aslını veya poliçenin yönetmelik hükümlerine uygun düzenlendiğine ilişkin davacının imzasını içeren bilgilendirme formunu ibraz etmesi için yazı yazılmasına rağmen, davalı … şirketi tarafından davacının imzasını taşıyan aslı veya sureti dosyaya sunulmamıştır. Bu durum karşısında, davalının iddia ettiği “emniyeti suistimal (güveni kötüye kullanma” ve Antalya Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından nitelikli dolandırıcılık olarak nitelendirilen rizikonun teminat dışı olduğunu davalı tarafça ispat edilemediğinden, davacının davasının ıslah edilmiş şekli ile kabulüne karar verilerek, davacıya ait aracın bilirkişi raporunda belirlenen gerçek değeri olan 47.000,00 TL’nin davalı … şirketinin hasar bedelini ödemeyi red tarihi olan 17/12/2014 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilerek, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : / Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın KABULÜ İle; 47.000,00 TL’nin 17/12/2014 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Alınması gerekli 3.210.57 TL harçtan peşin ve ıslah ile alınan 802,65 TL harcın mahsubu ile bakiye 2.407,92 TL harcın davalıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına,
3-Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesaplanan 5.520,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan 27,70 TL başvurma, 170,78 TL peşin, 631,87 TL ıslah harcı, 178,10 TL tebligat, müzekkere, talimat gideri, 1.050,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 2.058,45 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Sarf edilmeyen gider avansının HMK.’nın 333. maddesi uyarınca davacıya iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı … AŞ’nin yokluğunda, kararın tebliği tarihinden itibaren iki hafta içerisinde Antalya Bölge Adliye Mahkemesinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, anlatıldı.16/07/2018

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır