Emsal Mahkeme Kararı Antalya 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/615 E. 2018/785 K. 19.11.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
ANTALYA
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2015/615 Esas
KARAR NO : 2018/785
DAVA : Maddi Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklı)
DAVA TARİHİ : 23/06/2015
KARAR TARİHİ : 19/11/2018

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin dava dilekçesinde özetle; davalılar tarafından borsa piyasasında hisse satışları yapıldığı, hisse satışlarının yapıldığının SPK’ya bildirilmesi gerekirken, bildirim yükümlülüğü ihmal edilerek davacı …’in maddi zarara uğratıldığını, davalı … Ev Aletleri İmalat San. ve Tic. A.Ş.’nin elinde bulunan … Madencilik A.Ş.’ye ait hisselerden 14/03/2014-14/04/2014 tarihleri arasında yüklü miktarda satış yaptığını, hisse satışı ile ilgili yasanın öngördüğü bildiriyi yasal süre içerisinde SPK’ya bildirilmediğini, bu sebeple … A.Ş.’ye ait hisselerin lot fiyatlarının yarı oranda 1.35 TL ye kadar düştüğünü, davalı ….’nin 14/03/2014-14/04/2014 dönemininde İHMAD pay piyasasında yaptığı 15.667,582 adet pay satışı ile İHMAD sermayesinin yüzde onunu aşan pay satışı gerçekleştirdiğini ve bu işlemler öncesinde hazırlanması gereken bilgi formunun kurulun onayına sunulmadığını, davalı …. tarafından İHMAD pay piyasasında 08/04/2014 tarihinde şirkete sahip olunan payların %50,84’ten %46,48’e düşmesine yol açan 3.465.000 adet pay satışına ilişkin 11/04/2014 tarihi saat 08:00’e kadar yapılması gereken açıklamayı işlemin gerçekleşmesini izleyen beşinci işgünü olan 15/04/2014 tarihinde saat 08:57’de gecikmeli olarak yaptığını, davalı tüzel kişilerin yetkililerinin hisse satışı yaptığı bu satışlara dair ilgili yasa gereği bildirimde bulunmaları gerekirken bunu yapmayarak hisselerin değerinin birden bire düşmesine, küçük yatırımcıların zararına ve fakat kendi yararlarına olmak üzere borsada işlem bazlı manipülasyon yaptıklarını, başka küçük yatırımcıların davalılar hakkında suç duyurusunda bulunduklarını, davacı …’in de Antalya Cumhuriyet Başsavcılığı’nın …/… soruşturma nolu dosyası ile suç duyurusunda bulunduğunu, bu süreçte bu satışı yapan şirket yetkililerinin yasanın öngördüğü bildirimde bulunmamasının davacı …’in yaklaşık 70.000,00 TL zarara uğramasına neden olduğunu, bu yapılan manipülasyon sonucu davacının alması gereken kardan mahrum kaldığını, davacı …’in 70.000,00 TL zararı ve 5.000,00 TL kardan yoksunluk tazminatı olmak üzere toplam 75.000,00 TL miktarlı zararın tazmini için iş bu davalının açıldığını beyan etmiş ve bu sebeplerle müvekkilinin borsa manipülasyonu sonucu uğradığı 70.000,00 TL miktarlı maddi zararın fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, davalılardan, SPK’ya aykırı haksız fiilin işlendiği ve zararın oluştuğu tarihten itibaren işleyecek en yüksek ticari faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsilini, müvekkilinin uğradığı 5.000,00 TL miktarlı yoksun kalınan kar şeklindeki zararının HMK 107 maddesi uyarınca belirsiz alacak olarak fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere davalılardan SPK’ya aykırı haksız fiilin işlendiği ve zararın oluştuğu tarihten itibaren işleyecek en yüksek ticari faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsilini yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalılara yükletilmesine karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
Davalılar vekilinin cevap dilekçesinde özetle; mahkememizin yetkili olmadığını, bu nedenle öncelikle yetki yönünden davanın reddi gerektiğini, müvekkili şirketler tarfından hiçbir şekilde manipülasyon yapılmadığını, davacı beyanlarının gerçek dışı olduğunu, haksız fiil şartlarının oluşmadığını, müvekkillerine izafe edilecek bir kusur olmadığı gibi zarar ile müvekkil işlemleri arasında illiyet bağının olmadığını, davacının kar yoksunluğuna ilişkin talebinin kabul edilemeyeceğini, ceza soruşturmasının bekletici mesele yapılması gerektiğini beyanla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Kaçakçılık Narkotik ve Ekonomik Suçlar Soruşturma Bürosunun …/… soruşturma ve …/… karar nolu dosyası Uyap sistemi üzerinden dosyamız arasına alınmış, yapılan incelemesinde; şüphelilerin … Holding ve … Ev Aletleri İmalat Sanayi ve Ticaret AŞ, müştekisinin … olduğu, şikayete konu fiillerin 6362 saylı Kanunun 107 inci maddesinde düzenlenen piyasa dolandırıcılığı suçunu oluşturmadığı, aynı Kanun’un 104 üncü maddesinde yazılı piyasayı bozucu işlemlerden olduğu, bu fiiller için idari yaptırım uygulandığı, muhakeme şartı olan yazılı başvuru şartının gerçekleşmediği belirtilerek, …tarihinde kovuşturmaya yer olmadığına karar verildiği görülmüştür.
Mahkememizce … Bankası … Şubesine, … Bankası AŞ’ye ve İstanbul Borsasına müzekkere yazılarak; davaya konu yatırım hesabına ve hisse senedi alım/satımına ilişkin tüm bilgi ve belgeler dosyaya celp edilerek incelenmiştir.
Mahkememizce İstanbul Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesine talimat yazılarak, tarafların iddia ve savunmaları ile dosyada mevcut belgelerde değerlendirilmek suretiyle 3 kişilik bilirkişi heyetinden rapor alınmıştır. Düzenlenen raporda; dava dilekçesinde iddia edilen bildirim yapma yükümlülüklerinin davalılarca gecikmeli olarak ifasının ya da hiç ifa edilmemiş olmasının hukuka aykırılık oluşturduğunun Sermaye Piyasası Kurulu Karar Organı’nın … tarihli ve … sayılı kararı ile tespit edilmiş olduğunu, davalıların SPK’nın 6362 sayılı Sermaye Piyasası Kanunu’na dayanarak çıkardığı ikincil düzenlemelerde yer alan yükümlülüklere ve gerekliliklere aykırı olarak İHMAD paylarının satışına ilişkin özel durum açıklaması yapmamış veya geç yapmış olmalarının SPK’nın çıkardığı ve olay tarihinde yürürlükte olan II-15.1 sayılı Özel Durumlar Tebliği hükümlerine aykırılık teşkil ettiğini, pay sahibi olup, pay sahibi olduğu halka açık şirket sermayesindeki payı tebliğ hükmünde belirlenen oranlarının üstüne çıkması ya da altına düşmesi halinde pay sahibi olan bu kişiler tarafından özel durum açıklaması (ÖDA) yapılmasının bir zorunluluk olduğunu, ÖDA yapma yükümlülüğünün pay sahibi olan davalı şirketler üzerinde olduğunu, davalıların ticaret şirketi olmakla tüzel kişilik sahibi olmaları sebebiyle, basiretli tacir özeninden kaynaklanan yükümlülükleri dikkate alınarak, ayrıca ve özel olarak bir kusur aranıp aranmayacağı hususunun mahkemenin takdirinde olduğunu, davalıların İHMAD pay satışları ile davacıların zararları arasında bir nedensellik bağı kurmanın mümkün bulunmadığını, ayrıca, dava dosyasında davalıların savunmaları olarak yer alan, davalıların kredi borçlarının teminatı olarak aracı kurum uhdesinde bulunan İHMAD paylarının, aracı kurumların iradesi ile satılması, buna ilişkin koşulların tamamlanması şartıyla SPK düzenlemeleri gereği ortaya çıkan bir hak ve aracı kurumunun finansal durumuna zarar verme riski de dikkate alınarak bir zorunluluk olduğundan, davalıların iradesi dışında, aracı kurumların haklarını kullanmaları ve SPK düzenlemelerine uyum gereği yaptıkları satışları nedeniyle İHMAD borsa fiyatının düştüğü ispat edilse bile, davalılara ait olmayan, hukuka uygun olmadığı da iddia edilemeyecek fiil sebebiyle bir nedensellik bağı kurulamayacağını, davacının, dikkate aldıkları dönem içindeki toplam satışlarının 3.500 adet İHMAD payından oluştuğu, 3.500 adet payın alış fiyat ve miktarlar ıile Giren İlk Çıkar (Firs-İn Frist-Out/ FİFO) maliyet hesaplama yöntemine göre hesaplandığında, 3.500 adet payın alış maliyetleri toplamının 7.911,32 TL, toplam satış bedelinin 6.500,00 TL ve davacının satışını yaptığı bu paylardan dolayı fiilen uğradığı zararın (7.911,32 TL-6.500,00 TL=1.411,32 TL olarak hesaplandığını, davacı yararına hüküm kurulduğu takdirde, davacının mahkemenin haksız eylem olarak durumu tavsif ettiği tarihten itibaren yasal faiz talep etmesinin mümkün olduğu belirtilmiştir.
Dosya davacı vekilinin bilirkişi raporuna itiraz etmesi üzerine önceki bilirkişi heyetinden rapora itirazı değerlendirir şekilde ek rapor alınmıştır. Düzenlenen ek raporda; kök rapordaki tespitlerini ve değerlendirmelerini değiştirmeyi, düzeltmeyi, özü itibariyle farklılaştırmayı gerektiren yeni bir bilgi ya da belgenin dosyada mevcut olmadığını, kök raporu tespit ve değerlendirmeleri değiştirmeyi gerektirecek yeni bir durumun ortaya çıkmadığı belirtilerek, kök rapordaki kanaatin devam ettiği belirtilmiştir.
Dava, Sermaye Piyasası mevzuatına göre yapılması gereken özel durum açıklamalarının (ÖDA) davalılar tarafından hiç yapılmadığı/ geç yapıldığı iddiasına dayalı haksız fiilden kaynaklanan maddi tazminat ( uğranılan zararın ve kar kaybının) tazmini istemine ilişkindir.
Mahkememizce yapılan yargılama sonunda; davacının, borsada işlem gören İHMAD paylarından 21/03/2014 tarihinde 565 adet, 01/04/2014 tarihinde farklı fiyatlardan 1.768 adet, 15.000,00 adet ve 10.000,00 adet, 03/04/2014 tarihinde farklı fiyatlardan 31.768 adet, 10.000,00 adet ve 220 adet, 16/04/2014 tarihinde 500 adet ve 18/04/2014 tarihinde 500 adet satın aldığı, daha sonra 14/05/2014 tarihinde 500 adet, 21/05/2014 tarihinde 1.000 adet ve 23/05/2014 tarihinde 1.000 adet payı, satın aldığı fiyatın altında satarak zarara uğradığı anlaşılmaktadır. İHMAD payları Borsa İstanbul AŞ piyasalarında alınıp satılmakta ve bu alım satım işlemlerinde oluşan fiyatlar Borsa İstanbul tarafından kamuoyuna açıklanmaktadır. Bu anlamda, borsaya giriş ve çıkış serbesttir. Belli bir anda piyasaya çok sayıda satıcının mal arz etmesinin piyasadaki fiyatın aşağı doğru hareket etmesine sebep olacağı, dava konusu olayda da davalı şirketlerin ellerinde bulunan İHMAD paylarını iki gün gibi kısa bir süre içerisinde toplu bir şekilde satmalarının İHMAD’ın borsa fiyatını aşağı çekeceği ve yüklü satış yapmadan önce ÖDA ile kamuoyuna duyurmaları gerektiği bilirkişi raporundan anlaşılmaktadır. Ancak, somut olayda dava konusu İHMAD paylarının davalıların satış tarihlerinden önce düşüşe geçtiği ve satışları sona erdikten sonra da düşüşe devam ettiği, bu nedenle davalıların satışları ile İHMAD pay fiyatının borsada düşmesi ve davacının bundan zarar etmesi arasında (davalıların pay satışları ile davacının zararı arasında) uygun illiyet bağı bulunmadığı bilirkişi raporu ile tespit edildiğinden, bilimsel verilere uygun rapor hükme esas alınarak, davanın reddine karar verilerek, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : / Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın REDDİNE,
2-Alınması gereken 35,90 TL harçtan peşin olarak alınan 1.280,82 TL nin mahsubu ile fazladan alınan 1.244,92 TL nin karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
3-Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesaplanan 8.600,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
5-Sarf edilmeyen gider avansın, kararın kesinleşmesinden sonra davacıya iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalılar vekilinin yokluğunda, kararın tebliği tarihinden itibaren iki hafta içerisinde Antalya Bölge Adliye Mahkemesinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, anlatıldı.19/11/2018

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır