Emsal Mahkeme Kararı Antalya 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/629 E. 2018/331 K. 27.04.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
ANTALYA
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2015/629 Esas
KARAR NO : 2018/331
DAVA : Tazminat (Özel Sigorta Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 23/05/2013
KARAR TARİHİ : 27/04/2018

Mahkememizden verilen … gün ve …/… Esas, …/… karar sayılı yetkisizlik kararı, Yargıtay … Hukuk Dairesinin … tarihli, …/… Esas, …/… Karar sayılı ilamıyla bozulmakla, dosya mahkememizin yukarıdaki esasına kaydedilerek, yapılan açık yargılamaları sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekil dava dilekçesinde özetle;Müvekkilinin babası …’ün … tarihinde … Mah. … Sokak no: … adresinde sabah saatlerinde, evin balkonunda bulunduğu sırada kazaen düşme sonucu vefat ettiğini, geride mirasçı olarak Giresun … sulh hukuk mah.sinin …/ … esas, …/ … karar sayılı veraset ilamında belirtildiği şekilde müvekkili …, kardeşi …, …, … ve annesi ..’ün kaldığını, müvekkilinin babası …’ün … tarihinde … Bankası Giresun Şubesinden 30.000,00 TL tutarında Tüketici Kredisi kullandığını ve aynı tarihde Vakıf Emeklik A.Ş. tarafından hayat sigortası yapıldığını, sigorta poliçesinin başlama tarihinin … olup, …’in bitiş tarihi olduğunu, … tarihinde yenilendiğini, … Emeklilik A.Ş, ye rizikonun gerçekleşmesi nedeni ile başvuruda bulunduklarını, ancak gelen cevabi yazıda intihar olması nedeni ile müvekkiline ödeme yapılmadığını, müvekkilinin babasının intihar etmesi için bir sebebin olmadığını tanık anlatımları ile, kazaen düştüğünü , bu durumu sağlık kayıtları ile ispat edeceklerini beyan ederek davanın kabulü ile 8.000,00 TL davalıdan tahsiline karar verillmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde;davalı şirketin adresinin …/…- İstanbul olması nedeniyle görevli ve yetkili mahkemenin İstanbul Asliye Ticaret Mahkemeleri olduğunu, husumet itirazları olduğunu, husumet yönünen davanın reddi gerektiğini, davacı murisi sigortalı … tarihinde intihar etmek suretiyle vefat etiğinin, … Cumhuriyet Başsavcılığı’nın …/ … soruşturma dosyası ile sabit olduğunu, davacının dilekçesinde belirttiği delillerin toplanmasına ve tanıkların dinlenilmesine gerek bulunmadığını, tanık dinletilmesine muvafakatleri olmadığını, intihar sebebiyle sigortalının öldüğü Savcılık Soruşturma dosyası ile sabit olup, başkaca araştarılacak bir husus bulunmadığından esas yönünden de davanın reddini talep ettiklerini beyan etmiştir.
Mahkememizce …/… Esas sayılı dosyada yapılan yargılama sonunda;
Dava hayat sigortası poliçesine dayalı alacak davasıdır. Davalı süresinde yetki itirazında bulunmuştur.Sigorta sözleşmelerinden doğan davalarda yetki HMK ‘nın 15.maddesinde düzenlenmiştir. Maddenin 2.fıkrasında ” Can sigortalarında, sigorta ettirenin, sigortalının veya lehtarın leh veya aleyhine açılacak davalarda onların yerleşim yeri mahkemesi kesin yetkilidir.” denilmektedir. Davalı tarafından yapılan sigortanın lehtarı … olup ikametgahı … … sk. … N.. …. Sigorta sözleşmesi de … yapılmıştır. Davacı lehtarın mirasçılarından birisidir. Dolaysıyla davanın lehtarın yerleşim yerinde açılması gerekmektedir. Davacı madde de belirtilen yetkili yerde dava açmadığından ,yetkili mahkemeyi belirleme yetkisi davalıya geçmiştir. Bu durumda genel yetki kuralları uygulanacağından ,davalının ikametgahı yetkilidir. Bu nedenle yetki itirazı kabul edilmiştir.
Mahkememizce verilen karar davacı vekili tarafından temyiz edilmiş Yargıtay … Hukuk Dairesinin … tarihli, …/… Esas, …/… Karar sayılı ilamı ile;”Dava, hayat sigorta sözleşmesinden kaynaklanan maddi tazminat istemine ilişkindir.6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 15/2. maddesinde “Can sigortalarında, sigorta ettirenin, sigortalının veya lehtarın leh veya aleyhine açılacak davalarda onların yerleşim yeri mahkemesi kesin yetkilidir.” hükmüne yer verilmiştir.
Somut olayda davacının mernis sisteminde kayıtlı olan adresinin …/Antalya olduğu tespit edilmiştir. Yukarıda belirtilen yasal düzenlemeler doğrultusunda davacının yerleşim yeri Antalya İli olduğundan Antalya Mahkemeleri davaya bakmaya yetkilidir. O halde mahkemece davaya bakılıp sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde yetkisizlik kararı verilmesi doğru görülmemiştir.” gerekçesi ile bozulmuştur.
Mahkememizce Yargıtay bozma ilamına uyularak yargılamaya devam edilmiştir.
Mahkememizin … tarihli ara kararı uyarınca,
Bankacı Bilirkişi … ve Sigorta Hukukçusu Bilirkişi Av. … tarafından düzenlenen … tarihli bilirkişi kök raporunda özetle;
Davaya konu sigorta poliçesinin …-… dönem yıllık peşin prim ödemeli yenilerek devam edecek yalnızca vefat tazminatlı poliçe olduğu muris …’ün dava dışı bankadan kullandığı tüketici kredisinin teminat sağlandığı, …- … birinci yıl için vefat teminat bedelinin 30.000,00 TL. ve …- … dönemi teminat bedelinin 27.454,80 TL.olduğu … tarihi itibariyle poliçenin yenilendiği, …’ün … tarihi iriyle sigorta teminatının 27.454,89 TL. olduğu,
Mülga 6762 sayılı kanunun 1328/1. maddesinin uygulanması halinde sigortanın o andaki riyazi ihtiyatının birikimli hayat sigortaları için geçerli olduğu, dava konusu ypılan sigorta poliçesinin birikimli-kar paylı hayat sigortası olmayıp, yalnızca vefat tazminatlı olduğunun poliçede açıkça yazılı bulunduğu, bu nedenle riyazi ihtiyat hesaplanmasına tabi olmadığı,
6102 numaralı Türk Ticaret Kanununun 1503/2 maddesinin uygulanması halinde ise … mirasçılarına ödenmesi gereken vefat tazminatının 27.454,89TL olduğu görüş ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Bilirkişilerin … tarihli ek raporunda özetle;
Davaya konu muris …’ün dava dışı bankadan kullandığı tüketici kredisinin teminatının sağlandığı, … – … birinci yıl için vefat teminat bedelinin 30.000,00.-TL. ve … – …12 dönemi teminat bedelinin 27.454,89.- TL. olduğu, … tarihinde poliçenin yenilendiği, …’ün öldüğü … tarihi itibarıyla sigorta teminatının 27.454,89.- TL. olduğu,
Mülga 6762 sayılı kanunun 1328/1. maddesinin uygulanması durumunda sigortanın o andaki riyazi ihtiyatının birikimli hayat sigortaları için geçerli olduğu, dava konusu yapılan sigorta poliçesinin birikimli-kar paylı hayat sigortası olmayıp, yalnızca vefat tazminatlı olduğunun poliçede açıkça yazılı bulunduğu, bu nedenle riyazi hesaplamasına tabi olmadığı ve davacı tarafın bir alacağının doğmadığı görüş ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Mahkememizin … tarihli ara kararı uyarınca,
İstanbul …Asliye Ticaret Mahkemesi’nin …/… Talimat sayılı dosyasından, Sigorta Uzmanı Bilirkişi …, Sigorta Hukuk Uzmanı …, Emekli Banka Müdürü …tarafından düzenlenen… tarihli bilirkişi heyeti raporunda özetle;
1. Müteveffa …’ün vefat tarihi itibariyle kalan bakiye borcun taksitlerin gecikme faizi ve fer ileri hariç 26.041,95 TL olduğu,
2. Davalı sigorta kuruşunun taraf olduğu …-… vadeli …. no.lu poliçeye ilişkin teminat vefatın gerçekleştiği … tarihinde 27,454,89 TL olduğu,
3. Söz konusu poliçe kapsamında Müteveffa …’ mirasçılarının miras hisseleri nispetinde davalı sigorta kuruşundan sigortalının “İntihar” sonucu gerçekleştiği ceza soruşturması kapsamında tespit olunan ölümün ” kişinin akli melekelerindeki bir rahatsızlık sebebiyle ” oluştuğu hususunun öncelikle ortaya konulması gerektiğine ,
4. Kredi hayat sigortalarında sigorta ettiren sıfatıyla bankanın sigortalanabilir menfaati, vermiş olduğu kredi tutarı ile yasal faizinin toplamından ibaret olduğundan müteveffanın hak sahiplerinin sigortalının dava dışı …- Giresun Şubesine olan borcunun tamamının ödenmesi ve/veya konuya ilişkin Yargıtay kararları kapsamında dava dışı bankadan bu konuda talepte bulunmaya yetkili olduklarını gösterir ” Muvafakatname” ibrazı halinde talepte bulunabilecekleri görüş ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Toplanan delillere, … Cumhuriyet Başsavcılığının …/… kovuşturma no …/… karar no sayılı … tarihli Kovuşturmaya Yer Olmadığına Dair kararı ve tüm dosya mündericatına göre, davacı yanın miras bırakanı …’ ün …tarihinde vefatı ile neticelenen olayda davacı kızının elinde eşi ile birlikte bulunduğu sırada 4.kattan içinde bulunduğu psikolojik sorunlar ve banka borçları nedeniyle, öncesinde kızının ve oğlunun incelenen cep telefonları ile tespit edildiği üzere intihar edeceği beyanını içeren mesajlar bırakmak suretiyle binadan atlayarak intihar ettiği, müteveffanın intihar ettiğinin tespiti sonucu Kovuşturmaya Yer Olmadığına Dair verilen kararın itiraz üzerine Manavgat … Ağır Ceza Mahkemesi tarafından incelendiği …/… D.İş sayılı … tarihli karar ile itirazın reddine karar verildiği, buna göre yürütülen ceza kovuşturması kapsamında sübut bulduğu şeklin aksine müteveffanın ölümüne neden olan olayın intihar değil kaza olduğunu ortaya koyacak delillerin ileri sürülmediği aksinin ispat edilemediği,
…’ ün … tarihinde … Giresun Şubesinden 30.000,00 TL tüketici kredisi kullandığı, aynı tarihte … Emeklilik A.Ş tarafından sigortalı/müteveffa adına … nolu … Emeklilik Grup Sigorta Sertifikası/Poliçesi tanzim olunarak poliçeye ilişkin teminat tutarının … -… döneminde 30.000,00 TL ve vefatın gerçekleştiği …-… döneminde yenilenen sigorta sözleşmesi kapsamında ön görülen teminat limitinin 27.454,89 TL olduğu, 6762 Sayılı Türk Ticaret Kanunu 01/07/2012 tarihinden itibaren yürürlükten kaldırılmış olup 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanununun yürürlüğe girdiği, sigorta ile ilgili düzenlemelerin 6102 Sayılı Yasanın 1401 ve devamı maddelerinde yapıldığı, 6103 Sayılı Türk Ticaret Kanunun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında Kanunun 39.maddesi “A Sigorta Sözleşmesi” başlığını taşımakta olup bu maddenin 1. Fıkrasına göre göre 6762 sayılı Kanun yürürlükte iken yapılmış ve hüküm ifade etmeye başlamış sigorta sözleşmelerine, Türk Ticaret Kanununun yürürlüğe girmesinden itibaren bir yıl süreyle 6762 sayılı Kanun bükümleri uygulanır.
Ancak, bu bir yıllık süre içinde sigorta ettireni, sigortalıyı ve lehdarı koruyan hükümler bakımından, 1517 nci maddesi müstesna, Türk Ticaret Kanunu hükümleri geçerli olur. Maddenin ikinci fıkrasına göre; birinci fıkranın birinci cümlesindeki bir yıllık süre içinde sona eren 6762 sayılı Kanuna tâbi sigorta sözleşmelerinin uzatılması ya da yenilenmesi hâlinde Türk Ticaret Kanunu hükümleri uygulanır.
Buna göre dava konusu uzlaşmazlıkta 6762 sayılı Kanuna tâbi sigorta sözleşmelerinin uzatılması ya da yenilenmesi hâlinde 6102 Türk Ticaret Kanunu hükümleri uygulanacağı bildirildiğinden değerlendirmelerde 6102 sayılı kanun maddeleri dikkate alınmıştır.
Diğer yandan taraflar arasında riziko tarihinde geçerli olan Yürürlük Tarihi. 1 Mart 1995 olan Hayat Sigortaları Genel Şartları’ nın A.3- Sigorta Teminatı Dışında Kalan Haller ” balığı altında yapılan düzenlemede ” Aşağıdaki haller sigorta teminatı dışındadır: ” denilmek suretiyle 3.2- Sigortalı, intihar veya intihara teşebbüs sonucunda öldüğü takdirde, sigortalının intiharı anında akli melekeleri ne olursa olsun, sigortacı sigortanın o andaki riyazi ihtiyatını öder. Aksine bir sözleşme ile süre kısaltılmış olmadıkça sigortalı aralıksız olarak en az üç yıl devam etmiş bulunuyorsa, sigortacı sigorta teminatının tamamım ödemekte yükümlüdür, denilmiştir.
Davalı sigorta kurulu dosyada mübrez cevap dilekçelerine ve davacı yanlara yazılı olarak bildirilen tazminatın reddine ilişkin yazışmada sigortalı işle aralarında münakit hayat sigortası genel şatlarını dışında özel şartlar 9. Maddesi uyarınca talebin ” ” sigortalı intihar eder veya intihara teşebbüs neticesinde ölürse poliçe hükümsüz kalır’ düzenlemesi gereği teminat dışında kaldığını ileriye sürmüş ise de işbu aleyhe düzenlemenin aşağıda yer alan TTK düzenlemesi kapsamında geçekliliği bulunmadığı ve sigortacının kanunda yazılanın aksine bir anlayışla özel şart yolu ile sigortalının aleyhine hüküm getiremeyeceği kanaatine ulaşılmıştır.
Buna göre 6102 sayılı Kanun’un “intihar” başlıklı ve TTK 1520/2” Koruyucu Hükümler ” balığı altında yapılan düzenleme uyarınca sigorta ettiren, sigortalı ve lehtar aleyhine değiştirilemeyen ve z; değiştirilirse bu Kanun’ un hükümlerinin uygulanması gerektiği emrolunan TTK1503. Maddesi aşağıda yazılı şekilde ve (1) Sigortalı, yenilemeler de dâhil olmak üzere, en az üç yıldan beri devam eden ve ölüm ihtimaline karşı yapılan bir sözleşmede, bu süre geçtikten sonra intihar ederse veya intihara teşebbüs sonucu ölürse, sigortacı sigorta bedelini ödemekle yükümlüdür. (2) Sigortalının intiharı veya intihara teşebbüsü sonucu ölümü, akli melekelerindeki bir rahatsızlık sebebiyle üç yıldan önce gerçekleşmiş ise sigortacı sigorta bedelini ödemek zorundadır.” şeklinde yeni bir anlayışa kaleme alınmıştır.
Koruyucu nitelikte olan kanuni düzenleme gereği sigortalının intiharı veya intihara teşebbüsü sonucu ölümü, ancak ve ancak akli melekelerindeki bir rahatsızlık sebebiyle üç yıldan önce gerçekleşmiş ise sigortacı sigorta bedelini ödeyecektir.
Davada T.C. … Cumhuriyet Başsavcılığı’nın …/… Kovuşturma No: Karar No sayılı … tarihli “Kovuşturmaya yer olmadığına Dair Karar1’ inin verilmesi aşamasında ifadelerine baş vurulan davacılar eşi/babalarının bir takım psikolojik sorunlarını olduğunu , beyan ederken, bilahare aynı taraflar bu kez T C Manavgat … Ağır Ceza Mahkemesi nezdinde … tarihli …/… D iş sayılı itiraz kapsamında müteveffanın hiç bir psikolojik sorunu bulunmadığını ve bulunduğu kattan düşerek vefat ettiğini beyan etmişlerdir.
Müteveffanın intiharı veya ölümünün buna göre , ancak ve ancak akli melekelerindeki bir rahatsızlık sebebiyle olduğunu ispata yarayacak bir belge dava dosyasında mübrez taraf delilleri arasında yer almamıştır.
Buna göre konunun bu yönüyle somut uyuşmazlıkta davanın taraflarının miras bırakanı müteveffa/sigortalı ile sigorta kuruluşu arasında münakit ilgili poliçenin 3 yıldan daha az süredir yürürlükte olduğu vade içinde vefat rizikosunun ceza kovuşturması kapsamında ” İntihar ” sonucu meydana geldiğin kesinleşmiş olması nedeniyle , bu haliyle poliçe teminatı kapsamı dışına çıkan ölüm şekline göre davacının davalı sigorta şirketinden tazminat talep etme hakkının bulunmadığı anlaşılmakla, davanın reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın REDDİNE,
2-Alınması gerekli 35,90 TL harcın peşin olarak alınan 136,65 TL harçtan mahsubu ile artan 100,75 TL harcın istemi halinde davacıya iadesine,
3-Yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-A.A.ÜT. uyarınca 2.180,00 TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Sarf edilmeyen gider avansının HMK.’nın 333. maddesi uyarınca davacıya iadesine,

Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı vekilinin yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde İstinaf yasa yolu (dosya daha önce sadece yetkisizlik kararı nedeniyle Yargıtay 17. Hukuk Dairesine gönderildiğinden) açık olmak üzere verilen karar açıkça okundu. Anlatıldı. 27/04/2018

Katip …
¸e-imzalı

Hakim …
¸e-imzalı